…… KIYASSIZ DÜNYA DÜZENEGiNE ….. Ana rahminden basliyormus her bir iyilik kötülük insanlik hayati ve DÜNYA TELASESI ya, ayni ve bire bir kosullarin yedigi ictigi davrandigi döndügü dolandigi yasam döngüsü sürüncemelerinde en kücük ayrinti farkliligi dahi olmayan günlük hayat kac göcünün beton kusatmasina bogulmus kaybolmus iki insanindan biri, kirsal kesimde dogmus büyümüs fakat göce sürükleyici tasinmaya zorlayici sürgün baskilarin sonucu bilip tanimadigi ve durmaksizin büyüklük kavramini icinde yutan kent sarmalinin sürekli ihtiyaci artan; ve bir türlü artan ihtiyacina yetisemeyip kendine ayiracak özgür, özgün, saglikli ve dirayetli huzuru dengeyi düzeni ve zamani bulamayan iki insandan KIRSAL KESiM özgecmisi olani basedemedigi cagin HASTALIKLILIK sirasinda saymakla bitmeyen dert ve illet sahibi olurken, yedigi ictigi dolastigi yasadigi fakat ANA RAHMINDEN beri bozuk kent karmasasinin kirini zehrini hektigini gida ambarini yahut korku kaygilar telasini ayni olan bir digeriyse SAGLIK SEKTÖRÜNÜN huzuru -sihhatli insan iyilestirmekten ziyade HASTALIKLI müsteri olmayi sart kostugu ve cogu cevre kosullarina bagli salgin ve bulaslardan nispeten daha ucus siyriklarla atlatip dinc ve diri kaliyormus.
Cünkü kirsal kesimden göcün baskiladigi sebeplerle sonradan gelip beton bloklama sehir saretine yerleserek hayatini sürdürmek zorunda kalan kisiyi, tabiatin kurali geregi icinde kendini bulmadigi ve hic bir zorlamayla düzenini dengesini kuramadigi eziklik bozukluklara ruh ve bünye algilayip alismakta tepkisini kendi kendini cevre kosullariyla birlikte imha etmeye saldirganlasip,hic karsilanmayan yahut itibar edip umrsanmayan saglik sihhat ve huzur dengesindeyse, tepkisini omur kas kalp beyin seker doku organ allerji depresyon gibi artik hic kimsenin yakalanmama gibi hic sansinin olmadigi ( cünkü bütün kentlerin yükünü cekip kahrini tasiyan yogunluklu nüfusu sonradan glenlerin öksüz yetim yitik yabancilarindan olusmaktadir ) saymakla bitmeyen ölüm zulüm seansinin zaafiyetinden avlanilan soygun sömürü sistemtigine kul köle edildi. Cünkü özgür dogayla tabiati ayni, Ana Rahminden itibaren dünyayi daha dogmadan anlayip algilayamadigi sehir molozunun aksine duyuyor sesizyor tadiyor dinliyor ve dilinden dillenerek, vakti saati ömrüne es degerlerde yudumlayip sindirip yasiyordu..
Bir sonbahar geldi gecti böylece. Yagmur yagacak uzun ihtiyar yazindan sonra galiba. Olsun varsin yagsin konumuz bu degil ki zati. Gecmise ve gelecege dair hic birseyle üstü örtülmeyen veya degeri hic degismeyen yasamsal veriler, olaylar, olgular, olacaklar yahut olmasini ister istemeze tespit tenkit sorgulama ne kadar saklamakla veya kayitsiz kalmakla asla yok etme sihirbazlgi söz konusu olmayan GERCEKLIGIN klavuzluk ettigiyle tedavi bulursa, ordan da dengesini dünyasini düzenini kurar, onur , ilgi, akil , fikir, saygi, saglik, dirlik, gecim, huzur ve itibar.
Bu yüzden de raf ömrü sözkonusu degildir; insan kolay ve güzel yasamaya düs kurup hayal besledikce, zaman caglayani hep ahte ,dünya topraginda ve tertemiz kaynaklardan akip belenecektir. Nerden nasil beslenirse su hava ve toprak, insan da aynen oradan. Dosluk sevgi özgürlük ve digerleri gibi, asla ve hic, paraya güce gösterise piyasaya pazara borsalanarak kiyas edilecek sey degildir dünya güzeli insan ve ona dair dünya düzenek..
…. BOP YÖNLÜ ZORUNLU IFLAS ….. Bulan bilen medeniyeti varsa kalici uygarliklar kurar insan ve dünya Itibar ettigi adil paylasimlarla özgürlüge saygiya sevgiye Dogru yerde vicdani sorumluluguyla beraber kullanilan güc ve otoriteyle Yapilirsa ihya olur istikrari huzuru güvende olan hayat Yapilmazsa birbirine bagli kokar cürür yozlasir yikilir ve yok olur Gercegi olmayan karsliksizliga yalan dolan sahtekarlik hurafelik molozu dolar Yasamin bütün saptayan taniyan eviren ceviren tespitinden tedarigine Dönüm dolasimlarini ne bulan ne bilen olmayip Kiymetsize cikardigi eldekileri de satip savuran Herkesin hakkini yalnizca sahsi doyumsuzluga haydutlaninca Buyrulani carsilanip tüketmekten baska secimi caresi yoktur Kümenin ortak noktasindaki sag sol yaparak Türban femin bozma karma kurrradan cikan kesisimin Cünkü orasi en cok haksiz hukuksuzluga can veren Ve kann kaybeden kurakligin yoksulunu oynayan fukaracik ezberi piyestir Hir gür aykiri ve karsitlik profil ekseni üzeri Fakat ayni piyasa furyasi sosyetede en kral poza müthis özcekim Kaybettigi hayata uyusup alisarak tükendigi herseyi zamanla kutsayan Koordineli koordinatli kozmeteryayi küresel kapsam dahiliyle Hayatini kaybettigi seyler arasinda cöp sifatiyla karsilikli pistilenen Aklina Karakterine Bellegine Bilincine bop nufusuyla calisip islerken güdümlü kodlanmislar Piyasa esaret sürgünlügünün kusattigi zorunlu iflastaki Bildigin buldugun birsey yok Bulunmus ve üstüne cökmüs olduklarininsa kiymetini bilmeyip Ya yikiyor veya yikiyor yakiyorsun Her bir görevi kötüye kullanmak suistismariyla hayattan Etrafina baksan hersey senden degil sana yabanci Üretmedigin Ve kesfini tanimini tarifini yapmadigin hayati yutturup yedirtiyorsun kendine Ve vucudundaki hic bir bedensel dokuyu Bünyesel künyeyi Bagli bitisik organi Varliksal insanligi Ve duyumu veya duygusal düsünceyi hic kullanmamak adina körkütük Söhretliler sabikasinda erkege benzeserek özgürlestigini sanan kadin Yahut centilmen ceketini soyunarak kadin giyinen erkekten Modasi bundan götürüyor diye her ikisinin de üreticisi kurgucusu Ve kullanicisi ayni tanri ve patrona ödenmesi gereken diyetten Hayatin pahasini yüke tartiya ve tarza denk getirerek Tüketim piyasasinda ne varsa hersey sana ayar seninle muhatap Yasadigin tabut Ölüp üzüldügün sanat sinema dil edep edebiyat sana yabanci Bulmadan bilmeden kalibina özendigin kaliteden senden aykiri Buldugun bildigin birsey yok oldugun olacaginsa agim agim agit nizah Zor bela Islevi degeri icerigi bitmis zamana yenik alet adavat gibi Kredi kartiyla gösterisli ambalajin borc yüklü carmihtan Sükse yapip soytarilik makarasi ceviren sefil yoksulun Mobilyadan caddeden arabadan tarikattan meyhaneden bardan Formasi bütün renklere kavgaci gürültücü forslu fiyakali militan Dem vurdurarak yaygaraya oba yikik asiret harap Herkesin bir tarafi var kapismasindaki her yeri gören Ve her yeri heryerden görülen okkali bir cukka kapmanin gecesi gündüzüne Hersey degisir karisir bulasir evet de Ismi üstünde diri ve dirayetli durmuyorsa yalan alir satar inanc ve itibar Nesilden nesile bulup bilmedigini hatali kusurlu kullanarak Erir cürür bozulur bozguna ugrar insandan sonra Sabikasi sucu vebali katili yine kendisi olan insan Alisarak harami düzenine birlikte uyum saglamanin makinesi mekanigi gibi Sag sol yapan siyasete kul kuyruk beton blok Sonu gelmez catisma kültürünü besleynler arasinda türban takkeye Ayarli kurgulu feminist manupuleli manifest.. Kurgulayani kiskirtani azarlayani azdirani yönlendireni yöneteni Kurcalayan karisimin ayni mal emlak insan ve emtiya sahibinin oldugu Telif ve ticari hakki sakli gizli olmak kaydiyla ayni hayatin Birlikte modasinina magazasina carsi bazar apartman ahalisi Dogum günü hatirlatmalarina benzer takke türban …veya boyali baloncuklu feminist ahkam
Ben diyorum ev yaptim kalbime Sen diyorsun boncuk moncuk eksik kapida sokakta Feryal.. Feryal …. Sandiktaki masrafa Yüz görümlügüne Hanim hanimcigim doktor moktorcugum yüksek türbülanstasin belli Lakin düsüs kur yüksek faiz bilmem anlamam ben Dünyada dolasan reel üretim ve tüketimin üc misline Hic bir zahmete katlanmaksizin katrilyonlari kumarhaneleyerek Ölmüs gömülmüs iskelet hayati yasayan yedi sekiz milyar insandan Bu pustluk pezevenlik kerhanenesini feryal.. Demokrasinin vazgecilmez kidemi kalitesi biricigi ve yeganesi diye feryal Tas yerinden bir kere oynamaya görsün ki… Hele bir görsün ki… Bicagin girdigi Tecavüzün sindigi sokuldugu Sonu sonsuz yikimlari imar eden mimar mühendis mütahit veya holding Veya piyasa kazandikca, gise rekor kirdikca Felsefenin en dogru yerinden insan kavradigini idda eden pustun pezevengin Bicak bir kere girdimiydi feryal Anlamam ben demokrasi receteli Damgasi patenti ciyan paket haptan suruptan Damla zehirinden bir yudum firt cektimiydi, doktor moktor.. Ölmedikce yahut öldürmedikce birakmayan yalan dolan hirsiz haydutun Ertesi günü ise gelecek Carsiya gidecek Ne kusulur sidiklenirse akla fikre hafizaya ve istaha Saniyesini sektirmeden yutkunup sindirecek derecede azar kiyamet Kopar kendinden haddinden hatirasindan insan da Maliyeti cöpten daha ucuz Haysiyetsizlik mülküne cüzdan bozuklugu sayilir Ben ev yaptim kalbimden diyorum bak feryaaaaaaaaaal Sense boncuk eksik ambulans giris cikisi yok diyorsun Daracik yerden Saat dokuz bes gibi mesailer sonrasi ancak Dapdaracik öpüsme sevismeler randevusundan
…… ÖYKÜNDÜGÜNE ÖZENEN TEKiL VARSAYIM 2 ………. Sen mi buldun kibriti ? Hayir, bulanlardan yandin yandirdin evi barki ormani konuyu komsuyu colugu cocugu soyu soykayi da ; baglar bozdun, daglar devirdin, dereler doldurdun, yiktin viran eyledin obayi töreyi sazi sözü kültürü esini evrenini dünyani düzenini ve toplam zarar ziyanla kendini.
Kerpici sen mi buldun ? Hayir, bulanlardan yaptin yapilandin, bostan ektin, bahar donandin, bayir gezdin, yagmur süzdün, kar bekledin, toprak eledin , camur pisirdin, ocak kurdun, duman tütüttün, bahcede dolandin , döndün gezdin dolandin sigindigin kerpicten derme catma sapa saglam dünyaya her yerden en güvenilir evin horantan sayip inanarak, güvendin, sarildin, uzandin, oturdun, sokuldun ve yatak serdin yorgan örttün ask katigindan sevgiyi saygiyi insan olmanin hayrina mest ettin.
Sen mi buldun tekeri, pullugu, mibzeri, patates toplama makinasini, havuc rendeleme kevgirini, kartezyen kuyusunu, su tulumbasini, cesme kurnasini, pencere cercevesini, kapi mandalini, kornis vidasini, dokuma cikrigini, torpido civatasini, oda sobasini, kalorifer tesisatini, duvar boyasini, banyo takim ve malzemesini, …Hayir..!
