azıcık ısındı sanki havalar. Perde aralığından bakan utangaç bir sevgili gibi gösteriyor artık yüzünü güneş. Aferin güneşe, iç güveysinden halliceyiz sen yüzünü gösterdiğinde.
En olmadık biçimlerde geliyorsun aklıma. Eski zamanlarda küçük bir Japon balığım vardı, kendisinden daha büyüktü rengârenk kuyruğu ve yüzgeçleri. Nasıl bir bağlantı kurduysam işte seninle o balık arasında, hay Allah.
Hiç keyfim yok, çıkıp şöyle bir dolaşmalı şehri, rast gelirse berbere uğramalı. Belki bir şeyler de alırım eve, kediler ve köpekler için mama almayı da unutmamalı.
Dururken demiyoruz kılabildiğiniz namazların önüne arkasına veya yanına iki rekatlik gayet hafif bir tevbei istiğfar için namaz ayırın ve kılın yani adaletten ziyade rahmete sarılın
Neden her gün doğumlarında kuşanıyorsun da zırhını, kanayan sözcüklerle iniyorsun savaş meydanlarına. Görmüyor musun gözlerimdeki teslimiyeti. N’olur yapma. Kaç kez yenilir ki bir insan, daha kaç kez ölür sevdanın yollarında.
Hatırlıyor musun doğum gününde bir çift küpe almıştım sana. Gel zaman git zaman kaybetmiştin o küpenin tekini, altını üstüne getirmiştik de evin, çok üzülmüştük bulamadığımıza. Kışlık elbiselerin içinde buldum ben o küpeyi, magnetli tüpçü kartvizitiyle tutturdum buzdolabının kapağına. Gelip gittikçe muhabbetle bakıyorum şimdi o küpeye, ne tuhaf bir duygu, her baktığımda göz göze geliyoruz sanki seninle. Küpenin bir teki sende şimdi, bir teki bende. Ne hayat ama değil mi gülüm? Ne sevdaymış yitip giden ve gelmeyecek olan bir daha geri.
Bak artık beklemiyorum seni, her ayak sesinde koşmuyorum kapıya. Şu pencere önünde oturmalarım kaldı geriye sadece. Ne yalan söyleyeyim, çok isterdim bir daha görebilmeyi seni. Ağır adımlarla yürürdün sokağı baştan sona. Hafif bir rüzgâr eşlik ederdi adımlarına. Hey gülüm, bahar yürürdü sanki eteklerinde, uçuşurdu saçların rüzgârda. Biliyorum çocukça bir istek benimkisi. Hani olmaz ya, görünürsün belki de bir gün yine sokağın ucunda. Çıkıp gelirsin de görürüm dünya gözüyle son bir kez daha.
iş çıkışı Kahır dolu yüzler ile yorgun bekleşiyoruz duraklarda. Birazdan gelir otobüsler, biner gideriz kendi yalnızlıklarımıza. Bir türkü çalar içimizde sessiz, bir şiir dökülür ağzımızdan mısra mısra. Beti benzi atmış yorgan gibi çekeriz üzerimize geceyi, ağlarız. Kime ağlıyorsak işte, kimden saklıyorsak göz yaşlarımızı. En oynak türkülerde bile dağılmıyorsa içimizdeki şu kara bulutlar, boş ver iki gözüm boş ver, ne kaldı şunun şurasında sabaha. Toparlan hadi, ikinci perdesi açılıyor hayatın. Bir otobüs dolusu insan, tepeden tırnağa karamsarlık ve hüzün, ara ki bulasın mutluluğa dair bir işaret dudaklarında, bir dilim ekmek uğruna düşüyoruz işte yine yollara.
Nasıl da uzadı zemheri, bilsen nasıl üşüyorum, nasıl yorgun ve kederli. Kırıldı kolum kanadım. Bu can bahara erer mi gülüm, pek de umudum yok hani, bilmem ki?
