Nelerin yaşanacağı belli olmayan bir yoldur hayat.. Önüne ne zaman, neyin çıkacağını bilemezsin. Bazen bi şeyler alır götürür senden, tutatmazsın. Bazen de hayatın getirdiklerinden kaçmak istersin ama kaçamazsın. Böyledir hayat, bir türlü anlayamazsın. Ve bir gerçek vardır ki, acıyı tatmadan mutluluğu bulamazsın..
seni her zaman her şeye benzetebilirim .. seni ‘’ güzel olan ‘’ her şeyle özdeşleştirebilirim.. mesela sen bu gün dünya üzerindeki en güzel ve en görkemli orman evinin sahibisin.. yolların, ağaçların, dalların, yaprakların, birbirinden güzel çiçeklerin var senin. ve de köklü bir çınarın, radyomda ‘’ o müzik ‘’ çalarken, gölgesine çekilip seninle dopdolu olduğum :)
Sevmeden geçirdiğin bir günün varsa; O gün boşa geçmiştir, günden sayılmaz der şair..
Bu gün, bir kediyi sevdim, bir de çayı.. bir şirin bebeğe dilimi çıkardım bir de arkadaşımın attığı komik mesajı sevdim.. Haa bir de özlediğimi sevdim uzaktaan.. Acaba günden sayılır mı :)
Çılgın zamanlarda yaşamak bize düştü Ölümün acımasızlığı her zamankinden beter Gidenler, gelenler, düşenler Ah zamanın sonsuzluğunu anlamayanlar Düştük yola, güzel şeyler bulmak umuduyla Işıklarıyla büyük şehirler yol oldu bize İz sürdük yalnızlığa
ben olmadığımda sen, yalnızlığın pençesinde, hiç çalınmayan bir senfoni, ışıksız bir saray, uçamayan bir kartal, hiç doğmayan bir güneş… ne ekilirse o biçilir yaa.. pişman mıyım hayır :)
bu karanlık ve soğuk geceyi kendi kendisiyle bırakıp, gözlerimi uykunun dinginliğine teslim etmeliyim… yarın uyandığımda , umarım hem gün aydınlanmış olacak, hem de ruhum… zira bu günkü ben , ben değilim. '' ben'' i bulmak için, bende bir ‘’ ben ‘’ olmalıyım…
incindikçe kaçmak istedim senden. lakin kaçtıkça kendime değil tekrar sana dönüyorum.. yook azâd eyleme beni esaretimden... '' her atışında '' yine sana dönmek istiyorum.
deli-si olmak kesmiyor ki beni..
ben divanesi olayım :))
Nelerin yaşanacağı belli olmayan bir yoldur hayat..
Önüne ne zaman, neyin çıkacağını bilemezsin. Bazen bi şeyler alır götürür senden, tutatmazsın.
Bazen de hayatın getirdiklerinden kaçmak istersin ama kaçamazsın.
Böyledir hayat, bir türlü anlayamazsın.
Ve bir gerçek vardır ki, acıyı tatmadan mutluluğu bulamazsın..
seni her zaman her şeye benzetebilirim ..
seni ‘’ güzel olan ‘’ her şeyle özdeşleştirebilirim..
mesela sen bu gün dünya üzerindeki en güzel ve en görkemli orman evinin sahibisin..
yolların, ağaçların, dalların, yaprakların, birbirinden güzel çiçeklerin var senin.
ve de köklü bir çınarın,
radyomda ‘’ o müzik ‘’ çalarken, gölgesine çekilip seninle dopdolu olduğum :)
Sevmeden geçirdiğin bir günün varsa;
O gün boşa geçmiştir, günden sayılmaz
der şair..
Bu gün, bir kediyi sevdim, bir de çayı..
bir şirin bebeğe dilimi çıkardım bir de arkadaşımın attığı komik mesajı sevdim..
Haa bir de özlediğimi sevdim uzaktaan..
Acaba günden sayılır mı :)
Çılgın zamanlarda yaşamak bize düştü
Ölümün acımasızlığı her zamankinden beter
Gidenler, gelenler, düşenler
Ah zamanın sonsuzluğunu anlamayanlar
Düştük yola, güzel şeyler bulmak umuduyla
Işıklarıyla büyük şehirler yol oldu bize
İz sürdük yalnızlığa
Düşünce şüpheyle başlar. Düşünce, tezatlarıyla bütündür.
Zıt fikirlere kulaklarımızı tıkamak,
bir açıdan kendimizi hataya mahkum etmek değil midir ?
ben olmadığımda sen, yalnızlığın pençesinde,
hiç çalınmayan bir senfoni, ışıksız bir saray, uçamayan bir kartal, hiç doğmayan bir güneş…
ne ekilirse o biçilir yaa.. pişman mıyım hayır :)
yaşama başkalarınca ve önceden verilmiş anlamları üstlenmek ve uygulamak zor değildir.
aslolan, yaşama kendince ve yeniden anlamlar verebilmektir…
bu karanlık ve soğuk geceyi kendi kendisiyle bırakıp,
gözlerimi uykunun dinginliğine teslim etmeliyim…
yarın uyandığımda , umarım hem gün aydınlanmış olacak, hem de ruhum…
zira bu günkü ben , ben değilim.
'' ben'' i bulmak için, bende bir ‘’ ben ‘’ olmalıyım…
incindikçe kaçmak istedim senden.
lakin kaçtıkça kendime değil tekrar sana dönüyorum..
yook azâd eyleme beni esaretimden...
'' her atışında '' yine sana dönmek istiyorum.