Sen mi buldun, demir bakir kömür celik cam pilastik kalay körük alasim ve bilesenlerini, sen mi buldun daktiloyu, cingirakli cingiraksiz saati, karbon kopyasini, cimentoyu, kiremidi, tuglayi, sohbeni, igneyi, civiyi, sandalyayi, makasi, mürekkebi,
Sen mi buldun elektrikli süpürgeyi, hidraulik sistemini, peneumatik refleksi, atomun agirligini, azotun miktarini,cekirdegin yogunlugunu, rüzgarin cevirme gücünü, günesin katmanlarini, ayin diger soguk yüzünü, özgül kütlenin hacmini, faraday kanununu, arsimet ölcüm birimini, paralel evrenleri, radonu, magnezyumu, boraksi, titani, vanadyumu, marsi, neptünü, uzaktan kumandayi, isiga duyarli sicakliga hassas termall mermal sinyalleri, hapi ilaci surubu…sende olmayan dünyayi sen mi yordun örgün kurdun kuruldun..? Hayir..!
Sen mi buldun , filitreyi, sibobu, lokma takimini, döverbiceri, traktörü, greyderi, kepceyi, torna vidayi, kaynak cubugunu, zinciri, halkayi, halati, süngeri, parfümü, pedali, paleti, matkabi,lazeri, kompresörü, tuvalet fircasini, sampuani, bisikleti, otomobili, büyük kayiklari, kücük jetleri, koccaman gemileri, koca koca kocaman römporklari, vincleri, fabrikalari, atölyeleri, damperi, kamyonu, kremi, telefonu, telsizi, yara bandini, ecza dolabini, cerrah malzemesini, moda tasarimini, elektro gitari, baz puanini, kumbara kilidini, radyoyu, ameliyat ipligini, televizyonu, bilgisayari, hard diskini, veri deposunu, mega gigabayt toleransini, insan sifreleme ve virisleme salginindaki , sen mi buldun ölü hayatlarin kullanicisi tasiyicisi oldugun halde, farkina bile varmadigin kukla kuluckasi zavalliligi nasil yenilir yutulur istahla harcayip tüketerek,hazmedip sindirdigin izahsiz kabulü ?.Hayir, bulanlarin, kuranlarin ve kurgulayanlarin yapim yönetim karargah kaynagina büyük bir özenti övgüyle öykünerek, icinde yerlesik yasadigi güdümlü -bagimli davranis ve kisilik bozuklugu aliskanliklariyla her türlü iradesiz yetkisizligin ezik, yoksul, bitmis, ve kahrolmus asagilik duygusunun kendine üstün gelenlere ( Uygarlik Kuranlara ) ufalip egilip kücülen takdir, tasdik, onama yahut begenileri icin, en önde gelmenin buyrulandan bile öte harcanmisligini kullandin, taksdimini yaptin, kalibina girdin, kulluk köleligini sagladin sundun.
Günün veya hayatin neresinden bakarsan bak, seni cevreleyip kusatan tutsaklikta deyim yerindeyse igneden iplige hic birseyi kendin üretmeyip, dünü harap gelecegi rehin envanterde en lüks, görgüsüz ve gösterisli hovardaliktan ihtiyatsiz cekingesiz HACIZ MOLOZU olarak tükettigin herseyin dünya alem ahiretler ilgisizi liyakatsizi kayitsizi ve sorumsuzunda en birinciligi kimseye birakmayan kendi hayatinin yabancisiyken, tüm bunlarin karsiliginda dilini kaybettin, topragini ve ülkeni her döviz kara borsasinda satarak övüne övöne bir oldun, inancini her tacir tüccara devre mülk ettin, yolunu yitirdin, kültürünü kaybettin, tarihini cöpe attin, karakterini kulun kuluna kurban ettin, vicdanini ahlaksiz soysuza heba ettin, insanligini kibirli heybetli para güc ve ölüm zulüm fabrikasyoncularina kul köle ettin, kisiliginin bozulup berbat edilmedik hicbir hayati degerini koymaksizin harama vurguna soyguna sömürüye ihale edilmedik hic bir haysiyet ve hassasiyetini birakmadin, ne ev kaldi ne yurt ne gecmis ne gelecek, hicbir etkin yetkinligin irade ve idre sahibi olmayan soyut SABIKALARIN siddetini gerilimini bunalimini bizzat icinden yasayip hergün artan istahiyla derinden derinlere gömülerek, istikrarsizligin kol gezdigi ve haksiz hukuksuzlugun kaniksayarak kabül gördügü talanu tecavüzü yagmayi vahseti ve dehseti icsellestirerek git gide masum gördün , savunur hale geldin.
Yani adam veya kadinlarin TANRILIK ETTIGI ve INSANLIK ÖLÜMÜNÜ hem paya hem de paydaya esitlestirdigi ; ve ayrica tüm yeryüzü insanligini MUTSUZ DiRLiKSiZ yokluga, zügürtlüge, avarelige, lümpenlige, bilgisizlige, bagimli -güdümlülük afyonlarina , kutuplasmaya ve doyumsuz -kanaatsiz üretmeden üketenler bagimliligina sabitleyip degersizlestirdigi, sürekli eksiklik yenilmislik sucluluk duygusuyla, kendi varligina, hayati gercekligine, somut kisiligine ve hatta kendi sahici olan yüzüne dahi ORTAMA UYMA kistas baski ve kumpasindan bakarak yadirgayip yabancilayan dislayici igrenici ÖZGÜVENSIZLIKLE,yetersizlikle ve kuskuyla düsünüp davranarak, hissiz ruhsuzlugun tutsak kafesinde kur yapan sefaletin ihtiyaci hic bitmez muhtac müsterisini pozlanip piyaeslenmektesin.
Kadina özgürlügü sadece barlarda aksam karanliginin gün batimindan itibaren sürükleyip girdaplayan akintilari icinde öznesi kim, yüklemi ne, dünyasi neresi kendi dahi bilmeyen araliklarda bir yerdeligin bulasigini boyasini üstüne örten simsiyahligin sarhosluguna salip, raki icen, futbol konusan, berdusluk eden ve hatta `LAN`diye okudugu kitaplardan yahut seyrettigi repliklerden mafyalasmis dayilanma ve diklesmelerin KIMLIKSIZ SÜRTÜGÜNE belli belirsiz damgalar vurmak sanan FEMINIST NÖTR..
Bilmeliydi ki, tüm yukardaki hayatin kullanim geregini yerli yerine oturtabilenlerin ögrettigi ve ders verdigi IHTIYAT yeriydi UYGARLIGI kadin erkek hic farketmeksizin, ayni degerlilikle ortakca kotarip kurmak. Cünkü gelir, adalet,kültür, bilgi, beceri, üretim, emek, saglik, sipor, vicdan, akil, fikir, sevgi, saygi, toprak, yurt, onur, itibar, dayanisma, cesaret, egitim, sanat ve nice nice paydaslari olan sosyal siyasal ve tolumsal iradeye itibarli paylasma duygusu ve birebir hayata gecirilisi, UYGARLIGI KURUP YASATANLARIN kutsal ve kurumsal kaynaklaridir. Orda saglanan hic kimseyi disarda tutmayan yahut herkesi icinde sarip barindiran huzur, ayri gayriligi olmayan kadin, col cocuk herkesin güvenli saglikli mutlu dünya siginagidir. Degilse, her toplum yön durum ve tarafliligini adlandirip ayristirarak, KADIN HAKLARI, COCUK HAKLARI, HAYVAN HAKLARI vs vs diye sonu gelmeyen kovulmus parcalanmisligi AYDIN OLMAK veya ILERI DÜSÜNMEK pozuyla, tam da istahini ezerek üzerek bogarak yalniz yitik yabanciya ayrismis kopmus paramparcaliliktan UYGARLIGINI KURANLARIN bekledigi istedigi kurdugu ve ayarladigi kulu köpegi olma sefalet sosyeteciligidir.
Ayrica Türk CALISMA HAYATINDA is arama kaygisi olmayan ve tuzu gayet kuru olan memurlarin orani iscilere veya hayati esasta üretenlere kiyasla kat be kat fazladir. Buradaki yapan yönetenlerin de en az yaridan fazlasi kadindir..Eger ona yönelik siddet varsa kendi kendini hatasi sabikasi nerdedir , arizayi yoklayip silkelenip sorsa ya..! Paylasilmayan degerlerdir, veya arttikca artan borc yüklü, hovarda tüketimli öykündügüne özenerek soyut varlikta sabit cisim göstermeye ( femin nötr türban mürban karsilikli kapisarak birbirini yedekleyen sevismelere gibilere mesela ) kisi veya katman kesim bazinda degil, herkesi tepeden tirnaga sorgulayip sorumlu tutan.
Mesela, yalnizligini yutan ve bogan cözümsüz caresizligini susturup avutmak icin, kendine yapilan baskiya bin katiyla gardiyanlik ederek yitirip kaybettigi bütün insani degerlerinin BUZ DOLABI iliskisizligini, hayvanlari sevmekten ziyade adeta hayvanlasarak ruh ve beden degistiren kulüpten borsadan..
Yüzyillrdir DOGU MISTIZMI -BATI AKIL FIKIR GERCEKCILIGI diye duya, TANZIMAT` tan DIVAN edep ve sanat edebiyatina hasil vasil kendi öz kaynaklarindan kültür, kurum, alisanlik, arac, gerec, paylasim ve UYGARLIK kuramama sebebiyle, hep üfürsen ucar kartonculuguna bina olan seylerin kendini yelleyip FISILDAYAN ve öyküsü hikayesi olmayan muhtaciyla bugünleri BOP ESBASKANLIGI diye kurdu kuruldu ve hayatin her yerine nufuz ederek kurumsallasti, kisi baz istasyonlu, toplumsal ivmeli, yagma yikim ve talan.
Ve burada kiran kirana kutuplasip kurulmus BETONARME ve SÜPER MARKA maskarasi hayatlri birlikte tüketerek karsit olanlar, hep bir IMRENDIGINE özenip ÖYKÜNMEYI ve bu sayede rafta depoda vaizde panoda sitede kitapta karede kösede bucakta görünüp kabul görmeyi kendine yasadigi hayatin onur belgesi sayan, bütün kutuplar ve karsitliklar hem birbirini delik desik eden hir gür nizah dehset nefret öfke patlamalarinda ayni kimyasal zehirleyenlerle besleyip büyüttügü kopukluktan col cocuga karisip giderlerken; ve ortak yasam degerliligine birbirinden huy devsirip duyarsiz ilgisiz cöp ve moloz artirir yigarlarken, dengesi düzeni olmayan kurak ve kuru gürültüler istikrarsizliginda alismis kokusmus cürümüslügün birbirinden ayrilmaz opmaz `tecavüzcüsüne asik` hallerini yasamakta ve yasatmaktalar.
…. TUTULUM …… Portakal varken Ah o siyrik yok mu Bendeki yara izi ve sendeki Sicacik yumusacik cizgi Catlamis nar gibi Iki dudaginin derinleri arasinda dillenen Bütün yoksulluktan kalan seylerin bahtina ziyaret sofrasi seren Ellerin senden evvel sarhos, kenarinda dokunur dolasir gibi rkek ve titrek Hersey lyikinaysa sanindandir sevismeler Ask lir calar sen dinlersin Atesleyen odalarinin Sirasiyla sevisen baldirin gerdanin Galerilerin .. Halden anlar Yere düsen hersey mutlaka gökyüzüne yansir Sanir misin ki her dudaga dokunmayan dilimi tepeden tirnaga Daha kac gün oldu alali bile demeden kopar dügme birden Kac gece ac saat ya da ben, Tutulumun ay gördümlerinden
… ÖYKÜNDÜGÜNE ÖZENEN TEKiL VARSAYIM ….. Bireyler her diledigi usakligin dalkavuguna, yandasliligina, yardakciligina, yalakaligina, bahanesi ne olursa olsun tüm yanlislariyla kendini gerekcelendirip kutsayan haklilik payina kukla corak cömez ve özgürken, toplumlar, iradesiz yetkisiz birlik beraberlige esir ve tutsaksa eger…burdaki ahmak avutan SAGLAMADAN kültür biriktiren, dogru-dürüstlüge inanan, mutluluk artiran ve UYGARLIK üreten etkin-yetkin insan türü ve cesidi asla cikip dogmaz.
Fotograflarda donup kalan; ve sonsuz bir lacka liyakatsizligiyle ilgisiz kayitsiz hic bir katilimciligi olmayan kenar süsü , dört duvar tutsagidir, ANI YAKALAMAK adina sonsuzlugu herseyiyle ebediyen heba eden savrulmus sökün olmus kiyassiz kontrolsüz tarumar.
