Kültür Sanat Edebiyat Şiir

serbest kürsü sizce ne demek, serbest kürsü size neyi çağrıştırıyor?

serbest kürsü terimi Seu Kuyt tarafından tarihinde eklendi

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın

    Siz eğer dokunduysanız hangi hayata hangi niyetle dokunduğunuz yüzyıldır programınızda zihniyetinizden belli.

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın

    Siz ve sizin malum programınız ve zihniyetiniz bu millete 1932den 1950ye kadar Allahu Ekber lafzının okunmasını yasaklayan okuyana da ceza veren bir zihniyetiniz bu millet ekseriyetinin İslam'a merbutiyeti olduğu halde bunu yaptınız adına da cumhuriyet mi diyorsunuz özgürlük mü diyorsunuz.

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    Almışın eline Çuvaldız-iğneyi önüne gelene saplatıp duruyorsun.
    ata kızı bu sana

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın

    Köylü milletin efendisidir deyip köylünün bile başına ne takacağına hatta Frenk serpuşunu kanun zoruyla efendi dediği kişilere hem takmayana ceza uygulayan kişi ne özgürlükçü dür ne demokrat hiçbir şeyden haberi olmayan köylünün bile korkarak Frenk şapkası takmak zo
    runda kalması aslında köylüye efendi gözüyle bakmadığı izahtan varestedir.

    İslam dinine beyni sulanmış hafızların dini diyen bir dili bir anlayışı biz şu zamana kadar bu topraklarda hüküm sürmüş hiçbir liderden duymadık

    Bir de ata diyecekmişim 100 yılı aşkındır böyle bir şahsın hem bilim ve fen hem teknik hem de manevi açıdan bu milletin atası dahi olmasi mümkün değildir

    Bir kişi ile aile dahi kurulamazken bizi şu kurtardı vatanı bu kurtardı deyip
    İslam'a dayalı şehadet inancı gereği ve Allah Allah diyerek vefat ettiği sabitken şehitlerin dahi bu inancına aykırı birebir zıt hatta aşağılayıcı ifadeler kullanan zat olsa olsa Allah'ın kendisine emaneten verdiği canı yetkiyi tasarrufu Allah'ın bize seçmiş olduğu İslam aleyhine kullanan biridir.

    Hiç bir dikkayı diktatörlüğü tanımamakla ben mükellefim sizi bilmem gelip bir de cumada dua istemeyin orası Yahudilerin ağlama duvarı değil.

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Günaydın Nurgülcüğüm formun muazzam:)

  • Hay Mat Los
    Hay Mat Los

    Siyasal islamcılar evlat olsanız sevilmezsiniz ..
    İsrail tarihinin en büyük siyasi kazanımı OECD ‘ye üye olmaktı ..
    Türkiye veto etse üye olamıyordu ..

    Birleşmiş milletler de israil’in nükleer silahları araştırılsın diye oylamaya gidiliyor Türkiye çekimser kalıyor ..
    İsrail denetlenmekten kurtuluyor ..
    Var desek araştırılacak ..

    Şimdi kalkmış İsrail’e parmak sallıyoruz ..-:))
    Tabi aynı anda Bakü Ceyhan boru hattın da Türk cumhuriyetilerinde petrol akışı devam ediyor ..
    Bizim İsrail’e çelik ihracatımız dur durak bilmiyor ..
    Vatandaş da cebindeki son kuruşunu cola’ya yatırıyor …

    Tarihe bu günler not düşülürken mecali kalmamış 57 islam ülkesi ve hamasın görkemli direnişi diye başlayacak ..

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın

    Zaten ölmüş gitmiş bir sahıs olan ve ne dediklerinize cevap verecek ne duyacak ne de görecek kudrette ve kabiliyette M.kemal de yazdıklarınızı gece kalkıp okuyordur:))

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    evet imekliyoruz bir bebek gibi
    ama kimse birden bire yürümedi öyle değil mi
    küçümsediğiniz iha sihaları yerli otomobili yapanların çocukları da kendi nükleerini kendi füzesini tankını yapacak
    kendi gemisini yapıyor kendi uçağını yapıyor daha iyilerini de yapacak.
    türkiyeyi bu gün bengladeşle haitiyle kıyaslamıyorsunuz
    emperyal ve gelişmiş ülkelerle kıyaslıyorsunuz
    oysa on beş sene evvel bu ülke bunlarla kıyaslanırdı.

