Kültür Sanat Edebiyat Şiir

muaviye sizce ne demek, muaviye size neyi çağrıştırıyor?

muaviye terimi F tarafından tarihinde eklendi

  • gyulsen
    gyulsen

    muvavkye nedir

  • Serkan Can
    Serkan Can

    oğlu Yezid'den kaynaklı olarak Müslümanların mezheplere (Şii-Sünni) ayrılmasına neden olan Emevi Devletinin kurucusudur. ırkçı yönüyle tarihte hiç iyi anılmayan kişidir.

  • Sema Bır
    Sema Bır

    valla abesle iştıgal derım..
    fatıhn topları VADI RESUL IÇİN DÖVERKEN ıstabnbulu.surları
    BIR KISIM PAPAZ AYASOFYADA TARTIŞIYORDU...
    MELEKLER NECİ..acep dişi mı?
    ıkısi de ashabı nebı
    ımamın ıçtıhadı hak ve 2 mıslı
    muavıye de hak adına ictıhad eyledı..
    nıyet halıs..ısabet eksık
    SIZI BİZİ NEDEN GERER..DERDİ

  • Dabbetül-arz-ı Mevud
    Dabbetül-arz-ı Mevud

    'AYHAN AYTAÇ YAZAREFENDİ:
    ''MUAVİYENİN ('İÇTİHAT HATASI') MESELESİ? ''
    ((...seyyid ala el-mevdudi, bu i'içtihat hatası' meselesi için çok ilginç bir çıkış yapmıştır.diğer ehl-i sünnet alimlerinin aksine ki, bize göre onlar 'ehl-i nabite'dendirler? yani:(...ümeyye yanlısı ehl-i sünnet?) ...diyor ki mevdudi:'muaviyenin ve amr bin asın ki bir içtihat hatası değildi.mesela örnek olarak kuran yapraklarının mızraklar üzerinde tutulması bir savaş hilesidir.' veya bize göre şeytanın beyaz bayrak çekmesi gibi bir kurnazlıktır? cafer-i sadık'a sormuşlar:'muaviyeninki akılmıydı? ' imam şöyle cevap verdi:'muaviyeninki akıl değil kurnazlıktı.o ise şeytandandır? ' zaten imam alide bu konuda uyarmış ve şöyle demiştir:'dikkat! muaviye size sağınızdan,solunuzdan,önünüzden ve arkanızdan musallat olup saptırmasın.? '...bu durumda biz şunuda tartışmak durumunda kalacağız.şeytanın veya nemrutun kide bir içtihat hatası idi.bi kere içtihat hatası olması için kruandan hadis-i kutsiden hadis-i şeriften deliliniz olmalıdır.mesela ebubekirin ömerin ve osmanınki bir içtihat hatasıdır.içtihat hatası olması için birde hatadan dönülmesi gerekldir ki ismiyle müstesna ihata-i içtihat olsun.ama öylemidir*asla değil.çünki 82 yıllık emevi ısırıcı melikliği ehlibeyt aleyhinde camilerde propaganda yapmış bir resmi politika haline getrilmiştir.mesela laik cumhuriyetin vahdettini hain kabul etmesi gibi haşa imam ali hain kabul edilmiş her cuma hutbesinde 'sevvedallahuvechehu' denilmiştir.ne demektir bu? ('allah onun:(-imam-alinin-) yüzünü:(haşa sümme haşa) kara çıkartsın?) demiyormu peygamberimiz en azılıları ashabıma küfürde cesur olanlarıdır.talha ve zübeyri cemel vakasında hatasını anladı içtihat hatası oldu? ümmül-müminin ayşe binte ebubekir hatasını anladı içtihat hatası kabul edildi.keza daha öncede ebubekir ve ömerde ehlibeyt konusunda hatasını anladı imam ali onları fatıma annemiz adına affetti onlarınkide içtihat hatası kabul edildi.isabet edene iki etmemiş olara bir sevab budur.yoksa sen günah işle işle öleceğin zaman tevbe et? bu iman-ı firavundur ki muaviyenin amr bin asın yezitin mervanın imanı budur zahirde.ilim amel ihlas üçlüsü yok teslimiyet yoktur.hüseyin hilmii ışık muaviyeyi övüyor? diyorki:islam coğrafyasını genişletti.eee sonra? peygamberimizin ektiği tuğba ağaçlarının arasınada zakkum ağaçlarını ekti naber? ve dahası o tuğba ağaçlarını sulamayı bıraktıda sadece zakkumlar sulandı kök saldı.şimdi ümmet-i muhammedin hastalığı budur.kanser gibi yayılmış bir emevi emperyalizmi.abd ve emevi emperyalizmi ise şimdi kolkola.sonra şeytan deccal süfyan koalisyonu çıktı meydana.biz hala şu sözümüzün arkasında duruyoruz:'ümmet-i muhammed emevi emperyalizminden kurtulmadıkça abd emperyalizminden asla kurtulamıyacaktır.'...çünki birincisi nefsiemmare gibi ikinciside şeytan gibidir.dahası ümmet-i muhammedin nefsiemmaresi işte budur emevi patentli islam anlayışı.taklid-i iman taklidi amel taklid-i ihlas işte budur.sizi gidi taklikçiler sizi? oysa müminliğin esası taklit değil tahkiktir.dervişliktir.şeytan ile ladesleşmektir.o vesvese verdiği zaman aklımda demektir.muaviye ne dedi:'siz 32 farzı yapın gerisin geriye herşeyi yapmakta özgürsünüz? '...eee54 farz? eline beline diline sahiplik nefsine hakimlik.eğer emevilerin baş zalimlerinin daimi hataları içtihat hatası ise neden baba ilyasların baba ishakların şeyh bedreddinlerin şah ismailllerin pir sultanlarınkide bir içtihat hatası kabul edilmez.öyle ya siz sütten çıkmış kaşıkmısınız? şimdi birde arap baharı çöl serabı vardır.mübarek yeztten daha zlim kaddafi mervandan daha zoorba olmuşta esat bir haccac olmuşta sünni-süfyaniler kıyamda.vay be? ne kadar akıllı bunlar.işte biz buna süfyan ve deccal adaleti diyoruz.herşey tersine döndümü hakikatte siz artık mehdinin zuhurunu bekleyin başkada birşey düşünmeyin bizden bu kadar aklı olan işletsin kulağı olan işitsin.her ağzı olan konuşurda her kulağı olan işitmez mümin canlar? ? ? selam! ilmi rahmetül aleyküm ehlibeytten vesselam :)) '
    – YAŞASIN! MEHDİ MESİH MELKİSEDEK