Cünkü ÖZENDiGI ve ÖYKÜNDÜGÜ kaynak ve kökenlerin müsterisidir bütün yeryüzü hayatini icinde barindirip besleyen INSANLIK. UYGARLIKSA, ayrisiz gayrisiz bütün toplum katmanlarinin birbirine kin, nefret, hirs, garez, fitne, fesat, kibir, acgözlülük, tahammülsüzlük, sevgisizlik, saygisizlik, sorumsuzluk, bencillik, bunaklik gibi gibilerini yüklenip cullanmadan; hem KADININ hem de ERKEGIN vazgecilmez hayati degerliligiyle kotarilip kurulacak olan yasamsal zenginligi yapilandigi kaynaktan üreyip beslenip büyüdükce deger artiran külliyattir.
Bu yüzden, neredeyse hic bir alanda ÖZGÜN üretkenligi ve ÖZGÜRCE paylasip tüketme aliskanligi olmayali yüzyillar gectilerdeki TÜRK toplumu, kayitsiz liyakatsiz, sürekli yer zemin zaman kisilik dil kültür karakter akil fikir yol yordam degistirerek , degistirdigi her degerlilige sonsuz sinirsiz olumsuz degersizligin kokusmuslugunu, yozlasmasini ve cürümelerini imar ve imal edip, zorla tüketimin Pazar piyasasinda sanki iyilik güzellikten baska hic birsey olmuyormus kaniksayan kabulünü kendi varlik yokluguna yedirip yutturdukca, iflah olmazlarin kitlik kiyametine sürüklendi; ve halen de ayni dipsiz derinligin kabir azabini didikleyip desinmekle mesgul, ANI YAKALAMA derdine düsmüs yikim yagma fotomontajda. Cünkü neredeyse üretmeden tüketmenin mecburi istikametine soygun talan isgal ve sömürge pazari müptelasi oldugundan beri, MEDENIYET ÜRETENLERIN ürettigi herseyi öncesinden sonraya katlayan cezasi ve faiziyle beraber ülke degerlerine ve günün ahalisine geleceksizligin nesillerine bütün hayati degerde nesi varsa SATARAK kendine ÖVÜNC payi ve SAHSI CIKAR paydasi saglamakla mükellef bedel ödeyen bagimliligin izini yolunu ve buyuran kukla hükümranligini takip eder.
Günün seckisinin olan katilanlar arasinda okunan begenilen sevilen popülerligi faturalanan birincisine, gise rekorlarina, pazarlik kiskirtan hesabin en kabarik cüzdanina, giysisine tirasina makyajina forsuna pozuna maddesine malzemesine veya satiliktir yazan ürün getirisi en yüksek ambaradepoya tartiya kantara podyuma gösteriye gösterise akil fikir niyet meram ve maksat hasilati icindir bu bilinmez belirsizligin kaptirip götürdügü izdiham .
Bu bakimdan da neredeyse yüzyillardir teknolojiye, bilime, ilime, liyakate, egitime, üretime ve toplum -birey arasi hassas dengeye özen gösterenlerdir, tüm olumsuz sonuc ve gidisatina ragmen DIGITAL CAGA ve ötesine MEDENIYET üreten. Neredeyse edebiyattan sanata, sanattan siyasete hayatin her alaninda burada hic bir üretkenligi ve saglikli dengeli paylasimi olmayan TÜRK TOPLUM YASAMININ herseyi ÖYKÜNDÜGÜ KAYNAGA, yani kuramadigi medeniyeti kuranlara kedini begendirmekle ancak var olan sahte, yapay, taklit ve yasam gercekliginin tam tersidir. Derdi cok satanlar gisesi faturasi listesi yahut etiket birincisi olmanin disinda hic birseyi algilayip duyumsayamayan, siddet nefret fuhus furya bagimliliginin maddesini isler maddesini örer yogurur.
Ordan tohumlanan bütün fikirler duruslar davranislar, KARSITLIK üzerine kurulu hir gür kavga nizah rahminden, hicbir anlasilir noktaya varmayacak olan en üstün elme ve üste cikma gayretine caba güderek vaktini öldüren varligini yoran calkanti ve kargasalarin gün avutup hayati kaziklama ARABESK -ALAFIRANGA angaryasidir. KADIN FEMiNISTLER sanki pisokopat erkekleri her yanlisina arka cikarak ASKIM-BEBISIM diye diye, en siddetli sahneleri doyura seytrettire zeka küpü sandigi fakat esasta her bilgin yetkin toplumsal duyarlilik sahtekarlari olan Cem Yilmaz`dan yahut sine kültür totemi zannettigi Yilmaz Erdogan gibi gibilerinden, toplumun bütün katmanlarinin ortakca kalip giyinip kisilik bozdugu, cehalete korkuya karanliga yalnizliga yabancilasmaya ve ister kadin olsun ister erkek olsun her türlü ilkelligi kabaligi ayrismis kutuplasmis mutsuzluklarin kabullenerek benimseyip sindirmeye hissedar ve paydasi, karsitliklarin catismasini sart kosanlarin tüketim piyasasi kullari ve köleleri olarak kiskirtip kamcilayip yönetip güttügü; ve en basta kadina siddet markasiyla hic bitmeyecek olan kimsesizlige kayit düserek ölüm zulüm, öykündügüne öykülenen küresel kiyamet akintisidir dünden miras, yarina kendi hayatinda kiraci özgür birey, tutsak toplum soytarilayan matraginin.
…. EXiT FINAL ….. Ipin ucunu cekiverince Sallanir durur topuz yeri kör dügümün Burasi.. Umum kapisidir kerhanesine girmeden önceki dünyanin Köse bucak bozuk paradan daha metalik ve soguk Pencereden bakislari asili kalan Ve antikaciya düsmeden en son yanardag sehirlerinin külü dumanindan Veba ve verem salginlaryla birlikte koyun koyuna yatak dösek escinsel Üzerinde henüz hic bir antibiyotik denenmemisti bronz renginin Soy sop carpik ciflestirilmesi yapilmamisti kimseyi bulamayinca Meyhanede sizip kalan barlar fahiseler sokaginin Cok ara bir yerde bogulup kaldigindan midir nedir epik lirik didaktik pastoral Sesinde küf Cigliginda kurrabiye ezmesi lüks mekanli kan pihtisi Kadehi devirdikten sonra örtüsünü diledigi sarhosluga boyayan yatak yorgan Bütün döküntülerini insan posetli pervarzatif dokunus ve temasina Yaltak kaltak buz dolabi iliskisi yasayan Dügmenin orta ilik deligini bir türlü tutturmaktiysa maksat Iste cökmeye basladi en kirilgan yerinden dünya, daglarin boyu Dalgalarin köpügü Kumlara kumsallara kurulmus bir aksam sofrasi gibi ruj dudakli Su ve yakamoz nasil neresi yahut kim olursa olsun Sanilir ki öbür tarafa gecince gökkusaginin her yer rüyalar alemi Kirar gecirir beyaz leke siyah tül En cok yoksul yerinden parlar cünkü artik ata binmesini unutmus dizgin Yorgunlugu yüzünden okundugu Konvaya gire cika kazildigi yerden ölü cikan defile ve defin Pür tetikteki aksafonum saksafonum bekle hele.. Ipini cekince devresi degisiyor güzelliginin, iptal oluyor sevismeleri Kendini berdusa vurmus kedi kostümlü kadinin Kuru temizlikcideymis parcalarini ancak doktor seansindan Ve hamile rengini kumaslanan herkesten Nereye savrulursa savrulsun ok vuruyor mizrak deliyor Kaybettikce kaybediyor hayat Venüsün kacinci ay basiydi kimbilir bugün.. Kacin kurrasindaydi exit insan yilkisi turnike final Saksafonum saksafonum sen zil zurnayken duyamadim Herkes mi dedim ben.. Icinde kimlerin olmadigi Herkes mi, .. herkes
….. DEJAVU …. Döner cark isler kumbara yürür müddet Yasam sermayesini günden güne calip satarak insandan Kalmissa eger eskici teknesinde kelepirdir Hizla tüketilen hersey arasinda Aklin hazinesine Zihnin bohcasina Günün karakterine ve kimligine imyasina hayatin Karanligini ve karadeliklerini desip oyarak kalintilardan ölü cikan Vardi ya hani, Aristo ben bilmem eflatun devleti bilir diyor Eflatunsa ben bilmem onurlu erdemli itibarli insan sokrates bilir diyor Sokrates kimse bilmez ben de bilmem ammmaaaaa diyor Dante seytanin cani cehenneme Idealistler metafizikciler biz bilmeyiz öte dünyalar bilir diyor Ispinoza ve ötekiler herseyden süphe duyarim baska sey bilmem diyor Hegel hersey degisir dönüsür birikir Patlar infilak eder tek bildigim sey budur diyor Ruh bilmez madde bilir diyor iki kafadar marks engels Kimse bilmez bankalar borsalar bilir diyor Korsan kafa global sirketci Blackrok gibiler vesair Türk medya fantazi fahiseligiyse ben bilmem Benim bilmedigim herkesi ve herseyi esim bilir kaynatip onatiyor Dejavu…! Veni Vidi.. Yuro dolar böylece onbir yirmi Yokluga ve zikkimin köküne denk gelen Zemberekten sarmaldan
….. EKXENTRAL DÖNGÜ …. Demek sen de bilmiyorsun Hay aksi sey, bilmiyorsun sen de demek.. Gir günahima sevabimiz olsun gövdeye koza Yayilsin gece, sevinsin sokak, kilit kapi en baygin yerlerinde bulussun Sokulmus saklanmis güne konak ve enine boyuna konuk Parfümün püskürttügü kokulardan icerek Herseyi görünmez eden giysilerde gösterisi simsiyah Demek sen de bilmiyorsun zaptedilmemis kaleleri Tarihine damga vuran cigirdan cikmalari Yorgunluguna kurdele asilmamis zirveleri Kadin oldugun halde yalan yanlislarin büyüttügü rüya perisi sanirsin Dogdugu yerde ölmek kadar yeryüzüne Cadde isimleri nufus kagidindakinden daha tanidik gelen Geldimiydi mahle dilberliginden hic gitmeyen exentral Konusmasi bitmis sivasi boyasi dökülmüs Eski fabrikalardan bozma iflasiyla sanat galeriyi Bölündükce kirilan ve bozuldukca parcalanan Demek sen de bilmiyorsun arzusu coktandir uygun ziyareti beklemeyi Öpüsürken bir kadin nasil acilir sacilir Saran kollarina kizil ruhunu Ateslere yanarak boyanir teslim edermis Darmadagin olmak icin cirpinircasina nasil elden avuctan cikan bedenden Korlarda körüklenmekle beraber dipdiri Kalcadan gögüse emerken büyüyüp irilesen Ve atesler icinde dagilir erirken yumulup büzülen dudaklari dilleri Demek sen de bilmiyorsun taaa sokak lambalarina degin ne deprem seydir Hay ksi sey, Saydim otuz iki vagonu vardi saat yirmiüc otuz yük treninin Ekimin ve yildizlarin acelesi yoktu Otobüsten iner inmez sana karsi binalarin arasindan Gökyüzü kaybolmus yeryüzü katindan Ve gecenin giris kapisindayim Isiklari bekliyorum, saniyeleri sayiyorum Her limanda bir sevgiliden zili calip karsilikli zevkini cikarmaya Ne ayna daha sarhos Ne yol ne meyhane senden daha kolay yakin ve güzel Degil hayir Demek buralarin ertesi Yabancisiyim diyerek kacinci güne perhiz Kac bir kacamaktasin Yasamadikca kendini sen de bilmiyorsun Hay aksi..!
….. RADARA TAKILAN ….. Söküntülerden kalintilardan Yoklugu tamir etmek kadar verimsiz elverissiz Yolculuktan dönen ucaklar gibi icinde kirli ve kullanilmis nefeslerle Gökyüzüne biraktigi yerden bilmem kac bin kilometre uzakligin Geri dönüsümlerine hani nasil desem… Takil kuyruguma bize gidelim siselerinden sonraki sehirler gibidir Kafayi ve kalbi bir güzel dagitmadan cesaretin intihar yerini bulamayan Kafayi ve kalbi dagitmadan bütün kirini soysuzlugunu yutkunamayan Coktan sindirilmis irinli iltihapli kollektif sifirdaki Yolsuzlugu ipsizligi ugurszlugu tacizi talani en fahis fiyatla Nasil ucuza getirdigine sevinerek Ve nasil ucuz atlattigina zar zor hayata tutunmalarin Pirtmis poymus makarasiyla mekanigiyle Nasil olsa gecenin gözü kördür karanligindan istifade ederek Hic bilmeden niye zorla sevisir veya kim kiminle hangi geleceksizlige ortak Sahip cikilmayan tohumlasmalari ciceklenip arada sirada Dogum günlerinde veya adsiz adressiz baska baskalara Sonbaharin da elinde kalan bu adar yani… Depoda varmi diye gidip bakarak ikid bire Insana Insana.
