Kurban hakka, dosta vefanın, nefse hırsa vedanın dem vaktidir. Zamanı kuşanmanın sonsuza yol almanın vaktidir. Bu kıymetli zaman dilimini ebedileştirmektir kurban. Kurban İbrahim'ce sadakat, İsmail'ce teslimiyettir. Kardeşinle aşını, ekmeğini yüreğini bölüşmektir kurban.
"Öyle bir günden korkun ki, o gün kimse başkası için bir şey ödeyemez; hiç kimseden şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz; onlara asla yardım da yapılmaz." (Bakara:48)
Sevgili halkım! geceyi kuşanalım, ebediyete yolcuyuz. Ramazanın son günleri Kadir gecesini yakalayalım bu günlerde gecelerde...Rahmanın kapısına dokunalım af diye mağfiret diye, sonunda kurtuluş diye...
Bazen önem verdiğiniz ve sevdiğiniz halde size karşı hata yapan birisini affettiğiniz de veya görmezden geldiğinizde bu asil hareketiniz yanlış anlaşılmış olabilir. Sonra kulağınıza aklınca "hazımsız" sözü gelirse acaba geri dönüp aynı tonajda hakaret mi etmek lazım, basit insanlar gibi? Yoksa Kuran'ın ifadesiyle mi hareket etmek lazım : "Ve o Rahman'ın kulları, onlar ki yer yüzünde tevazu ile yürürler ve cahiller kendilerine laf attığı zaman selametle derler." Furkan 63
Hayat; sobada parmakların yanınca bağıramamandır. Sofranda ekmeğin olmadığında çocuğunla gözgöze geldiğinde duyduğun acıdır hayat. Birisine bir şey söyleyecekken yutkunup söyleyememektir hayat. Değer verdiğin insanların umarsızlığın da duyduğun acıdır hayat. Ve bir soğan ekmekle de olsa sevdiğin insanla iftar açarken duyduğun mutluluktur hayat... Yada ekmeğini bir başkasıyla bölüşürken duyduğun hazdır hayat...
Sonra dedim ki iftar saati, yemeğe oturmadan bak kediler miyavlıyor kapıda, kalk onları doyur sonra otur dedim nefsim, onlar senin değil, sen onların hakkını yiyorsun...
Kurban hakka, dosta vefanın, nefse hırsa vedanın dem vaktidir.
Zamanı kuşanmanın sonsuza yol almanın vaktidir.
Bu kıymetli zaman dilimini ebedileştirmektir kurban.
Kurban İbrahim'ce sadakat, İsmail'ce teslimiyettir.
Kardeşinle aşını, ekmeğini yüreğini bölüşmektir kurban.
"Öyle bir günden korkun ki, o gün kimse başkası için bir şey ödeyemez; hiç kimseden şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz; onlara asla yardım da yapılmaz."
(Bakara:48)
Sevgili halkım! geceyi kuşanalım, ebediyete yolcuyuz. Ramazanın son günleri Kadir gecesini yakalayalım bu günlerde gecelerde...Rahmanın kapısına dokunalım af diye mağfiret diye, sonunda kurtuluş diye...
Bazen önem verdiğiniz ve sevdiğiniz halde size karşı hata yapan birisini affettiğiniz de veya görmezden geldiğinizde bu asil hareketiniz yanlış anlaşılmış olabilir.
Sonra kulağınıza aklınca "hazımsız" sözü gelirse acaba geri dönüp aynı tonajda hakaret mi etmek lazım, basit insanlar gibi? Yoksa Kuran'ın ifadesiyle mi hareket etmek lazım : "Ve o Rahman'ın kulları, onlar ki yer yüzünde tevazu ile yürürler ve cahiller kendilerine laf attığı zaman selametle derler." Furkan 63
Hayat; sobada parmakların yanınca bağıramamandır.
Sofranda ekmeğin olmadığında çocuğunla gözgöze geldiğinde duyduğun acıdır hayat.
Birisine bir şey söyleyecekken yutkunup söyleyememektir hayat.
Değer verdiğin insanların umarsızlığın da duyduğun acıdır hayat.
Ve bir soğan ekmekle de olsa sevdiğin insanla iftar açarken duyduğun mutluluktur hayat...
Yada ekmeğini bir başkasıyla bölüşürken duyduğun hazdır hayat...
Sonra dedim ki iftar saati, yemeğe oturmadan bak kediler miyavlıyor kapıda, kalk onları doyur sonra otur dedim nefsim, onlar senin değil, sen onların hakkını yiyorsun...
"MÜMİNİN FERASETİNDEN SAKININIZ ZİRA O CENABI HAKKIN NURU İLE BAKAR"
Hadis