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    tirtsin diyenlere sözüm
    biz afrikayı asyayı yüz yıllardır sömürüp kara ve kızıl derilileri köleleştirip bebeklerinin başına altın ödülü vermek cihetiyle soykırım yapıp bebek kafataslarından yöneticilerimiz kendilerine şarap kabı yapmadığından efendim paracıklar akmadı kasamıza .
    biz düşmanı yüz yıl önce yurdumuzdan çarıklı dedelerimiz ve on beşlik delikanlılarımızla o aya gidtti dediğin füze nükleer dediğin ülkelerin eşkıyalarını attığımız ve pilav ve hoşafa talim eden köylülerimiz olduğu için
    düyunu umum adı altında borç mirasını bize kat be kat faiziyle ödetip ama alfabemizi giyim kuşamımızı miras olarak devralmadığımızdan ve bir gecede tüm ulus cahil bırakıldığı için efendim
    ve tüm bir milleti yıllar yılı ne kadar fazla balo şampanya vals o kadar medenileşme
    siz bir dorn bile üretmeyin uçak yapmayın biz size iki helikopter veririz o da kullanmadığımız ambarda tuttuğumuz ikinci eldir ve sadece yangınlarda kullanın dedikleri için ve yıllardır bu millet bunu modernleşmenin medenileşmenin bedeli olarak seve isteye kabul buyurduğu için
    bu ülkenin evlatlarına her coğrafya dersinde emme basma tulumba gibi lojistik stratejik öneme haiz iki kıtayı birbirine bağlayan ülke olmasını okutup ama o lojistiğin bir gereği olan akdenizde doğalgaz arama petrol arama
    borunu kullanma hidro sülfürünü çıkarma gerek yok ben aradım hiç birşeycik yok dendiği için yapamadıklarındır onlar.
    tırt değiliz tırt olduğumuza inandırıldık.
    ne yapsanız boş bu millet gelişmenin ilerlemenin ne olduğunu anladı.

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın

    Tartıştığınız hususta Ahmet bey haklıdır.

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    cebimde hançerim bekliyorum beni sırtımdan hançerledin diyene yok ben boğazdan ya da göğüsten yaparım o dediğin benim tarzım değil diyebilmek için
    ne kadar dost canlısıyım anlayın artık

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    Sayın Ahmet İhsan araç iğrenç ötesi uslubunuza katlanmak bahasina kısaca cevap vermek gerekirse paylasiminiza başbakan bunu o olaydan altı yıl sonra İsrail e odetilecek tüm bedeller odetildikten sonra kendi iç kamuoyuna ihh yardım kuruluşuna bir serzeniş olarak söylemiştir.
    Biz ülkeler olarak resmi yollarla yardımlarınızı gönderiyoruz.
    Sizin bireysel olarak gövde gosterircsine ve Filistin'e pek bir Hayri da dokunmayacak kabilden yaptığınız yapmaya kalkıştığı biz bu yardımın pek de bir anlamı yok kabilinden.
    Oysa terör örgütü liderinin İsrail devletinden izin alinmaliydi diye açıklaması olay olur olmazdır ve sanki İsrail'i Türkiye ye karşı kışkırtma kabilindendir.
    İnsanların oy tercihlerini beğenmek zorunda değilsiniz.
    Ve hal böyleyken onlara beğenmiyorsanız diye hakaret etmeniz asagilamaniz çok yanlış.kendinize iyi bakın.
    Ha bu arada kanada başbakanı İsrail'in kendini savunma hakkı vardır şeklindeki ilk açıklamasını değiştirip İsrail'i katil olarak nitelendirmis
    Bilgin olsun.
    Olaylar ilk göründüğü gibi olmayabilir.
    İyi geceler herkese

  • Ahmet Ihsan Arac
    Ahmet Ihsan Arac

    Uc dronla donkisotluga soyunan kendini super guc sanan Enfal-22 zumresini uyandirma servisi

    Turkiyede olmayan, onalar olmadigi icin de tirt olan askeri envanteri, (gerci olanlarda distan satin alma ve disa bagimli olduklari icin tirt sayilir)
    1) ucak gemisi, varmi uretiyormusun. Yokmu tirtsin
    2) nuklear deniz alti varmi, uretebiliyormusun yokmu, tirtsin
    3)atom bombasi, hidrojen bombasi varmi, uretiyormusun yokmu tirtsin
    4) nuklear silahlarin varmi, uretiyormusun, yokmu tirtsin.
    5) uzun menzilli nukler fuzeler varmi, yapabiliyormusun. Yokmu tirtsin
    6) f 35 gibi yeni nesil savas ucaklari yapabiliyormusun varmi. Yokmu tirtsin
    7) kendinin, kendi tarlandan kendi ulken icin kimseye gebe kalmadan uzaya firlattigi askeri bir harp icin en elzem olan haberlesme, telekominjjasyon uydularin varmi, yokmu ? Tirtsin