…. OLUR MOLUR …… ölenle ölünür mü.. Olur molur . Her savrulan Isiklari kapatin Ampullerime bakin ampullerime der davranir gibi sanki O gelir bu gider öteki sallanir ha sallanir Isiklari kapa nasil olsa karanligin gözünde her yer ayni herkes zirve zibvan Nasil olsa senaryosunu yazan film istedigi zevkten sevgili yapiyor Oram olmazsa burama bakin, Buram olmazsa ciplak falima, kumda sacilmis serpilmis duran Avucladigi memelere mola vermis hicime Kemersiz fermuarsiz Bende dediydim ki mahsus cam dan kirilis kopmus seylerdir Öndeki evler arkadaki soguk fon ve arada kalmis koridorlar Kafesin icinde dügümlenmis bogulmus zamana insanlik yapmaya kalkisarak Ortaya cikan model, direksiyona bagli anahtarin catlak kontagi Harac mezat defilesinin Gerdan kürdan kolye kilot Görünür görünmez kazalar sonucu Tüpten depodan sadece gülme ve aglama krizlerine kodlanmis Iskarta salon züppeleriyle Sahil kizlari gibi hasir sapkali sepette yüzyillarin yuppi yuppi hoy Sabika dosyasinda suc orani yasadigi hayatindan cok ve yüksek Yama söker durur acikta kalan hersey Begenmedigi yerini ayip seylerle kapatarak Atkisiyla kolyesiyle korsesiyle pozuyla tozagiyla Camdan seyler gibi lakirtisina bir kere girdimiydi Bir daha tuz buz olmadikca görüntüden cikamayan Toprak tarim sanayisi her maddeden mamül Saniyede prlayip tükeniyor Her pisman olan durmaksizin ayni kulvarda yeniden Aismis kudurmustan beter fiiline Defilesi gösterisi bitince kararmis cam misali Yürüdükce bant Cözüldükce sargi Ve sarildikca öpüstükce kezzap tükürügü zehir tadinda Nasil üfürüldüyse öyle pörsüyüp sönüyor insandan kalan bosluk Kanun hukuk, Ayip mayip takip dinlemeden
……… GALYA KUYULU AZAMET …… Muslugu acar acmaz Icinde birikmislerini püskürüp fiskirmayi bekleyen iltihap Söyle doktor sözle… Acep ne yapsak nasil etsek gibisinin Ederse bulacakti, ekerse de bicecek.. Ayna tarak firketeye carsisini bozmasaydi aklin fikrin Insani zordan zardan sinayip deneyip geciren bilmecesiyle Bir taraftan da ya sifirda yasam sermayesini tüketecekti tiraj Veya sifirdan bile cok Cok Coook daha beter ustura ve jilet.. Cerrahindan yolun hünerin timarini terbiyesini belleyip Cünkü rol modeli sahtekar olan hersey Gelecegiyle en zor yüzlesebilen yalan yanlislara hammal ve hamiledir Hayati kaymis felegi sasmis dünyasi ve insanligi kararmistir Debelendikce dipten dibe Sarpa sardikca cölden coraga azgindan sapkina Filama inip forma cünüp patlayinca tezehürat ve türübün Kiyameti koparacak birbiri üstüne cullanip cöken izdiham Cünkü rol modeli yalan yanlis sahtekardan olan Kendini döller tohumlar ha bire durmadan, hesabini pis yerden keser hayat Bogulan dans berbat olan ugultu.. Iinin de kötünün de Kadinin da erkegin de Aydinin da yobazin da Alistikca aklini vicdanini sorumlulugunu bilincini Ve toplumunu ve insanligini, herkes herseyini Kaybederek yeni normallerin kiyamet kasirgalarina yigilip birikerek Insansiz döllesmenin , yapay zeka kulucalamanin Laf acilinca hep maldan mülkten hirstan yaristan gücten ihtirastan tesekkül Bahseden ve dilinden itibarindan hic düsürmeyen tespit ve tesekkül Uyuz soysuz yavsak asalak ve sahibi olan iblislerin ta kendisidir cünkü Deposunda dükkaninda ondan bundan her cesit tür ve mesai bulunduran Ne dogrusu net ne yanlisi kararli veya her ikisine biren Her farazi ve bulanikligin ifadesizligiyle yalani yanlisi gücü prayi tanri bilip Her sekil harami ve haydutlugu hatasiz kusursuz mesru yollu Takdire sayan masum mübajh ve vazgecilmezlige kutsayip Yüzüne sidiklesen yagmur sanir.. Degirmi degirmi Galya kuyulu azamet ve alamet
….. FLU DEViN ……. Deli olmak Olmamaktan cok daha iyiyse Ilacim olsun varsin gelsin gitsin Gelsin gitsinler ekim kasim Üzümün kiyisinda fener fenerin kiyisinda demli ve susuz dünya Durmasin pilak mundurandan ayaz calsin Insan ne kadar olabiliyorsa ne fazla ne eksik kalorifer dibi bir yerden Pencerenin görebildiginden ötesine Ha meyhane Ha tumarhane Ha duvardaki kirik cizik kalp Söz aldiysa gelmekte olan kar Ha sen yahut ben ha kurulu soba Deli olmak, ki eger, olmamaktan cok daha iyiyse
……. NÜ CAKRA … Her bir nü cakra Dokunabildigi diger yere ve bölgeye Henüz kuluckaya yatacakti belki de pantomim Daglar keklik bir dünya idi Telefon kulubelerini evvela iflahi kesik sedyelere bindirdi Ve bu yüzden sanmalar zannetmeler sadece sinema makarasinin boynuna Bilinmeyen bir ilmekle baglanmadan önce dolasmis gezmis kirmenin Sütlegen sütlegen Kanadigi yerden hic durmamak üzere cali cicek ve feslegen Bütün ayriliklar kiran kirana birbiriyle yarisarak Benzi ve künyesi insandan sogumus yalan selama hareket edip Agulanmis bir toprak gibi düstügü hallerin Maksadini kim olursa olsun giden veya gelen Coktan sahibini zirveye asacak siren
……. DUPLEKS FOTOMONTAJ.. ….. Keman calinca sisten yalnizdan ayazdan Günes coktan dogmustur Kabul görsün görmesin boz bulaniklarda kizil yapraklar Davarlar gecmeyecek nasil olsa bu otoban seyirden, yola gelmeyecek hayat Bekleyip duran azat kizlari gibi gecenin Tanisin tanimasin Sevsin sevmesin Bilsin bilmesin önceyi sonrayi Rokn rol ve yarim porsiyon tango sektirircesine karanlik sokaklara Kapkara caddelere Dumana sönük isiklar altinda ve buz gibi yitikler ardinda Maddenin bütün hallerinden en cok pihtilasmis kan Deterjan kusnugu sampuan damlasi gibi sizlayarak Morluklari hic bir maskeyle kapanmayan Ruhu yaralanmis bedeni cürümüs kirik dökükleri hic bir tendürdüyot Yahut estetik cerrahi celatligi gizleyip örtemeyen Kopmus küpesi bozulmus kolyesi öpülmüs delik desik edilmis ömrü Her dokunustan sayisiz sabika ve parmak izli ceset Kondugu fayanslarda Alyansin yaninda Dönüp duran cigliklar gramafonunda Gezgin odalarda kiralik hayatlarda En cok kendini unutmaya üstünden gecip giden zaman Parlak renkler kanatarak müsteri olan herkesi koynuna saran Yari tok yari ac umumi hikayelerin Yanmadik yerleri kalmamis mumlar gibi Öncesi renkli sinema sonrasi daracik saklambaclarinda tikanmis kalmis Kirik ökce mor ruj Muhtaca birakilmis buzlu camlara konmus Kabir azbindan cok daha beterlere tüm dünya servetinden vazgecmis Her damladan döl yuvasi Her naradan kirli gülünc Her boyadan insan teniyle Her kabustan arta kalan diri diri ölüyü Günes dogmus aslinda coktan da Cökmüs duman kalkmadikca tayinda diyetini ödesemeyen takas Ömrübillah künyesi disarda kalan ayaz Tabuttaysa henüz kiz Dahasi hayal meyal kadin..
Savasin sürdügü yillarda, H( hikayenin ilk basildigi yayimlandigi ve romanlastirildigi kirkli yillari baz alarak ) HITLER gibi bir carmihin gestapo postallari gölgesinde müze gezmeye, parkta eglenmeye, sergi bakmaya bar pavyon seyretmeye gibilere gidip geldiyse eger, cok da mümkün gözükmüyor SABUNCU olmak fabrikaörlügünü kurtrmak icin RAiF EFENDI´nin, Kürk Mantolu Madonna`yi sadece resminden bakip baygin olarak , ne tesadüfse iste hayalin hakikisiyle gece klüplerinde tütünlü dumanli yanan tutusan hem kivrak bohem, hem kiskivrak solist, hem de kiz kiza feminist ( !) MARIA PUDER repliginden klasik romantik harukuladelikleriyle; ve hikayesi cekmececi RASIM`e kalan hüzün mekigi sardirmak.. Ama yillar sonra …
Ve halen de gecmis trenlerini hic gelecegi yok yerde ve hareket saatlerinde beklenilmeyen garlardan , urgan ipi kendirle bagli bavullara konulmus bilinmez yarinlariyla ve isli nuharli kervan vagonlarindan , savasin yakip yiktigi enkaza dünyanin en kalabalik SANAYI ve INSAAT ameleleri olarak taaa oralara su ekmek pirinc bulgur ve endisesiz kaygisiz güvenli -düzenli gelecek icin gidenlerin milyonlarca gercek yasanmisligi oldu, hele de savas sonrasi kocasiz kalan kadinlar ve erkeksiz kalan kizlariyla neresiymis dünyanin ucu bucag, neymis yokluk, kimmis muhtac ve MUHANET, ALMANYA baslikli süregiden YURD DISI insan masallari. Cocuklar da kaldi bu yokluk cukurunda ve hic bir yere ait olmamanin kültür ve yabancilasma bocalamalari komasinda. Ki bugün, sorsalar kimse kalmaz firsatini bulsa herkes kacar YUR DISINDA YASAMAYI terkeder sirenleri yanip sönerken Türkiye `de, farz ola ki gelseydi RAIF`ilen MARIA PUDER… ask romantigin ömrü kac saniye vucut bulurdu kulüpsüz gece mesaisiz sabuncunun malikanesinde ?!
Bu yüzden ;
`kalbime benzer taslari Heybetli öter kuslari Göge deger baslari Benim meskenim daglardir daglar ` ..demediydi ya bosu bosuna Sabahattin..
……
SÜRCEMRE
……
Igde incir tartarken
Zincirli terazide cercicinin elleri
Ha dese fayton cikip gelecekti kamci kirbac kavis dönerek havada
Bir anligina paydos edecekti cocukuguna dünya
Defter kagidindan bozma ucurtmalar ucuracakti
Cebinde koynunda bir kupa dolusu alic onbes yirmibes kurustan
Yüzü yarina dogru
Ve yüzü kaysak gülec piril piril tertemiz güz günesli gökyüyü
Sonra gökkusagiyla bulusup
Talih kusu yilkilandigi kafesinden duasi kabul olmus gibi
Sevgilimse sonbahar
Sonbahar..
Seyfi
……
KIYASSIZ DÜNYA DÜZENEGiNE
…..
Ana rahminden basliyormus her bir iyilik kötülük insanlik hayati ve DÜNYA TELASESI ya, ayni ve bire bir kosullarin yedigi ictigi davrandigi döndügü dolandigi yasam döngüsü sürüncemelerinde en kücük ayrinti farkliligi dahi olmayan günlük hayat kac göcünün beton kusatmasina bogulmus kaybolmus iki insanindan biri, kirsal kesimde dogmus büyümüs fakat göce sürükleyici tasinmaya zorlayici sürgün baskilarin sonucu bilip tanimadigi ve durmaksizin büyüklük kavramini icinde yutan kent sarmalinin sürekli ihtiyaci artan; ve bir türlü artan ihtiyacina yetisemeyip kendine ayiracak özgür, özgün, saglikli ve dirayetli huzuru dengeyi düzeni ve zamani bulamayan iki insandan KIRSAL KESiM özgecmisi olani basedemedigi cagin HASTALIKLILIK sirasinda saymakla bitmeyen dert ve illet sahibi olurken, yedigi ictigi dolastigi yasadigi fakat ANA RAHMINDEN beri bozuk kent karmasasinin kirini zehrini hektigini gida ambarini yahut korku kaygilar telasini ayni olan bir digeriyse SAGLIK SEKTÖRÜNÜN huzuru -sihhatli insan iyilestirmekten ziyade HASTALIKLI müsteri olmayi sart kostugu ve cogu cevre kosullarina bagli salgin ve bulaslardan nispeten daha ucus siyriklarla atlatip dinc ve diri kaliyormus.
