YUH sözcüğü HAFİF kalıyor :(( DEPREMZEDEYE TAKSİTLE MEZAR!
Kahramanmaraş merkezli depremler sırasında Kızılay’ın para ile çadır satmasının yankıları sürerken, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nde d depremzedelere para ile mezar satıldığı iddiası gündeme geldi.
Bu skandal gelişme üzerine, işlemi uygulayan personel hakkında Belediyece soruşturma başlatıldı. (Ayrıntı gazetelerde)
"Böyle bir rezaletin böyle bir haysiyet yoksunluğunun bırakın Türkiye'yi, dünyada örneği fazla yoktur.
Kızılay, Türkiye'deki en büyük insani yardım kuruluşu…
Depremin üçüncü günü olmuş, kurtulan insanlar enkazların başında o soğukta üşüyor. Kızılay'ın elinde binlerce çadır var, afet bölgesine yollamıyor. O çadırlar neden depoda? Bana bunu açıkla!
Ne yapıyor? Müşteri bekliyor! İnsani bir yardımsever onları satın alsın da deprem bölgesine yollasın.
Ya kimse satın almasaydı? Muhtemelen yollamayacaktı.
Durum ortaya çıkıyor ve kurumun başkanı çıkıp, “Ahlakidir, akılcıdır, yasaldır” açıklaması yapıyor. Kendisinin ahlakı bu düzeyde olunca insan fazla bir şey diyemiyor.
Topladıkları kanları da “satmıyoruz” demesinler bir otobüs makbuzlu şahit yığarım…
Yönetimi değişmedikçe şahsen ne tek kuruş ne tek bir damla kan… Kuruşu kör kuyuya atarım, kanımı Drakula'ya bağışlarım."
Toplumca yaşanan acıları bile umursamayarak, bu acıları kafatasçı hasta niyetleri yönünde utanmazca sömürmek için kendi çamurlarında debelenmeyi sürdüren malum ayrılıkçı etnik güruh, bu halkın tükürüklerinde boğulacaktır.
DÖN BABA DÖNELİM (Komedi) BJK-Antalyaspor maçında siyah-beyazlıların "Hükümet istifa" protestosunun ardından MHP'nin haftalık grup toplantısında BJK üyeliğinden istifa ettiğini belirten Devlet Bahçeli, bundan böyle Karagümrük taraftarı olduğunu açıkladı. (Haberler)
aGa diyor ki: Bu "dönme" eylemiyle, genel seçimlerin ardından Akepe'ye ilticanın provasını yaptığını düşündüğüm Bahçeli'nin bu kararından sonra BJK'liler sezon sonuna kadar yas(!) ilan ederken, Karagümrüklüler ise bayram(!) olarak kutlamalı... Mesela.
NE EKERSEN... FB taraftarları Cumartesi günü Konyaspor'la oynanan maç öncesi, "Yalan yalan yalan Dolan dolan dolan Yirmi sene oldu İstifa ULAN!” tezahüratında bulunmuşlar. (Haberler)
aGa diyor ki: Eee, ne demişler, "Ağzına geleni söyleyen, aklına gelmeyeni duymaya hazır olmalıdır."
Şarap kadının teninden, rakı kadının derdinden içilir/miş; çünkü şarap aşkın, rakı ayrılığın içkisi imiş... Öyle diyo'lar. Diyenlerin yalancısıyım.ben.
AMAN DIKKAT: ABD, Hatay'a sahra hastanesi kuruyor!
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiye'ye gelen ABD askerleri, Hatay'a 100 yataklı, acil servisi ve 2 ameliyat odası bulunan sahra hastanesi kuruyor. (Haberler)
aGa diyor ki: Dikkat edilsin de, abd hastane kurma "ayağıyla" yerleşmesin ülkemize. Çünkü alışkanlığı ve politikasıdır abd'nin; yok, "demokrasi getirdik", yok, "hastane getirdik", yok, "bebelere süt tozu getirdik" maskesiyle gelip bir yerleşirlerse, at sineği misali bir yapışırlar ki kovsan gitmezler.
