Dunya ahiretin tarlasidir. Hadisinin kurandaki ayeti. "Lokman Sûresi / 8.Ayet
8. Doğrusu, iman edip de güzel işler yapanlar var ya, onlar için naîm (bol bol nimet) cennetleri vardır."
Nedemek dunya ahiretin tarlasi. Bu dunyada iyilik ekersen ahirette iyilik bulursun. Bu dunyada kotuluk ekersen ahirette kotuluk bulursun. Anladinmi lafbaz bunak (daha agirlarini hak ediyorsun da la havele diyorum.) Bak kuran senin gibi dengesizlere ne diyor.
Lokman Sûresi / 6.Ayet 6. Kimi insanlar da vardır ki (din hakkında) bir bilgisi olmaksızın, (insanları) Allah yolundan saptırmak ve onu (o yolu), eğlence edinmek için laf eğlencesi sözleri satın alır. İşte onlar için aşağılayıcı bir azap vardır."
(Asagida: kuranin meali verenin yorumunu kaldirdim. Yorumsuz. Herkes kendi yorumunu kendi yapsin)
Size tavsiyem Allah ile dertlesin. O da Allahin kelami kurani kerim gibi bir mucize ile her gun Allah ile dertlesebilirsiniz. Peygamber ile dertlesin. Riyazussalihin den her gun 5 hadis ile dertlesin. Gunluk teselli, nasihat, bilgi, tavsiye, yonlendirme her ne istersen gunluk mucize bir sekilde aliyorsun. En guzel dert ortaklarim, rabbim ve onun resulu muhammede mustafa s.a.v
Bir komutan yazmış. Siz oğlu şehit olan aileye acı haberi vermeye gittiniz mi hiç? Hayır mı? Dinleyin o halde; Sabah daha mesaiye başlamadan yazılı bi emir düşer önünüze Yukarı köyden Ahmet oğlu Mehmet şehit düşmüştür Yarabbim dersin, dağa çıksam üç gün aç susuz kalsam da şu haberi vermesem.. Ama giyersin tören üniformanı, birkaç Mehmetçikle birlikte, hastaneden gelen ambulansı alırsın arkaya, düşersin yola. Vatandaş da öğrenmiştir artık, önde bir askeri araç, arkada bir ambulans ile geliyorsa bir eve ateşin düştüğünü.. Yaklaştığın her kasaba veya köyün buz kesildiğini hissedersin İçinden geçip gittiğin her yer rahatlar.. Neyse varırsın köye. Askerde evladı olan her haneden inceden bir sızının yükseldiğini, “aman bizim eve doğru gelmesin” diye dua edildiğini duyar gibi olursun.. Bütün köy donmuştur adeta.. Herkes büyülenmiş gibi izler seni Hangi eve gidilecek diye ıstıraplı bir merak sarar ortalığı.. Şehidin evine doğru yaklaşmaya başladığında, bahçedeki ihtiyarın büyülenmiş gibi sana baktığını, bacaklarının titrediğini, Elindeki bastondan güç alarak zar zor ayakta durmaya çalıştığını görürsün. Ayakların geri geri gider. Pencerelerde bir hareket başlar ve kapının önüne telaşla bir anne çıkar, bir sana, bir arkanda yere bakan Mehmetçiklere, bir de ambulansa bakar. Sonra atar kendini yere.Oğlu daha toprak altına girmeden o ana düşer toprağa.. Öyle bir vurur ki yere, Zelzele oluyor sanırsın.. Konu komşu yığılır, Bin feryat bin figana karışır, Dersin ki kıyamet budur… Kimi ana önce sana doğru koşar, ellerine sarılır, son bir umutla yüzüne bakar, “Yaralı değil mi komutan?” der; Başını öne eğer, hiçbir şey diyemezsin. Dizlerinin bağı çözülür, çökersin anayla birlikte yere, o ağlar sen ağlarsın.. Hemşire elinin titremesinden, gözünün yaşını silmekten sakinleştirici iğneyi yapamaz bile..Baba.. Fidan gibi evlatlarını vatana feda eden o babalar.. Sicim gibi gözyaşları dökülürken gözünden, acıya garkolmuş bir gururla, “Vatan sağ olsun, vatan sağ olsun şehit babasıyım ben” dediğini duyarsın Kimi içine akıtır gözyaşlarını, kimi de donar kalır.. Kimi günlerce konuşamaz, Kimi dua eder, kimi beddua.. Kimi kendi saçlarını, kimi saçlarımızı yolar, ne şapka kalır başınızda ne rütbe omuzlarınızda, söker atar.. Asıl büyük kıyamet bir iki gün sonra kopar. Gerçekle yüzleşme günüdür.. Bu sefer cenazeyle birlikte varırsın köye Tören mören hak getire.. Köylü alır şehidini omuzlarına, yer yerinden oynar, ne protokol kalır ne düzen.. Kimi “Evladımı en son haliyle hatırlamak istiyorum” der, görmek istemez naaşını… Kimi de illede “Göreceğim” der, Gösteremezsin ki; Ya yüzü yoktur ya bacağı.. Yanımızdaki bi üsteğmen yada yüzbaşı elinde daha önce de okuduğu, sadece isim hanesi değiştirilmiş standart metni okur, “Kanı yerde kalmayacak” diyerek, bitirir konuşmayı.. Tabuta sarılı analar, babalar, bacılar, gardaşlar duymaz bile bunu, duysa da inanmaz. Sonuç olarak; Orada bir mezar, bir bayrak, bir ana, bir de baba kalır..