Cünkü kirsal kesimden göcün baskiladigi sebeplerle sonradan gelip beton bloklama sehir saretine yerleserek hayatini sürdürmek zorunda kalan kisiyi, tabiatin kurali geregi icinde kendini bulmadigi ve hic bir zorlamayla düzenini dengesini kuramadigi eziklik bozukluklara ruh ve bünye algilayip alismakta tepkisini kendi kendini cevre kosullariyla birlikte imha etmeye saldirganlasip,hic karsilanmayan yahut itibar edip umrsanmayan saglik sihhat ve huzur dengesindeyse, tepkisini omur kas kalp beyin seker doku organ allerji depresyon gibi artik hic kimsenin yakalanmama gibi hic sansinin olmadigi ( cünkü bütün kentlerin yükünü cekip kahrini tasiyan yogunluklu nüfusu sonradan glenlerin öksüz yetim yitik yabancilarindan olusmaktadir ) saymakla bitmeyen ölüm zulüm seansinin zaafiyetinden avlanilan soygun sömürü sistemtigine kul köle edildi. Cünkü özgür dogayla tabiati ayni, Ana Rahminden itibaren dünyayi daha dogmadan anlayip algilayamadigi sehir molozunun aksine duyuyor sesizyor tadiyor dinliyor ve dilinden dillenerek, vakti saati ömrüne es degerlerde yudumlayip sindirip yasiyordu..
Bir sonbahar geldi gecti böylece. Yagmur yagacak uzun ihtiyar yazindan sonra galiba. Olsun varsin yagsin konumuz bu degil ki zati. Gecmise ve gelecege dair hic birseyle üstü örtülmeyen veya degeri hic degismeyen yasamsal veriler, olaylar, olgular, olacaklar yahut olmasini ister istemeze tespit tenkit sorgulama ne kadar saklamakla veya kayitsiz kalmakla asla yok etme sihirbazlgi söz konusu olmayan GERCEKLIGIN klavuzluk ettigiyle tedavi bulursa, ordan da dengesini dünyasini düzenini kurar, onur , ilgi, akil , fikir, saygi, saglik, dirlik, gecim, huzur ve itibar.
Bu yüzden de raf ömrü sözkonusu degildir; insan kolay ve güzel yasamaya düs kurup hayal besledikce, zaman caglayani hep ahte ,dünya topraginda ve tertemiz kaynaklardan akip belenecektir. Nerden nasil beslenirse su hava ve toprak, insan da aynen oradan. Dosluk sevgi özgürlük ve digerleri gibi, asla ve hic, paraya güce gösterise piyasaya pazara borsalanarak kiyas edilecek sey degildir dünya güzeli insan ve ona dair dünya düzenek..
Seyfi Karaca…….Ekim / 21
….
BOP YÖNLÜ ZORUNLU IFLAS
…..
Bulan bilen medeniyeti varsa kalici uygarliklar kurar insan ve dünya
Itibar ettigi adil paylasimlarla özgürlüge saygiya sevgiye
Dogru yerde vicdani sorumluluguyla beraber kullanilan güc ve otoriteyle
Yapilirsa ihya olur istikrari huzuru güvende olan hayat
Yapilmazsa birbirine bagli kokar cürür yozlasir yikilir ve yok olur
Gercegi olmayan karsliksizliga yalan dolan sahtekarlik hurafelik molozu dolar
Yasamin bütün saptayan taniyan eviren ceviren tespitinden tedarigine
Dönüm dolasimlarini ne bulan ne bilen olmayip
Kiymetsize cikardigi eldekileri de satip savuran
Herkesin hakkini yalnizca sahsi doyumsuzluga haydutlaninca
Buyrulani carsilanip tüketmekten baska secimi caresi yoktur
Kümenin ortak noktasindaki sag sol yaparak
Türban femin bozma karma kurrradan cikan kesisimin
Cünkü orasi en cok haksiz hukuksuzluga can veren
Ve kann kaybeden kurakligin yoksulunu oynayan fukaracik ezberi piyestir
Hir gür aykiri ve karsitlik profil ekseni üzeri
Fakat ayni piyasa furyasi sosyetede en kral poza müthis özcekim
Kaybettigi hayata uyusup alisarak tükendigi herseyi zamanla kutsayan
Koordineli koordinatli kozmeteryayi küresel kapsam dahiliyle
Hayatini kaybettigi seyler arasinda cöp sifatiyla karsilikli pistilenen
Aklina
Karakterine
Bellegine
Bilincine bop nufusuyla calisip islerken güdümlü kodlanmislar
Piyasa esaret sürgünlügünün kusattigi zorunlu iflastaki
Bildigin buldugun birsey yok
Bulunmus ve üstüne cökmüs olduklarininsa kiymetini bilmeyip
Ya yikiyor veya yikiyor yakiyorsun
Her bir görevi kötüye kullanmak suistismariyla hayattan
Etrafina baksan hersey senden degil sana yabanci
Üretmedigin
Ve kesfini tanimini tarifini yapmadigin hayati yutturup yedirtiyorsun kendine
Ve vucudundaki hic bir bedensel dokuyu
Bünyesel künyeyi
Bagli bitisik organi
Varliksal insanligi
Ve duyumu veya duygusal düsünceyi hic kullanmamak adina körkütük
Söhretliler sabikasinda erkege benzeserek özgürlestigini sanan kadin
Yahut centilmen ceketini soyunarak kadin giyinen erkekten
Modasi bundan götürüyor diye her ikisinin de üreticisi kurgucusu
Ve kullanicisi ayni tanri ve patrona ödenmesi gereken diyetten
Hayatin pahasini yüke tartiya ve tarza denk getirerek
Tüketim piyasasinda ne varsa hersey sana ayar seninle muhatap
Yasadigin tabut
Ölüp üzüldügün sanat sinema dil edep edebiyat sana yabanci
Bulmadan bilmeden kalibina özendigin kaliteden senden aykiri
Buldugun bildigin birsey yok oldugun olacaginsa agim agim agit nizah
Zor bela
Islevi degeri icerigi bitmis zamana yenik alet adavat gibi
Kredi kartiyla gösterisli ambalajin borc yüklü carmihtan
Sükse yapip soytarilik makarasi ceviren sefil yoksulun
Mobilyadan caddeden arabadan tarikattan meyhaneden bardan
Formasi bütün renklere kavgaci gürültücü forslu fiyakali militan
Dem vurdurarak yaygaraya oba yikik asiret harap
Herkesin bir tarafi var kapismasindaki her yeri gören
Ve her yeri heryerden görülen okkali bir cukka kapmanin gecesi gündüzüne
Hersey degisir karisir bulasir evet de
Ismi üstünde diri ve dirayetli durmuyorsa yalan alir satar inanc ve itibar
Nesilden nesile bulup bilmedigini hatali kusurlu kullanarak
Erir cürür bozulur bozguna ugrar insandan sonra
Sabikasi sucu vebali katili yine kendisi olan insan
Alisarak harami düzenine birlikte uyum saglamanin makinesi mekanigi gibi
Sag sol yapan siyasete kul kuyruk beton blok
Sonu gelmez catisma kültürünü besleynler arasinda türban takkeye
Ayarli kurgulu feminist manupuleli manifest..
Kurgulayani kiskirtani azarlayani azdirani yönlendireni yöneteni
Kurcalayan karisimin ayni mal emlak insan ve emtiya sahibinin oldugu
Telif ve ticari hakki sakli gizli olmak kaydiyla ayni hayatin
Birlikte modasinina magazasina carsi bazar apartman ahalisi
Dogum günü hatirlatmalarina benzer takke türban
…veya boyali baloncuklu feminist ahkam
Seyfi Karaca………Ekim / 21
….
AMBULANSTAN HEMEN SONRA
……
Ben diyorum ev yaptim kalbime
Sen diyorsun boncuk moncuk eksik kapida sokakta
Feryal..
Feryal ….
Sandiktaki masrafa
Yüz görümlügüne
Hanim hanimcigim doktor moktorcugum yüksek türbülanstasin belli
Lakin düsüs kur yüksek faiz bilmem anlamam ben
Dünyada dolasan reel üretim ve tüketimin üc misline
Hic bir zahmete katlanmaksizin katrilyonlari kumarhaneleyerek
Ölmüs gömülmüs iskelet hayati yasayan yedi sekiz milyar insandan
Bu pustluk pezevenlik kerhanenesini feryal..
Demokrasinin vazgecilmez kidemi kalitesi biricigi ve yeganesi diye feryal
Tas yerinden bir kere oynamaya görsün ki…
Hele bir görsün ki…
Bicagin girdigi
Tecavüzün sindigi sokuldugu
Sonu sonsuz yikimlari imar eden mimar mühendis mütahit veya holding
Veya piyasa kazandikca, gise rekor kirdikca
Felsefenin en dogru yerinden insan kavradigini idda eden pustun pezevengin
Bicak bir kere girdimiydi feryal
Anlamam ben demokrasi receteli
Damgasi patenti ciyan paket haptan suruptan
Damla zehirinden bir yudum firt cektimiydi, doktor moktor..
Ölmedikce yahut öldürmedikce birakmayan yalan dolan hirsiz haydutun
Ertesi günü ise gelecek
Carsiya gidecek
Ne kusulur sidiklenirse akla fikre hafizaya ve istaha
Saniyesini sektirmeden yutkunup sindirecek derecede azar kiyamet
Kopar kendinden haddinden hatirasindan insan da
Maliyeti cöpten daha ucuz
Haysiyetsizlik mülküne cüzdan bozuklugu sayilir
Ben ev yaptim kalbimden diyorum bak feryaaaaaaaaaal
Sense boncuk eksik ambulans giris cikisi yok diyorsun
Daracik yerden
Saat dokuz bes gibi mesailer sonrasi ancak
Dapdaracik öpüsme sevismeler randevusundan
Seyfi
……
ÖYKÜNDÜGÜNE ÖZENEN TEKiL VARSAYIM 2
……….
Sen mi buldun kibriti ? Hayir, bulanlardan yandin yandirdin evi barki ormani konuyu komsuyu colugu cocugu soyu soykayi da ; baglar bozdun, daglar devirdin, dereler doldurdun, yiktin viran eyledin obayi töreyi sazi sözü kültürü esini evrenini dünyani düzenini ve toplam zarar ziyanla kendini.
Kerpici sen mi buldun ? Hayir, bulanlardan yaptin yapilandin, bostan ektin, bahar donandin, bayir gezdin, yagmur süzdün, kar bekledin, toprak eledin , camur pisirdin, ocak kurdun, duman tütüttün, bahcede dolandin , döndün gezdin dolandin sigindigin kerpicten derme catma sapa saglam dünyaya her yerden en güvenilir evin horantan sayip inanarak, güvendin, sarildin, uzandin, oturdun, sokuldun ve yatak serdin yorgan örttün ask katigindan sevgiyi saygiyi insan olmanin hayrina mest ettin.
Sen mi buldun tekeri, pullugu, mibzeri, patates toplama makinasini, havuc rendeleme kevgirini, kartezyen kuyusunu, su tulumbasini, cesme kurnasini, pencere cercevesini, kapi mandalini, kornis vidasini, dokuma cikrigini, torpido civatasini, oda sobasini, kalorifer tesisatini, duvar boyasini, banyo takim ve malzemesini, …Hayir..!
Sen mi buldun, demir bakir kömür celik cam pilastik kalay körük alasim ve bilesenlerini, sen mi buldun daktiloyu, cingirakli cingiraksiz saati, karbon kopyasini, cimentoyu, kiremidi, tuglayi, sohbeni, igneyi, civiyi, sandalyayi, makasi, mürekkebi,
Sen mi buldun elektrikli süpürgeyi, hidraulik sistemini, peneumatik refleksi, atomun agirligini, azotun miktarini,cekirdegin yogunlugunu, rüzgarin cevirme gücünü, günesin katmanlarini, ayin diger soguk yüzünü, özgül kütlenin hacmini, faraday kanununu, arsimet ölcüm birimini, paralel evrenleri, radonu, magnezyumu, boraksi, titani, vanadyumu, marsi, neptünü, uzaktan kumandayi, isiga duyarli sicakliga hassas termall mermal sinyalleri, hapi ilaci surubu…sende olmayan dünyayi sen mi yordun örgün kurdun kuruldun..? Hayir..!