  • Dabbetül-arz-ı Mevud
    Dabbetül-arz-ı Mevud

    incil-i şerifin 27.bölümü olan vahiyyuhannanın 13/18'de 666 rakamının bir kişiye işaret ettiğini ve bilgece bunu belebileceğimizi haber veriyor? ve bende diyorum ki:miladi 666'da yeryüzünün hükümdarı kimdir? ...el-cevap:şam şeytanı muaviye 666'dır? ! ? _ve sırrı faş ettik?

  • Salih Akarsu
    Salih Akarsu

    Kerbela’da Âli Rasûl’ün katli ile meşhur olan Yezidin babası Muaviye kimdir?
    Evet, Ehl-i Sünnenin bunun hakkındaki kaynaklardan biride şudur; bu müellefe-i kulûblerdendir. (Tarihil Hulefa’nın söylediği gibi) Muaviye, müellefe-i kulûblerden idi. (sahife 194) O’nun müellefe-i kulûblerden olduğuna dair Kamus Okyanus’ta beyan var. (Cilt 2 sahife 727) şöyle diyor,

    “(Elmeüellifetü) muazzama vezninde teellüften ismi mef’uldür. Te’nisi mevsuf itibarıyladır. Ve Kur’anı Mübinde vaki “velmüellefeti kulübühüm” kerimesinden murat “Sadatı arabtan, şol kimselerdir ki, sairleri dini İslam’a terğib ve teşvik eylemeye medar olmak hikmetine mebni Fahri Âlem Sallellahü Aleyhi ve Sellem Hazretleri onlar ile teellüf ve sadakat ve ğanaimden hisse i’da eylemek babında me’mur olmuşlar idi. Bazılarına eza ve taarruzlarının def’i için ve bazılarının İslamlarına tamaen ve bazılarının merkezi İslamda tesebbüti emniyesine mebni te’lifi kalplerine ibtidar olunmuş idi. Onlar şu gelen aşağıdaki tertib üzere 31 nefer kimse idiler
    İşte muaviye görüldüğü üzere ashab değil.. kalpleri islama ısındırılması istenmenlerdendir
    Müellefe-i kulûblerden olduğuna dair “Mahmut Siyer” adlı tarih kitabındaki bir delilde: Müellefetül- kulüb kureyşi olan Ebu Süfyan bin Harb ve oğlu Yezid ile Muaviye’ye Kırkar vakiye gümüş ile yüzer deve ve Hâkim bin Harameye ikiyüz deve ve Nüdeyr bin Haris ve Useyd bin Cariyei Sakafiye ve Ebu Cehl’in biraderi Haris bin Huşam ve Safvan bin Ümeyye ve Kays bin Adi ve Süheyl bin Amr ve Huveytab bin Abduluzza ve Akra’ bin Habis’e yüzer deve v.s.” sonuna kadar. (sahife 409,410)

    Mahmut Siyer’den anlaşılır ki; Ebu Süfyan, oğlu Yezid, Kamus nüshasından tahrif yolu ile çıkartılmıştır.
    İşte görüldüğü üzere muaviye ashab değil para verilerek kalpleri islama ısındırılmak istenenlerdendir

  • Elif Şahin
    Elif Şahin

    Hazret-i Akıl:
    Muaviye hak olan halifeye biat etmemiş,
    ama batıl olan sultana ilk biat eden olmuştur?
    Burda hak olan halife Alidir?
    Muaviye hakka biat etmemiştir?
    Batıl olan sultan Yezittir?
    Muaviye batıla biat etmiştir?
    ALİ HAKTIR MUAVİYE BATILDIR?
    Sözünün hikmeti budur vesselam?

  • Senol Arman
    Senol Arman

    MUAVIYE:
    Resul-ü Ekrem'e bütün harplerde cephe almis, ordular sevketmis,
    Uhud'da yüzünün parcalanmasina sebep olmus olan Ebu Süfyan'in oglu..

    Alemlere rahmet sacan o aziz peygamberin cani gibi sevdigi sevgili amcasi
    Hz. Hamza (r.a) cigerini yiyen, kulaklarini gerdanlik yapip boynuna takan
    yamyam Hinde'nin cocugu..

    Resul-ü Zisan'in öpüp koklamaya doyamadigi sevgili torunu Hz. Hüseyin'i (r.a)
    parcalattiran Yezid'in babasidir.

    Muaviye'nin bu sahne-i alemdeki cinayetini örtbas ettirmek isteyen medrese inhisarcilari:
    '- Efendim, Resul-ü Ekrem'i görmüstür, peygamberi görüp 'müslüman oldum'
    diyenlere birsey söylenemez.' diye mugalata yaparlar.