Tevbei istiğfar için kılınan namazlar sabah kuşluk vaktinde öğle namazının sonunda ikindi namazdan önce akşam namazın sonunda yatsı vitirden önce kılınabilir Allah bizi mağfiretine layık eylesin amin.
Sonra dedim ki , ne dedim sonra. Boş ver, bazı zamanlarda ağırlığını yitiriyor tüm sözcükler, ne desem, ne söylesem dipsiz bir kuyuya sesleniyormuşum gibi sanki. Sus şimdi, sus ve bekleme artık gideni.
Bir de namaz kıldığımız zaman tevbei istiğfar için iki rekat gayet hafif bir namaz dahi kılabiliriz zira hem günahımız çok hem beş vakti bazen tam kılamıyoruz Allah demi yor mu hadisi kudsi de huzuruma gel şirk koşma ben seni affederim. bizde günahlarımızın affı için iki rekat tevbei istiğfar için namazlarımızın yanında önünde veya sonunda kılabiliriz bu iki rekatlık namaza bidat diyenler çıkabilir ancak bizim günahımız çok kardeşim.BAĞIŞLA YA RABBEL ALEMİN AMİN.
Beni hep biri anlasın istersin, Sen Tanrı'yı anladın mı? Birde böyle düşün ne dersin? Sen Tanrı'yı anladın mı?
İstersen seni herkes beğensin, El üstünde tutup göğe yükseltsin, Yeryüzünü sana amade etsin Sen Tanrı'yı anladın mı?
Güvenme beşerin kıl kadar beynine, Dün söverdi över bugün yine, Sövüp saymadan kimsenin dinine, Sen Tanrı'yı anladın mı?
El üstünde tut sen barışı, Bu dünyanın en zor işi, Hep böyledir dünyanın gidişi, Sen Tanrı'yı anladın mı?
Olsun başta Tanrı'ya rağbet, İnsan kuldur Tanrı'ya elbet, Kullara hayır Tanrı'ya evet, Sen tanrıyı anladın mı?
(GÜZELLİK VE DEVLETİ VE ŞİİR VE DUA KİTABIMDAKİ 476. SAHİFEDEKİ ŞİİRİM.)
evet ilk önce insanların bizi anlamasından beğenmesinden ziyade biz tanrıyı yani Allah'ı anladık mı anlamaya çalıştık mı muradına isteğine kulak verdik mi ona bakmalıyız bir de bence.
herkesi dinleyin dinlemekte sıkıntı yok ancak hergün bir sahife kuran okuyarak Allah ne diyor bir de onu dinleyin herkesin dediği ile herkesi yaratanın dediği arasında ki farkı görecek ve ALLAH a kulak vereceksiniz.İnşallah amin.
Duaların reddedilmediği gecelerde Allah'tan beş vakit namaz kılmayı nasip etmesini isteyin hayatınıza bir düzen nizam gelecek Allah ile olan kulluk bağınız güçlenecektir.İnşallah amin.
Bir artı bir iki etmiyorsa bir yerde bereketsizlik yahut bir musibet var demektir.bence. bu yolun izalesi ise hayırlı bir amelde bulunmak ve şeytanın kardeşi olan saçıp savuranlardan olmamaktır.
azıcık ısındı sanki havalar.
Perde aralığından bakan utangaç bir sevgili gibi gösteriyor artık yüzünü güneş. Aferin güneşe, iç güveysinden halliceyiz sen yüzünü gösterdiğinde.
En olmadık biçimlerde geliyorsun aklıma.
Eski zamanlarda küçük bir Japon balığım vardı, kendisinden daha büyüktü rengârenk kuyruğu ve yüzgeçleri. Nasıl bir bağlantı kurduysam işte seninle o balık arasında, hay Allah.
Hiç keyfim yok, çıkıp şöyle bir dolaşmalı şehri, rast gelirse berbere uğramalı. Belki bir şeyler de alırım eve, kediler ve köpekler için mama almayı da unutmamalı.
