Geç kalınmış bir okuma. Irvin Yalom ve yıllarca sonra kendi dehlizlerinden sürünerek geçmesini gerektiren bir bulunmuşluk hali.' Neden öldükten on yıl sonra bile rüyalarıma giriyorsun anne' diyor. 'Tam on yıl oldu ve hala bana örvvv diye sesleniyorsun. Anne bak diyorum. Yapabildim mi? ' Çocukluğunun halledilmemiş meselesiyle başlıyor kitaba Irvin Yalom. Annem ve Hayatın Anlamı'nda...
Düşün! Bize, matematik dünyasının kurgusal ve sonsuz olduğu öğretildi. Bunu kabul ederim. 1'den sonra 2 gelir dendi. Bunu da kabul ederim. Ama sonra, 1 ile 2 arasındaki sonsuzluğu düşündüm. Peki o nereye gitti? İrrasyonel sayılar varken bir sayıdan sonra diğer bir tam sayı nasıl gelebilir? Eğer 1'den sonra virgül konursa ve bunun da kıçına sonsuz sayı konabiliyorsa 2 nasıl gelir? İşte! Soru bu! Yanıtsız bir soru.
belki ölemem zamanında sen gel bi'şeyler yap bi oyun kur mesela uçurumdan at
zayıflık değil bu sıkılmak bir sahilde durup beklerken köpeklerin toplanması gibi yaşamak inançsız bir file dönüyorum yavaş yavaş yönümü bulmama yardım et hiç olmadı gel bi'şeyler yap
'içim iyi değil sana' gel bi'şeyler yap bi' kafatası çıkar topraktan gel kafama tak bu ölmüş kafa da kiminse git sahibine bırak Olgun başer
'Kelimeden önce de yalnızlık vardı.. Ve kelimeden sonra da var olmaya devam etti yalnızlık.. Kelimenin bittiği yerde başladı; kelime söylenemeden önce başladı.. Kelimeler, yalnızlığı unutturdu ve yalnızlık, kelimeyle birlikte yaşadı insanın içinde.. Kelimeler, yalnızlığı anlattı ve yalnızlığın içinde eriyip kayboldu.. Yalnız kelimeler acıyı dindirdi ve kelimeler insanın aklına geldikçe, yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu..'
'ne zaman inansan; aldatan, ne zaman silahlarini kusansan; seni zirhinla, savassiz kalmis bir asker gibi gunesin altinda yalniz birakan bir hali vardi.'
Eski Türk filmlerinde fotoğrafın yarısını caart diye yırtıp eski sevgiliyi fırlatıp atarlar ya. Öyle bir şey yok işte. Fotoğraf ya tam ya da hiç yok. O kadar kolay yırtamazsın. Yarım bir fotoğraf olarak yaşayamazsın. Bir rüyanın tam ortasında uyandırılmış gibi. Uyuşmuş gözlerle. Her şey yarım kalmış gibi. Almanca da yarım kaldı zaten. Derdimi anlatacak kadar bile öğrenemedim. Gerçi Türkçe ne kadar anlatabilirim derdimi bilemiyorum. Derdimi çok iyi biliyorum da, hiç iyi anlatamıyorum. Kendi kendimeyken çok güzel anlatıyorum da. Oturup biriyle konuşayım dediğimde olmuyor. Aklımdakinin onda biri, içimdekinin yüzde biri anca dile geliyor. Gerisi içimde kalıyor. Kendinden de sıkılıyor insan bir süre sonra. İyi anlaşmak yetmiyor bazen.
Çanlar kimin için çalıyor
Ernest Hemingway
İmâm Nevevî
Riyâzü's-Sâlihîn
Elçilerin Efendisi (s.a.v.)'nden sözler
Hazırlayan: Bekir Tuna, Konevi Yayınları
Silahlara Veda
Ernest Hemingway
Neden Müslüman Oldum? (İhtida Öyküleri)
Hazırlayan: Prof. Dr. Ali Köse
995 km/Murathan Mungan
Benim de söyleyeceklerim var /Umut Sarıkaya
Bir Gün Tek Başına
Vedat Türakli
Ateşi Çalmak
Galiba Serebryakova
Nermin Bezmen "sır"
Muzaffer Oruçoğlu/Dersim
Sapıens/Yuval Noah Harari
Dedemin Bakkalı...