Bir gün "gerilerine" Vietnam'daki gibi sıkı bir tekme yiyip kaçarcasına gitseler bile, bir bakılır ki getirdiklerinden çok daha fazlasını götürmüşler... Hırsız yani.
BİR TÜRK'le EVLİ olan BİR RUS KADININ GÖZÜ Ve "Kırık Türkçe"siyle YURDUM İNSANI
IV "Kadınlar çok konuşuyor hiç susmuyor.
Düşünmeden konuşmak Türkiye’de çok. 'Hep hastalıklar çok konuşmaktan' diyorum bana ters bakıyorlar.
Tiroid hasta 'Çok yiyorsun ve çok konuşuyorsun' diyorum bana kızıyor.
Bana çok konuştukları zaman hemen elimle reddediyorum diyorum ki 'Çok konuştun ben yoruldum. Çünkü dinlerken beyin doluyor ve ısınıyor.'
Susuyorlar o zaman. Çünkü kalp de yoruluyor.
Türk kadını güzel şeyler konuşmayı bilmiyor hep şikâyet. Kocasından şikâyet ediyor, ailesinden şikâyet ediyor, çocuğundan şikâyet ediyor kendinden şikâyet ediyor.
1 saat çay içiyor Çay içerken gönül demlenir fakat öyle olmuyor herkesin sinirleri kabarıyor sonra herkes evine gidiyor bu sefer ne oluyor hastalık oluyor."
(ALINTI: Can Ataklı, 26 Şubat 2023)
Açıklama: Rus kadının kullandığı Türkçe hiç dokunulmadan, aynen yayınlandı."
BİR TÜRK'le EVLİ olan BİR RUS KADININ GÖZÜ Ve "Kırık Türkçe"siyle YURDUM İNSANI
III "Sen çocuğu doğurdun. Sen hatırlıyorsun onu kundakladın büyüttün Sen hatırlıyorsun. O bunları bilmiyor. Karnını bile televizyon başında doyuruyorsun senin yüzüne bakmıyor o çizgi filme bakıyor.
Sonra diyor ki 'Çocuk yüzümüze bakmıyor hiperaktif.' Çünkü çocuğun beynini televizyon artık yeniden tasarladı.
Sonra çocuk o çizgi kahramanların vitrinde kostümünü görüyor istiyor ağlıyor çünkü çocuk aslında artık onlara ait oldu.
Kardeşi ile oynarken bile oradaki karakterler gibi davranıyor ve o karakterler gibi konuşuyor.
Diyorum ki; 'Bak çocuk babası gibi değil senin gibi değil konuşması televizyon gibi.' "
BİR TÜRK'le EVLİ olan BİR RUS KADININ GÖZÜ Ve "Kırık Türkçe"siyle YURDUM İNSANI
II "Çocuklar hep televizyon başında. Eşimin oğlu evlendi torun televizyon başında.
Geline; 'Çocuk seni az görüyor onları çok görüyor. Zihninde sen az onlar çok. Reklamları ezberlemiş. Öyle ezberlemiş istiyor, anne reddedince ağlıyor. İşte böyle ağlıyor sonra yine istiyor yine ağlıyor. 3 gün, 4 gün sonra anneyle arada çatışma oluyor. Şimdi saygı nasıl olsun? Kapat onu çocuk seni seyretsin seni anlasın senin güzelliğin onun beyninde yer etsin' dedim.
Kimse anlamıyor çocukların beyni kimlerle doluyor?"
BİR TÜRK'le EVLİ olan BİR RUS KADININ GÖZÜ Ve "Kırık Türkçe"siyle YURDUM İNSANI
I "Ben Türkiye’ye geldi, evlendi.
Türk erkek Türk kadın çok yemek seviyor. Hep çeşit istiyor. Biraz oturuyor hemen yemek soruyor.
Sonra hasta olmak anlatmayı çok seviyor. Şikâyet çok.
Kadınlar kendine zaman ayırmak bilmiyor. Hasta olmak bekliyor, doktora gitmek sonra doktor diyecek; dinlen çok yoruldun bunu bahane ederek hep hastalık konuşarak geçiriyor."
