Tecavüzden sonra "zevk aldın mı?" diye sormak nasıl abesle iştigalse, gidişinin ardından aylar sonra arayıp "nasılsın, ne yapıyorsun?" diye sorman da o kadar abesti işte..."Uyuz bir itin kasığındaki pire kadar mutluyum... ve başını çöpe soktuğu için kıçı açıkta kalan bir kedi kadar tetikteyim..." Tut ki mutluyum... tut ki yıkıldım ! Sana Ne.
Nasılsın eğer ki samimi bir şekilde soruluyor ise bu kişinin konuşma ihtiyacının simgeler,nasılsın derken kişi içinden iki kelam et lütfen bunaldım,sıkıldım ve daraldım bir kelimeye muhtacım demektedir.
Bin parçaya bölünüp her parçası bir birinde uzağa atılmış toplanmayı bekleyen cam bir vazo gibiyim.. ne tüm parçalarımın bir araya gelme imkanı var ne de eskisi gibi bir bütün olmanın... elini atanın eline batıp, acıdığımdan fazla acıtıyorum..
İflah olmaz, laf anlamaz ve huysuzum... hep kendi bildiğimi okur, okuduğum bildiklerim de benim canıma okur.. kendim eder kendim çekerim... canıma kastım, acıya zaafım var... böyle gelmiş böyle giderim..
hiç bu kadar iyi olmamıştım. bomba gibiyim. midemi bir emanetçi gibi doldurmadım, evet şu an açım oruç tutuyorum ve beynim saat gibi çalışıyor her şey yolunda.
Seninle ilgilenmiyorum, nasıl olduğuna dair hiç bir fikrim yok, bir şekilde karşılaştık işte, sana ne diyeceğimi kestiremiyorum ama nasılsın dersem, seni merak ediyormuş hissini verebilir kendimi de bu sıkıntılı durumdan kurtarabilirim.
Miskin kedi gibiyim; yattığım yerden fareleri izliyorum.
Kırdığım yerlerden.. kırılmaya devam.
Eskiden nasıl olduğumu iyi bilirdim.
Tecavüzden sonra "zevk aldın mı?" diye sormak nasıl abesle iştigalse, gidişinin ardından aylar sonra arayıp "nasılsın, ne yapıyorsun?" diye sorman da o kadar abesti işte..."Uyuz bir itin kasığındaki pire kadar mutluyum... ve başını çöpe soktuğu için kıçı açıkta kalan bir kedi kadar tetikteyim..." Tut ki mutluyum... tut ki yıkıldım ! Sana Ne.
Nasılsın eğer ki samimi bir şekilde soruluyor ise bu kişinin konuşma ihtiyacının simgeler,nasılsın derken kişi içinden iki kelam et lütfen bunaldım,sıkıldım ve daraldım bir kelimeye muhtacım demektedir.
iyiyim...
öküzün boynuzundaki dünya gibiyim; rahatsız, yerini yadırgayan, ha düştü ha düşecek uçsuz bucaksız boşluğa...
uykulu,mahmur bir de şımarık.. :)))
Yağmur duasına çıkıp kavurucu sıcakta dili damağına yapışmış köylü gibiyim..
Uykumu eskiciye satıp, arkasından bakakalmış gibiyim..
Beddua almış, dükkanı siftahsız kapatan esnaf gibi mutsuz, huzursuzum.
Bin parçaya bölünüp her parçası bir birinde uzağa atılmış toplanmayı bekleyen cam bir vazo gibiyim.. ne tüm parçalarımın bir araya gelme imkanı var ne de eskisi gibi bir bütün olmanın... elini atanın eline batıp, acıdığımdan fazla acıtıyorum..
genellikle iyiyim yalanıyla cevaplanan klişe laf
nilüfer çiçeği gibiyim...
ne kök salabiliyorum olduğum yere
ne gidebiliyorum...
Kabuğunun içine saklanmış kaplumbağa gibiyim..
İyiyim,
Sen nasılsınız inşallah?
İflah olmaz, laf anlamaz ve huysuzum... hep kendi bildiğimi okur, okuduğum bildiklerim de benim canıma okur.. kendim eder kendim çekerim... canıma kastım, acıya zaafım var... böyle gelmiş böyle giderim..
Nasılsın ,diyebilmemiz için öncelikle seni tanımalıyım.Sonra başlar nasılsın faslım....
Beklemede....
İdare etmek en zoru, ben de her şeyi idare etmeye çalışıyorum işte.
Çoğu zaman nezaketen söylenen ve bazen de kişinin kendi merakını gidermesidir.
Çok bilimsel oldu. :D
hiç bu kadar iyi olmamıştım. bomba gibiyim.
midemi bir emanetçi gibi doldurmadım, evet şu an açım oruç tutuyorum ve beynim saat gibi çalışıyor her şey yolunda.
Nasılsın? İyi misin?
Sorarsam söyler misin ?
Yabancı sen kimsin?
Çağırsam gelir misin? diye başlayan bir Ajda Abla parçası..
herkesin ‘’ istediğini aldığı’’ bir savaştan çıkmış gibiyim. :))
Mezuniyyet havasında :)
Anavatan gibi...
Seninle ilgilenmiyorum, nasıl olduğuna dair hiç bir fikrim yok, bir şekilde karşılaştık işte, sana ne diyeceğimi kestiremiyorum ama nasılsın dersem, seni merak ediyormuş hissini verebilir kendimi de bu sıkıntılı durumdan kurtarabilirim.
Elhamdulillah.
Yorgun
özgürlük türküsü gibi ;)
sen nasılsın?