    A haber, trt atv ve turevlerinin beyin felci gecirttigi Enfal-22 zumresi kendinizi bir zorlayin. Dusunun...
    Donkisotluk yapmayin

  • Kiraz Karslı
    Kiraz Karslı

    sayın ahmet ihsan araç
    geriye dönük yazılarınızı okudum da yazılarınızda iktidara bir kızgınlığınız olduğu belli.
    hatta tek odak noktanızın bu kızgınlık olduğu ve bu kızgınlıktan hareketle cumhur başkanının şahsına ve hatta ona oy verenleri bile nasıl aşağıladığınıza tanık oluyoruz.
    bu durum öyle bir hal almaya başlamış ki
    biz neye kızdığınızı bile anlamayıp birden sizin burada hiçbir somut veriye dayandırmadan söylenmemiş sözleri söylenmiş gibi yansıtmanıza tanık oluyoruz.
    mesela: cumhur başkanı mavi marmara olayıyla ilgili orada ne işiniz vardı demediği halde demiş gibi gösterdiniz.
    bu sözü fetö ele başı fethullah gülen söylemiştir.
    lütfen bu konularda daha hassas olunuz.
    nefretinizi anlayışla karşılayabiliriz.
    lakin bu nefretin ardına sığınıp olmamış şeyleri olmuş olmuş şeyleri olmamış gibi göstermeye çalışmayınız.
    bunun kimseye uzun vadede bir yararı olmayacaktır.

  • Melek Çelik
    Melek Çelik

    Günaydın herkese, güzel haftalar olsun...

  • Ahmet Ihsan Arac
    Ahmet Ihsan Arac

    Mesela neden ahir zamanda Muhammed mustafa s.a.v efendimiz gelmiyor da, hz isa a.s.v efendimiz geliyor. Hasa, Allah hz Muhammed mustafa s.a.v efendimizi gondermeye kadir degilmi. ? Kadir tabiki. hz isanin gelmesi demek, seytanin evlatlari olan siyonizm masonizm ve turevlerinin hakka actiklari savasta isaviler muslumanlarin tarafina gecip efendimiz s.a.v yani islamin sancagini tasiyacaklar. Mehdiyet, ve isa a.s.v efendimizin yeryuzune gelmesi demek bu demek. Ve bunun emareleri bas gostermeye basladi bile.
    “Hayır, Allah'ın nizamı onların sandığı gibi değildir! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, biz onların yerine kendilerinden daha hayırlı insanlar getirmeye kadiriz. Bizim elimizden kurtulan, gücümüzün yetmediği hiçbir şey yoktur.” (Mearic, 70/40-41

    “Eğer topyekün seferber olmazsanız, Allah sizi acı bir azaba uğratır ve sizin yerinize başka bir topluluk getirir de siz savaşa çıkmamakla onun dinine zerrece zarar veremezsiniz. Çünkü Allah her şeye kadirdir.” (Tevbe, 9/39)

    Iste yukaridaki ayetler tecelli edecek. Cunku su an, Allahin ayetlerini ucuza satan bir bucuk milyar tirt musluman var.

  • Ahmet Ihsan Arac
    Ahmet Ihsan Arac

    Siyonizmin ve yahudi yerlesiminde geriye sayim basladi. Artik hicbir sey eskisi gibi olmayacak onlar icin.
    Amma velakin, Yahudileri ve siyonizmi bitirecek olan kendilrine faydasi olmayan, Allahin ayetlerini ucuza bir cuval komure bir paket makarnaya satan munafik karekterli, korkak, mefaatci, muslumanlar degil...
    Yollardir siyonist dikta altinda ezilen amerikalilar ve siyonist diktaya karsi ayaklanan dunyadaki samimi hiristiyanlar ve samimi yahudiler bitirecek siyonist yahudi zulmunu butun dunyayi felakete suruklenmeye niyetlenmis bu seytanin evlatlarini.
    Koyunlastirilmis, uyusturulmus, uyutulmus muslumanlar hic heveslenmesin.

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın

    Sevgili bilemezsin bazen insanın derdini,
    Bazen insan sadece mümin yüzü görmek ister.