Sen mi buldun , filitreyi, sibobu, lokma takimini, döverbiceri, traktörü, greyderi, kepceyi, torna vidayi, kaynak cubugunu, zinciri, halkayi, halati, süngeri, parfümü, pedali, paleti, matkabi,lazeri, kompresörü, tuvalet fircasini, sampuani, bisikleti, otomobili, büyük kayiklari, kücük jetleri, koccaman gemileri, koca koca kocaman römporklari, vincleri, fabrikalari, atölyeleri, damperi, kamyonu, kremi, telefonu, telsizi, yara bandini, ecza dolabini, cerrah malzemesini, moda tasarimini, elektro gitari, baz puanini, kumbara kilidini, radyoyu, ameliyat ipligini, televizyonu, bilgisayari, hard diskini, veri deposunu, mega gigabayt toleransini, insan sifreleme ve virisleme salginindaki , sen mi buldun ölü hayatlarin kullanicisi tasiyicisi oldugun halde, farkina bile varmadigin kukla kuluckasi zavalliligi nasil yenilir yutulur istahla harcayip tüketerek,hazmedip sindirdigin izahsiz kabulü ?.Hayir, bulanlarin, kuranlarin ve kurgulayanlarin yapim yönetim karargah kaynagina büyük bir özenti övgüyle öykünerek, icinde yerlesik yasadigi güdümlü -bagimli davranis ve kisilik bozuklugu aliskanliklariyla her türlü iradesiz yetkisizligin ezik, yoksul, bitmis, ve kahrolmus asagilik duygusunun kendine üstün gelenlere ( Uygarlik Kuranlara ) ufalip egilip kücülen takdir, tasdik, onama yahut begenileri icin, en önde gelmenin buyrulandan bile öte harcanmisligini kullandin, taksdimini yaptin, kalibina girdin, kulluk köleligini sagladin sundun.
Günün veya hayatin neresinden bakarsan bak, seni cevreleyip kusatan tutsaklikta deyim yerindeyse igneden iplige hic birseyi kendin üretmeyip, dünü harap gelecegi rehin envanterde en lüks, görgüsüz ve gösterisli hovardaliktan ihtiyatsiz cekingesiz HACIZ MOLOZU olarak tükettigin herseyin dünya alem ahiretler ilgisizi liyakatsizi kayitsizi ve sorumsuzunda en birinciligi kimseye birakmayan kendi hayatinin yabancisiyken, tüm bunlarin karsiliginda dilini kaybettin, topragini ve ülkeni her döviz kara borsasinda satarak övüne övöne bir oldun, inancini her tacir tüccara devre mülk ettin, yolunu yitirdin, kültürünü kaybettin, tarihini cöpe attin, karakterini kulun kuluna kurban ettin, vicdanini ahlaksiz soysuza heba ettin, insanligini kibirli heybetli para güc ve ölüm zulüm fabrikasyoncularina kul köle ettin, kisiliginin bozulup berbat edilmedik hicbir hayati degerini koymaksizin harama vurguna soyguna sömürüye ihale edilmedik hic bir haysiyet ve hassasiyetini birakmadin, ne ev kaldi ne yurt ne gecmis ne gelecek, hicbir etkin yetkinligin irade ve idre sahibi olmayan soyut SABIKALARIN siddetini gerilimini bunalimini bizzat icinden yasayip hergün artan istahiyla derinden derinlere gömülerek, istikrarsizligin kol gezdigi ve haksiz hukuksuzlugun kaniksayarak kabül gördügü talanu tecavüzü yagmayi vahseti ve dehseti icsellestirerek git gide masum gördün , savunur hale geldin.
Yani adam veya kadinlarin TANRILIK ETTIGI ve INSANLIK ÖLÜMÜNÜ hem paya hem de paydaya esitlestirdigi ; ve ayrica tüm yeryüzü insanligini MUTSUZ DiRLiKSiZ yokluga, zügürtlüge, avarelige, lümpenlige, bilgisizlige, bagimli -güdümlülük afyonlarina , kutuplasmaya ve doyumsuz -kanaatsiz üretmeden üketenler bagimliligina sabitleyip degersizlestirdigi, sürekli eksiklik yenilmislik sucluluk duygusuyla, kendi varligina, hayati gercekligine, somut kisiligine ve hatta kendi sahici olan yüzüne dahi ORTAMA UYMA kistas baski ve kumpasindan bakarak yadirgayip yabancilayan dislayici igrenici ÖZGÜVENSIZLIKLE,yetersizlikle ve kuskuyla düsünüp davranarak, hissiz ruhsuzlugun tutsak kafesinde kur yapan sefaletin ihtiyaci hic bitmez muhtac müsterisini pozlanip piyaeslenmektesin.
Kadina özgürlügü sadece barlarda aksam karanliginin gün batimindan itibaren sürükleyip girdaplayan akintilari icinde öznesi kim, yüklemi ne, dünyasi neresi kendi dahi bilmeyen araliklarda bir yerdeligin bulasigini boyasini üstüne örten simsiyahligin sarhosluguna salip, raki icen, futbol konusan, berdusluk eden ve hatta `LAN`diye okudugu kitaplardan yahut seyrettigi repliklerden mafyalasmis dayilanma ve diklesmelerin KIMLIKSIZ SÜRTÜGÜNE belli belirsiz damgalar vurmak sanan FEMINIST NÖTR..
Bilmeliydi ki, tüm yukardaki hayatin kullanim geregini yerli yerine oturtabilenlerin ögrettigi ve ders verdigi IHTIYAT yeriydi UYGARLIGI kadin erkek hic farketmeksizin, ayni degerlilikle ortakca kotarip kurmak. Cünkü gelir, adalet,kültür, bilgi, beceri, üretim, emek, saglik, sipor, vicdan, akil, fikir, sevgi, saygi, toprak, yurt, onur, itibar, dayanisma, cesaret, egitim, sanat ve nice nice paydaslari olan sosyal siyasal ve tolumsal iradeye itibarli paylasma duygusu ve birebir hayata gecirilisi, UYGARLIGI KURUP YASATANLARIN kutsal ve kurumsal kaynaklaridir. Orda saglanan hic kimseyi disarda tutmayan yahut herkesi icinde sarip barindiran huzur, ayri gayriligi olmayan kadin, col cocuk herkesin güvenli saglikli mutlu dünya siginagidir. Degilse, her toplum yön durum ve tarafliligini adlandirip ayristirarak, KADIN HAKLARI, COCUK HAKLARI, HAYVAN HAKLARI vs vs diye sonu gelmeyen kovulmus parcalanmisligi AYDIN OLMAK veya ILERI DÜSÜNMEK pozuyla, tam da istahini ezerek üzerek bogarak yalniz yitik yabanciya ayrismis kopmus paramparcaliliktan UYGARLIGINI KURANLARIN bekledigi istedigi kurdugu ve ayarladigi kulu köpegi olma sefalet sosyeteciligidir.
Ayrica Türk CALISMA HAYATINDA is arama kaygisi olmayan ve tuzu gayet kuru olan memurlarin orani iscilere veya hayati esasta üretenlere kiyasla kat be kat fazladir. Buradaki yapan yönetenlerin de en az yaridan fazlasi kadindir..Eger ona yönelik siddet varsa kendi kendini hatasi sabikasi nerdedir , arizayi yoklayip silkelenip sorsa ya..! Paylasilmayan degerlerdir, veya arttikca artan borc yüklü, hovarda tüketimli öykündügüne özenerek soyut varlikta sabit cisim göstermeye ( femin nötr türban mürban karsilikli kapisarak birbirini yedekleyen sevismelere gibilere mesela ) kisi veya katman kesim bazinda degil, herkesi tepeden tirnaga sorgulayip sorumlu tutan.
Mesela, yalnizligini yutan ve bogan cözümsüz caresizligini susturup avutmak icin, kendine yapilan baskiya bin katiyla gardiyanlik ederek yitirip kaybettigi bütün insani degerlerinin BUZ DOLABI iliskisizligini, hayvanlari sevmekten ziyade adeta hayvanlasarak ruh ve beden degistiren kulüpten borsadan..
Yüzyillrdir DOGU MISTIZMI -BATI AKIL FIKIR GERCEKCILIGI diye duya, TANZIMAT` tan DIVAN edep ve sanat edebiyatina hasil vasil kendi öz kaynaklarindan kültür, kurum, alisanlik, arac, gerec, paylasim ve UYGARLIK kuramama sebebiyle, hep üfürsen ucar kartonculuguna bina olan seylerin kendini yelleyip FISILDAYAN ve öyküsü hikayesi olmayan muhtaciyla bugünleri BOP ESBASKANLIGI diye kurdu kuruldu ve hayatin her yerine nufuz ederek kurumsallasti, kisi baz istasyonlu, toplumsal ivmeli, yagma yikim ve talan.
Ve burada kiran kirana kutuplasip kurulmus BETONARME ve SÜPER MARKA maskarasi hayatlri birlikte tüketerek karsit olanlar, hep bir IMRENDIGINE özenip ÖYKÜNMEYI ve bu sayede rafta depoda vaizde panoda sitede kitapta karede kösede bucakta görünüp kabul görmeyi kendine yasadigi hayatin onur belgesi sayan, bütün kutuplar ve karsitliklar hem birbirini delik desik eden hir gür nizah dehset nefret öfke patlamalarinda ayni kimyasal zehirleyenlerle besleyip büyüttügü kopukluktan col cocuga karisip giderlerken; ve ortak yasam degerliligine birbirinden huy devsirip duyarsiz ilgisiz cöp ve moloz artirir yigarlarken, dengesi düzeni olmayan kurak ve kuru gürültüler istikrarsizliginda alismis kokusmus cürümüslügün birbirinden ayrilmaz opmaz `tecavüzcüsüne asik` hallerini yasamakta ve yasatmaktalar.
Seyfi Karaca……..Ekim / 21
….
TUTULUM
……
Portakal varken
Ah o siyrik yok mu
Bendeki yara izi ve sendeki
Sicacik yumusacik cizgi
Catlamis nar gibi
Iki dudaginin derinleri arasinda dillenen
Bütün yoksulluktan kalan seylerin bahtina ziyaret sofrasi seren
Ellerin senden evvel sarhos, kenarinda dokunur dolasir gibi rkek ve titrek
Hersey lyikinaysa sanindandir sevismeler
Ask lir calar sen dinlersin
Atesleyen odalarinin
Sirasiyla sevisen baldirin gerdanin
Galerilerin ..
Halden anlar
Yere düsen hersey mutlaka gökyüzüne yansir
Sanir misin ki her dudaga dokunmayan dilimi tepeden tirnaga
Daha kac gün oldu alali bile demeden kopar dügme birden
Kac gece ac saat ya da ben,
Tutulumun ay gördümlerinden
Seyfi
…
ÖYKÜNDÜGÜNE ÖZENEN TEKiL VARSAYIM
…..
Bireyler her diledigi usakligin dalkavuguna, yandasliligina, yardakciligina, yalakaligina, bahanesi ne olursa olsun tüm yanlislariyla kendini gerekcelendirip kutsayan haklilik payina kukla corak cömez ve özgürken, toplumlar, iradesiz yetkisiz birlik beraberlige esir ve tutsaksa eger…burdaki ahmak avutan SAGLAMADAN kültür biriktiren, dogru-dürüstlüge inanan, mutluluk artiran ve UYGARLIK üreten etkin-yetkin insan türü ve cesidi asla cikip dogmaz.
Fotograflarda donup kalan; ve sonsuz bir lacka liyakatsizligiyle ilgisiz kayitsiz hic bir katilimciligi olmayan kenar süsü , dört duvar tutsagidir, ANI YAKALAMAK adina sonsuzlugu herseyiyle ebediyen heba eden savrulmus sökün olmus kiyassiz kontrolsüz tarumar.
Cünkü ÖZENDiGI ve ÖYKÜNDÜGÜ kaynak ve kökenlerin müsterisidir bütün yeryüzü hayatini icinde barindirip besleyen INSANLIK. UYGARLIKSA, ayrisiz gayrisiz bütün toplum katmanlarinin birbirine kin, nefret, hirs, garez, fitne, fesat, kibir, acgözlülük, tahammülsüzlük, sevgisizlik, saygisizlik, sorumsuzluk, bencillik, bunaklik gibi gibilerini yüklenip cullanmadan; hem KADININ hem de ERKEGIN vazgecilmez hayati degerliligiyle kotarilip kurulacak olan yasamsal zenginligi yapilandigi kaynaktan üreyip beslenip büyüdükce deger artiran külliyattir.
