Düşünmek kabul edilmiş doğrulara meydan okumaktır. Cahilin düşünmekten anladığı ise, mevcut dogmaları pekiştirmekten ibarettir. (Slavoj Zizek-Hiçten az)
Felsefe bocalamayı sağlar. Düşmüşlüğün farkındalığı ile başlar bu bocalama. Filozof ömür boyu bocalar çünkü akıl kesin cevaplara kavuşamaz. Tırmanış sürer de sürer. Diğerleri ise sadece uykudadır. Mışıl mışıl, rahat bir uykudur bu.
Bir toplumun kurtulması için kendisine bir kurtarıcı aramaktan vazgeçmesi gerekir. Cumhuriyetin gerçek gücü halkın kendisidir. Hep birlikte hareket etmeyi bilen, tek ruh olabilen bir halk.
Phytagoras’a göre beden ölümlü, ruh ise ölümsüzdür. Bu düşünür madde-ruh düalizminin kurucularından kabul edilir. Ölümsüz ve bedenden bağımsız bir ruh olduğu düşüncesinin filizlenmesinde kendisi etkili olmuştur.
Bilgiye, kurala ve uzmanlığa dayalı sistemler ruhsuzdur. Birey, gücü düzene ve hesaplanır olana teslim ettiğinde tüm inisiyatifini kaybeder. (Max Weber-Toplumsal ve ekonomik örgütlenme kuramı)
Nasıl ki Newton, Bacon, Descartes üçlüsü ile mutlakçı anlayış geliştiyse, kuantum mekaniği ile de belirsizlik anlayışına geri dönülmüştür. Bu ikisi madalyonun iki yüzü gibidir. Ne tastamam bir belirsizlik ne de mutlaklık söz konusudur.
Katı moderniteden akışkan moderniteye geçtik. Egemen ve disiplinli toplumdan kontrol toplumuna geçtik. Tıpkı Proletaryadan prekaryaya, emperyalizmden küreselleşmeye, tek taraflı iletişimden çift taraflı üretim iletişimine, kullanım değerinden değişim değerine, simülasyondan hiper gerçekliğe, yabancılaşmadan sıradanlaşmaya geçişler gibi! (Felix Guattari)
İnsanın kendi düşüncelerine dışarıdan, karşıdan bakması çok zordur. Düşünce ve davranış örüntülerini dışarıdan bakabilmek için ekstra bir göze ihtiyaç vardır. O da felsefedir.
Buddha, Buddha olmadan yani aydınlanmadan önce zengin bir hayat yaşıyordu. Günümüz insanının nirvanası ise ya zenginlik ya da bedensel haz olmuş durumda!
Kamu görevlileri devleti hem meşru kılan hem de onu kamusal çıkarların koruyucusu gibi inşa eden ve dolayısıyla da toplumsal düzene hakim olma mücadelesinde sembolik iktidara sahip olan edimsel söylemi üreten kişilerdir. kamu personeli, diğerlerinin tabi olmasını ve itaat etmesini sağlayan inancı üreten faillerdir. yurttaşlık bilinci ve kamu yararı ile ilgili tüm çağrılar aslında devlet kurumlarının yönetsel gücünü artırmak içindir. Bu şekilde devlet, hem sivil toplumdan hem de ekonomiden görece özerklik kazanır. (Pierre Bourdieu)
Müdahil sosyoloji: Sessizliği ile bile toplumu kesen tahakküm ilişkilerinin biçimlenişinde kaçınılmaz olarak bir fail olduğunun farkında olan ve bu failliği, göz ardı edilenin, görünmeyeni, gösterilmek istenmeyenin, dillendirilmeyenin ifşası yönünde bilinçli ve zeminli, yani rasyonel bilgiyle tahkim edilmiş müdahalelere dönüştüren bir bilim pratiğidir.
İstemediği kişi olmanın tuhaflığı ile istediği kişiye dönüşme ihtimalinin çekiciliği arasında gidip gelirken tükenmektedir pek çokları. Hep bir başkasını yaşamakta, o bir başkasına dönüştüren sahtelikten gizliden gizliye nefret etmekte, bir başkasını arzu ederek de kendini daha fazla uzaklaştırmaktadır. Bu tükeniş, bu anlamsız bekleyiş, bu küçülme, ölümün soğukluğundan bile daha soğuk yapmaktadır insanı. Ruhsuz bir dünyaya kendi isteğiyle adım atmakta, yarattığı dünyada ise kendi ruhunu aramaktadır.
Düşünmek kabul edilmiş doğrulara meydan okumaktır. Cahilin düşünmekten anladığı ise, mevcut dogmaları pekiştirmekten ibarettir. (Slavoj Zizek-Hiçten az)
Felsefe bocalamayı sağlar. Düşmüşlüğün farkındalığı ile başlar bu bocalama. Filozof ömür boyu bocalar çünkü akıl kesin cevaplara kavuşamaz. Tırmanış sürer de sürer. Diğerleri ise sadece uykudadır. Mışıl mışıl, rahat bir uykudur bu.