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın

    Allah bu zamanda cemaat ve topluluk liderlerine yardım etsin hem lideri önderi ve imamı hem bir nevi temsilde hata olmasın çobanı oldukları yani sorumlulukları altında bulundukları cemiyetlerin efradları ile beraber sıratı müstakimden ayırmasın.Zira bir topluluğa girmek isteyen tabiri caizse her telden her neviden her niyyetten insan bulunabilir zira o kudsiyette olan kapılar cami kapısı gibi her insana açık olduğundan hem de nasıl ki şeytanın dahi kendisinden kaçtığı kahraman Ömer efendimiz dahi namaz kılar iken yani insanlara karşı en savunmasız halde iken hançerlenmesi ve neticede vefat etmesi gösteriyor ki bu Kudsi hizmet ve liderlik hem zahiren çok tehlikeli olsa da hem ahiret namına tabiri caizse Allah ile kul arasında yalnız ihlas ve samimiyet karşılığında çok karlı bir alış veristir.Allah bu gibi lider imam ve önderleri cemiyetlerinde bulunan mümin ve müslümanlarla beraber nihayetinde gerçek sahili selamet olan selam ve esenlik yurduna idhalini nasip eylesin amin.

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın

    Ya Rahim münafık ve kâfirlerin dostluğundan sana sığınırız ve lütfundan imanda devamlı ve istikrarlı bir kuvvet ve sebat İslam'da ise senden dirayet isteriz..amin.

  • Ahmet Ihsan Arac
    Ahmet Ihsan Arac

    Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyâmet kopmuş)tur. Gök de yarılmış ve artık o gün, o da çökmeye yüz tutmuştur.” (el-Hâkka, 13-16)

    “Yerin ve dağların sarsılacağı ve dağların akıp giden kum yığını olacağı günü (kıyâmeti) hatırla.” (el-Müzzemmil, 14)

    “Yıldızların ışığı söndürüldüğü, gök kubbe yarıldığı, dağlar ufalanıp savrulduğu ve peygamberlerin (ümmetleri hakkında şahitlik) vakti tayin edildiği zaman (artık kıyâmet kopmuştur).” (el-Mürselât, 8-11)

    “O gün yer başka bir yere, gökler de (başka göklere) dönüştürülür…” (İbrahim, 48)

    “(Düşün o) günü ki, yazılı kâğıtların tomarını dürer gibi göğü toplayıp düreriz. Tıpkı ilk yaratmaya başladığımız gibi onu tekrar o hâle getiririz. (Bu,) üzerimize aldığımız bir vaad oldu. Biz, (vaad ettiğimizi) yaparız.” (el-Enbiyâ, 104)

    “(Rasûlüm!) Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak. Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacak! Orada ne bir iniş, ne de bir yokuş görebileceksin