    Amenna! Evet...O Habibullah'i görene, yahut Habibullah'i görmek istidadi olup da
    kafa gözü malul olup, Resulullah'in kendisini gösterdigi zatin biz kulu kurbaniyiz.
    Yalniz dikkat edilsin ki, GÖRENiN-GÖRENiN-GÖRENiN! ..Yoksa bakanin degil.

    Cenab-i Hak, Kur'an'i Mübin de:
    ' Habibim, onlar sana bakiyorlar amma; göremiyorlar..' diye apacik ilán etmistir.

    Bakmanin baska, görmenin baska oldugunu bilmek lazimdir...
    ve sunu da iyi bilmeli ki; Saray-i Ahadiyyetin tercümani olan, Cenab- Hakk'in hususi misafiri bulunan Habib-i Ekrem'i, (O masuk-u Hüda'yi) gören göze
    fersten arsa kadar olan saha sivri sinegin kanadi kadar gelmez..
    O'nu gören göz, saltanat kuracagim diye yüzlerce ev söndürmez, binlerce can yakmaz, kan emmez, dini siyasete alet edip üc günlük dünyasi icin Kur'an'i mizraklara takdirmaz.

    Muaviye gibi zalim bir sultana asalet ünvani olan 'hazret'i ekleyerek inadina
    beraatine calisiyorlar...söyle ki:
    Güya Cenab-i Hak Hz. Cibril'i, Resul ü Ekrem'ine göndermis vahiy vasi katibi
    yapmasini emretmis...Muaviye'nin Kitabullah olan Kur'an-i Kerim'i yazmaya
    layik emin bir zat oldugunu ferman etmis..
    Aman Ya Rabbi! Güler misin, aglar misin?

    Yazacak cok sey var amma, simdilik kifayet eder insaAllah.

    MeasSelam.

  • Yusuf Dogruer
    Yusuf Dogruer

    muavıye ye h.z ve ashab dıyenlere sasırıyorum o nasıl bı ashab kı dunyanın hıc bır yerınde kımse evladına muaviye ısmını koymaz O h.z ve ashab dıyenlere derımkı cocugu ve ya torunu olacaklara muaviye ısmını koysunlar derım eger koyarlarsa..

  • Hatice Ay
    Hatice Ay

    ben sünni müslümanlardanım ancak bence mezhepler sonradan ortaya çıktığı için mezheplere saygı duyarak hepsini iade ediyor ve YÜCE ALLAH 'ın kulu hz.Muhammet'in ümmetiyim diyorum.Yüce ALLAH'a inanıp peygamberini seven biri olarak muaviyeyi kınıyor tabiki hz.ALİ'yi ve sevgili peygamberimizin göz nurları olan hz.HASAN ve hz.HÜSEYİN'in tarafını tutuyorum.ve inanıyorum ki hiç bir müslüman muaviyeyi ve yezidf i tutmaz tutamaz. öldürüldükleri aklıma geldikçe hala aklım ermiyor hiçbir tarafa olaya sığdıramıyorum inanamıyorum.yazıklar olsun ozamanki
    müslümanlara diyesim geliyor.nasıl izin vermişler o kutsal emanetlerin öldürülmesine nasıl nasıl.ALLAH bu yaptıkları için hepimizi affetsin onları hari......

  • Durali Somun
    Durali Somun

    niye ayrlığı körüklüyosunuz

    Muaviye babasıyla ve annesi meşhur Hz.Hamza nın ciğerlerini çıkarttıran kadındır en son
    bu aile başka çıkar yol olmadığı için müslümanlığı seçmiştir. Ama ben kahin değilim ki korkudan mı hakiki mi müslüman oldular bunu da bilemem.
    Şahsım mezheplere inanmamakla beraber sünni hanefi mezhebindenim.Bunuda akli kemale erdiğim zaman öğrenmiş oldum.
    Tarihte olan yanlışlar hepimizi yaralamıştır.Ozaman Hz.Osman ın şehit edilmesini ve beş gün cenazesine kimsenin yanaşmadığını nereğe koyacağız.Hemde bir halıfe ki cenazesi beş kişiyle defnedilmiştir.Yalın kılç Hz Osmanın huzuruna çıkan Abdullah'ya Osman seni elimden kim kurtaracak 'dediğinde Hz.Osmanın cevabı Allah isterse kurtarır cevabını verirkenşöyle dedi'ya Abdullah seni baban bu halde görseydi ne derdi've ve ve o Abdullah Hz Ömer in oğluydu öylece dışarı çıktı.
    Yani demek istediğim ben o zaman yaşasaydım Hz. Ali'nin taraftarı olurdum ama iyimi olurdu.İkiside müslüman.Biri feragat edebilirdi 'müslümanlar kırılıp birbirini öldürmesin diyebilirdiler.Demek ki çıkar ve dış kışkırtma o zaman dan varmış
    Muaviyeye lane desem ne çıkar demesem ne çıkar.
    Boş konuşup gemiyi kaçırıyoruz.Hz. Ali'i sevmiyen bir sunni görürmüsünüz ve ya ehli beyti sevmeğen birini.Bu ayrıcalığı körüklemekten elinize ne geçiyor ben bunu anlamakda güçlük çekiyorum.
    İşte aleviliğin çıkş noktası bu savaşlar.
    Maviye ileHz.Ali'nin bu savaşlarından bıkan hariciler
    yani ne Ali den yana ne muaviye den yan birde İbni as.Hariciler bir karar alır,bunların üçünü öldürürsek nifak ortadan kalkar.Hz.Alişehit edilir,İbni As yaralanır Muaviye tara almadan kurtarır.Şimdi dersiniz Muaviye yaptırmıştır.Orası tariçilerin bileceği mesele
    Kısacası bırakın geçmişi karıştırıp genç beyinleri ayrıştırmayı
    ortak noktaları ve güzel olanı ortaya koyun

    selamlar

  • Fârûk El Furkan
    Fârûk El Furkan

    Kimden: Alevi stratejisi nedir... (Bay, 35)
    Kime: Grup: Alevi Haber Ajansı...-AHA-
    Tarih: 5.10.2008 15:05 (GMT +2:00)


    Konu: Muaviye -aleyhillane- gündemimiz sürüyor?