"ne zaman bir çocuk ölse gözü evlerinde annesinin kavurduğu helvada kalır (.....) her akşamüstü, oyuncakçı camekanından çocuk ellerinin izlerini siler"
HER KUŞUN ETİ YENMİYOR GİBİ :)) Samsun'da, Avukat Hüseyin Cimşit, sosyal medyadaki, “Eyyy diplomasız! Eyyy fırdöndü siyasetçi! Ben de sizi not ettim! Sedat Peker’e benzemem. Hukuk insanıyım. Onu siyasi nüfuz ile susturdular. Sizden korkan sizin gibi olsun. Tüm suçlular ve zalimler, Sinan Ateş’in ölüm emrini verdirenler!Yargılanacaklar! Söz. Dedelerime borcumdur” paylaşımından dolayı ifadeye vermeye çağrıldı.
Cimşit, 6 Şubat depremlerdeki can kayıplarından sorumlu olduklarını ileri sürdüğü Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, bakanlar, depremin etkilediği kentlerdeki belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Sabah saatlerinde Samsun Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi’nden arandığını ve Cumhuriyet Savcısı talimatı ile ifade vermeye çağrıldığını belirten Cimşit, “Avukatın ifadesini polis alamaz. Söyleyin kendisine. Bu emir bile görevi kötüye kullanmaktır. Adalet Bakanlığı’ndan soruşturma izni almış ise, ismini söylesin ya da davet etsin, yarın gider ifade veririm” dedi.
Paylaşımından dolayı ifadeye vermeye çağrıldığını belirterek, "Kim üzerine alınmışsa artık, göreceğiz. Küfür edip not edenlerse, onu da anlayacağız” diye konuştu. (Sözcü Gazetesi)
DİKKAT: "DEPREM ÇOCUKLARI'nı ORGAN ve FUHUŞ MAFYASI ile ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTLERİ'nden KORUYALIM!
Deprem ve benzeri afetlerde, binlerce hatta milyonlarca kişinin plansız göç hareketleri sırasında oluşan kaotik ortamda çocuklar tehlike içindedirler.
Afet durumlarında, dünyanın her köşesinde kimsesiz/sahipsiz çocuklar organ ve fuhuş mafyaları ile emperyalizmin güdümündeki etnik ihanet çetesi pkk benzeri organize suç örgütlerinin hedefleri haline gelmektedirler.
Böyle durumlarda sinsice fırsat kollayan mafya ve organize suç örgütlerinin oluşturduğu çocuk kaçakçılarına karşı dikkatli olun.
Bölgede rastladığınız kimsesiz/sahipsiz çocukları, kesinlikle kan bağı tespit edilmeyen veya kimliginden kuşkuladığınız kişilere değil, karakol ya da jandarma ve diğer kolluk güçlerinin oluşturduğu yetkililere teslim edin.
HESAAAPPPP!!! Üç hafta geçti. Ölüm sayısı resmi verilere göre 45 bine vurmak üzere...
Ya hesap?
Var mı öyle "Allah kurtarsın" veya "Allah’ın takdiri" ya da "Kader" diyerek uyutup kaçmak?
Sadece müteahhitler değil; müteahhitlerin işbirlikçileri, imara açanlar, iskan izni verenler, yapı denetimcileri, beton firmaları, imar affı çıkaranlar, çöken yolları yapanlar, iletişim operatörleri, tüm bu olumsuzlukları sadece seyreden sağcısı ve solcusuyla/iktidarı ve muhalefetiyle tüm politikacılar, gelişmeleri halka kasıtlı olarak yalan yanlış yansıtan kalemi/kamerası satılık medya ... kısacası, yaşanan bu felaketten dolaylı veya dolaysız sorumlu olan istisnasız herkes ama herkes hesap vermeli ve verecek.
Toplumca yaşanan acıları bile utanmaz bir tavırla umursamayarak, bu acıları kafatasçı hasta niyetleri yönünde sömürmek için debelenmeyi sürdüren malum ayrılıkçı etnik güruhlar, bu halkın tükürüklerinde boğulacaktır.