    Saman yolu galaksisi dunya gunesin etrafinda gunes de butun yorungesindeki gezegenlerle birlikte samanyolu galaksi etrafinda donup duruyor. Zannımca kiyamet, sadece samanyolu galaksinde bir kara delikle kopacak. Karadelik gunes sitemimiz toz bulutu halinde puskurtecek
    ****
    Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Size arşı taşıyan meleklerden bahsetmem konusunda bana izin verildi. Onlardan her birisinin kulak memesi ile boynunun arasındaki mesafe yedi yüz yıldır" (Ebû Dâvûd Sünne,18): Abdullah b. Amr "Arş`ı taşıyan melekler sekiz tanedir" der. Sa`id b. Cübeyr âyetteki "sekiz melek" ifadesini sekiz saf melek olarak tefsir etmiştir. Bu meleklere Allahu Teâlaya yakın ve meleklerin efendileri olmalarından dolayı Kerûbiyyûn melekleri denilir. İbn Abbâstan nakledilen bir rivâyete göre Kerûbiyyûn melekleri, sekiz bölümdür. Onlardan her bir cinsinin insan, cin, şeytan ve melek gücü kadar gücü vardır (İbn Kesîr, Tefsiru`l-Kur`âni`l-Azîm, VIII, 239).
    Burada madde belki de icine dogru cokecek, atom alti parcaciklarina bolunecek. Bir tek maddenin icindeki Allahin makami etkilenmeyecek. Bugun bir atomu parcalayinca muazzam bir enerji aciga cikiyor. Atom parcalanabilir ama her ne elementin atomu olursa olsun, atomun icindeki Allahin makami hic bir kuvvet hic bir guc zarar veremez. Icimizden disimiza rabbimizle cevriliyiz. Bir birinden bagimsiz Atomlarimizin ( ortalama 10 uzeri 28 kadar)bir araya gelip birlesip molekullerimizi olusturmasi (5, 6 trilyon)molekullerimizin bir araya gelip bedenimizi olusturmasinda ki tutkal, ayni yildizlari bir arada tutan tutkal gibi...
    Simdi kiyamette madde icine dogru cokerken etkilenmeyecek teksey icimizde ve disimizda ki Allahin makami, singularity denilen hersyin ona donustugu o makam...
    Kiyameti gokyuzunun butun yildizlarin milyarlarca galaksiler ile birbirine girmesini dusunmek ve bu gok yuzunun ustunde bir yerde de Allahin mekaninin oldugunu dusunmek Allaha mekan tayin etmektir ki Allah cc. Mekandan münezzehtir. Allahin mekani hersey Allahin mekaninin icinde oldugundan herseyin mekani vardir ama Allahin mekana ihtiyaci yoktur. Bir bardagi, bir dagi paramparca edebilirsiniz ama Allahin onun icindeki makamina hic birsey yapamamis olursunuz.
    Herkes Efendimiz s.a.v mirac yolculugunu uzayin sonuna gittigini dusunur. Ama efendimiz mescidi aksada kildigi namazdan sonra Allah cc ile uzaya veya uzayin sonuna ciktigini dusunmek Allaha mekan tayin etmektir. Demek oluyor ki hasa uzayin sununda Allahin mekani var. Oysa efendimiz kendi icindeki aleme dogru yolculuga cikmis olabilir. Yani uzayin derinkilerine burak ile yada refref ile ciktigini dusunmek yerine kendi icindeki alemde rabbinin makami var. O aklindan gecenleri bile bilecek kadar senin icinde olan bir rabbi, Allahi uzakta gorusmeye gittigini dusunmek izaha muhtac geliyor. Butun Alemler ayni. Mesela isik ile gorusmek istesen gunese gitmene gerek yok. Isiga cikman yeterli. Ve bu tek isik seni kapladigi gibi butun alemi ayni anda kapliyor. Cunku icin disin isik.
    O yuzden namaz muminin miraci. Cunku namaz aslinda icindeki Allahin makanina yaptigin yolculuk. O yuzden bence mirac efendimize en yuksek derecede nasip olmus. Ama herkes kendi icinde bu miraci aramali.
    Unutmayin bir saat tefekkur bir yil ibadetten evladir. ALLAH CC ne buyuruyor kudsi hadiste. Ben bir hazineydim bilinmek ve sevilmek istedim. O yuzdsn Alemi yarattim.
    O ozaman bir yerde bir hazine oldugunu bilmenin hazinenin mi daha cok bilinmeye ihtiyaci var. Yoksa o hazineye ohtiyaci olanlarinmi o hazineyi bilmeye ihtiyaci var.
    Namaz oruc ibadet Allahin insan kulunun kimligi. ALLAHIN insan kullari ibadetlerle kendilerini tanitiyorlar sevrelendikleri esyalara alemlere. Allahin kulu, Allahin sevgili kulu, Allahin sevmedigi kulu, Allaha isyankar kul... gibi yani ibadetinde itaatinde olan kul itaatkar kul kimligi ile taniniyor kendini cevreyeleyn elbisesindsn arabasina, evinkn duvarlarina hersey onu o seyle taniyip seviyorlar.
    ALLAHin bizden istedigi en onemli sey onu kesfetmek. Her gun onu daha cok kesfe tanimaya cikamak... kulluk olmadan bu kesif kapilari acilmaz. Ibadetler bir amac degiller. Amac Allahi daha iyi tanimak kesfetmek, ibadetler Allahi kesfetme yolculugunda karsilasacagin kontrol noktalarinda cikarip gosterdigin kimligin...

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın

    Allah haşa yaratmada israf etmez zira insan soyundan sülalesinden olanlara ırsi olarak benzeyebilir ancak Allah israfı sevmediğinden her canlı bir birinden farklılık gösterir .

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın

    Allah ona da rahmet eylesin amin.

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın

    Mesuliyet.
    Ölüm odaklı yaşıyorum sevgili
    bir an aklımdan çıkmıyor bu aralar
    gözlerim hep bu nihayette
    Zira elestüden başlayıp tanrıya bugüne gelene kadar çok sözverdim.

    Senden isteğim sözlerimi tutabilmek için bana dua et,mesuliyet büyük.

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın

    Allah bize bu öğüde tevbe-i istiğfarla uymayı nasip eylesin amin.

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın

    Şu zamanın en büyük karı evlatları arasında Yusuf aleyhisselam da bulunan Yakup aleysselamın evlatlarına yalnızca müslüman olarak can verin öğüdüdür.mana olarak Bakara 132.ayetidir.

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın

    yalnız Allah'a ibadet etmekle mükellef müminlerin bayramı kutlu olsun amin

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın

    Tanrı yani Allah insanları kullanmaz zira Tanrı yani Allah'ı n kulları kullanmaya ihtiyacı yok ve bundan münezzehtir sadece iradesiyle iman edenler tanrının yani Allah'ın emrine itaat ederler itaatin gereklerini halis bir niyetle hayatlarında devam ettirirler ve inananlar yalnız Allah'a ibadet ve itaatle huzur bulurlar zira huzur İslam'da olduğunu bilirler cahiller bilmese de.