    Önce son dakika...

    SÖZCÜ gazetesi; *AL SANA ALEVİ AÇILIMI* başlıklı kısa bir haberinden bahsederken,Milli Eğitim bakanlığının hazırlatmış olduğu Alevilikle ilgili kitaplarda Alevilerin lanet ile andığı Muaviye -aleyhillene- den *HAZRET-İ* diye bahsedildiğinden haber vermiştir...

    Tarih: 05 Ekim 2008 Pazar...

    ________________________________________________________________


    Mehmed Ali Demirbaş,*MEZHEPSİZLER* adlı kitabında kaç kez Muaviye -aleyhillane- için *HAZRET-İ* kelimesini kullanmıştır...

    _Mevdudi bahsinde,dokuz (9) kez...HAZRET-İ MUAVİYE ibaresi geçmektedir...

    _İç Fitne bahsinde,beş (5) kez...HAZRET-İ MUAVİYE ibaresi geçmektedir...

    _Ashab-ı Kiram bahsinde,tam tamına altmışyedi (67) kez...HAZRET-İ MUAVİYE ibaresi geçmektedir...

    _Ashab-ı Kiramı sevmek bahsinde,altı (6) kez...HAZRET-İ MUAVİYE ibaresi geçmektedir...

    Ve toplam olarak doksanyedi (97) kez..HAZRET-İ MUAVİYE ibaresi geçmektedir...

    İlginç notumuz; Ashab-ı Kiram bahsinden bahsetmesine ve başlık *ASHAB-I KİRAM* olmasına rağmen bakın Mehmed Ali Demirbaş ne demiştir...*Mevzumuz daha çok *HAZRET-İ MUAVİYE* (avukatlığı) ile ilgili olduğu için,Hulefa-i Raşidinden ve Ehl-i Beyti sevmek faziletinden yeteri kadar bahsedemedik...(Notumuzdur::Ehl-i Beyt sevgisinden ve onun faziletinden bahsetmene ne gerek...Ehl-i Beyt'te lanet etmiş bir adama senin HAZRET-İ MUAVİYE demen RESULULLAHIN EHL-İ BEYTİNİ ne kadar sevdiğini ortaya koymaktadır...Sana lanet ey alimcik bozuntusu...Sen şimdilik soru-cevap makaleciliğiyle kendini kamufle etmeye devam et...Ben sizi nasıl ifşa edeceğimi göreceksiniz...Ebubekir sifilede aynı mesajım...Güya gazete köşelerinde soru-cevap alimcikliğiyle saf müslümanlara şirin görünmeye çalışan MÜNAFIKLAR...Mehdi not düşmüştür...)

    Ve son kısım...

    Mehmed Ali Demirbaş -aleyhillane- 1980 yılında yazmış olduğu *MEZHEPSİZLER* adlı kitabının *ASHAB-I KİRAM* bahsinin en son kısmına şu notu düşmüştür...

    *Hazret-i Ali ve Hazret-i Muaviye ile diğer Ashab-ı Kiram Aleyhimürridvandan birini sevmeyen Ehl-i Sünnet vel cemaatten olamaz...Bizi şefaatlarına kavuştur Ya RABBİ! ..*

    Notumuz...Bir zamanlar bilim camiasına hakim olan bilim adamı bozuntularıda derlerdi ki,*EVRİM TEORİSİNİ KABUL ETMEYENLER BİLİM ADAMI OLAMAZLAR...* buda onun gibi birşey işte...Yani sen ŞAM ŞEYTANI MUAVİYE ALEYHİLLANE'ye Hazret çekmezsen EHL-İ SÜNNET ALİMİ olamazsın ve Ehl-i sünnet vel cemaatten değilsin...Ne güzel bir ölçü...İyiki bizler ALEVİYİZ...Ve o emevi köpeğine ve aline lanet ediyoruz da EHL-İ SÜNNET değiliz...ALLAHIM SANA SONSUZLUĞUN VE YÜCELİĞİNCE ŞÜKÜRLER OLSUN...

    Ve biz aleviler,bektaşiler ve şiiler,bu gibi emevi süfyani sünni alimlere ve o alimlere alim ve veli diyenlere şahs-ı manevileri olan Muaviye -aleyhillane-ye *HAZRET* çekenlere lanet yağdırırız...Hiçbir gerçek Mümin Ehl-i Beyt'e lanet etmiş olan emevi döllerine *Hazret* çekmez...Biz onun Müslümanlığından şüphe ederiz...Onlar olsa olsa Melun Muaviyenin getirmiş olduğu MÜNAFIK İSLAM müslümanıdır...YANİ ASLEN MÜNAFIKTIR...

    RESULULLAH MÜNAFIĞI ŞÖYLE TARİF EDER...

    _O konuştuğu zaman yalan söyler...

    _O söz verdimi yerine getirmez...

    _O emanete hıyanet eder...