YUH sözcüğü HAFİF kalıyor :((
DEPREMZEDEYE TAKSİTLE MEZAR!
Kahramanmaraş merkezli depremler sırasında Kızılay’ın para ile çadır satmasının
yankıları sürerken, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nde d depremzedelere para ile mezar satıldığı iddiası gündeme geldi.
Bu skandal gelişme üzerine,
işlemi uygulayan personel hakkında Belediyece soruşturma başlatıldı. (Ayrıntı gazetelerde)
Adam rakıyı icat etmiş ve siz hala psikoloğa gidiyorsunuz, öyle mi?.. Vah vah :((
BATAN GEMİNİN MALLARINA(!) GEEL!!!
"Böyle bir rezaletin böyle bir haysiyet yoksunluğunun bırakın Türkiye'yi, dünyada örneği fazla yoktur.
Kızılay, Türkiye'deki en büyük insani yardım kuruluşu…
Depremin üçüncü günü olmuş, kurtulan insanlar enkazların başında o soğukta üşüyor. Kızılay'ın elinde binlerce çadır var, afet bölgesine yollamıyor. O çadırlar neden depoda? Bana bunu açıkla!
Ne yapıyor? Müşteri bekliyor!
İnsani bir yardımsever onları satın alsın da deprem bölgesine yollasın.
Ya kimse satın almasaydı?
Muhtemelen yollamayacaktı.
Durum ortaya çıkıyor ve kurumun başkanı çıkıp, “Ahlakidir, akılcıdır, yasaldır” açıklaması yapıyor. Kendisinin ahlakı bu düzeyde olunca insan fazla bir şey diyemiyor.
Topladıkları kanları da “satmıyoruz” demesinler bir otobüs makbuzlu şahit yığarım…
Yönetimi değişmedikçe şahsen ne tek kuruş ne tek bir damla kan… Kuruşu kör kuyuya atarım, kanımı Drakula'ya bağışlarım."
(ALINTI: Murat Muratoğlu)
Toplumca yaşanan acıları bile umursamayarak, bu acıları kafatasçı hasta niyetleri yönünde utanmazca sömürmek için kendi çamurlarında debelenmeyi sürdüren malum ayrılıkçı etnik güruh, bu halkın tükürüklerinde boğulacaktır.
Yakında!
YALNIZLIK ŞİİRİ
karanlığın
insanı delirten bir ihtişamı vardır
yıldızlar, aydınlık fikirler gibi
tavanda salkım salkım
bu gece
dağ başları kadar yalnızım.
çiçekler damlıyor
gecenin parmaklarından,
dudaklarımda
eski bir mektep türküsü
karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim,
gözlerim, gözlerini arıyor durmadan;
nerdesin?
ATTİLA İLHAN
Geriye sayım bitiyor.
Kaldı 1 gün...
SÖZCÜ tv
01 Mart 2023 Çarşamba günü (yarın).yayında
DÖN BABA DÖNELİM (Komedi)
BJK-Antalyaspor maçında siyah-beyazlıların "Hükümet istifa" protestosunun ardından MHP'nin haftalık grup toplantısında
BJK üyeliğinden istifa ettiğini belirten Devlet Bahçeli, bundan böyle Karagümrük taraftarı olduğunu açıkladı. (Haberler)
aGa diyor ki:
Bu "dönme" eylemiyle, genel seçimlerin ardından Akepe'ye ilticanın provasını yaptığını düşündüğüm Bahçeli'nin bu kararından
sonra BJK'liler sezon sonuna kadar yas(!) ilan ederken, Karagümrüklüler ise bayram(!) olarak kutlamalı... Mesela.
NE EKERSEN...
FB taraftarları Cumartesi günü
Konyaspor'la oynanan maç öncesi,
"Yalan yalan yalan
Dolan dolan dolan
Yirmi sene oldu
İstifa ULAN!”
tezahüratında bulunmuşlar. (Haberler)
aGa diyor ki:
Eee, ne demişler,
"Ağzına geleni söyleyen,
aklına gelmeyeni
duymaya hazır olmalıdır."