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın

    Sanırım yıl 2001 civarı idi İstanbul hukuk fakültesinin bir final sınavında teklerin anfisi diye tabir edilen yerde bir garip aşk içinde evet dersten kalmayı göze alarak monarosadan bir kıta yazmıştım.ve dersten kalıp kalmadığını hatırlamıyorum ama Sezai Karakoç ve monarosa benim için yüksek bir değerdedir rahmetle anıyorum Allah rahmet ve mağfiret etsin amin.

  • Kenan Aydın
    Kenan Aydın


    Milli Gazete

    Reklamı Kapat
    17 Kas 2023 - 04:30- Kültür-Sanat
    Sezai Karakoç
    ABONE OL
    Google News Sayfamız
    İslam dünyasının yeniden dirilişini amaç edinen ve hayatı boyunca "diriliş" kavramı çevresinde zinde bir bilinç uyandırmaya çalışan fikir adamı, başta şiir, siyaset ve düşünce olmak üzere, dünya Müslümanlarının uyanışını amaç edindi.

    Sezai Karakoçmask
    Büyütmek için resme tıklayın

    Sezai Karakoç'un, Müslümanların uyanışı düşüncesiyle yoğurduğu Diriliş dergisinde İslam klasiklerine, çağdaş İslam düşünür ve edebiyatçıların eserlerinden çevirilere yer verildi. Bunun yanı sıra Batı klasiklerinden ve çağdaş Batı edebiyatı ve düşüncesinden birçok metnin tercümesi yayımlandı.

    Müslümanların yeniden bütünleşmesini hayat memat meselesi olarak gören, bunun için millet, ülke, devlet ve medeniyet kavramlarına özel bir önem atfeden ve bu kavramları, İslam inanç ve düşüncesi ışığında ayrıntılı bir şekilde yazıp anlatan şair, yazar ve mütefekkir Sezai Karakoç'un vefatının üzerinden 2 yıl geçti. Hayatını "Diriliş Nesli" dediği, yeni bir gençliğin yetişmesine adayan, tam adı Ahmet Sezai Karakoç olan usta edebiyatçı, 22 Ocak 1933'te, Birinci Dünya Savaşı'nda Kafkas cephesinde çarpışırken Ruslara esir düşen tüccar Yasin Bey ile Emine Hanım'ın oğlu olarak Diyarbakır Ergani'de dünyaya geldi. Çocukluğunu Ergani, Maden ve Piran'da (Dicle) geçiren Karakoç, ilkokulu 1944'te Ergani'de tamamladı. Parasız yatılı kaydolduğu Maraş Ortaokulunu 1947'de bitiren şair, 1950'de Gaziantep Lisesinden mezun oldu.

    HENÜZ KÜÇÜK YAŞLARDA OKUMA MERAKI BAŞLADI
    Sezai Karakoç, ilkokulda Battal Gazi kitaplarını, Ahmediye ve Muhammediyeleri okuyup, dinledi, ortaokulda ise Namık Kemal, Ziya Paşa, Tevfik Fikret ve Ziya Gökalp'in eserlerini okudu. 20. yüzyıl İslamcılık düşüncesi içinde yazdığı kitaplar, şiirler ve kurduğu parti, düşünce ve hareketi ile ayrı bir yere sahip olan Karakoç, okumaya büyük bir sevgi besledi ve lise yıllarında Batı klasiklerine başladı. Mütefekkir Karakoç, Necip Fazıl Kısakürek'in çıkardığı Büyük Doğu dergisinin tutkulu bir okuyucusu oldu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinin (SBF) sınav sonuçlarını beklerken, Necip Fazıl ile tanışmak üzere yanına giden Karakoç, Kısakürek ile tanıştıktan sonra bir daha hiç ayrılmadı. Karakoç, 1950'li yıllarda Büyük Doğu'nun sanat edebiyat sayfalarını yönetti, 1955'te ise üniversitenin maliye bölümünden mezun oldu. Maliye Bakanlığında Hazine Genel Müdürlüğü Dış Tediyeler Muvazenesi bölümünde 1955'te çalışmaya başlayan edebiyatçı, girdiği sınavı kazanarak 11 Ocak 1956’da maliye müfettiş yardımcısı oldu. Karakoç, 1959'da gelirler kontrolörü olarak İstanbul'a atandı, görevi gereği yurdun birçok yerini görme imkanı buldu. Usta edebiyatçı, askerlik vazifesini ise 1960-1961'de Ankara ve Ağrı'da yaptı.