Çocuk kitabı evet ama çok güzel
Oğullar ve Rencide ruhlar
Geç kalınmış bir okuma. Irvin Yalom ve yıllarca sonra kendi dehlizlerinden sürünerek geçmesini gerektiren bir bulunmuşluk hali.' Neden öldükten on yıl sonra bile rüyalarıma giriyorsun anne' diyor. 'Tam on yıl oldu ve hala bana örvvv diye sesleniyorsun. Anne bak diyorum. Yapabildim mi? ' Çocukluğunun halledilmemiş meselesiyle başlıyor kitaba Irvin Yalom. Annem ve Hayatın Anlamı'nda...
Hayatın canına okuyorum...
'Fena halde yoksun sen hep ah! En çok da bu ara...
Leyla'nın Evi (Livaneli) ilk sayfasındayım henüz.
Düşün! Bize, matematik dünyasının kurgusal ve sonsuz olduğu öğretildi. Bunu kabul ederim. 1'den sonra 2 gelir dendi. Bunu da kabul ederim. Ama sonra, 1 ile 2 arasındaki sonsuzluğu düşündüm. Peki o nereye gitti? İrrasyonel sayılar varken bir sayıdan sonra diğer bir tam sayı nasıl gelebilir? Eğer 1'den sonra virgül konursa ve bunun da kıçına sonsuz sayı konabiliyorsa 2 nasıl gelir? İşte! Soru bu! Yanıtsız bir soru.
Zülfü Livaneli__SERENAD
Karısını Şapka Sanan Adam- Oliver Sacks
Bilmemek- Milan Kundera
belki ölemem zamanında
sen gel bi'şeyler yap
bi oyun kur
mesela
uçurumdan at
zayıflık değil bu sıkılmak
bir sahilde durup beklerken
köpeklerin toplanması gibi yaşamak
inançsız bir file dönüyorum yavaş yavaş
yönümü bulmama yardım et
hiç olmadı
gel bi'şeyler yap
'içim iyi değil sana'
gel bi'şeyler yap
bi' kafatası çıkar topraktan
gel kafama tak
bu ölmüş kafa da kiminse
git sahibine bırak
Olgun başer
'Kelimeden önce de yalnızlık vardı..
Ve kelimeden sonra da var olmaya devam etti yalnızlık..
Kelimenin bittiği yerde başladı; kelime söylenemeden önce başladı..
Kelimeler, yalnızlığı unutturdu ve yalnızlık, kelimeyle birlikte yaşadı insanın içinde..
Kelimeler, yalnızlığı anlattı ve yalnızlığın içinde eriyip kayboldu.. Yalnız kelimeler acıyı dindirdi ve kelimeler insanın aklına geldikçe, yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu..'
Nav e mın sore-Orhan pamuk
'ne zaman inansan; aldatan, ne zaman silahlarini kusansan; seni zirhinla, savassiz kalmis bir asker gibi gunesin altinda yalniz birakan bir hali vardi.'
Güzel ve altı doldurulması gereken bir konu başlığı olmuş
Ibn Rüşd - Tutarsızlığın Tutarsızlığı
'- Düsündüm de, beraber hiç fotografimiz yok. Bu sarki bizim fotografimiz olabilir. Beraber anlarimizi yakalayabildigimiz.'
'Geçmis kendimize anlatip durdugumuz hikayelerden ibaret.'
Eski Türk filmlerinde fotoğrafın yarısını caart diye yırtıp eski sevgiliyi fırlatıp atarlar ya. Öyle bir şey yok işte. Fotoğraf ya tam ya da hiç yok. O kadar kolay yırtamazsın. Yarım bir fotoğraf olarak yaşayamazsın. Bir rüyanın tam ortasında uyandırılmış gibi. Uyuşmuş gözlerle. Her şey yarım kalmış gibi. Almanca da yarım kaldı zaten. Derdimi anlatacak kadar bile öğrenemedim. Gerçi Türkçe ne kadar anlatabilirim derdimi bilemiyorum. Derdimi çok iyi biliyorum da, hiç iyi anlatamıyorum. Kendi kendimeyken çok güzel anlatıyorum da. Oturup biriyle konuşayım dediğimde olmuyor. Aklımdakinin onda biri, içimdekinin yüzde biri anca dile geliyor. Gerisi içimde kalıyor. Kendinden de sıkılıyor insan bir süre sonra. İyi anlaşmak yetmiyor bazen.
'Lal Ded'i hatırladım, gerçekde Lal Ded sensin, her asırda başka bir adla tecelli etmişsin. '