    Ve hatırlayınız ki,hakem olayında yalancılık yapılmıştır...
    Ve hatırlayınız ki,Hz...Hasan ile yapılan antlaşmadan geri dönülmüştür...
    Ve hatırlayınız ki,Kur'an ve Ehl-i Beyt ümmete emanet edilmiştir...

    Hazret-i Ali diyor ki;

    *Hakkı adamla bilemezsin,önce hakkı tanı...*

    Hazret-i Muhammed (saav) diyor ki;

    *HAK ALİ İLE ALİ HAK İLEDİR...* (sadakde ya resullallah)

    Bu meselede sonnotumuz şudur...

    Melun Mehmed Ali Demirbaş,MEZHEPSİZLER adlı lain kitabının Mevdudi maddesinin bir kısmında Mevdudi için diyor ki; *Hazret-i Muaviye hakkında ağzına geleni söylüyor,bir defacık olsun *HAZRET-İ* kelimesini bile uygun bulmadığı halde yaptığı hareketlerin tasvibi için bakın nasıl bir dil kullanıyor:*Muaviye iyilikleri şöyle dursun sahabi olması hasebiyle hürmete şayan bir zattır...Onun hakkında her kim ileri geri konuşur,ona taan etmeye kalkarsa,deriz ki o haddini bilmeyen bir kimsedir...* diyor...

    Notumuz...Al birini vur ötekine...İşte bir taşla iki kuş böyle vurulur...Hem Mevdudi hemde Mehmed Ali Demirbaş -aleyhimüllane-yi böylece tanımış olduk...Allah bu görevi içra eden biricik halifesi MEHDİ'den razı olsun...

    Mehmed Ali Demirbaş ve Mezhepsizler adlı kitabının Muaviye -aleyhillane- mevzusu burda son bulmuştur...

    ________________________________________________________________


    Kadir Mısıroğlunun 1993 yılında birinci baskısı yapılmış olan *BOYKOT* adlı kitanın 22.saifesinin ÖNSÖZ'ünün Haşiyesinde şöyle not düşülmüştür...

    *Öteden beri *Osmanlı Düşmanlığı* ile ortaya çıkmış olanlar,

    a-) -Mutaassıp Hıristiyanlar...
    b-) -Ehl-i Sünnet düşmanı *İran Alevileri* idi...Sonradan bunlara en korkunç bir karalama edebiyatıyle *Kemalistler* de ilave olunmuştur...(Notumuz...Burdan kasdedilen Türk Alevileridir?)
    Bunlardan *Hıristiyanlar* ve *Kemalistler* imanlı ve tarih şuuruna malik insanlarımıza tesir edememiş,sadece Batı hayranı bir kısım kaybolmuş vatandaşlarımızı propagandalarının selinde boğarak *Osmanlı Düşmanı* haline getirebilmiştir...
    Ancak İran Alevileri,*İslam* adına ve o hüviyetle ortaya çıktıklarından bazı az bilgili Müslümanları Hazret-i Muaviye'den Yavuz Sultan Selim'e kadar,Ehl-i Sünnet davasının pek çok kahramanına? ? ? (Ehl-i Beyt Düşmanlarına) dil uzatır (lanet eder) hale getirebilmişlerdi...(Allah'a şükür?)
    Bu durum *İran İnkılabı*ndan sonra,bu inkılabın *İslam* ve *Şeriat* kelimelerini bayraklaştırmış olmasıyla bir hayli şümullenmiş ve -bazı kötü niyetlilerin de araya girmeleriyle - korkunç bir Osmanlı aleyhtarlığı hareketine vücud vermiştir...(Allah'a şükür?)

    Mehdi diyor ki;

    *ALLAH'IN LANETİ VE GAZABI YALANCILARIN VE ZALİMLERİN ÜZERİNE OLSUN...*


    Zikr-i Hakikatimizdir...
    ___________________
    Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah...
    Gerçeğe Hu Mümine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...

  • Mustafa Doğan
    Mustafa Doğan

    ONUN HAKINDA O KADAR ÇOK ŞEY SÖYLENDİKİ BNECE EN DOĞRUSUNUN ALLAH BİLİR

  • Necip Koçoğlu
    Necip Koçoğlu

    muaviy(ra.) . hz ebu sufyan ve hz hind ra çocuklarıydı. zamanın dahi sahabelerindendi. bu zamanki dahiler gibi yaşadığı çağda da yaptıkları ve hedefi çarpıtılmış kendisine binlerce iftira atılmıştır. o belkide ehlibeytin önündeki en büyük rakipti; ama bunu sırf harici şii ve diğer sahabeler arasındaki kaosu gidermek için ümmet birliğini sağlamaya çalışmış bir sahabe idi. en büyük hatası rakip olarak evladı resulleri seçmesiydi.iyisi ile kötüsü ile bir sahabe idi.

  • Nurdan
    Nurdan

    HAVLAYAN KÖPEK..

    benim peygamberimin mübarek evlatlarına zulmeden pis zalim ve katil yezidin babası.. Muaviye müslümanlar arasında, İmam Ali ve Ehli Beyti hakkında öyle menfi şayialar yaymıştır ki,din adına öyle fitne ve fesad yaptı ki,hz. Peygamberin(sav) hz. Ali ve Ehl_i beyt hakkındaki hadislerin çoğunu yok edip,kendisi hakkında hadisler uydurdu.Böylece insanların kafasını allak bullak etdi,çok kimse aldandı. (22.06.2006 18:53)

  • Alihan Gonca
    Alihan Gonca

    Muaviye'nin manası 'HAVLAYAN KÖPEK' dir.


    Hayatı, köpekleri bile utandıracak rezilliklerle geçmiştir. Ehl-i Beyt'e her türlü zulmü ve şerefsizliği yapmıştır.