    İLK YAZILARI BÜYÜK DOĞU'DA YAYIMLANDI
    İlk yazılarını 1950'li yıllarda Büyük Doğu'da yayımlayan Karakoç, 1963'ten itibaren Yeni İstanbul gazetesinde "Karakoç" imzasıyla günlük yazılar kaleme aldı. Diriliş dergisinden önce ve derginin yayına ara verdiği dönemlerde A Dergisi, Akpınar, Büyük Doğu, Düşünen Adam, Hilal, Hisar, İslam Düşüncesi, Mülkiye, Papirüs, Pazar Postası, Soyut, Şiir Sanatı, Türk Dili, Türk Yurdu gibi dergilerde deneme ve şiirleri yayımlandı. Yazar Karakoç, aralarında Yeni İstiklal, Babıalide Sabah ve Millî Gazete'nin de bulunduğu gazetelerde günlük yazılar yazmaya devam etti ve 1975'ten itibaren kendi çıkardığı "Diriliş" dergisi dışında hiçbir yerde yazmadı. Türk edebiyatının en sevilen şiirlerinden biri haline gelen "Mona Rosa" şiiriyle okuyucunun kalbinde taht kuran Karakoç, "Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine" şiirini ise çok sevdiği İstanbul'a yazdı. Şiir ve yazılarında, dergilerinde, kitaplarında ortaya koyduğu dünyayı gerçekleştirmek üzere 1990'da Diriliş Partisini kurdu. Karakoç, 7 yıl partinin genel başkanlığı görevini yürüttü. Diriliş Partisi, 19 Mart 1997'de kapatıldı.


    MÜSLÜMANLARIN UYANIŞINA ESERLERİYLE EMEK VERDİ
    Dünya savaşlarından yenik çıkan İslam dünyasının yeniden dirilişini amaç edinen ve yazı hayatı boyunca "diriliş" kavramı çevresinde zinde bir bilinç uyandırmaya çalışan mütefekkir Karakoç, eserleriyle dünya Müslümanlarının uyanışını sağlamayı amaçladı. Düşünce dünyasını sistematize eden diriliş kavramını ilk kez 1954'te kullanan Karakoç'un Tunus ve Cezayir’deki bağımsızlık savaşlarını konu alan "Bir Milletin Basübadelmevti" yazısının yer aldığı ilk dergi girişimi Yeni Ay, savcılığın izin vermemesi sebebiyle dağıtıma çıkmadan toplatıldı. Sezai Karakoç, ikinci dergi girişimini ise üniversite son sınıftayken iki sayı çıkan "Şiir Sanatı" dergisiyle yaptı. Garip akımının yalınlaştırdığı şiir ortamına bir lirizm aşısı yapan dergide Karakoç'un yanı sıra Cemal Süreya, Gülten Akın, Orhan Duru, Muzaffer Erdost, Rami Ayas, Seyfettin Başçıllar, Erdal Öz, Nuri Pakdil, Güner Başar, Nahit Güçlü, Baha Galip Tunalıgil, Abdullah Rıza Ergüven ve Şahinkaya Dil'in şiirleri yer aldı.