Allah azimuş?an dan daha mutevazi, kim var. Katrilyonlarca galaksi ve her bir galaksise milyarlarca yildiz, her yildizda milyar gezegen, kainatta belki 100 katrilyon kara delik, butun bu alemde yasayan sayisiz mahlukati olan sani yuce yaratici, patron, sahip, sultan o en buyuk, buyuklugu ve kudreti kendinden olan ve herkesin ona muhtac oldugu ama kendisinin kimseye muhtac olmadigi o rabbimiz bir mikrobun ihtiyacinj, bir bocegin ihtihacinj, bir insanin ihtiyacini karsilarken sanki bir tek o varmis, sanki senden baska yarattigi yokmus, sanki sen onun herseyiymissjn gibi saniye degil saline bile seni sahipsiz basi bos birakmadan rizkjnla ilgileniyor, sagliginla ilgileniyor. Ihtiyaclarinla ilgileniyor. Dualarinla tovbelerinle her an hersyinle ozel ilgileniyor. Ve bunu butun mahlukat ile hic zorlanmadan ayni anda aynj olcude bikmadan usanmadan ozel ilgileniyor. Sefkafle merhamerle, afla ... ne buyuksun ey sulatim. Sana tapmayayim da ben ne yapayim
23. Gece ve gündüz gerek uyumanız gerekse O’nun lütfundan (rızkınızı) aramanız,* O’nun (kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda işiten bir toplum için elbette ibretler vardır. * Âyet şöyle de ifade edilir: “Gecede uyumanız, gündüzde O’nun lütfundan (rızkınızı) aramanız...”.3 Yukarıdaki mânada, gece ve gündüzün hangisinde çalışılırsa diğerinde uyunacağı ifadesi vardır. Xxx uyuyorsun, yani oluyorsun. tamamen savunmasizsin. bilincin kapaniyor. ama kalbin carpmaya devam ediyor. miden yedigini hazmetmeye devam ediyor. buyumeye yada yaslanmaya devam ediyorsun. ama aslinda sen oluden az farklisin. sonra uyaniyorsun. karnin acikmis. tok yattin ac kalktin. rizkinj aramaya cikiyorsun. yani gece ayri lutfediyor, gunduz ayri lutfediyor. dinlenirken lutfu otomatik geliyor uyurken ama uyanikken lutfunun pesine dusmek lazim gerektiginj de anlatiyor.
22. Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin değişik olması da O’nun (kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda, bilgili (kimse)ler için ibretler vardır.
Ayette insanlardaki farkliliklari soyler ve delillendirirken gokleri ve yeri anmasi, burclara isaret kanimca. Cunku burclar insanin karekter ve beden ozelliklerini etkiledigini dusunuluyor Bu ayet insan turunun cesitliliginin dogdugu andaki dunyanin pozisyonu ile alakali demekki
Sirasiyla okudugum hatimde bu gune dusen ayetler. (Lokman Sûresi 1-10)
Bulup getirmoyorum yani. Kac zamandir paylasiyorum. Sirasina bakabilirsinjz.
Kuran kesinlikle gunluk nasihat ogut, teselli, ve herseyden en onemlisi hikmet ve hidayet kaynagi
Dunya ahiretin tarlasidir. Hadisinin kurandaki ayeti.