    Fahr-i Alem efendimiz; ' KİŞİ SEVDİĞİ İLE BERABERDİR.' diye buyurmuştur. Muaviye'yi sevenler onunla beraber, Ehl-i Beyt-i sevenlerde Ehl-i Beyt-i ile beraber olacaklar inşallah.

    UNUTMAYIN ' KİŞİ SEVDİĞİ İLE BERABERDİR.'..............

  • Alihan Gonca
    Alihan Gonca

    İmam Ali’nin şehadetinden sonra Emirel-Müminin olan İmam Hasen, camide secdede iken tecavüze uğradı ve hançerle yaralandı, sonra yaralı olarak kalkdı bir hutbe irad etti:
    Ey ehl-i Irak! Bizim hukukumuza riayet hususunda Allah’dan sakınınız. Biz sizin emirleriniziz ve Biz sizin misafiriniziz ve Biz Ehl-i Beytiz. Cenab-ı Hak Kitab-ı Keriminde Bizim hakkımızda şöyle buyurdu:
    ‘ İNNEMA YURİYDULLAHU LİYÜZHİBE ANKUMÜRRİCSE EHLELBEYTİ VE YUTAHHİREKÜM TATHİREN ‘ (Ahzab: 33) . (Meali: Ey Ehl-i Beyt! Allah’ın muradı sizden ricsi gidrmek ve Sizi tertemiz kılmaktır.)
    Bu hutbeden sonra mescide ağlamayan kalmadı.
    Hz. Hasen (R.A) halim, kerim, zahid, vakarlı, sakin, haşmetli ve rahim bir zat-ı a’la idi.
    Hz. Hasen (R.A) şöyle buyurmuşlardı: ‘ Ben Rabbimin evine, yürümeden gidip, kendisine mülaki olmakdan haya ederim.’
    Kendileri yirmi defa, bir rivayetde yirmi beş defa yürüyerek hacca gitmişlerdir.
    Medine valisi Mervan, İmam Hasen’e (R.A) bir adamını gönderdi ve ona şöyle söylemesini emretti.
    ‘ Mervan her Cuma hutbesinde baban Ali’ye sövüyor, ne dersin? ’ İmam Hasen cevaben: ‘Git Mervan’a söyle, vallahi Ben ona sövmem. Benim ve onun mev’idimiz Hakkın huzurudur. Eğer o sövmesinde haklı ise Allah’tan ecrini alır, yok o yalancı ise, intikam alanların en şiddetlisi Allah’dır.’
    Bunun üzerine Mervan cür’etini ve şiddetini dahada arttırdı.
    Gittikçe artan fitne ve fesad karşısında İmam-ı Hasen, Muaviye ile bir anlaşma yapmaya karar verdi ve anlaşma metni yazıldı.
    Metnin sureti şudur:
    Bismillahirrahmanirrahiym. Bu Hasen bin Ali’nin, Muaviye bin Ebi-Sufyan ile yaptığı anlaşmadır.
    Muaviye; Allah’ın kitab-ı, Resulünün sünneti ve Hulefa-i Raşidinin sireti ile amel edecek, kendinden sonra hiç kimseyi halef tayin etmeyecek, kendisinden sonra hilafet, şura ile olacak.
    İnsanlarAllah’ın arzında, her nerde bulunurlarsa bulunsunlar, Şam’da, Irak’da, Hicaz’da veya Yemen’de emn-u eman içinde olacak. Evlad-ı Ali ve dostları, zevceleri ve çocukları, canları ve malları, her nerde olurlarsa olsunlar emniyette olacak.
    Bu şartlar yerine getirileceğine dair Muaviye, Allah’a ahid vermiştir. Ne Hasen bin Ali ne kardeşi Hüseyn ve ne de Ehl-i Beytden herhangi biri hakkında gizli, aşikar fitne yapılmayacak ve zulm edilmeyecek.
    Bu anlaşmaya filan, filan… şehadet etmişlerdir. Ve kefa billahi şehiden.
    Bu ahdin imzalanmasından sonra İmam Hasen mimbere çıktı ve bir hutbe irad etti:
    ‘ Ey nas! Biliyorsunuzki Allah (c.c) ceddim Resulullah (S.V.A) ile sizi hidayete kavuşturdu, sizi delaletten ve cehaletten kurtardı ve zelil iken sizi onunla aziz kıldı, az idiniz onunla sizi çoğalttı. Muaviye, HAKSIZ OLARAK BİZİM HAKLARIMIZA TECAVÜZ ETTİ. Bizimle münazaa etti ve HAKKI KABUL ETMEDİ. Ben, ümmetin salahını ve fitnenin kesilmesini nazar-ı i’tibara alarak, siz bana biat etmiş olduğunuz halde, kan dökülmemesi için Muaviye ile bu anlaşmayı yaptım. Artık bilmiyorum bu sizin için fitne mi olur, yoksa bir müddet rahat mı edersiniz? ! ..’

    MEVEDDET PINARLARI
    SÜLEYMAN İBRAHİM (Ş.YEŞİL YAYINLARI)

  • Salih Celık
    Salih Celık

    Hazreti Ali (Radıyallahü Teala anh) ve Hazreti Muaviye (Radıyallahü Teala Anh) Eshabı Kiramdandır ve müslümandırlar. Gerisi boş...

  • Regaip Nur
    Regaip Nur

    İkinci sualinizin meali: Hazret-i Ali (R.A.) zamanında başlayan muharebelerin mahiyeti nedir? Muhariblere ve o harbde ölen ve öldürenlere ne nam verebiliriz?