AKŞAM ŞİİRİ
Birden hatırlarsın,
O da seni - birden bazan:
Nerde, ne yapar şimdi
Parlar bir özlem anılar arasından.
Bu akşam ne garip sözcük
Sanki ilk duydum, yadırgıyorum:
Akşam. Bilmem bulur muyum
Yollara baksam?
Söner yangın birazdan
Yatışır özlem.
Bir gün karşılaşırız
Bir gün, bir yarım akşam.
BEHÇET NECATİGİL
Geri sayım devam ediyor.
Kaldı 2 gün...
SÖZCÜ tv
01 Mart 2023 Çarşamba günü yayında
Şarap kadının teninden, rakı kadının derdinden içilir/miş; çünkü şarap aşkın, rakı ayrılığın içkisi imiş... Öyle diyo'lar. Diyenlerin yalancısıyım.ben.
AMAN DIKKAT:
ABD, Hatay'a sahra hastanesi kuruyor!
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiye'ye gelen ABD askerleri, Hatay'a 100 yataklı, acil servisi ve 2 ameliyat odası bulunan sahra hastanesi kuruyor. (Haberler)
aGa diyor ki:
Dikkat edilsin de, abd hastane kurma "ayağıyla" yerleşmesin ülkemize. Çünkü alışkanlığı ve politikasıdır abd'nin; yok, "demokrasi getirdik", yok, "hastane getirdik", yok, "bebelere süt tozu getirdik" maskesiyle gelip bir yerleşirlerse, at sineği misali bir yapışırlar ki kovsan gitmezler.
Bir gün "gerilerine" Vietnam'daki gibi sıkı bir tekme yiyip kaçarcasına gitseler bile, bir bakılır ki getirdiklerinden çok daha fazlasını götürmüşler... Hırsız yani.
Bu nedenle aman dikkat!
BİR TÜRK'le EVLİ olan
BİR RUS KADININ GÖZÜ
Ve "Kırık Türkçe"siyle
YURDUM İNSANI
IV
"Kadınlar çok konuşuyor hiç susmuyor.
Düşünmeden konuşmak Türkiye’de çok.
'Hep hastalıklar çok konuşmaktan' diyorum bana ters bakıyorlar.
Tiroid hasta 'Çok yiyorsun ve çok konuşuyorsun' diyorum bana kızıyor.
Bana çok konuştukları zaman hemen elimle reddediyorum diyorum ki 'Çok konuştun ben yoruldum. Çünkü dinlerken beyin doluyor ve ısınıyor.'
Susuyorlar o zaman.
Çünkü kalp de yoruluyor.
Türk kadını güzel şeyler konuşmayı bilmiyor hep şikâyet. Kocasından şikâyet ediyor, ailesinden şikâyet ediyor, çocuğundan şikâyet ediyor kendinden şikâyet ediyor.
1 saat çay içiyor
Çay içerken gönül demlenir
fakat öyle olmuyor herkesin sinirleri kabarıyor sonra herkes evine gidiyor bu sefer ne oluyor hastalık oluyor."
(ALINTI: Can Ataklı, 26 Şubat 2023)
Açıklama:
Rus kadının kullandığı Türkçe
hiç dokunulmadan, aynen yayınlandı."
SON
BİR TÜRK'le EVLİ olan
BİR RUS KADININ GÖZÜ
Ve "Kırık Türkçe"siyle
YURDUM İNSANI
III
"Sen çocuğu doğurdun.
Sen hatırlıyorsun onu kundakladın büyüttün
Sen hatırlıyorsun.
O bunları bilmiyor.
Karnını bile televizyon başında doyuruyorsun senin yüzüne bakmıyor o çizgi filme bakıyor.
Sonra diyor ki 'Çocuk yüzümüze bakmıyor hiperaktif.' Çünkü çocuğun beynini televizyon artık yeniden tasarladı.