Bu yüzden, neredeyse hic bir alanda ÖZGÜN üretkenligi ve ÖZGÜRCE paylasip tüketme aliskanligi olmayali yüzyillar gectilerdeki TÜRK toplumu, kayitsiz liyakatsiz, sürekli yer zemin zaman kisilik dil kültür karakter akil fikir yol yordam degistirerek , degistirdigi her degerlilige sonsuz sinirsiz olumsuz degersizligin kokusmuslugunu, yozlasmasini ve cürümelerini imar ve imal edip, zorla tüketimin Pazar piyasasinda sanki iyilik güzellikten baska hic birsey olmuyormus kaniksayan kabulünü kendi varlik yokluguna yedirip yutturdukca, iflah olmazlarin kitlik kiyametine sürüklendi; ve halen de ayni dipsiz derinligin kabir azabini didikleyip desinmekle mesgul, ANI YAKALAMA derdine düsmüs yikim yagma fotomontajda.
Cünkü neredeyse üretmeden tüketmenin mecburi istikametine soygun talan isgal ve sömürge pazari müptelasi oldugundan beri, MEDENIYET ÜRETENLERIN ürettigi herseyi öncesinden sonraya katlayan cezasi ve faiziyle beraber ülke degerlerine ve günün ahalisine geleceksizligin nesillerine bütün hayati degerde nesi varsa SATARAK kendine ÖVÜNC payi ve SAHSI CIKAR paydasi saglamakla mükellef bedel ödeyen bagimliligin izini yolunu ve buyuran kukla hükümranligini takip eder.
Günün seckisinin olan katilanlar arasinda okunan begenilen sevilen popülerligi faturalanan birincisine, gise rekorlarina, pazarlik kiskirtan hesabin en kabarik cüzdanina, giysisine tirasina makyajina forsuna pozuna maddesine malzemesine veya satiliktir yazan ürün getirisi en yüksek ambaradepoya tartiya kantara podyuma gösteriye gösterise akil fikir niyet meram ve maksat hasilati icindir bu bilinmez belirsizligin kaptirip götürdügü izdiham .
Bu bakimdan da neredeyse yüzyillardir teknolojiye, bilime, ilime, liyakate, egitime, üretime ve toplum -birey arasi hassas dengeye özen gösterenlerdir, tüm olumsuz sonuc ve gidisatina ragmen DIGITAL CAGA ve ötesine MEDENIYET üreten. Neredeyse edebiyattan sanata, sanattan siyasete hayatin her alaninda burada hic bir üretkenligi ve saglikli dengeli paylasimi olmayan TÜRK TOPLUM YASAMININ herseyi ÖYKÜNDÜGÜ KAYNAGA, yani kuramadigi medeniyeti kuranlara kedini begendirmekle ancak var olan sahte, yapay, taklit ve yasam gercekliginin tam tersidir. Derdi cok satanlar gisesi faturasi listesi yahut etiket birincisi olmanin disinda hic birseyi algilayip duyumsayamayan, siddet nefret fuhus furya bagimliliginin maddesini isler maddesini örer yogurur.
Ordan tohumlanan bütün fikirler duruslar davranislar, KARSITLIK üzerine kurulu hir gür kavga nizah rahminden, hicbir anlasilir noktaya varmayacak olan en üstün elme ve üste cikma gayretine caba güderek vaktini öldüren varligini yoran calkanti ve kargasalarin gün avutup hayati kaziklama ARABESK -ALAFIRANGA angaryasidir. KADIN FEMiNISTLER sanki pisokopat erkekleri her yanlisina arka cikarak ASKIM-BEBISIM diye diye, en siddetli sahneleri doyura seytrettire zeka küpü sandigi fakat esasta her bilgin yetkin toplumsal duyarlilik sahtekarlari olan Cem Yilmaz`dan yahut sine kültür totemi zannettigi Yilmaz Erdogan gibi gibilerinden, toplumun bütün katmanlarinin ortakca kalip giyinip kisilik bozdugu, cehalete korkuya karanliga yalnizliga yabancilasmaya ve ister kadin olsun ister erkek olsun her türlü ilkelligi kabaligi ayrismis kutuplasmis mutsuzluklarin kabullenerek benimseyip sindirmeye hissedar ve paydasi, karsitliklarin catismasini sart kosanlarin tüketim piyasasi kullari ve köleleri olarak kiskirtip kamcilayip yönetip güttügü; ve en basta kadina siddet markasiyla hic bitmeyecek olan kimsesizlige kayit düserek ölüm zulüm, öykündügüne öykülenen küresel kiyamet akintisidir dünden miras, yarina kendi hayatinda kiraci özgür birey, tutsak toplum soytarilayan matraginin.
Seyfi Karaca….Ekim / 21
….
EXiT FINAL
…..
Ipin ucunu cekiverince
Sallanir durur topuz yeri kör dügümün
Burasi..
Umum kapisidir kerhanesine girmeden önceki dünyanin
Köse bucak bozuk paradan daha metalik ve soguk
Pencereden bakislari asili kalan
Ve antikaciya düsmeden en son yanardag sehirlerinin külü dumanindan
Veba ve verem salginlaryla birlikte koyun koyuna yatak dösek escinsel
Üzerinde henüz hic bir antibiyotik denenmemisti bronz renginin
Soy sop carpik ciflestirilmesi yapilmamisti kimseyi bulamayinca
Meyhanede sizip kalan barlar fahiseler sokaginin
Cok ara bir yerde bogulup kaldigindan midir nedir epik lirik didaktik pastoral
Sesinde küf
Cigliginda kurrabiye ezmesi lüks mekanli kan pihtisi
Kadehi devirdikten sonra örtüsünü diledigi sarhosluga boyayan yatak yorgan
Bütün döküntülerini insan posetli pervarzatif dokunus ve temasina
Yaltak kaltak buz dolabi iliskisi yasayan
Dügmenin orta ilik deligini bir türlü tutturmaktiysa maksat
Iste cökmeye basladi en kirilgan yerinden dünya, daglarin boyu
Dalgalarin köpügü
Kumlara kumsallara kurulmus bir aksam sofrasi gibi ruj dudakli
Su ve yakamoz nasil neresi yahut kim olursa olsun
Sanilir ki öbür tarafa gecince gökkusaginin her yer rüyalar alemi
Kirar gecirir beyaz leke siyah tül
En cok yoksul yerinden parlar cünkü artik ata binmesini unutmus dizgin
Yorgunlugu yüzünden okundugu
Konvaya gire cika kazildigi yerden ölü cikan defile ve defin
Pür tetikteki aksafonum saksafonum bekle hele..
Ipini cekince devresi degisiyor güzelliginin, iptal oluyor sevismeleri
Kendini berdusa vurmus kedi kostümlü kadinin
Kuru temizlikcideymis parcalarini ancak doktor seansindan
Ve hamile rengini kumaslanan herkesten
Nereye savrulursa savrulsun ok vuruyor mizrak deliyor
Kaybettikce kaybediyor hayat
Venüsün kacinci ay basiydi kimbilir bugün..
Kacin kurrasindaydi exit insan yilkisi turnike final
Saksafonum saksafonum sen zil zurnayken duyamadim
Herkes mi dedim ben..
Icinde kimlerin olmadigi
Herkes mi,
.. herkes
Seyfi
…..
DEJAVU
….
Döner cark isler kumbara yürür müddet
Yasam sermayesini günden güne calip satarak insandan
Kalmissa eger eskici teknesinde kelepirdir
Hizla tüketilen hersey arasinda
Aklin hazinesine
Zihnin bohcasina
Günün karakterine ve kimligine imyasina hayatin
Karanligini ve karadeliklerini desip oyarak kalintilardan ölü cikan
Vardi ya hani,
Aristo ben bilmem eflatun devleti bilir diyor
Eflatunsa ben bilmem onurlu erdemli itibarli insan sokrates bilir diyor
Sokrates kimse bilmez ben de bilmem ammmaaaaa diyor
Dante seytanin cani cehenneme
Idealistler metafizikciler biz bilmeyiz öte dünyalar bilir diyor
Ispinoza ve ötekiler herseyden süphe duyarim baska sey bilmem diyor
Hegel hersey degisir dönüsür birikir
Patlar infilak eder tek bildigim sey budur diyor
Ruh bilmez madde bilir diyor iki kafadar marks engels
Kimse bilmez bankalar borsalar bilir diyor
Korsan kafa global sirketci
Blackrok gibiler vesair
Türk medya fantazi fahiseligiyse ben bilmem
Benim bilmedigim herkesi ve herseyi esim bilir kaynatip onatiyor
Dejavu…! Veni Vidi..
Yuro dolar böylece onbir yirmi
Yokluga ve zikkimin köküne denk gelen
Zemberekten sarmaldan
Seyfi
…..
EKXENTRAL DÖNGÜ
….
Demek sen de bilmiyorsun
Hay aksi sey, bilmiyorsun sen de demek..
Gir günahima sevabimiz olsun gövdeye koza
Yayilsin gece, sevinsin sokak, kilit kapi en baygin yerlerinde bulussun
Sokulmus saklanmis güne konak ve enine boyuna konuk
Parfümün püskürttügü kokulardan icerek
Herseyi görünmez eden giysilerde gösterisi simsiyah
Demek sen de bilmiyorsun zaptedilmemis kaleleri
Tarihine damga vuran cigirdan cikmalari
Yorgunluguna kurdele asilmamis zirveleri
Kadin oldugun halde yalan yanlislarin büyüttügü rüya perisi sanirsin
Dogdugu yerde ölmek kadar yeryüzüne
Cadde isimleri nufus kagidindakinden daha tanidik gelen
Geldimiydi mahle dilberliginden hic gitmeyen exentral
Konusmasi bitmis sivasi boyasi dökülmüs
Eski fabrikalardan bozma iflasiyla sanat galeriyi
Bölündükce kirilan ve bozuldukca parcalanan
Demek sen de bilmiyorsun arzusu coktandir uygun ziyareti beklemeyi
Öpüsürken bir kadin nasil acilir sacilir
Saran kollarina kizil ruhunu
Ateslere yanarak boyanir teslim edermis
Darmadagin olmak icin cirpinircasina nasil elden avuctan cikan bedenden
Korlarda körüklenmekle beraber dipdiri
Kalcadan gögüse emerken büyüyüp irilesen
Ve atesler icinde dagilir erirken yumulup büzülen dudaklari dilleri
Demek sen de bilmiyorsun taaa sokak lambalarina degin ne deprem seydir
Hay ksi sey,
Saydim otuz iki vagonu vardi saat yirmiüc otuz yük treninin
Ekimin ve yildizlarin acelesi yoktu
Otobüsten iner inmez sana karsi binalarin arasindan
Gökyüzü kaybolmus yeryüzü katindan
Ve gecenin giris kapisindayim
Isiklari bekliyorum, saniyeleri sayiyorum
Her limanda bir sevgiliden zili calip karsilikli zevkini cikarmaya
Ne ayna daha sarhos
Ne yol ne meyhane senden daha kolay yakin ve güzel
Degil hayir
Demek buralarin ertesi
Yabancisiyim diyerek kacinci güne perhiz
Kac bir kacamaktasin
Yasamadikca kendini sen de bilmiyorsun
Hay aksi..!
Seyfi
…..
RADARA TAKILAN
…..
Söküntülerden kalintilardan
Yoklugu tamir etmek kadar verimsiz elverissiz
Yolculuktan dönen ucaklar gibi icinde kirli ve kullanilmis nefeslerle
Gökyüzüne biraktigi yerden bilmem kac bin kilometre uzakligin
Geri dönüsümlerine hani nasil desem…
Takil kuyruguma bize gidelim siselerinden sonraki sehirler gibidir
Kafayi ve kalbi bir güzel dagitmadan cesaretin intihar yerini bulamayan
Kafayi ve kalbi dagitmadan bütün kirini soysuzlugunu yutkunamayan
Coktan sindirilmis irinli iltihapli kollektif sifirdaki
Yolsuzlugu ipsizligi ugurszlugu tacizi talani en fahis fiyatla
Nasil ucuza getirdigine sevinerek
Ve nasil ucuz atlattigina zar zor hayata tutunmalarin
Pirtmis poymus makarasiyla mekanigiyle
Nasil olsa gecenin gözü kördür karanligindan istifade ederek
Hic bilmeden niye zorla sevisir veya kim kiminle hangi geleceksizlige ortak
Sahip cikilmayan tohumlasmalari ciceklenip arada sirada
Dogum günlerinde veya adsiz adressiz baska baskalara
Sonbaharin da elinde kalan bu adar yani…
Depoda varmi diye gidip bakarak ikid bire
Insana
Insana.
Seyfi
….
OLUR MOLUR
……
ölenle ölünür mü..
Olur molur .