"Lokman Sûresi / 8.Ayet
8. Doğrusu, iman edip de güzel işler yapanlar var ya, onlar için naîm (bol bol nimet) cennetleri vardır."
Nedemek dunya ahiretin tarlasi. Bu dunyada iyilik ekersen ahirette iyilik bulursun. Bu dunyada kotuluk ekersen ahirette kotuluk bulursun. Anladinmi lafbaz bunak (daha agirlarini hak ediyorsun da la havele diyorum.)
Bak kuran senin gibi dengesizlere ne diyor.
Lokman Sûresi / 6.Ayet
6. Kimi insanlar da vardır ki (din hakkında) bir bilgisi olmaksızın, (insanları) Allah yolundan saptırmak ve onu (o yolu), eğlence edinmek için laf eğlencesi sözleri satın alır. İşte onlar için aşağılayıcı bir azap vardır."
(Asagida: kuranin meali verenin yorumunu kaldirdim. Yorumsuz. Herkes kendi yorumunu kendi yapsin)
Alin, rum suresi bitti. Lokman suresi, 1 ve 15
Kuran veriyor cevabini asagidaki beyni sulanmis denyonun
Size tavsiyem Allah ile dertlesin. O da Allahin kelami kurani kerim gibi bir mucize ile her gun Allah ile dertlesebilirsiniz. Peygamber ile dertlesin. Riyazussalihin den her gun 5 hadis ile dertlesin. Gunluk teselli, nasihat, bilgi, tavsiye, yonlendirme her ne istersen gunluk mucize bir sekilde aliyorsun. En guzel dert ortaklarim, rabbim ve onun resulu muhammede mustafa s.a.v
Bugune dusen ayetler. (Dun: Rum suresi 41-50 idi)
bugun rum suresi 51-60
Bir komutan yazmış.
Siz oğlu şehit olan aileye
acı haberi vermeye gittiniz mi hiç?
Hayır mı? Dinleyin o halde;
Sabah daha mesaiye başlamadan yazılı bi emir düşer önünüze
Yukarı köyden Ahmet oğlu Mehmet şehit düşmüştür
Yarabbim dersin, dağa çıksam üç gün aç susuz kalsam da şu haberi vermesem..
Ama giyersin tören üniformanı,
birkaç Mehmetçikle birlikte, hastaneden gelen ambulansı
alırsın arkaya, düşersin yola.
Vatandaş da öğrenmiştir artık,
önde bir askeri araç,
arkada bir ambulans ile geliyorsa
bir eve ateşin düştüğünü.. Yaklaştığın her kasaba veya köyün buz kesildiğini hissedersin
İçinden geçip gittiğin her yer rahatlar..
Neyse varırsın köye.
Askerde evladı olan her haneden inceden bir sızının yükseldiğini,
“aman bizim eve doğru gelmesin” diye dua edildiğini duyar gibi olursun.. Bütün köy donmuştur adeta..
Herkes büyülenmiş gibi izler seni
Hangi eve gidilecek diye ıstıraplı bir merak sarar ortalığı..
Şehidin evine doğru yaklaşmaya başladığında, bahçedeki ihtiyarın büyülenmiş gibi sana baktığını, bacaklarının titrediğini,
Elindeki bastondan güç alarak zar zor ayakta durmaya çalıştığını görürsün.
Ayakların geri geri gider.
Pencerelerde bir hareket başlar ve kapının önüne telaşla bir anne çıkar,
bir sana, bir arkanda yere bakan Mehmetçiklere, bir de ambulansa bakar.
Sonra atar kendini yere.Oğlu daha toprak altına girmeden
o ana düşer toprağa..
Öyle bir vurur ki yere,
Zelzele oluyor sanırsın..
Konu komşu yığılır,
Bin feryat bin figana karışır,
Dersin ki kıyamet budur…
Kimi ana önce sana doğru koşar, ellerine sarılır,
son bir umutla yüzüne bakar,
“Yaralı değil mi komutan?” der;
Başını öne eğer, hiçbir şey diyemezsin.
Dizlerinin bağı çözülür, çökersin anayla birlikte yere, o ağlar sen ağlarsın..
Hemşire elinin titremesinden,
gözünün yaşını silmekten
sakinleştirici iğneyi yapamaz bile..Baba..
Fidan gibi evlatlarını vatana feda eden o babalar..