    Elcevap: Cemel Vak'ası denilen Hazret-i Ali ile Hazret-i Talha ve Hazret-i Zübeyr ve Âişe-i Sıddıka (Radıyallahü Teâlâ anhüm ecmaîn) arasında olan muharebe; adalet-i mahza ile, adalet-i izafiyenin mücadelesidir. Şöyle ki:

    Hazret-i Ali, adalet-i mahzayı esas edip, Şeyheyn zamanındaki gibi o esas üzerine gitmek için içtihad etmiş. Muarızları ise: Şeyheyn zamanındaki safvet-i İslâmiye adalet-i mahzaya müsaid idi, fakat mürur-u zamanla İslâmiyetleri zaîf muhtelif akvam hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyeye girdikleri için, adalet-i mahzanın tatbikatı çok müşkil olduğundan, 'ehvenüşşerri ihtiyar' denilen adalet-i nisbiye esası üzerine içtihad ettiler. Münakaşa-i içtihadiye siyasete girdiği için, muharebeyi intaç etmiştir. Mâdem sırf Lillah için ve İslâmiyetin menafii için içtihad edilmiş ve içtihaddan muharebe tevellüd etmiş; elbette hem katil, hem maktul ikisi de ehl-i Cennet'tir, ikisi de ehl-i sevabdır diyebiliriz. Her ne kadar Hazret-i Ali'nin içtihadı musîb ve mukabilindekilerin hata ise de, yine azaba müstehak değiller. Çünki içtihad eden hakkı bulsa, iki sevab var. Bulmazsa, bir nevi ibadet olan içtihad sevabı olarak bir sevab alır. Hatasından mazurdur. Bizde gayet meşhur ve sözü hüccet bir zât-ı muhakkik Kürdçe demiş ki:

    ِ ى ش َ ر ِ ّ ص َ ح َ ا ب َ ا ن ْ م َ ك َ ه ق َ ا ل ُ و ق ِ ي ل ْ ل َ و ْ ر َ ا ج َ ن ّ َ ت ِ ي ن َ ه ق َ ا ت ِ ل ُ و ه َ م ْ ق َ ت ِ ي ل

    Yani: Sahabelerin muharebesinde kıyl ü kâl etme. Çünki hem katil ve hem maktul ikisi de ehl-i Cennet'tirler.

    Adalet-i mahza ile adalet-i izafiyenin izahı şudur ki:
    م َ ن ْ ق َ ت َ ل َ ن َ ف ْ س ً ا ب ِ غ َ ي ْ ر ِ ن َ ف ْ س ٍ ا َ و ْ ف َ س َ ا د ٍ ف ِ ى ا ْ ل ا َ ر ْ ض ِ ف َ ك َ ا َ ن ّ َ م َ ا ق َ ت َ ل َ ا ل ن ّ َ ا س َ ج َ م ِ ي ع ً ا âyetin mana-yı işarîsiyle: Bir masumun hakkı, bütün halk için dahi ibtal edilmez. Bir ferd dahi, umumun selâmeti için feda edilmez. Cenab-ı Hakk'ın nazar-ı merhametinde hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Küçük, büyük için ibtal edilmez. Bir cemaatin selâmeti için, bir ferdin rızası bulunmadan hayatı ve hakkı feda edilmez. Hamiyet namına rızasıyla olsa, o başka mes'eledir.

    Adalet-i izafiye ise: Küllün selâmeti için, cüz'ü feda eder. Cemaat için, ferdin hakkını nazara almaz. Ehvenüşşer diye bir nevi adalet-i izafiyeyi yapmağa çalışır. Fakat adalet-i mahza kabil-i tatbik ise, adalet-i izafiyeye gidilmez, gidilse zulümdür.

    İşte İmam-ı Ali Radıyallahü Anhü, adalet-i mahzayı Şeyheyn zamanındaki gibi kabil-i tatbiktir deyip, hilafet-i İslâmiyeyi o esas üzerine bina ediyordu. Mukabilleri ve muarızları ise, 'Kabil-i tatbik değil, çok müşkilâtı var.' diye adalet-i izafiye üzerine içtihad etmişler. Tarihin gösterdiği sair esbab ise, hakikî sebeb değiller, bahanelerdir.

    Eğer desen: Hilafet-i İslâmiye noktasında İmam-ı Ali'nin fevkalâde iktidarı, hârikulâde zekâsı ve yüksek liyakatıyla beraber seleflerine nisbeten muvaffakıyetsizliği nedendir?

    Elcevap: O mübarek zât, siyaset ve saltanattan ziyade, daha çok mühim başka vazifelere lâyık idi. Eğer tam muvaffakıyet-i siyasiye ve tamam saltanat olsaydı, 'Şah-ı Velayet' ünvan-ı manidarını bihakkın kazanamayacaktı. Halbuki zâhirî ve siyasî hilafetin pek çok fevkinde manevî bir saltanat kazandı ve Üstad-ı Küll hükmüne geçti; hattâ kıyamete kadar saltanat-ı manevîsi bâki kaldı.

    Amma Hazret-i İmam-ı Ali'nin Vak'a-i Sıffîn'de, Hazret-i Muaviye'nin taraftarlarıyla muharebesi ise, hilafet ve saltanatın muharebesidir. Yani: Hazret-i İmam-ı Ali, ahkâm-ı dini ve hakaik-i İslâmiyeyi ve âhireti esas tutup, saltanatın bir kısım kanunlarını ve siyasetin merhametsiz mukteziyatlarını onlara feda ediyordu. Hazret-i Muaviye ve taraftarları ise; hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyeyi, saltanat siyasetleriyle takviye etmek için azimeti bırakıp ruhsatı iltizam ettiler, siyaset âleminde kendilerini mecbur zannedip ruhsatı tercih ettiler, hataya düştüler.

    Amma Hazret-i Hasan ve Hüseyin'in Emevîlere karşı mücadeleleri ise, din ile milliyet muharebesi idi. Yani: Emevîler, Devlet-i İslâmiyeyi, Arab milliyeti üzerine istinad ettirip rabıta-i İslâmiyeti, rabıta-i milliyetten geri bıraktıklarından, iki cihetle zarar verdiler:

    Birisi: Milel-i saireyi rencide ederek tevhiş ettiler.

    Diğeri: Unsuriyet ve milliyet esasları, adaleti ve hakkı takib etmediğinden zulmeder. Adalet üzerine gitmez. Çünki unsuriyet-perver bir hâkim, milletdaşını tercih eder, adalet edemez.

    ا َ ْ ل ا ِ س ْ ل ا َ م ِ ي ّ َ ة ُ ج َ ب ّ َ ت ِ ا ل ْ ع َ ص َ ب ِ ي ّ َ ة َ ا ل ْ ج َ ا ه ِ ل ِ ي ّ َ ة َ ل ا َ ف َ ر ْ ق َ ب َ ي ْ ن َ ع َ ب ْ د ٍ ح َ ب َ ش ِ ى ٍ ّ و َ س َ ي ّ ِ د ٍ ق ُ ر َ ي ْ ش ِ ى ٍ ّ ا ِ ذ َ ا ا َ س ْ ل َ م َ ا

    ferman-ı kat'îsiyle: Rabıta-i diniye yerine rabıta-i milliye ikame edilmez; edilse adalet edilmez, hakkaniyet gider.

    İşte Hazret-i Hüseyin rabıta-i diniyeyi esas tutup, muhik olarak onlara karşı mücadele etmiş, tâ makam-ı şehadeti ihraz etmiş.

    Eğer denilse: Bu kadar haklı ve hakikatlı olduğu halde, neden muvaffak olmadı? Hem neden kader-i İlahî ve rahmet-i İlahiye onların feci bir akibete uğramasına müsaade etmiş?

    Elcevap: Hazret-i Hüseyin'in yakın taraftarları değil, fakat cemaatine iltihak eden sair milletlerde, yaralanmış gurur-u milliyeleri cihetiyle, Arab milletine karşı bir fikr-i intikam bulunması Hazret-i Hüseyin ve taraftarlarının safi ve parlak mesleklerine halel verip, mağlubiyetlerine sebeb olmuş.

    Amma kader nokta-i nazarında feci akibetin hikmeti ise: Hasan ve Hüseyin ve onların hanedanları ve nesilleri, manevî bir saltanata namzed idiler. Dünya saltanatı ile manevî saltanatın cem'i gayet müşkildir. Onun için onları dünyadan küstürdü, dünyanın çirkin yüzünü gösterdi. Tâ, kalben dünyaya karşı alâkaları kalmasın. Onların elleri muvakkat ve sûrî bir saltanattan çekildi; fakat parlak ve daimî bir saltanat-ı maneviyeye tayin edildiler; âdi valiler yerine, evliya aktablarına merci' oldular.

  • Hüseyin İnanır
    Hüseyin İnanır

    Hz.Peygamberin ailesine çok kötülük yapmıştır,Peygamberimizi Uhud savaşında yaralayan,sonrada kılıcı görünce müslüman oldum diyen putperest ebu süfyanın oğludur.muaviye yani mavya Peygamberimiz hadislerinde adı geçen sahabeden değildir.(halası Hindu Hz.Hamza'nın ciğerlerini/kalbini çıkarıp yemiştir) .Bunu yanında Allah'ın sözleri olan Kuran-ı Kerim'de Ehlibeytin kutsallığı üzerinde durulur mavyanın büyüklüğü üzerinde değil. Bu pis,soyu bozuk emevi soyu Peygamberimizle aynı kandan gelmedikleri için her fırsatta Peygamberimizin ailesine,soyuna kötülük yapmış, Kendi soylarını milliyetçiliğini yapmış (bahsettiğim arap milliyeçiliği değil emevi milliyetçilği) bir anlamda Mekke'de kaybettikleri hakimeyetin öcünü Peygamberimizin soyuna eziyet ederek Peygamberimizden almışlardır.(bkz:Yezid-adına lahnet)

  • Haydar Doğan
    Haydar Doğan

    hz.ali ve ehlibeytin baş düşmanı.babası ebu süfyan kılıç zoruyla müslüman olmuş.oğlu yezit hz. hüseyni şehit ettirmiştir.ölürken hz.aliyle savaştığı için pişman olduğu koca bir yalandır.öyle olsa halifeliği oğluna değil hz. hüseyine bırakırdı.bırakın bu yalanları onu aklamak için uğraşmayın.tarih yalan söylamez.

  • Faruk Tuncel
    Faruk Tuncel

    Hz.Muaviye sahabenin büyüklerinden 5.halifedir.En çok tartışılan Hz.Ali
    ile olan halifelik savaşlarıdır.Hz.Alinin kendisinden üstün olduğunu
    ve bunlardan duyduğu pişmanlığını ölürken dile getirmiştir.Cömertliğin son anahtarıydı.Bize sahabeler arasında olan olaylara sövmemiz bize çok büyük kayıp getirir.Ancak ders almamız gerekir.Peyg. hadisi şerifi
    'Ashabım yıldızlar gibidir.Hangisine uyarsanız hidayete ulaşırsınız'Keşke
    ona sövenleri bi yakalayabilsem veya yüzyüze tartışmak isterdim.