Her savrulan
Isiklari kapatin
Ampullerime bakin ampullerime der davranir gibi sanki
O gelir bu gider öteki sallanir ha sallanir
Isiklari kapa nasil olsa karanligin gözünde her yer ayni herkes zirve zibvan
Nasil olsa senaryosunu yazan film istedigi zevkten sevgili yapiyor
Oram olmazsa burama bakin,
Buram olmazsa ciplak falima, kumda sacilmis serpilmis duran
Avucladigi memelere mola vermis hicime
Kemersiz fermuarsiz
Bende dediydim ki mahsus cam dan kirilis kopmus seylerdir
Öndeki evler arkadaki soguk fon ve arada kalmis koridorlar
Kafesin icinde dügümlenmis bogulmus zamana insanlik yapmaya kalkisarak
Ortaya cikan model, direksiyona bagli anahtarin catlak kontagi
Harac mezat defilesinin
Gerdan kürdan kolye kilot
Görünür görünmez kazalar sonucu
Tüpten depodan sadece gülme ve aglama krizlerine kodlanmis
Iskarta salon züppeleriyle
Sahil kizlari gibi hasir sapkali sepette yüzyillarin yuppi yuppi hoy
Sabika dosyasinda suc orani yasadigi hayatindan cok ve yüksek
Yama söker durur acikta kalan hersey
Begenmedigi yerini ayip seylerle kapatarak
Atkisiyla kolyesiyle korsesiyle pozuyla tozagiyla
Camdan seyler gibi lakirtisina bir kere girdimiydi
Bir daha tuz buz olmadikca görüntüden cikamayan
Toprak tarim sanayisi her maddeden mamül
Saniyede prlayip tükeniyor
Her pisman olan durmaksizin ayni kulvarda yeniden
Aismis kudurmustan beter fiiline
Defilesi gösterisi bitince kararmis cam misali
Yürüdükce bant
Cözüldükce sargi
Ve sarildikca öpüstükce kezzap tükürügü zehir tadinda
Nasil üfürüldüyse öyle pörsüyüp sönüyor insandan kalan bosluk
Kanun hukuk,
Ayip mayip takip dinlemeden
Seyfi
Cizginin neresinde olursan ol, ister aksam ister sabah hangi vakitte hangi cag; sir, gizem, fanus, cam,kilit, yahut kör dügümlerden coook öncedir söz, sihhat, uslu delilik manyak akillilik ötesi hece yazi yahut insanlik...
…
AHRAZ CELENK
……
Pancurun kirisine takili kasiyacak göbegini bulamayan
Sokagin arkasi ecza dolabi sehrin önü kumarbaz kumbara
Cambazlik ediyor bilardo toplarindan soytarisi
Cürük
Ezilmis
Oyulmus ve icerigi bosaltilmis kelimelerle zamk dolgusu yapilmis
Her tarafi her yerinden ayrik kopuk vitray sürahisi gibi
Yapiskan zeminde deplek susuz ve corak
Zehir calimi taban tutmayan kalaylarla körük kurmus kurraya
Servis beraberinde zivt ve zifir sunum
Umum kapisinda vernikli cilali bebekler gibi sükselere calim atarak
Ve telden örgülerle ahraza celenklenmis hodri meydan
Cömmüs cömelmis yuvarlagin
Yanindan bögründen delip gecen toz pembe dikenli pervane
Plastik betonu beton demiri demir sehri sehir caddeyi
Cadde daddeyi cadde sokagi sokak evi ev bahceyi bahce insani
Yikimin ve siddetlin boynuna sarilip
Agulayarak baglayip gömen kirine gürültüsüne ve ölü sessizligine
Bagira cagira bitip tükenerek
Cukura düsmüs hayat
Toplu intihariyla da insan..
Seyfi
Cizginin neresinde olursan ol, ister aksam ister sabah hangi vakitte hangi cag; sir, gizem, fanus, cam,kilit, yahut kör dügümlerden coook öncedir söz, sihhat, uslu delilik manyak akillilik ötesi hece yazi yahut insanlik.
………
GALYA KUYULU AZAMET
……
Muslugu acar acmaz
Icinde birikmislerini püskürüp fiskirmayi bekleyen iltihap
Söyle doktor sözle…
Acep ne yapsak nasil etsek gibisinin
Ederse bulacakti, ekerse de bicecek..
Ayna tarak firketeye carsisini bozmasaydi aklin fikrin
Insani zordan zardan sinayip deneyip geciren bilmecesiyle
Bir taraftan da ya sifirda yasam sermayesini tüketecekti tiraj
Veya sifirdan bile cok
Cok
Coook daha beter ustura ve jilet..
Cerrahindan yolun hünerin timarini terbiyesini belleyip
Cünkü rol modeli sahtekar olan hersey
Gelecegiyle en zor yüzlesebilen yalan yanlislara hammal ve hamiledir
Hayati kaymis felegi sasmis dünyasi ve insanligi kararmistir
Debelendikce dipten dibe
Sarpa sardikca cölden coraga azgindan sapkina
Filama inip forma cünüp patlayinca tezehürat ve türübün
Kiyameti koparacak birbiri üstüne cullanip cöken izdiham
Cünkü rol modeli yalan yanlis sahtekardan olan
Kendini döller tohumlar ha bire durmadan, hesabini pis yerden keser hayat
Bogulan dans berbat olan ugultu..
Iinin de kötünün de
Kadinin da erkegin de
Aydinin da yobazin da
Alistikca aklini vicdanini sorumlulugunu bilincini
Ve toplumunu ve insanligini, herkes herseyini
Kaybederek yeni normallerin kiyamet kasirgalarina yigilip birikerek
Insansiz döllesmenin , yapay zeka kulucalamanin
Laf acilinca hep maldan mülkten hirstan yaristan gücten ihtirastan tesekkül
Bahseden ve dilinden itibarindan hic düsürmeyen tespit ve tesekkül
Uyuz soysuz yavsak asalak ve sahibi olan iblislerin ta kendisidir cünkü
Deposunda dükkaninda ondan bundan her cesit tür ve mesai bulunduran
Ne dogrusu net ne yanlisi kararli veya her ikisine biren
Her farazi ve bulanikligin ifadesizligiyle yalani yanlisi gücü prayi tanri bilip
Her sekil harami ve haydutlugu hatasiz kusursuz mesru yollu
Takdire sayan masum mübajh ve vazgecilmezlige kutsayip
Yüzüne sidiklesen yagmur sanir..
Degirmi degirmi
Galya kuyulu azamet ve alamet
Seyfi
…..
FLU DEViN
…….
Deli olmak
Olmamaktan cok daha iyiyse
Ilacim olsun varsin gelsin gitsin
Gelsin gitsinler ekim kasim
Üzümün kiyisinda fener fenerin kiyisinda demli ve susuz dünya
Durmasin pilak mundurandan ayaz calsin
Insan ne kadar olabiliyorsa ne fazla ne eksik kalorifer dibi bir yerden
Pencerenin görebildiginden ötesine
Ha meyhane
Ha tumarhane
Ha duvardaki kirik cizik kalp
Söz aldiysa gelmekte olan kar
Ha sen yahut ben ha kurulu soba
Deli olmak, ki eger,
olmamaktan cok daha iyiyse
seyfi
…….
NÜ CAKRA
…
Her bir nü cakra
Dokunabildigi diger yere ve bölgeye
Henüz kuluckaya yatacakti belki de pantomim
Daglar keklik bir dünya idi
Telefon kulubelerini evvela iflahi kesik sedyelere bindirdi
Ve bu yüzden sanmalar zannetmeler sadece sinema makarasinin boynuna
Bilinmeyen bir ilmekle baglanmadan önce dolasmis gezmis kirmenin
Sütlegen sütlegen
Kanadigi yerden hic durmamak üzere cali cicek ve feslegen
Bütün ayriliklar kiran kirana birbiriyle yarisarak
Benzi ve künyesi insandan sogumus yalan selama hareket edip
Agulanmis bir toprak gibi düstügü hallerin
Maksadini kim olursa olsun giden veya gelen
Coktan sahibini zirveye asacak siren
Seyfi..
…….
DUPLEKS FOTOMONTAJ..
…..
Keman calinca sisten yalnizdan ayazdan
Günes coktan dogmustur
Kabul görsün görmesin boz bulaniklarda kizil yapraklar
Davarlar gecmeyecek nasil olsa bu otoban seyirden, yola gelmeyecek hayat
Bekleyip duran azat kizlari gibi gecenin
Tanisin tanimasin
Sevsin sevmesin
Bilsin bilmesin önceyi sonrayi
Rokn rol ve yarim porsiyon tango sektirircesine karanlik sokaklara
Kapkara caddelere
Dumana sönük isiklar altinda ve buz gibi yitikler ardinda
Maddenin bütün hallerinden en cok pihtilasmis kan
Deterjan kusnugu sampuan damlasi gibi sizlayarak
Morluklari hic bir maskeyle kapanmayan
Ruhu yaralanmis bedeni cürümüs kirik dökükleri hic bir tendürdüyot
Yahut estetik cerrahi celatligi gizleyip örtemeyen
Kopmus küpesi bozulmus kolyesi öpülmüs delik desik edilmis ömrü
Her dokunustan sayisiz sabika ve parmak izli ceset
Kondugu fayanslarda
Alyansin yaninda
Dönüp duran cigliklar gramafonunda
Gezgin odalarda kiralik hayatlarda
En cok kendini unutmaya üstünden gecip giden zaman
Parlak renkler kanatarak müsteri olan herkesi koynuna saran
Yari tok yari ac umumi hikayelerin
Yanmadik yerleri kalmamis mumlar gibi
Öncesi renkli sinema sonrasi daracik saklambaclarinda tikanmis kalmis
Kirik ökce mor ruj
Muhtaca birakilmis buzlu camlara konmus
Kabir azbindan cok daha beterlere tüm dünya servetinden vazgecmis
Her damladan döl yuvasi
Her naradan kirli gülünc
Her boyadan insan teniyle
Her kabustan arta kalan diri diri ölüyü
Günes dogmus aslinda coktan da
Cökmüs duman kalkmadikca tayinda diyetini ödesemeyen takas
Ömrübillah künyesi disarda kalan ayaz
Tabuttaysa henüz kiz
Dahasi hayal meyal kadin..
Seyfi Karaca
PUDER MARIA`ya acik secik parantez :
Savasin sürdügü yillarda, H( hikayenin ilk basildigi yayimlandigi ve romanlastirildigi kirkli yillari baz alarak ) HITLER gibi bir carmihin gestapo postallari gölgesinde müze gezmeye, parkta eglenmeye, sergi bakmaya bar pavyon seyretmeye gibilere gidip geldiyse eger, cok da mümkün gözükmüyor SABUNCU olmak fabrikaörlügünü kurtrmak icin RAiF EFENDI´nin, Kürk Mantolu Madonna`yi sadece resminden bakip baygin olarak , ne tesadüfse iste hayalin hakikisiyle gece klüplerinde tütünlü dumanli yanan tutusan hem kivrak bohem, hem kiskivrak solist, hem de kiz kiza feminist ( !) MARIA PUDER repliginden klasik romantik harukuladelikleriyle; ve hikayesi cekmececi RASIM`e kalan hüzün mekigi sardirmak..
Ama yillar sonra …
Ve halen de gecmis trenlerini hic gelecegi yok yerde ve hareket saatlerinde beklenilmeyen garlardan , urgan ipi kendirle bagli bavullara konulmus bilinmez yarinlariyla ve isli nuharli kervan vagonlarindan , savasin yakip yiktigi enkaza dünyanin en kalabalik SANAYI ve INSAAT ameleleri olarak taaa oralara su ekmek pirinc bulgur ve endisesiz kaygisiz güvenli -düzenli gelecek icin gidenlerin milyonlarca gercek yasanmisligi oldu, hele de savas sonrasi kocasiz kalan kadinlar ve erkeksiz kalan kizlariyla neresiymis dünyanin ucu bucag, neymis yokluk, kimmis muhtac ve MUHANET, ALMANYA baslikli süregiden YURD DISI insan masallari. Cocuklar da kaldi bu yokluk cukurunda ve hic bir yere ait olmamanin kültür ve yabancilasma bocalamalari komasinda. Ki bugün, sorsalar kimse kalmaz firsatini bulsa herkes kacar YUR DISINDA YASAMAYI terkeder sirenleri yanip sönerken Türkiye `de, farz ola ki gelseydi RAIF`ilen MARIA PUDER… ask romantigin ömrü kac saniye vucut bulurdu kulüpsüz gece mesaisiz sabuncunun malikanesinde ?!
Bu yüzden ;
`kalbime benzer taslari
Heybetli öter kuslari
Göge deger baslari
Benim meskenim daglardir daglar ` ..demediydi ya bosu bosuna Sabahattin..