Dururken demiyoruz kılabildiğiniz namazların önüne arkasına veya yanına iki rekatlik gayet hafif bir tevbei istiğfar için namaz ayırın ve kılın yani adaletten ziyade rahmete sarılın
Misal adalet istedin Allah da adalete senden başladı namaz eh günah çok işimiz zor o yüzden af rahmet mağfiret isterim.
Af iste mağfiret iste.yardım iste
Bu nedenle hiçbir zaman Allah'tan adalet isteme merhamet iste
Yıllarca günah işleyip yarım saatlik Tevbe sonucunda affediliyorsan buna adalet deme merhamet de Allah Rahmandır Rahimdir.
Madem ölüm öldürülmüyor ve kabir kapısı kapanmıyor o halde ölüm sonrası için hazırlanmak icab eder.
Neden her gün doğumlarında kuşanıyorsun da zırhını, kanayan sözcüklerle iniyorsun savaş meydanlarına. Görmüyor musun gözlerimdeki teslimiyeti. N’olur yapma. Kaç kez yenilir ki bir insan, daha kaç kez ölür sevdanın yollarında.
Hatırlıyor musun doğum gününde bir çift küpe almıştım sana. Gel zaman git zaman kaybetmiştin o küpenin tekini, altını üstüne getirmiştik de evin, çok üzülmüştük bulamadığımıza. Kışlık elbiselerin içinde buldum ben o küpeyi, magnetli tüpçü kartvizitiyle tutturdum buzdolabının kapağına. Gelip gittikçe muhabbetle bakıyorum şimdi o küpeye, ne tuhaf bir duygu, her baktığımda göz göze geliyoruz sanki seninle. Küpenin bir teki sende şimdi, bir teki bende. Ne hayat ama değil mi gülüm? Ne sevdaymış yitip giden ve gelmeyecek olan bir daha geri.
Bak artık beklemiyorum seni, her ayak sesinde koşmuyorum kapıya. Şu pencere önünde oturmalarım kaldı geriye sadece. Ne yalan söyleyeyim, çok isterdim bir daha görebilmeyi seni. Ağır adımlarla yürürdün sokağı baştan sona. Hafif bir rüzgâr eşlik ederdi adımlarına. Hey gülüm, bahar yürürdü sanki eteklerinde, uçuşurdu saçların rüzgârda.
Biliyorum çocukça bir istek benimkisi. Hani olmaz ya, görünürsün belki de bir gün yine sokağın ucunda. Çıkıp gelirsin de görürüm dünya gözüyle son bir kez daha.
Bazen,
Gelişine yaşarsın hayatı..
_gidişine aldırmadan..
iş çıkışı Kahır dolu yüzler ile yorgun bekleşiyoruz duraklarda. Birazdan gelir otobüsler, biner gideriz kendi yalnızlıklarımıza. Bir türkü çalar içimizde sessiz, bir şiir dökülür ağzımızdan mısra mısra. Beti benzi atmış yorgan gibi çekeriz üzerimize geceyi, ağlarız. Kime ağlıyorsak işte, kimden saklıyorsak göz yaşlarımızı. En oynak türkülerde bile dağılmıyorsa içimizdeki şu kara bulutlar, boş ver iki gözüm boş ver, ne kaldı şunun şurasında sabaha. Toparlan hadi, ikinci perdesi açılıyor hayatın. Bir otobüs dolusu insan, tepeden tırnağa karamsarlık ve hüzün, ara ki bulasın mutluluğa dair bir işaret dudaklarında, bir dilim ekmek uğruna düşüyoruz işte yine yollara.
İnsan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu belki de.
George Orwell - 1984
Nasıl da uzadı zemheri, bilsen nasıl üşüyorum, nasıl yorgun ve kederli. Kırıldı kolum kanadım. Bu can bahara erer mi gülüm, pek de umudum yok hani, bilmem ki?
