Bir pencere, bakmaya Bir pencere, duymaya Bir pencere, yeryüzünün yüreğine ulaşan tıpkı bir kuyu gibi Tekrarlanan mavi şefkatin enginlerine açılan. Yalnızlığın küçücük ellerini Cömert yıldızların verdiği gece bahşişi kokularıyla Dolduran bir pencere Belki de konuk etmek için güneşi şamdan çiçeklerinin gurbetine Bir pencere, yeter bana.. Furuğ Ferruhzad
Alman felsefeci,sosyolog,siyaset bilimci.. Eleştirel kuram ve Amerikan pragmatizmi geleneğine mensuptur.. En çok kuramında temellendirdiği kamusal alan kavramı ve iletişimsel eylemin pragmatizmi ile tanınır.. İsmet Özel için; ‘’Türk milletinin anlayabileceği biri değil’’ diyen adam :)
gece, bazen karanlık ve korku, bazen kendinle baş başa kalış, huzur, dinginlik ve kayboluş. kimileri için muhasebe ve tefekkür. ve çoğunlukla özel bir dünyadır, içinde sadece kendimiz olan.
Aşk, koca kainatı bir çift göze sığdırmaktır. Bir gülüşte, bir bakışta, bin susuşta, binlerce düşte saklı olandır. Aşk, ikilikten feragat edip 1 olabilmektir
evet insan aklı sınırlıdır.. ve herkes kendi çapında sever işte.. aslında dediğin gibi beşeri aşk, aşk-ı ilâhiye matlub olmuyorsa o aşkta hüsran ve ızdırap kaçınılmazdır.. zira leylanın vasfında, mevla’yı bulmak icab eder.. ve de ‘’ gerçek aşkı ‘’ tasavvuf ehli yaşar ki.. onlar aşk ile yanmaktan (Allah aşkı) imtina etmezler…
Hayır, Şehr-i Stanbul’un havasını birlikte solumak, bir kaplanla aynı kafese girmek gibi gelmiyor bana.. :) Bu şehirde ‘’var olduğunun farkında olmanın ve varlığınla çoğalmanın’’ verimliliğini idrak ediyorum muhterem.. Bir kaktüs’ün dikenlerinin yüzüme savrulmasından şikayet ediyordum ammâ fark edebildim ki meğer her dikenin ucunda ‘’letâfet ‘’ zerreleri varmış :) Sen talep etmesen de ‘’düşünmek zamanlarımı sana adamaktan’’ mutluyum aziz dost :)
ana-babasının okulda sandığı liseli kızın, 'okuldan kaçarak' taksimde sevgilisi ile buluşmasını müteakiben, bir cafenin tuvaletinde okul üniformasını çıkararak yerine giydiği etektir…. makyaj da ihmal edilmez.. aah gençlik mi demeli.. yoksa vah eğitim sistemi mi… ya da ebeveynlerin ve öğretmenlerin duyarsızlığı/ ilgisizliği mi demeli.. ben bunu bilemem..heer şeyi 'bir bilen ' bilir. :)
haydi deneyelim...
bu deney elim mi yoksa selim mi bir görelim :)
Bir pencere, bakmaya
Bir pencere, duymaya
Bir pencere, yeryüzünün yüreğine ulaşan tıpkı bir kuyu gibi
Tekrarlanan mavi şefkatin enginlerine açılan.
Yalnızlığın küçücük ellerini
Cömert yıldızların verdiği gece bahşişi kokularıyla
Dolduran bir pencere
Belki de konuk etmek için güneşi şamdan çiçeklerinin gurbetine
Bir pencere, yeter bana..
Furuğ Ferruhzad
İnsanlara katlanma toleransının yüksek oluşu...
Sabır ile eşdeğer bir hal..
Alman felsefeci,sosyolog,siyaset bilimci..
Eleştirel kuram ve Amerikan pragmatizmi geleneğine mensuptur..
En çok kuramında temellendirdiği kamusal alan kavramı ve iletişimsel eylemin pragmatizmi ile tanınır..
İsmet Özel için; ‘’Türk milletinin anlayabileceği biri değil’’ diyen adam :)
gece, bazen karanlık ve korku, bazen kendinle baş başa kalış, huzur, dinginlik ve kayboluş.
kimileri için muhasebe ve tefekkür.
ve çoğunlukla özel bir dünyadır, içinde sadece kendimiz olan.
Aşk, koca kainatı bir çift göze sığdırmaktır.
Bir gülüşte, bir bakışta, bin susuşta, binlerce düşte saklı olandır.
Aşk, ikilikten feragat edip 1 olabilmektir
Söz ağızdayken sahibinin esiridir.
Ağızdan çıktıktan sonra, sahibi sözün esiri olur.
evet insan aklı sınırlıdır.. ve herkes kendi çapında sever işte..
aslında dediğin gibi beşeri aşk, aşk-ı ilâhiye matlub olmuyorsa o aşkta hüsran ve ızdırap kaçınılmazdır.. zira leylanın vasfında, mevla’yı bulmak icab eder..
ve de ‘’ gerçek aşkı ‘’ tasavvuf ehli yaşar ki..
onlar aşk ile yanmaktan (Allah aşkı) imtina etmezler…
Hayır, Şehr-i Stanbul’un havasını birlikte solumak, bir kaplanla aynı kafese girmek gibi gelmiyor bana.. :)
Bu şehirde ‘’var olduğunun farkında olmanın ve varlığınla çoğalmanın’’ verimliliğini idrak ediyorum muhterem..
Bir kaktüs’ün dikenlerinin yüzüme savrulmasından şikayet ediyordum ammâ fark edebildim ki meğer her dikenin ucunda ‘’letâfet ‘’ zerreleri varmış :)
Sen talep etmesen de ‘’düşünmek zamanlarımı sana adamaktan’’ mutluyum aziz dost :)
ana-babasının okulda sandığı liseli kızın, 'okuldan kaçarak' taksimde sevgilisi ile buluşmasını müteakiben, bir cafenin tuvaletinde okul üniformasını çıkararak yerine giydiği etektir….
makyaj da ihmal edilmez..
aah gençlik mi demeli.. yoksa vah eğitim sistemi mi…
ya da ebeveynlerin ve öğretmenlerin duyarsızlığı/ ilgisizliği mi demeli..
ben bunu bilemem..heer şeyi 'bir bilen ' bilir. :)