Sonra çocuk o çizgi kahramanların vitrinde kostümünü görüyor istiyor ağlıyor çünkü çocuk aslında artık onlara ait oldu.
Kardeşi ile oynarken bile oradaki karakterler gibi davranıyor ve o karakterler gibi konuşuyor.
Diyorum ki; 'Bak çocuk babası gibi değil
senin gibi değil konuşması televizyon gibi.' "
DEVAM EDECEK...
BİR TÜRK'le EVLİ olan
BİR RUS KADININ GÖZÜ
Ve "Kırık Türkçe"siyle
YURDUM İNSANI
II
"Çocuklar hep televizyon başında.
Eşimin oğlu evlendi torun televizyon başında.
Geline;
'Çocuk seni az görüyor onları çok görüyor. Zihninde sen az onlar çok. Reklamları ezberlemiş. Öyle ezberlemiş istiyor, anne reddedince ağlıyor. İşte böyle ağlıyor sonra yine istiyor yine ağlıyor. 3 gün, 4 gün sonra anneyle arada çatışma oluyor. Şimdi saygı nasıl olsun? Kapat onu çocuk seni seyretsin seni anlasın senin güzelliğin onun beyninde yer etsin' dedim.
Kimse anlamıyor çocukların beyni kimlerle doluyor?"
DEVAM EDECEK...
BİR TÜRK'le EVLİ olan
BİR RUS KADININ GÖZÜ
Ve "Kırık Türkçe"siyle
YURDUM İNSANI
I
"Ben Türkiye’ye geldi, evlendi.
Türk erkek Türk kadın çok yemek seviyor.
Hep çeşit istiyor.
Biraz oturuyor hemen yemek soruyor.
Sonra hasta olmak anlatmayı çok seviyor.
Şikâyet çok.
Kadınlar kendine zaman ayırmak bilmiyor.
Hasta olmak bekliyor, doktora gitmek sonra doktor diyecek; dinlen çok yoruldun bunu bahane ederek hep hastalık konuşarak geçiriyor."
DEVAM EDECEK...
"ne zaman bir çocuk ölse
gözü evlerinde
annesinin kavurduğu
helvada
kalır
(.....)
her akşamüstü, oyuncakçı
camekanından
çocuk ellerinin
izlerini
siler"
(SUNAY AKIN'ın "Çocuk ve Hüzün" şiirinden)
Geri sayım başladı.
Kaldı 3 gün...
SÖZCÜ tv
01 Mart 2023 Çarşamba günü yayında!
EYVAH"LIK HABER :((
Kılıçdaroğlu’na tam yetki verildi!
CHP grubu, Kemal Kılıçdaroğlu'na cumhurbaşkanlığı aday belirleme sürecinde tam yetki verdi. (Haberler)
aGa diyor ki:
"Yandı Çukurova, sönmez" (Halk Türküsü)
HER KUŞUN ETİ YENMİYOR GİBİ :))
Samsun'da,
Avukat Hüseyin Cimşit,
sosyal medyadaki,
“Eyyy diplomasız!
Eyyy fırdöndü siyasetçi!
Ben de sizi not ettim!
Sedat Peker’e benzemem.
Hukuk insanıyım. Onu siyasi nüfuz ile susturdular. Sizden korkan sizin gibi olsun. Tüm suçlular ve zalimler, Sinan Ateş’in ölüm emrini verdirenler!Yargılanacaklar! Söz. Dedelerime borcumdur” paylaşımından dolayı ifadeye vermeye çağrıldı.
Cimşit,
6 Şubat depremlerdeki can kayıplarından sorumlu olduklarını ileri sürdüğü Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, bakanlar, depremin etkilediği kentlerdeki belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Sabah saatlerinde Samsun Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi’nden arandığını ve Cumhuriyet Savcısı talimatı ile ifade vermeye çağrıldığını belirten Cimşit, “Avukatın ifadesini polis alamaz. Söyleyin kendisine. Bu emir bile görevi kötüye kullanmaktır. Adalet Bakanlığı’ndan soruşturma izni almış ise, ismini söylesin ya da davet etsin, yarın gider ifade veririm” dedi.