    DİRİLİŞ DERGİSİYLE BİR NESLİN FİKİR DÜNYASINI YOĞURDU
    Yayımlandığı yıllarda içerdiği yazılar nedeniyle defalarca kapatılan ve toplatılan Diriliş dergisi, bir edebiyat ve sanat dergisi olmasının yanı sıra, İslam düşüncesi ve siyasetinin şekillendiği bir yayın organı da oldu. Karakoç, 1960'ta Diriliş Dergisi’nin ilk sayısını çıkardı. Gazete formatında da yayımlanan Diriliş Dergisi’nin yayımını aralıklı olarak 1992 yılına kadar sürdürdü. Dergide İslam klasiklerinden, çağdaş İslam düşünür ve edebiyatçıların eserlerinden çevirilere yer verildi. Bunun yanı sıra Batı klasiklerinden ve çağdaş Batı edebiyatı ve düşüncesinden birçok metnin tercümesi yayımlandı. Dergide, bir taraftan Seyyid Kutub, Malik bin Nebi, Muhammed Hamidullah, Malcolm X, Muhammed İkbal, Seyyid Hüseyin Nasr Türk okuyucuyla tanıştırılıp, çağdaş Afrika edebiyatı tercüme edilirken, bir taraftan da başta Mesnevi olmak üzere Kuşeyri, İbni Hazm, Niyazi Mısri, Muhyiddin Arabi, Firdevsi, Aziz Mahmut Hüdayi'nin eserleri tercüme edildi. Doğu kadar Batı düşüncesi ve edebiyatına da açık olan Diriliş'te, Kierkegaard, Heidegger, Rene Guenon, Erich Fromm, Goethe, Rimbaud, Rilke, Ezra Pound, Virginia Wolf ve Faulkner'in de aralarında bulunduğu çok sayıda edebiyatçının yazı ve şiirleri okuyucuya sunuldu. Sezai Karakoç, yazın hayatı boyunca kendi adının yanı sıra Mehmet Leventoğlu, Zülküf Canyüce, Sait Yeni, M. Cemil, Mehmet Yasin, M. Yasin, Mehmet Yasinoğlu, Zafer Karip, M.B.Y., S.K., S.Y., M.L., M.Y., M.S. Karakoç, Mehmet C. Güneş müstearlarını kullandı. Usta edebiyatçı, 1968'de "MTTB Milli Hizmet Armağanı", 1970'te sürgündeki Macar yazarlarının takdir ve şükranlarının nişanesi olarak "Gümüş Hürriyet Madalyası", 1982'de "Türkiye Yazarlar Birliği Hikaye Ödülü", 1988’de "Üstün Hizmet Ödülü", 1991'de ise 22. Dünya Şairleri Kongresinde "World Academy of Art and Culture Ödülü"ne layık görüldü. Diyarbakır'da bir bulvara adı verilen Karakoç, 16 Kasım 2021'de İstanbul'daki evinde, kendi ifadesiyle "dünya sürgünü"nü tamamladı. Karakoç'un cenazesi "Şehzadebaşı'nda Gün Doğmadan" şiirinde "Yerleşecek yer aramamak, caminin avlusunda, soğuk bir taşa oturmak, gün doğmadan Şehzadebaşı'nda" mısrasıyla yer verdiği Şehzadebaşı Camii Haziresi'ne defnedildi. Karakoç'un şiirleri Büyük Doğu, Hisar (1951-54), Mülkiye (1952-53), İstanbul (1953-57) Şiir Sanatı (1955), Hamle (1955), Pazar Postası (1957-58), Türk Yurdu (1959), Hür Söz (1961), Soyut (1965), Hilal (1965) ve Diriliş (1960-92) dergilerinde yayımlandı.

    SEZAİ KARAKOÇ'UN ESERLERİ:
    Şiir:
    Körfez (1959), Şahdamar (1962), Hızırla Kırk Saat (1967), Sesler (1968), Taha’nın Kitabı (1968), Gül Muştusu (1969), Şiirler I (Hızırla Kırk Saat) (1974), Şiirler II (Taha’nın Kitabı, Gül Muştusu) (1974), Şiirler III (Körfez, Şahdamar, Sesler) (1974), Şiirler IV (Zamana Adanmış Sözler) (1975), Şiirler V (Ayinler) (1977), Şiirler VI (Leylâ ile Mecnun) (1980), Şiirler VII (Ateş Dansı) (1987), Şiirler VIII (Alınyazısı Saati) (1989), Şiirler IX (Monna Rosa) (1998), Gün Doğmadan (Bütün Şiirleri) (2000).

    Hikaye:
    Hikayeler I (Meydan Ortaya Çıktığında) (1978), Hikâyeler II (Portreler) (1982).

    İnceleme-Araştırma:
    Yunus Emre (1965), Mehmet Akif (1968), Mevlana (1996).

    Eleştiri:
    Edebiyat Yazıları I (1982), Edebiyat Yazıları II (1986), Edebiyat Yazıları III (1996).

    Tiyatro:
    Piyesler I (1982), Armağan (1997)

    Düşünce:
    İslam’ın Dirilişi (1967), İslâm Toplumunun Ekonomik Strüktürü (1967), Dirilişin Çevresinde (1967), Yazılar (1967), İslam (1967), Kıyamet Aşısı (1968), Mağara ve Işık (1969), Allah’a İnanma ve İnsanlık (1970), Ölümden Sonra Kalkış (1970), Ruhun Dirilişi (1974), Çağ ve İlham I (1974), Yitik Cennet (1976), İnsanlığın Dirilişi (1976), Diriliş Neslinin Amentüsü (1976), Çağ ve İlham II (1977), Gündönümü (1977), Çağ ve İlham III (1980), Makamda (1980), Diriliş Muştusu (1980), Çağ ve İlham IV (1986), Düşünceler I (1986), Fizik Ötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi I (1995), Fizik Ötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi II (1995), Fizik Ötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi III (1995), Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı I (1996), Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı II (1996), Unutuş ve Hatırlayış (1996), Varolma Savaşı (1997), Düşünceler II (Kurumlar) (1997), Samanyolunda Ziyafet (2004).

    Günlük Yazılar:
    Sütun I (1967), Farklar (1967), Sütun II (1969), Sûr (1975), Gün Saati (1986).
    Milli gazeteden alıntıdır rahmetle monarosanın şairi.