Sicim gibi gözyaşları dökülürken gözünden, acıya garkolmuş bir gururla, “Vatan sağ olsun, vatan sağ olsun
şehit babasıyım ben” dediğini duyarsın
Kimi içine akıtır gözyaşlarını,
kimi de donar kalır.. Kimi günlerce konuşamaz,
Kimi dua eder, kimi beddua..
Kimi kendi saçlarını,
kimi saçlarımızı yolar,
ne şapka kalır başınızda
ne rütbe omuzlarınızda, söker atar..
Asıl büyük kıyamet bir iki gün sonra kopar. Gerçekle yüzleşme günüdür..
Bu sefer cenazeyle birlikte varırsın köye
Tören mören hak getire..
Köylü alır şehidini omuzlarına,
yer yerinden oynar,
ne protokol kalır ne düzen..
Kimi “Evladımı en son haliyle hatırlamak istiyorum” der,
görmek istemez naaşını…
Kimi de illede “Göreceğim” der,
Gösteremezsin ki;
Ya yüzü yoktur ya bacağı..
Yanımızdaki bi üsteğmen yada yüzbaşı
elinde daha önce de okuduğu,
sadece isim hanesi değiştirilmiş standart metni okur,
“Kanı yerde kalmayacak” diyerek,
bitirir konuşmayı..
Tabuta sarılı analar, babalar, bacılar, gardaşlar duymaz bile bunu,
duysa da inanmaz.
Sonuç olarak; Orada bir mezar,
bir bayrak, bir ana, bir de baba kalır..
Bir yalan ugruna ne gunesler batiyor.
Allah hukumet erbabinin kullune sehitlik nasip etsin insallah. Amin
Allah azimuş?an dan daha mutevazi, kim var. Katrilyonlarca galaksi ve her bir galaksise milyarlarca yildiz, her yildizda milyar gezegen, kainatta belki 100 katrilyon kara delik, butun bu alemde yasayan sayisiz mahlukati olan sani yuce yaratici, patron, sahip, sultan o en buyuk, buyuklugu ve kudreti kendinden olan ve herkesin ona muhtac oldugu ama kendisinin kimseye muhtac olmadigi o rabbimiz bir mikrobun ihtiyacinj, bir bocegin ihtihacinj, bir insanin ihtiyacini karsilarken sanki bir tek o varmis, sanki senden baska yarattigi yokmus, sanki sen onun herseyiymissjn gibi saniye degil saline bile seni sahipsiz basi bos birakmadan rizkjnla ilgileniyor, sagliginla ilgileniyor. Ihtiyaclarinla ilgileniyor. Dualarinla tovbelerinle her an hersyinle ozel ilgileniyor. Ve bunu butun mahlukat ile hic zorlanmadan ayni anda aynj olcude bikmadan usanmadan ozel ilgileniyor. Sefkafle merhamerle, afla ... ne buyuksun ey sulatim. Sana tapmayayim da ben ne yapayim
Rûm Sûresi / 23.Ayet
23. Gece ve gündüz gerek uyumanız gerekse O’nun lütfundan (rızkınızı) aramanız,* O’nun (kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda işiten bir toplum için elbette ibretler vardır.
* Âyet şöyle de ifade edilir: “Gecede uyumanız, gündüzde O’nun lütfundan (rızkınızı) aramanız...”.3 Yukarıdaki mânada, gece ve gündüzün hangisinde çalışılırsa diğerinde uyunacağı ifadesi vardır.
Xxx
uyuyorsun, yani oluyorsun. tamamen savunmasizsin. bilincin kapaniyor. ama kalbin carpmaya devam ediyor. miden yedigini hazmetmeye devam ediyor. buyumeye yada yaslanmaya devam ediyorsun. ama aslinda sen oluden az farklisin. sonra uyaniyorsun. karnin acikmis. tok yattin ac kalktin. rizkinj aramaya cikiyorsun. yani gece ayri lutfediyor, gunduz ayri lutfediyor. dinlenirken lutfu otomatik geliyor uyurken ama uyanikken lutfunun pesine dusmek lazim gerektiginj de anlatiyor.
Rûm Sûresi / 22.Ayet
22. Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin değişik olması da O’nun (kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda, bilgili (kimse)ler için ibretler vardır.
Ayette insanlardaki farkliliklari soyler ve delillendirirken gokleri ve yeri anmasi, burclara isaret kanimca. Cunku burclar insanin karekter ve beden ozelliklerini etkiledigini dusunuluyor
Bu ayet insan turunun cesitliliginin dogdugu andaki dunyanin pozisyonu ile alakali demekki