Paylaşımından dolayı ifadeye vermeye çağrıldığını belirterek, "Kim üzerine alınmışsa artık, göreceğiz. Küfür edip not edenlerse, onu da anlayacağız” diye konuştu. (Sözcü Gazetesi)
DİKKAT:
"DEPREM ÇOCUKLARI'nı
ORGAN ve FUHUŞ MAFYASI ile
ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTLERİ'nden
KORUYALIM!
Deprem ve benzeri afetlerde,
binlerce hatta milyonlarca kişinin
plansız göç hareketleri sırasında oluşan kaotik ortamda çocuklar tehlike içindedirler.
Afet durumlarında,
dünyanın her köşesinde kimsesiz/sahipsiz çocuklar organ ve fuhuş mafyaları ile emperyalizmin güdümündeki etnik ihanet çetesi pkk benzeri organize suç örgütlerinin hedefleri haline gelmektedirler.
Böyle durumlarda sinsice fırsat kollayan mafya ve organize suç örgütlerinin oluşturduğu çocuk kaçakçılarına karşı dikkatli olun.
Bölgede rastladığınız kimsesiz/sahipsiz çocukları, kesinlikle kan bağı tespit edilmeyen veya kimliginden kuşkuladığınız kişilere değil, karakol ya da jandarma ve diğer kolluk güçlerinin oluşturduğu yetkililere teslim edin.
Unutmayın, çocuklar hepimizindir.
İSTANBUL’da YAŞASALARDI
HANGİ SEMTİ TERCİH EDERLERDİ?
Kenan Aydın: Papazın Çayırı
Bülent Ersoy: Harem
Kemal Kılıçdaroğlu: Şaşkınbakkal
Recep Tayyip Erdoğan: Kasımpaşa
Devlet Bahçeli: Mahmutpaşa
Donald Trump: Ahırkapı
Zagor: BALTAlimanı
Pamuk Prenses ve 7 Cüceler: Yedikule
Pierre Cardin: Moda
Giyom Tell: OKmeydanı
Donkişot: Yeldeğirmeni
Pinokyo: SarayBURNU
Stalin: KIZILtoprak
Robin Hood: Avcılar
Gandi: Etyemez
Marlon Brando: ZuhuratBABA
Van Gogh: Kulaksız
Marilyn Monreo: Bebek
(Can Ataklı'dan alıntı + uyarlama)
HESAAAPPPP!!!
Üç hafta geçti.
Ölüm sayısı resmi verilere göre 45 bine vurmak üzere...
Ya hesap?
Var mı öyle "Allah kurtarsın" veya "Allah’ın takdiri" ya da "Kader" diyerek uyutup kaçmak?
Sadece müteahhitler değil;
müteahhitlerin işbirlikçileri, imara açanlar, iskan izni verenler, yapı denetimcileri, beton firmaları, imar affı çıkaranlar, çöken yolları yapanlar, iletişim operatörleri, tüm bu olumsuzlukları sadece seyreden sağcısı ve solcusuyla/iktidarı ve muhalefetiyle tüm politikacılar, gelişmeleri halka kasıtlı olarak yalan yanlış yansıtan kalemi/kamerası satılık medya ... kısacası, yaşanan bu felaketten dolaylı veya dolaysız sorumlu olan istisnasız herkes ama herkes hesap vermeli ve verecek.
Aloo, "HESAP" diyorum, yok mu duyan?!
YALNIZLIK PAYLAŞILMAZ
Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan..
Dışından anlaşılmaz.
Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan..
Paylaşılmaz.
Bir düşün'de beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.
ÖZDEMİR ASAF
Nesini Söyleyim
"Gitmek için bahane aramana gerek yok; 'Hoşça kal' de ve git." (William Shakespeare)
Toplumca yaşanan acıları bile utanmaz bir tavırla umursamayarak, bu acıları kafatasçı hasta niyetleri yönünde sömürmek için debelenmeyi sürdüren malum ayrılıkçı etnik güruhlar,
bu halkın tükürüklerinde boğulacaktır.
Yakında!