"üstü kalsın"
Tevbei istiğfar için kılınan namazlar sabah kuşluk vaktinde öğle namazının sonunda ikindi namazdan önce akşam namazın sonunda yatsı vitirden önce kılınabilir Allah bizi mağfiretine layık eylesin amin.
Sonra dedim ki , ne dedim sonra. Boş ver, bazı zamanlarda ağırlığını yitiriyor tüm sözcükler, ne desem, ne söylesem dipsiz bir kuyuya sesleniyormuşum gibi sanki. Sus şimdi, sus ve bekleme artık gideni.
Bir de namaz kıldığımız zaman tevbei istiğfar için iki rekat gayet hafif bir namaz dahi kılabiliriz zira hem günahımız çok hem beş vakti bazen tam kılamıyoruz Allah demi yor mu hadisi kudsi de huzuruma gel şirk koşma ben seni affederim. bizde günahlarımızın affı için iki rekat tevbei istiğfar için namazlarımızın yanında önünde veya sonunda kılabiliriz bu iki rekatlık namaza bidat diyenler çıkabilir ancak bizim günahımız çok kardeşim.BAĞIŞLA YA RABBEL ALEMİN AMİN.
Sen Tanrı'yı anladın mı?
Beni hep biri anlasın istersin,
Sen Tanrı'yı anladın mı?
Birde böyle düşün ne dersin?
Sen Tanrı'yı anladın mı?
İstersen seni herkes beğensin,
El üstünde tutup göğe yükseltsin,
Yeryüzünü sana amade etsin
Sen Tanrı'yı anladın mı?
Güvenme beşerin kıl kadar beynine,
Dün söverdi över bugün yine,
Sövüp saymadan kimsenin dinine,
Sen Tanrı'yı anladın mı?
El üstünde tut sen barışı,
Bu dünyanın en zor işi,
Hep böyledir dünyanın gidişi,
Sen Tanrı'yı anladın mı?
Olsun başta Tanrı'ya rağbet,
İnsan kuldur Tanrı'ya elbet,
Kullara hayır Tanrı'ya evet,
Sen tanrıyı anladın mı?
(GÜZELLİK VE DEVLETİ VE ŞİİR VE DUA KİTABIMDAKİ 476. SAHİFEDEKİ ŞİİRİM.)
evet ilk önce insanların bizi anlamasından beğenmesinden ziyade biz tanrıyı yani Allah'ı anladık mı anlamaya çalıştık mı muradına isteğine kulak verdik mi ona bakmalıyız bir de bence.
herkesi dinleyin dinlemekte sıkıntı yok ancak hergün bir sahife kuran okuyarak Allah ne diyor bir de onu dinleyin herkesin dediği ile herkesi yaratanın dediği arasında ki farkı görecek ve ALLAH a kulak vereceksiniz.İnşallah amin.
Duaların reddedilmediği gecelerde Allah'tan beş vakit namaz kılmayı nasip etmesini isteyin hayatınıza bir düzen nizam gelecek Allah ile olan kulluk bağınız güçlenecektir.İnşallah amin.
Bir gün kimseyle konuşmak istemezsen,
beni ara, sessiz olacağız.
Gabriel García Márquez
Bir artı bir iki etmiyorsa bir yerde bereketsizlik yahut bir musibet var demektir.bence. bu yolun izalesi ise hayırlı bir amelde bulunmak ve şeytanın kardeşi olan saçıp savuranlardan olmamaktır.
HİÇMİ BU DÜNYADA KADINLAR İÇİNDE DİNİ İMANI PARA EV ARABA TATİL HEDİYE DERDİNDE OLMAYAN YOK !
Canım sevgilim,
batsan da çıksan da ben her zaman seninleyim.
Batsak da beraber, çıksak da beraber,
Anca beraber kanca beraber. :)
Kelimeler de yorulur, sonra yorulan kelimeler türer.
'Vakti gelmişti var olmanın;
Parçalayıp, yıkarak her şeyi!'
dedi
,
Kozasından çıkan Kelebek..
Kuyumcu değilim ama hak edeni bozarımmm ((((: