Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Kürtçe sizce ne demek, Kürtçe size neyi çağrıştırıyor?

Kürtçe terimi Burak Can tarafından tarihinde eklendi

  • Tuna Kafkas
    Tuna Kafkas

    Barê ewînê gırane her dıl nıkare hılgıre
    Azad Kavri

    anladığım,
    bari evine girdiğinde her dilden nikah-gırtlaktan balgam temizleyerek h yi okuyoruz- gıyma...

    şiir miir değil derdin, seni takibe alıyorum ösgür, anladın?

    ayrıca, her yürek sevdayı taşıyamaz değil, taşımaz... onun için de her birimizi "uyandığımızda" büyük sürprizler bekliyor olacak...

  • Melis koç
    Melis koç

    Güzel

  • Kafamda Bir Tuhaflık
    Kafamda Bir Tuhaflık

    şerin u xöşe letif u naze
    zımane kurdi......... :)


    Ne xwînxwar im ez haştî xwaz im ez,
    Serdarê meye gernas û nebez.
    Em şer naxwazin,
    Divên wekhevî,
    Em paş ve naçin,
    Dijmin direvî! ..
    Ji bo mirovan em tev dost û yar
    Bijî Kurdistan, bimrî koledar!
    Kîme ez?

  • Hamza Sizer
    Hamza Sizer

    incitilen masmavi mezopotamda semalarında aşkım sana kürtçe yazılıdır..sıkıysa bombala...

  • Gamze Aksoy
    Gamze Aksoy

    kürtlerin ana dilidir kürtçe.....kürtçe diye bir dil yoktur diyenler kürtlerin tarihini iyi bir araştırsın kendisi gibi faşist olanların anlattığı saçma sapan şeyleride örnek vermesin...

  • Fedo Atik
    Fedo Atik

    Bediüzzaman da ***8220; Kürtlerin, Arap kavm-i necibi ile ırken alakadar bulunduğu hakayık-ı tarihiyyedendir***8221; (İçtimaî Dersler, s. 579) ifadesiyle bu konudaki görüşünü ortaya koymuştur.

    - Bildiğimiz kadarıyla, Kürtler Müslüman olmadan önce, en çok etkilendikleri dinin Zerdüşt olduğu hususu kabul görmüş bir görüştür. Zerdüşt'ün peygamber olup olmadığı hususu ise, alimler arasında tartışmalı bir konudur.

    Ünlü Müfessir Alusi'ye göre, küretlerin bir kısmı Hz. Peygamber(a.s.) zamanında müslüman olmuşlardır. Hatta bunlardan 'Ebu Meymun Cabân el-Kurdî' ismindeki bir sahabi kürt kökenlidir(Alusî, 17/67; 26/1-2-1-3) .

    - Taberanî de el-Mucemu***8217; s-Sağir ve el-Mucamu***8217; l-Evsat adlı eserlerinde kaydettiği bir hadis rivayetinde ***8220; Meymun el-Kurdî***8221; nin adını zikretmiştir. Söz konusu hadisi, Meymun el-kurdî babasından(Ebu Meymun Câbân) o da Hz. Peygamber(a.s.m) den nakletmiştir. Taberanî, Ebu Meymun***8217; un Hz. Peygamber(a.s.m) ***8217; den yalnız bu hadisi rivayet ettiğini de bildirmiştir(el-mucemu***8217; s-sağir, 1/114; el-Evsat, 4/380-şamile) . Hafız el-Heysemî, bu rivayet zincirindeki bütün adamların sika/sağlam olduklarını söylemiştir (bk. Mecmauz***8217; Zevaid, 4/132) .

    - Hafız el-Heysemî***8217; nin -Taberanî***8217; den (el-Mucemu***8217; l-Evsat,13/471-şamile) aktararak- bildirdiğine göre, Ebu Hulde şöyle demiştir: ***8220; Bir gün Meymun el-Kürdî ile birlikte Malik b. Dinar***8217; ın yanında idik. Malik(Meymun el-Kürdî***8217; yı kast ederek) : ***8216; Şeyh neden babasından bir şey anlatmıyor. (sonra kendisine dönerek) : Biliyorsun, senin baban Hz. Peygamber(a.s.m) ***8217; i görmüş, ondan hadis duymuş bir kişmsedir.***8217; Meymun el-Kürdî cevap olarak şöyle dedi: ***8216; Babam, birşey fazla veya eksik söyleyecek korkusuyla bize Hz. Peygamber(a.s.m) ***8217; den pek fazla bir şey anlatmaz ve Resulullah***8217; dan ***8220; Kim bilerek yalan yere bana bir söz uydurursa, cehennemdeki yerine hazırlansın***8221; hadisini işittiğini (bunun için hadis rivayet etmekten çekindediğini, söylerdi***8221; (bk. Taberanî, el-Mucemu***8217; l-Evsat) . Heysemî, bu rivayetin sıhhatine hükmetmiştir(bk. Mecmau***8217; z-Zevaid, 1/148) .

    - Alusi'nin de belirttiği gibi, 'Ebu Meymun Cabân el-Kürdî' ismi, İbn Hacer'in el-İsabe fî-Temyizi's-Sahabe('Cabân'maddesi) adlı eserinde de yer almaktadır. Ancak elimizdeki nüshada 'el-Kürdî' yerine 'el-Surdî' olarak geçmektedir. Öyle anlaşılıyor ki, bu bir matbaa hatasıdır.

    Futuhu'l-Buldan'da (s.208) bildirildiğine göre, Kürtlerin bulunduğu bölgelerden Ruha/Urfa, Harran, Meyafarkin, Hasankeyf, Mardin, Amed/Diyarbakır, Nusaybin gibi bölgeler, savaştan sonra sulh yoluyla fethedilmişlerdir. Bu fetihler, Hz. Ebu Ubeyde'nin görevlendirdiği büyük komutan Iyad b. Ganem tarafından hicrî 19-20. yıllarında gerçekleşmiştir. Buna göre, Kürtlerin ***8211; memleketlerinin Hicaz bölgesine yakın olmasının da etkisiyle- Müslüman olduklarını söylemek yanlış olmasa gerektir.
    fu_zu_li sen şunu iyi oku ve kendinde araştır bak kürtler nerden gelmedir

  • Zilan Agıri
    Zilan Agıri

    benim ana dilimdir ama adanalı oyle bir yaptıki dilimi oldurdu 30 milyon kurt var peki bunlar ne konuşuyor açıkcası merak ettim eger bunca ilin içinde kurtçe isimli bir il yoksa bu degiştirilmiş ve kimin suçudur bunuda merak ettim cvp yazarmısın.............

  • Ciyazan Arslan
    Ciyazan Arslan

    kendi ana dilim....

  • Erdi Eren
    Erdi Eren

    KÜRTÇE DİYE BİR DİL YOKTUR.

    KÜRTÇE DİYE BİR DİL YOKTUR! … Evliya Çelebi 15 AYRI LEHÇE saymıştır. V.MİNORKSKY de FARSÇA’dan FARKLI özellikler gösteren BİR ÇOK LEHÇE’den söz eder. (23)
    Rusya’nın Erzurum konsolosu olarak görev yapmış olan Auguste Jaba, 1860 yılında Kürtçe üzerine derlemelerini yayınlamıştır. Daha sonra da Sen Petersburg Bilimler Akademisi’nin F. Justi isteği üzerine Kürtçe-Rusça-Almanca Lugat’taki 8378 kelimelik bir “Kürtçe” sözlük hazırlanmıştır. Daha sonra da V. Minorsky gibi kürdologlar tarafından bu sözlük tasnif edilmiştir. Buna göre:
    3080 kelime …………. türkçe 1030 kelime ……………….Farsça
    1200 kelime ………. Zend lehçesi
    370 kelime …………… Pehlevi lehçesi
    2000 kelime ………….. Arapça
    220 kelime ……….. Ermenice
    108 kelime ……… Keldanî
    60 kelime ……… Çerkesçe
    20 kelime ……………. Gürcüce
    300 kelime …….. menşei belli olmayan olduğu anlaşılmıştır. (Prof. Dr. A. Haluk Çay, Her Yönüyle Kürt Dosyası, sf. 119)
    Ahmet Buran’ın “Doğu Anadolu Ağızlarının Kelime Haznesi” başlıklı araştırması, “Kürtçe’de var olan 2000-3000 Arapça ve Farsça kelimenin (aslında sözlüğe bakarsanız 5500) %80′ inin OSMANLI TÜRKÇESİ, %40-50’sinin de BUGÜNKÜ TÜRKÇE olduğu”nu ortaya koymuştur. Yeni yayınlanan ve 20.000 kelimelik olduğu söylenen sözlük de, ilkinden farklı değildir.
    Öte yandan, Alman Prof. De Groot en az “1300 öncesine ait GÖKTÜRK ve UYGUR TÜRKÇESİ’nden 532 kelimenin bugün “Kürtçe” diye bilinen ağızlarda hâlâ kullanılmakta olduğu”nu tesbit etmiştir. Bu kelimelerden bazıları şunlardır:

    GÖKTÜRK ………….Kürtçe ……………Anlamı apa …………………….. apo ………………….. amca
    mın ………………………….. min ………….. ben, benim, bana
    ka ………………….. ka/ko …………… aile büyüğü, yaşlı kişi
    kent …………………….. gend/gund …………………… şehir, köy
    buge ………………. bug(e) ……………………. gelin
    kon …………………… kon …………………. çadır, konak yeri
    kutay ……………… kutni ……………….. parlak kumaş
    eke ………………kako/kek/keko ……………. ağabey
    eke ……………….. axe ………………… ağa
    kalın ………………. khalın …………….. başlık parası
    lor …………………. lor …………….. süt, lor peyniri
    iğit ………………… eğit………………. yiğit
    ilan ……………….. ilan …………………… yılan
    Kürt ayırımcılar buna karşılık TDK Sözlüğünü ele alarak Türkçe sayılan pek çok kelimenin de Arap-Fars-Latin kaynaklı olduğunu gösterirler. Ama önemli olan kelimeler değil, dil yapısıdır. TÜRKÇE yabancı kelimeleri dahi kendi dil yapısı içinde kullanır. Yani “nev’i şahsına münhasır” bir dil yapısı vardır! ..
    Kürtçe öyle mi? .. Hayır. Pek çok lehçenin birbirini tutan bir grameri yoktur. Kaldı ki, Kürtlerin çoğu, o Kürtçe olduğu iddia edilen 20.000 kelimenin büyük kısmını hayatlarında bir kere bile duymamışlardır, hiç kullanmazlar! .. Öte yandan bu kişilerin konuşma tarzı, vurguları, kelimeleri telaffuz edişleri hep ORTA ASYA TÜRKLERİ’ne, özellikle ÖZBEKLER’e ve TACİKLER’e benzer. Kürt ayırımcılar hele bir o diyarlara uzansalar, kendilerini hiç te yabancı bulmıyacaklardır! ..
    Öte yandan ilk TÜRKÇE sözlüğün neredeyse 1000 yıl önce Divan-ı Lugat-ıt TÜRK olarak Kaşgarlı Mahmud tarafından hazırlandığı unutulmamalıdır… ve bu sözlük tümüyle TÜRKÇE kelimelerden oluşur. Ayrıca Ali Şir Nevai’nin “TÜRKÇE’nin Farsça’dan dahi üstün olduğu”nu oraya koyan 500 yıl önceki eserleri mevcuttur.
    Nikitine’e göre, “Kürtçe’nin Hint-Avrupaî (Aryan) bir dilolduğu” tartışmalı olup, mutlak bir kabul değildir! .. Gürdal Aksoy ise, “Aryan” tabirinin Avrupa burjuvazisi tarafından uydurulmuş bir kavram olduğunu “su götürmez bir gerçek”sayar! .. (Kürt Dili ve Söylenceleri, sf. 148)
    Bu “aryan” tezini Maurice Duvarger, “saçmalık” olarak niteler ve:
    - “Adı var kendi yok bir dille tanımlanan; bu adı var kendi yok halk topluluğunu bir çok sözde bilgin bir yere yerleştirmeye çalıştı. Vardıkları sonuçların birbirini tutmazlığı, bunların saçmalığını da açıkça ortaya koymaktadır,”
    der ve, Aryan (Hint-Avrupaî) toplulukların bu tutarsız bilginler tarafından Hindistan’dan Kuzey Afrika’ya, Macaristan’dan Baltık bölgesine kadar 8 ayrı “çıkış noktası” gösterdiklerini belirterek saçmalıklara örnek diye verir!
    F. Rödiger ve A.F. Pott “Kürtçe’nin KALDECE (SAMÎ) ile ilgisinin olmadığını, bu dilin İran menşeli olduğu”nu ileri sürerler. Prof. Vladimir Minorsky Kürtçe’yi Kuzey-Batı İran dillerinden biri kabul eder. Ancak bugnkü Farsça’dan ayırır. Kürtçe’nin BAŞKA bir kökenden gelmesi gerektiğini ileri sürer! . Farkları şöyle sıralar:
    Telâffuz farkları,
    Şekil Farkları,
    Nahiv (cümle yapısı) farkları,
    Kelime farkları,
    Ses değişimleri farkları.
    Bu büyük farklardan sonra, Kürtçe eğer SAMÎ değilse, eğer FARS (HİNT-AVRUPAÎ) değilse, başka ne olabilir? .. Tabii ki, URAL-ALTAY kökenli! ..
    Kürtçe Ağızlar şöyle sıralanabilir:
    Kırmanç: Büyük Zap Suyu’nun Dicle’ye bağlandığı noktadan yukarıya, Zap Suyu boyunca, Urumiye Gölü’ne kadar çizilen hattın yukarısında kalan bölgede konuşuluyor.
    Soranî: Bu hattın altında Irak ve İran’da konuşuluyor. Soranî ile Kırmanç dilbilgisi arasındaki fark, İngilizce ile Almanca arasındaki fark kadar büyüktür. Ancak kelimeler Felemenkçe ile Almanca kadar yakındır. Her iki ağız da köyden köye fark gösterir. Samandağ’la Kirmanşah arasındaki Kürtler, bugünkü Farsça’ya yakın bir dil konuşur.
    Zazaca: Sivas-Erzincan-Malatya-Diyarbakır-Bingöl dairesinde konuşuluyor.
    Gurânî: Halepçe’nin karşısında İran’da, ve Haningi’nin karşısında İran’da küçük birer dairede konuşuluyor. Zazaca ile Gurânî birbirleriyle bağlantılıdır. Bu da Zaza ve Gurânîler’in aynı ortak kökten geldiğini, muhtemelen Hazar Denizi’nin güneybatı yakasındaki Deylem ve Gilan taraflarından olduklarını gösterir. Bu yüzyıla kadar Süleymaniye bölgesindeki bazı köylülerin “Gurânî” olduğu, ve bölgedeki Kürtler’den farklı olduğu kabul edilirdi. Gurânî halkını, Gurânî konuşanları ve bu köylüleri aynı kökten kabul etmek şüphelidir. Yazar David Mc Dowall, Zaza ve Gurânîler’in Kırmanç ve Soranîler’den önce Zagros bölgesine geldiğini öne sürüyor.
    Güney-Doğu Lehçeleri: Bu başlık altındakilerin küçük bir kısmı Haningin-İran sınırı arasında Irak’ta, ve Halepçe-Haningin-Kirmanşah-Sananda dairesinde konuşuluyor.
    Zazaki’nin Kırmanç veya diye Kürt ağızlarından tamamen farklı olduğu ise V. Minorsky, Prof. Haddank, Prof. David Mac Kenzie, Ingmar Sauberg, Terry L. Todd, W.B. Lockwood, T.M. Jhonstone ve Prof. Dr. Gouchıe Kojima kesin bir dille ifade edilmiştir. Yani armutlar ile elmalar toplanıp “kürtçe” sayılamaz! .. Ne var ki, echel-ü cühelâ (cahiller cahili) politikacılarımız, aydınlarımız ve TRT yöneticileri hâlâ Zazaki’yi “Kürtçe lehçe” diye sunmakta, Avrupa Birliği’nin aynı yöndeki raporlarına sessiz kalmaktadırlar!
    Kaldı ki, KIRMANÇ kelimesi dahi TÜRKÇE kökenlidir! .. KIRMANÇ, KURMANÇ, GURMANÇ diye geçer, KUMAN TÜRKLERİ ile bağlantısı bir yana; KURMAN kelimesi Divan-ı Lugat-ıt TÜRK’te “gedelgeç, yay konan kap, yaylık” (OĞUZ ve KIPÇAK lehçeleri) anlamına geldiği belirtilir. Ayrıca KURMAN büyük bir TÜRK boyunun adıdır. (Macar bilim adamı L. Rasonyi, Dünya Tarihinde TÜRKLÜK, sf. 139,148) KAZAK ve KIRGIZLAR’ın CAPPAS ve MASKAR kollarından birer boyun adı da KURMAN’dır… Yani iki KURMAN oymağı ORTAASYA’da, bir KURMAN-Ç boyu da ANADOLU’dadır! ..
    KÜRTÇE aslında “DİLLER KARIŞIMI BİLE OLMAYIP, KELİMELER KARIŞIMI BİR AĞIZ”dır! … Özellikle Kırmançça kelimeler büyük ölçüde TÜRK yapısı üzerine kurulmuştur. KÜRTÇE ASLINDA, ESKİ TÜRK LEHÇELERİNDE KAYBOLMUŞ KELİMELERİ ÇIKARMAK İÇİN BULUNMAZ BİR HAZİNEDİR! .
    Mesela, Pülümür’de kış mevsimine doğru açan bir çiçeğe, yöre halkı KARBELİK der. Bu sözü Kürtçe sayar. Halbuki KAR’ın yağacağını BELLİ eden bu çiçeğe, bundan uygun TÜRKÇE bir ad olabilir mi? .. (24)
    Bazı Kürt oymaklarının öz-be-öz TÜRKÇE adları da müslümanlığı kabul etmelerinden sonra değişmiştir. HALDİ-HALİDİ, CAFARLI-CAFERİ, (ABAZA) ABHAS-ABBAS, KURİS-KUREYŞİ, HASARENLİ-HASENANLI gibi…
    V. MİNORSKY, “KÜRTLERİN İRANÎ SAYILMASI, IRKÎ OLMAKTAN ZİYADE; DİL VE TARİH MÜTALÂALARINA DAYANMAKTADIR. Kürtlerin merkezi sahaya yerleşmeden evvel, oralarda isimleri kendilerininkine benziyen, fakat başka menşeli KARDU adlı bir kavim yaşamış olduğu ve bunların SONRADAN İran menşelilerle KARIŞMIŞ olduğunu ileri sürmek mümkündür,” der.
    Bu ifade dahi Kürt bölücülerin sahiplenmeye çalıştığı karduların KÜRT olmadığını, KÜRTLER’İN DE İranlı, yani ARYAN OLMADIĞINI göstermektedir.
    Ayırımcılar “kürtçe”yi ayrı bir dil gibi yutturmak isterler. Halbuki TEK bir “kürtçe” olmadığı gibi, hiç bir “kürtçe” ağız da yazıya geçmiş değildir! .. (Bakınız: goichi kujima)
    Kürtçe denilen ağızların pek çoğunda gramer TÜRKÇE’yi andırır…
    Mesela cümlede öğelerin sıralanması çoğu zaman TÜRKÇE gibi

    ÖZNE + TÜMLEÇ + YÜKLEM şeklindedir. Hint-Avrupai dillerdeki gibi

    ÖZNE + YÜKLEM + TÜMLEÇ şeklinde değildir…. Bu da bizim uydurmamız değil, bilakis Kürtçülerin yayınlarında yer alan hususlardır.
    Örnekler:
    Ez it we re dibejim …. Min jı wi re da … Kürtçe
    Ben ona söylüyorum … Ben ona verdim … TÜRKÇE
    I am telling him … I gave it to him … İngilizce
    Min sev heye … Ez dewlemend bum … Kürtçe
    Benim elmam var … Ben zengin idim …. TÜRKÇE
    I have an apple … I was rich … İngilizce
    Wi lı ser reki ne aw heye ne çamor …. Kürtçe
    O yolun üstüne ne su var ne çamur …. Türkçe
    There is neither water nor mud on that road ….İngilizce
    Ez Kırmanç ım … Ez civan ım …. Kürtçe
    Ben Kırmanç’ım … Ben civanım (gencim) … TÜRKÇE
    I am Kırmanç … I am young …. İngilizce
    Zu vare, kalemiha hılda, hikatamın binvise… Kürtçe
    Çabuk gel, kalemini al, hikayemi yaz …. TÜRKÇE
    Come quickly, take your pencil, write my story… İngilizce
    Ez dıbıjim, Kırmançi TURANİ’ye, ew dibiye na… Kürtçe
    Ben diyorum ki, Kırmanç TÜRK’tür, o diyor ki, hayır… TÜRKÇE
    I say that Kırmanç is Turk, he says no… İngilizce
    Vare, çay veho… Kürtçe
    Gel, çay iç… TÜRKÇE
    Come, have tea…. İngilizce
    Bu örnekler Hint-Avrupai olduğu iddia edilen “kürtçe” cümlelerin nasıl TURANİ bir gramer yapısına sahip olduğunu göstermektedir.
    Kürtçe denilen şahıs zamirlerinden ilki EZ, Farsça gibi görünür ama aslı ÖZ’dür. ORTAASYA’da TÜRKLER “ÖZÜM KIRGIZ” der… Bu ifadenin EZ KIRMANÇ IM ile yakınlığına dikkatinizi çekeriz.
    İkincisi MİN’dir ki, ANADOLU TÜRKÇESİ’nde BEN, Azeri lehçesinde MEN şeklindedir. ORTAASYA’da kullanılır. Birinci şahıs takısı yukarda görüldüğü gibi değişmemiştir bile! …
    Azeri’nin MEN TÜRKEM demesi ile, ayırımcının MIN KIRD IM demesi arasında ancak ağız farkı vardır! .. Denizli ağzında MUSTEFALİ (Mustafa Ali) bile daha fazla farklılık gösterir! ..
    Öte yandan ORTAASYA’da Kürt kelimesi KURT veya KIRT olarak kullanılır. Bir TÜRK boyu olan BAŞKIRTLAR gibi! …
    İkinci şahıs TU veya TE’dir ki, SEN’den bozma olduğu ortadadır… Üçüncü şahıs EW’dir. “W” harfinin V’den farkı; birincinin ağzı “O” der gibi yuvarlattıktan sonra telaffuz edilmesidir ki, TÜRKÇE’de TAVUK derken çıkar… Böylece EW’in aslında EO olduğu ve “O” kelimesinden bozma olduğu görülür! …
    Şu halde sıralarsak MİN-TE-EW, BEN-SEN-O’dan başka bir şey değildir! … (Bak: Kürtçe Gramer, yazarı Dr. Kamuran Ali Bedirhan, Deng Yayınları, 1991… Bu sözde Kürtçü ayırımcı yazarın adı bile Türk’tür. Han ünvanını Türkler’den başkası kullanmaz!)
    “Kürtçe” ağızların İran’la olan bağlantısına gelince Pers, Sasanî dillerinde, diğer Aryan dillerde de Kürt kelimesi yoktur. Med dilinde de yoktur… Arapça’ya ise sonradan girmiş olup, Etrak (TÜRKLER) gibi çoğul haliyle Ekrad olarak alınmıştır. En eski devirlerden beri göçebe-konargöçer anlamında kullanılmıştır.
    Yani Kürtler İranlılardan etkilenmişlerdir, bazı Fars kökenli Kürt aşiretleri vardır ama; köken olarak tümüyle onlara bağlı değillerdir.
    451 yılında Kafkasya üzerinden Mugan’ın güneyinde yerleşmiş olan Akhun TÜRK topluluklarından, 12. yüzyılda Harzemşahlar döneminde MUGAN TÜRKMENLERİ olarak bahsedilmektedir.. Bu TÜRKMENLER Arap kaynaklarında Ekrad-ı bi-iskan, yani yerleşik olmayan Kürtler olarak geçer.
    Açıkça görülmektedir ki, Arap kaynakları henüz yerleşik hayata geçmemiş ve belki de müslüman olmamış TÜRK boylarını ayırt etmek için Ekrad ifadesini kullanmaktadırlar… Çünkü göçebe de olsa müslüman Türkler’e TÜRKMEN adı verilmesi de bu dönemdedir.
    Böylece GURTİ-KARDU gibi yakıştırmaları bir kenara bırakırsak; ilk defa bir BOY olarak Kürt adına ORHUN kitâabelerinde rastlıyoruz… Bu uruğun GÖKTÜRK diye bilinen devletin içinde ve diğer TÜRK boyları arasında yaşadığı ve liderinin adının ALP URUNGU olduğu tartışma götürmez.(Bakınız: ELEGEŞ ANITI, ORHUN KİTABELERİ

    Herat’tan üç fersah yukarıda Ulenknişin yaylasının batısında Kürtnişin adında bir köy vardır… Anadolu Kürtleri o diyara bir sefer yapmadıklarına göre, bu adın yöre Türkleri tarafından verildiği ortadadır.
    Aslında bunda şaşacak bir şey yoktur! .. Çünkü Kürt kelimesi TÜRKÇE’dir ve zengin mânâlar taşır:
    KÜRT: Kar yığını, çığ, bir çeşit kayın ağacı, ayva ağacı
    KÜRÜD: Merih gezeğeni (Ayrıca Beyşehir kenarında eskiden göçebe olan Türkmenlerin
    oturduğu Kürtler köyünde ise “süpürge otu” anlamına gelir.)
    KÜRT: kalın kar yığını (Kazak lehçesi)
    KÜRTİK: yeni yağmış kar (Kazak ve Tarançi lehçesi) çığ (Sor Lehçesi)
    KÖRT: Kar yığını (Kazan Tatar lehçesi) Karların dağlarda teşkil ettiği saçak,
    kar yığıntısı (Çuvaş lehçesi)
    KÖRTÜK: kar denizi veya kar çölü (Uygur lehçesi)
    kar yığını (Teleüt, Soyon ve Karakırgız lehçesi)
    KÜRTKÜ: kar yığını (Karakırgız lehçesi)
    KÜRTÇÜK: kar yığını (Yakut ve Çeremis lehçesi)
    (Kürt Meselesi, M. Şükrü Sekban, 1979, sf.18-19) Daha da enteresanı, geçenlerde (2001, Mart) STV televizyonunda konuşan ve ülkesini tanıtan Afganistan Büyükelçisi gösterilen filimdeki bir halıyı “KÜRDΔ diye adlandırdı… Kendisine, “Niye bu halının adı KÜRDÎ? ” diye sorulunca, ne cevap verdi, biliyor musunuz? ..
    - “Çünkü bu tür halılar Afganistan’daki DAĞLI BİR KABİLE tarafından dokunur,”
    dedi! .. Bu da bizim “Kürt” ifadesinin dağlı göçebeler için kullanıldığı tesbitimizi desteklemektedir.

    Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu asla bir “Kürt Bölgesi” değildir! .. Bölgede 11. asırdan itibaren devlet kuran Artukoğulları, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular, Karakoyunlular, Saltukoğuları, Mengücükoğulları hep OĞUZ boyundandır. Aralarında hiç Kürt devleti yoktur! … Çünkü devlet kuran yerleşik hayata geçer, yerleşik olanın da Kürtlüğü sona erer! .. Çünkü KÜRTLÜK, DAĞ GÖÇEBELİĞİ DEMEKTİR!
    Dil farklılığın sebebi, yörenin sarp dağlık olması ve Arap-Acem etkisinin hissedilmesidir…
    Van Milletvekili İbrahim Aras dönemin GERDİ aşireti reisi OĞUZ Bey’e sorar:
    - “Bu ad TÜRK adıdır, (Sen Kürt’sen) sana nasıl gelmiş? ”
    - “Bendeniz 21. OĞUZ’um… Bizde baba evlâdına kendi babasının adını verir, bu böylece devam eder, gider,” cevabını alır.
    Ama maalesef öz-be-öz TÜRK olan bu aşiret reisi, TÜRKÇE bilmiyor, yörenin karmaşık ağzını kullanıyordu! …
    Amcası KILIÇ Bey de! .. Adı TÜRK, KOÇBEYİ aşireti reisi Mehmet Emin Bey de! …
    (Doğu Anadolu Gerçeği sf. 31)
    Kürtçe denilen ağızlarda cümleler Farsça-Arapça kelimelerden oluşsa da cümle yapısı, yani grameri genelde TÜRKÇE’dir! ..
    Ve bilindiği gibi bir dilin aslını tesbite yarıyan kıstas ta gramerdir! ..
    Öte yandan, biliyorsunuz, artniyetli Avrupa Birliği’nin baskısı ile bir “kürtçe” yayın furyası başladı. Bu son derece komik ve amaçsız bir faaliyet…çünkü Kurmançça ve Zazaca yapılan bu yayınları dinleyenler Kurmanç ve Zaza grubundan dahi olsalar anlayamıyorlar. Mesela Mahsun Kırmızıgül annesinin Zaza olmasına rağmen, yayını anlayamadığını açıkladı! … Çünkü bir japon uzmanın dediği gibi 30′ a yakın ağız var. İki komşu köyün “kürtleri” bile zaman geliyor, birbirini anlamıyor! …
    Sırada “kürtçe” eğitim var! … Avrupa Birliği’nin istediği ve onların bu ülkedeki uşaklarının “başüstüne” deyip hemen yerine getirmeye çalıştığı her “emir” gibi bu hususu da yakında gerçekleştirmek için kolları sıvayacaklardır.
    Ama bakın Yalçın Küçük ne diyor:
    - “Paris Üniversitesi’nde, belki de dünyanın en iyi Doğu Dilleri üniversitesinde, Farisî, Soranî, Kırmançi tahsil ettim.”
    - “Paris’te pek çok Kürt vardı, (ama) sınıflarımda hiç Kürt yoktu! ..”
    - “Bir TÜRK (ben) , sevimli bir Japon, Türk Harp Akademisi’ne gelecek bir Fransız yarbay, Paris polis departmanından bir komiser, dedesi Sovyet komünizminin kuruluşuna katılmış, adı Tanya bir İsveçli hanım, üç yıl sınıf arkadaşı olmuştuk.”
    - “Enstitü’de Kürt öğrenci yok muydu? ..
    -(El Cevap Çoktu! .. Ve bunlar TÜRKOLOJİ okuyorlardı! ..” (Tekelistan, 2004)
    Fransa’da Kürtler’e baskı mı var? .. Yok! .. Üstelik yağız bir Kürt delikanlısının azad kabul etmez kölesi ve de metresi Bayan Mitterand başta olmak üzere, tüm Fransa’nın kürtçülüğü, kürt bölücülüğü desteklediği düşünülürse, Yalçın Küçük’ün bu tesbiti ibret vericidir.

    _________________________ (23) - Yavuz, Edip; aynı eser.
    “Kürt” tarihçi Celile Celil bunu destekler mahiyette şöyle diyor:
    “Zazaki ve Kuzey Sorani GÜNEY Kürtçesidir. Benim konuştuğum KUZEY Kürtçesidir. Bundan başka Gorani var, Lori var, Mukri var… Kurmançi Arap dilinin etkisi altındaydı… Sorani ise Fars edebiyatı(nın) …”
    (Yeni Ülke Gazetesi, 1992 sayı 28)
    (24) - Yavuz, Edip; aynı eser.
    Bir başka örnek te Kürt ayırımcılar tarafından verilmektedir. Bu kişiler bölgeye sahip çıkabilmek için Nemrut Dağı’ndaki heykellerin ait olduğu KOMMAGENE Krallığı’na bir kulp bulmuşlardır. Sözüm ona bu ad Kürtçe “KONE GİYA = herkesin çadırı” ifadesinde gelmekteymiş! ..
    KON gerçekten Kürtçe’de çadır demektir. Ama bu kelime öz-be-öz TÜRKÇE’dir! .. Bir yere “konmak”tan gelir. Türk göçebe kültürünün temel kavramlarından birini teşkil eder. O kadar ki, KONAK kelimesi şehir kültürüne bile yansımıştır. konaklamak, konuk bir yana; şimdinin göçebeleri GECE-KONDU’larda dur-durak bulur! ..
    Yani Kürt ayırımcılar, dil tahlilleri ile bize çok yardımcı olmaktadırlar! ..
    (Kafaoğlu, A.Başer-Yücel, Müslim; “Kurtarıcı mı, Masal mı? ”
    Özgür Gündem Gazetesi, 27.7.1992 günlü sayısı)

  • Simian Ve Siborg
    Simian Ve Siborg

    şev sare delalê.
    ramanên min dicemidin dinav xeyalên minde.
    min nexwest ji te biçim.
    lê nav min û te da rê nîne.
    te jibo min xeyal,ez jibo te dîn bûm.
    tu nayê xuyani.
    min heskir.
    ez dikşînim êşa wî.

  • Zeytin Zeytin
    Zeytin Zeytin

    buradaki bazı yazıları okuyunca güldüm doğrusu =)
    yememiş içmemiş Kürtçe'de diğer dillerde ortak olan kelimeleri elemiş, buraya yazmışlar. sonra bakın sizin diliniz 'hırsız' diyorlar. şimdi ben de birçok örnek vererek kimin dili daha az 'hırsız' tarışmasına girmicem. ha buna girenlere lafım yok mu? tabii ki var..
    siz dünya coğfrafyasında yaşayıp 'benim dilim arı dil, başka dillerden etkilenmemiş' deme cahilliğinde bulunuyorsanız size şaşırmicam.. çünkü o kadar çok şey duydum ki sizden, artık şaşırmamayı öğrendim.. aa ama illa benim dilim arıdır dicekseniz uzay boşluğunda henüz herhangi bir dilin konuşulmadığı yerler elbet vardır. oraları keşfe çıkabilirsiniz. hem ne güzel olur. ilk kez büyük bir başarı elde etmiş, en azından övünecek adamakıllı bir şeyiniz olur. ama dünyada bunu yapamazsınız. ütopik düşünmeyin. gerçi ütopyalarda bile etkileşim vardır =)
    son olarak boş beleş sözlere aldırmadan, özgürce, bilinçli bir birey olarak söyleyebilirim ki: 'ben Kürdüm, dilim Kürtçe. siz zaten beni sevmiyorsunuz ki, daha ne inat ediyorsunuz sen de bendensin, dilin benim dilim diye? çelişik olmayın. kabul etmiyorsanız susun.'

  • Zeytin Zeytin
    Zeytin Zeytin

    kendi dilim olmayan türkçe gibi konuşamadığım için çok çok çoook üzgün olduğum kendi dilim.

  • Limonî Erz
    Limonî Erz

    Kürt-çe.

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Ganzozade hasan hayri Bey 1.Büyük Millet Meclisinde Kürdistan millet vekili olduğu için konuşmasını Kürtçe Yapmıştır.(TBMM tutanaklarından)

  • Oktay Avşin
    Oktay Avşin

    Kürtçe'nin Farsça yada türkçe olduğunu kanıtlayacaksanız sözlükten kelime aramayın.

  • Hamit Kökdağ
    Hamit Kökdağ

    dersim kelimesi farscadir,der kapi sim de gumus,yani farsca gumus kapi anlamina gelir Amed kelimesi farscadir,hos gelen anlamina gelir hatta azericede bile ``hosh amed`` i hos geldin demektir.hakkari kelimesi suryanice kokenlidir...ekkareden gelir, ekkare suryanice koylu demektir.......van,mus kelimeleri ermenicedir......anadolunun hic bir yerinde kurtce kokenli il adi yoktur

  • Yeşil Hazretleri ``
    Yeşil Hazretleri ``

    Kürtler beraber yaşadıkları milletlerden hep bir şeyler kapmışlardır: İranlılardan, Türklerden ve saire...

    Örneğin; Türkçe'deki 'Baba' kelimesi, Kürtçe'de birdenbire 'Babo' oluvermiştir...

    Kürtçe'nin zengin bir dil olduğunu söylemek, abartının da abartısı bir durumdur...

    Madem çok zengindir, çok ahenklidir, her fırsatta Kürtçe'yi öven Yaşar Kemal, niçin kitaplarını Türkçe yazma gereği duymuştur?

    ...

  • Oktay Avşin
    Oktay Avşin

    Filioji mezunuyum ancak artik dilbilimciyim diyemiyorum, cunku 1984 mezunyum ve meslegimi yapmadim, yani dilbilim hocaligi yapmadim.

    Kurtce herkesin bildigi gibi Hind Avrupa dila ailesine aittir ve dil bilimciler Kurtce icin Hind Avrupa dil ailesinin anasi derler.

    Rus Kurd Enstitusunun hazirladigi bir sozluk 75 kelime ihtiva eder.

    Turkce ile mukayrse bile edilemez, oldukca cok zengindir.

    Turkce 3 bin kok kelimeden ibarettir. 6 bin kelime ise kok'e ek eklenerek turemistir. Yani orjial Turkce 9 bin kelimedir.

    Turkce disaridan 12 bin kelime almistir. Bu hesap ile Turkcenin tamami 21 bin kelimedir.

    Kurtcede kok kelimeden ek ekleyerek kelime uretme ozelligi olmadigindan Kurtce kelimelerin hepsi baslibasina birer kelimedirler.

    Daha fazla bir sey anlatamam ancak bu yazdiklarim kesin dogrudur.

    Biz Turkler, Kurtler ve Kurtce hakinda bu gune kadar yanlis bilgilendirilmisiz. Malesef bu boyledir.

    evet arkadaşlar sağduyulu türk arkadaşlarımızda var. bu yazıda başka bir sitede yine bir arkaşın kürtçe için yapmış olduğu yorum, buraya almakta yarar gördüm.

  • Hamit Kökdağ
    Hamit Kökdağ

    Kürtçenin bir dil olduğunu gösterebilmek için, onun dünya üzerindeki dört büyük dil ailesinden birine bağlı olduğunu kanıtlamak gerekmektedir. Genel olarak kürtçenin “Hint - Avrupa Dil Ailesi” içerisinde yer aldığı söylense de, Prof. Dr. Vladimir Minorsky kürtçenin bu dil ailesi içerisinde kabul edilmemesi için; “telaffuz farklılıkları, şekil farklılıkları, cümle yapısı farklılıkları, sözcük farklılıkları ve ses değişimi farklılıkları” gibi maddeler sıralamıştır. Zaten tümce kuruluşu açısından da, normalde Hint - Avrupa dillerinde söz dizimi “Özne + Yüklem + Tümleç“ biçiminde olmasına rağmen, kürtçede “Özne + Tümleç + Yüklem” biçimindedir. Bu da, bu dilin Hint - Avrupa dilleri arasında olmadığını göstermeye yeterlidir. Eğer kürtçe Hint - Avrupa Dil Ailesi içerisinde değilse, “Sâmi” ailesinin içine konulabilir ki bu da imkânsızdır. Kürtçe, cümle kuruluşları açısından da Türkçe ile yakınlık göstermektedir. Örnek verecek olursak:

    Benim elmam var. (Türkçe)
    Min sev heye. (Kürtçe)
    I have an apple. (İngilizce)

    Yukarıdaki örnekte de göreceğiniz üzere, kürtçedeki söz dizimi, Türkçedekiyle aynıdır. Normalde Hint - Avrupa dillerinde yüklem ortada olurken, kürtçede Türkçedeki gibi yüklem sondadır. Bu da kürtçenin, Türkçe temelinde farklı sözcüklerle oluşturulabileceğine işaret etmektedir. Ki zaten “kürt” ve “kurmanç” sözcükleri bile Türkçe kökenlidir. İşte bu iki sözcüğün Türkçedeki anlamları:

    KÜRT: Kar yığını, çığ, bir çeşit kayın ağacı, ayva ağacı
    KÜRÜD: Merih gezeğen, süpürge otu
    KÜRT: Kalın kar yığını (Kazak lehçesi)
    KÜRTİK: Yeni yağmış kar (Kazak ve Tarançi lehçesi) çığ (Sor Lehçesi)
    KÖRT: Kar yığını, saçak, kar yığıntısı (Çuvaş, Kazan, Tatar lehçesi)
    KÖRTÜK: Kar denizi veya kar çölü (Uygur lehçesi) , kar yığını
    KÜRTKÜ: Kar yığını (Karakırgız lehçesi)
    KÜRTÇÜK: Kar yığını (Yakut ve Çeremis lehçesi)
    KURMAN(Ç) : Gedelgeç, yay konan kap, yaylık (Oğuz ve Kıpçak Lehçeleri)

    Bugün bir kürt boyu olarak gösterilmeye çalışılan “kırmanç / kurmanç” boyunun adı bile, Kuman Türkleri ile bağlantılıdır ve bu adın tarihteki büyük bir Türk boyu olan “Kurmanlar“dan geldiği düşünülmektedir. Daha birçok sözcük, Eski Türkçedeki sözcüklerde çok yakındır. İşte onlara birkaç örnek:

    Eski Türkçe Kürtçe Anlamı
    apa apo amca
    mın min ben, benim, bana
    ka ka / ko aile büyüğü
    kent gend / gund şehir, köy
    buge bug(e) gelin
    kon kon konak yeri, çadır
    kutay kutni parlak kumaş

    (Kaynak: Türkiye’nin Etnik Yapısı - Ali Tayyar Önder)

    Kürtçenin ses ve biçim bakımından özgün olmadığını, çevre dillerden yapılan alıntılardan oluştuğunu görmek yukarıda anlatılanlar neticesinde pek de zor değildir. Kürtçe, tıpkı Osmanlı Türkçesi gibi Arapça, Farsça ve Türkçenin karışımından oluşan bir dil olarak da görülmemeli, olsa olsa sırf farklılaşmak adına sözcükleri birbirine karıştırarak oluşturulan bir “ağız” olarak kabul edilmelidir.

    Bugün, Türkiye’de kürtçe konuştuklarını zannedenler, aslında uydurma bir takım sözcüklerle yaşamlarını devam ettirmeye çalışırlar. Zaten Türkiye’nin doğusunda birbirine yakın iki köyde yaşayan kürtler bile birbirlerini anlamazlar.

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Ganzozade Hasan Hayri Bey, T.B.M.M'sinde o zaman ki parlamentoda ki Kürt Milletvekilleri olduğundan konuşmasını Kürtçe yapmıştır.

  • Deniz İskender
    Deniz İskender

    Dest farsca el demektir farscayada siz kürtlermi verdiniz:ne kadar komik hale düştüğünüzü bilemeyecek kadar cahilsiniz:pehlivan kürtce demişsin:Beni ilgilendiren kelimenin kürtcemi türkcemi oldugu degil:yüzyıllardır gerceklesen kırkpınar yaglı güresleri ve türk pehlivanlarıdır:sonuc kürtce diye hayal kurarsınız biz pehlivanı gercekte var ederiz: işte aradaki fark budur:

  • Deniz İskender
    Deniz İskender

    Kürtce farisi bir dildir tamamına yakını farsca arapca ermenice ve türkceden oluşur.Kürtce yazılı herhangi bir devlet fermanı,kanunname,basılı para veya mezopotomya halklarının alfabesiyle oluşturulmuş herhangi bir eser yoktur.cünkü kürtcenin alfabesi yoktur.kürtce yazılmış ilk eser arap alfabesiyle 11 yy da yazılmıştır.Buda kürtlerin tarihinin başlangıcı olarak kabul edilir.Kürt tarihi diye yutturulmaya calışılan şey ise Fransız dış siyasetinin hayal gücüyle renklendirilmiş gercekle hic bir alakası olmayan bir projedir.

  • Eylem Karabela
    Eylem Karabela

    Asli Kürtçe Olan Ve Türkçe De Kullanilan Kelimeler! ! ! !

    öncelikle şunuda eklemek isterim türkçe de l, f,z,n,p,ş,v,j,m,h,ç,r, ile başlayan kelimelerin çogunlugu türkçe degildir ki bu büyük bir çogunlugu kapsar ve diger dillerden((arapça, farsça, ingilizce, kürtçe, ermenice, yunanca, vb)) alınmıştır..ki zaten türkçenin dayandıgı osmanlıcanın %
    80 diger dillerden alınma kelimelerden oluşmuştur.. türkçe ise 1923 ten sonra kurulan cumhuriyetle gelmiştir


    gerçektende türkçede kullanılan bir çok kelime aslında kürtçeden gelmektedir..

    DESTEK VERMEK /yardım etmek /: buradaki DEST (el) ek (kürtçede bir eki anlamındadır

    ÇADIR:.......aslında KÜRTÇE çar (dört) dar (agaç) ın birşeşmesiyle oluşan kelimedir

    ,HAFTA (7 günün hepsine birden verilen ad) .:....kürtçede HEFTE diye geçer yani 7 gün

    PEHLİVAN / güreşçi yigit) : kürtçede PEHLEWAN diye geçer ve yigit anlamındadır

    DEZGE (aletlerin üzerinde oldugu veya malın satıldıgı yer) .:: DEST -GEH ten yani elin oldugu -çalıştıgı yer anlamında kürtçede kulllanılır.

    ÇEYREK (dörtte bir anlamında veya altının küçügü) : ÇAR (dört) YEK(bir) yani bir bölü dört

    SARHOŞ (kafası iyi alkollü anlamında) : SER (kafa) XWEŞ (iyi) diye kürtçede geçer ve

    BEKAR (EVLİ OLMAYAN) : BÊKAR yani işi olmayan diye kürtçede geçer..
    ..

    -REHBER (türkçede yol gösreren) : aslında kürtçe bir kelime olan RÊBER(ön anlamında) kelimelerinden gelmektedir.

    -ÇARMIH (isanın çarmıh ta öldürülmesi gibi) :: aslen kürtçe ÇAR MİH(dört -ve büyükçe çivi) ten gelmedir.

    -NAMERD (mert olmayan) : kürtçede NEMÊR (erkekçe davranmayan -) dan gelmedir..

    -SİHİRBAZ: kürtçedeki SÊR-BAZ (sihir-yapan) dan gelir..

    - PEŞİN (paranın önce ödenmesi anlamında) veya PEŞİ SIRA GİTMEK gibi: PÊŞ kürtçede ön anlamındadır.

    -ÇEŞNİ (yemeklere tat veren lezzet - baharat) : ÇEJİN kürtçede lezzet tat anlamında kullanılır

    -ÇEPER (bir şeyin etrafı) .: ÇEPER kürtçede aynı bostan veya bahçenin etrafı anlamındadır...

  • Yasin Vasat
    Yasin Vasat

    Türkçe de 'sağır' diye bir kelime var.Hatta şöyle denir ' sağır sultan bile duydu'.Şimdi 'sağır' kelimesini ele alalım.Bu kelime hangi mantıkla geliştirilmiş onu görelim.' Sa ağır' bu kelimenin anlamı ' duyumda ağırlık' demektir.Sa,Sah; Kurmanci de Duymak demektir.' a ğır' kelimesi ' a gr,a gır' kelimesinden türemiş olup,'gr,gır' kurmanci de büyüklük,yükseklik anlamına gelir.Ciography kelimesinde de kullanılmaktadır.Kurmancide de ağırlık 'gr-an' demektir.Hem Türkçe de hemde Kurmanci de aynı kök kelime olan ' gr' den farklı mantıklarla 'a ğır ve gran' kavramları ortaya çıkmıştır.

    Daha çok kelime örneği için,

    http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp? sair=21990&siir=921188

    linkini tıklayın.

  • Bekir Yılmaz
    Bekir Yılmaz

    Evet, bir zamanlar Farsçanın,Türkçenin karışımı olarak oluşmaya başlamışsa da bugün artık daha farklı bir hale gelmiş bir dil Kürtçe. Ama bu demek değildir ki, kürtler Türklerden ayrı bir millettir ve ırkçı duygularla hemen ayrılıp başka bir bağımsız devlet kurmaya kalkmalıdırlar... Asla! Tam tersine ABD'deki ırk ve toplulukların birleşerek 'Amerikan' milletini meydana getirmeleri gibi, Türkiye'deki diğer etnik grup insanlarla kaynaşıp 1923'ten beri oluşmaya başlayan 'yeni' TÜRK milletinin bir parçası olmalıdırlar. (Eski analyıştaki gibi ırksal anlamda olmayıp, vatandaş anlamındaki Türklük) Onları bu ülkede dışlayan mı var? Yörükler, çerkezler, lazlar, türkmenler, pomaklar, boşnaklar; ve hatta Türkiye'deki araplar arnavutlar ermeniler yahudiler bile TÜRKLÜK'te birleşmeye çalışırken kürtlerin ne ayrıcalığı var ki, onlar ayrılmaya kalkıyorlar?

  • Osmanlim Osmanlim
    Osmanlim Osmanlim

    Tekrar okumanizda fayda var.

  • Nurhan Keklicekpınarı
    Nurhan Keklicekpınarı

    neden bu kadar zor geliyor kürtçe dili kabul etmek bazı insanlara anlamıyorum...yanı türkcenın yarısı yabancı kelımeden olusuyo ama bazı yazan arkadaslar var kanıt istiyo belge istiyor inanmak için yeterli arastırma yapmadığını bu cümleyi kullanmakla zaten belirtmiş.kürtçeyi antoloji kabull edeli yıllar oluyo siz de kabul edin bence.türkiyede veya diğer ülkelerde kürtçe vardır konusuluyor bunu kımsenın engleyecek gücü yokk ve herkesin kendi dilini konusmaya hakkı vardır.

  • Osmanlim Osmanlim
    Osmanlim Osmanlim

    1- Kürtce'nin tarihinin cok cok eski oldugunu söyleyen Kürt kardeslerim;
    Kürtce dilini veya tarihini 1400 lü yillara götüren hatta antolojide baska bir sayfada okudum nerdeyse Peygamber efendimiz(SAV) zamaninda kürtce dilinin var oldugunu iddaa eden dostlar, Allah askina yapmayin! ... Tarih KANIT ile BELGE ile DEVLET ile olur.. Hadi bana bir Kürtce ferman veya bir sikke,kurulmus veya yikilmis bir devlet, basilmis bir para,yazilmis bir kitap gösterin, bende Kürt tarihinin o kadar eski olduguna inanayim...
    2- Türkce nin yarisi belkide daha fazlasi arapca sayilir ve farscadan da etkilenmistir...Bu türkcenin cok basit bir dil oldugunu göstermez..Yani Kürtce hicbir dilden etkilenmemis derseniz gülerler...Hem bu bir eksiklik dgldir.. Relax olun...

  • Ferruh Safak
    Ferruh Safak

    Kurt halkinin okuma, yazma ve konusmakta kullandigi dilin adidir...

  • Arjen Mardin
    Arjen Mardin

    bazı yorumlar hakkaten de çok komik, hele bir tanesi var ki dehşett! ! arkadaşlardan biri aynen şöyle yazmış: 'biraz Farsça biraz Arapça biraz da TÜRKÇE karışımı sonradan oluşturulmuş ve bazı insanlara bu sizin diliniz diye empoze ettirilmeye çalışılıyor' yani diyorsunuz ki bugun kendilerini Kürt sanan halka vakti zamanında birileri gelmiş ve ' bugune kadar konuştuğunuz dili unutun biz sizin için Arapça,Farsa,Türkçe karışımı bir dil oluşturduk adına da Kürtçe dedik. bundan böyle siz bu dili kullanacaksınız ve kendinize Kürt diyeceksiniz' bir insan cahil olabilir; ama cehaletini de bu kadar belli ettirmez ki yahuu! !
    Kürtçe diye bir dilin olmadığını söyleyen arkadaşlara Galileo'dan örnek vermek isterim. Engizisyon mahkemesinde yargılanan Galileo'ya, dünyanın dönmediğine yemin etmesi durumunda idam edilmeyeceği söyleniliyor, Galileo da dünyanın dönmediğine yemin ederek idamdan kurtuluyor, sonra kendi kendine şunu diyor 'ben dünya dönmüyor desem de dünya dönüyor'
    Sizler, Kürtçe diye bir dilin olmadığını söyleyen arkadaşlar, sizin Kürtçe diye bir dil yok demenizle Kürtçe yok olmayacaktır ve var olmaya devam edecektir.