Banka kurmanın yanında banka soymak nedir ki? (Bertolt Brecht)
Halkı ele geçirmek isteyenler kültürel açıdan iktidar sahibi olmalıdır. Bu sürecin kilit noktası hegemonyadır.
Medeniyet kendine benzemeyenlerden rahatsızlık duymamaktır.
Halkı cehaletle suçlamak yararsızdır. Öncelikle halkı anlamaktır değişimi başlatacak olan.
Tercih gücü olmayanlar ortak kanılara yapışırlar sıkı sıkı!
‘’Bu yıl çok kazandım, seneye çıtayı biraz daha yukarı çıkarıp daha fazla kazanayım!’’ diyen biri paranın güdümüne, yönetimine girmiş demektir.
Hayat asla bitmeyen bir hazırlık, ölüm ise daima hazırlıksız yakalanmaktır.
Bir toplumun kurtulması için kendisine bir kurtarıcı aramaktan vazgeçmesi gerekir. Cumhuriyetin gerçek gücü halkın kendisidir. Hep birlikte hareket etmeyi bilen, tek ruh olabilen bir halk.
Phytagoras’a göre beden ölümlü, ruh ise ölümsüzdür. Bu düşünür madde-ruh düalizminin kurucularından kabul edilir. Ölümsüz ve bedenden bağımsız bir ruh olduğu düşüncesinin filizlenmesinde kendisi etkili olmuştur.
Bilgiye, kurala ve uzmanlığa dayalı sistemler ruhsuzdur. Birey, gücü düzene ve hesaplanır olana teslim ettiğinde tüm inisiyatifini kaybeder. (Max Weber-Toplumsal ve ekonomik örgütlenme kuramı)
Roma imparatorluğunun yıkılma sebebi: Göç akını.
Nasıl ki Newton, Bacon, Descartes üçlüsü ile mutlakçı anlayış geliştiyse, kuantum mekaniği ile de belirsizlik anlayışına geri dönülmüştür. Bu ikisi madalyonun iki yüzü gibidir. Ne tastamam bir belirsizlik ne de mutlaklık söz konusudur.
Katı moderniteden akışkan moderniteye geçtik. Egemen ve disiplinli toplumdan kontrol toplumuna geçtik. Tıpkı Proletaryadan prekaryaya, emperyalizmden küreselleşmeye, tek taraflı iletişimden çift taraflı üretim iletişimine, kullanım değerinden değişim değerine, simülasyondan hiper gerçekliğe, yabancılaşmadan sıradanlaşmaya geçişler gibi! (Felix Guattari)
İnsanın kendi düşüncelerine dışarıdan, karşıdan bakması çok zordur. Düşünce ve davranış örüntülerini dışarıdan bakabilmek için ekstra bir göze ihtiyaç vardır. O da felsefedir.
Dış görünüşe baktıklarından ne iyileştiler, ne de iyileştirdiler. (Neville Goddard)
Yapmakla yükümlü olduğun şeyler, severek yaptığın şeylerden her zaman daha fazladır 21.asrın toplumlarında.
Baskının en güçlü hali, onu baskı olarak algılayamayacak kadar yavaş gelenidir. (Hannah Arendt-Kötülüğün sıradanlığı)
Hayatın anlamı açığa çıktığında en büyük sancı, insanlar da dahil hayattaki hiçbir şeyin göründüğü ya da sanıldığı gibi olmadığının açığa çıkmasıdır.
Modern toplum, insan ruhunu sömürmek için başarıyı yem olarak kullanmaktadır.
Gerçek engelli, bedenen eksik olan değil bedenine takık olandır.
Buddha, Buddha olmadan yani aydınlanmadan önce zengin bir hayat yaşıyordu. Günümüz insanının nirvanası ise ya zenginlik ya da bedensel haz olmuş durumda!
Kamu görevlileri devleti hem meşru kılan hem de onu kamusal çıkarların koruyucusu gibi inşa eden ve dolayısıyla da toplumsal düzene hakim olma mücadelesinde sembolik iktidara sahip olan edimsel söylemi üreten kişilerdir. kamu personeli, diğerlerinin tabi olmasını ve itaat etmesini sağlayan inancı üreten faillerdir. yurttaşlık bilinci ve kamu yararı ile ilgili tüm çağrılar aslında devlet kurumlarının yönetsel gücünü artırmak içindir. Bu şekilde devlet, hem sivil toplumdan hem de ekonomiden görece özerklik kazanır. (Pierre Bourdieu)
Birlik ancak öndekilerin arkadakileri görmeleriyle mümkündür.
Müdahil sosyoloji: Sessizliği ile bile toplumu kesen tahakküm ilişkilerinin biçimlenişinde kaçınılmaz olarak bir fail olduğunun farkında olan ve bu failliği, göz ardı edilenin, görünmeyeni, gösterilmek istenmeyenin, dillendirilmeyenin ifşası yönünde bilinçli ve zeminli, yani rasyonel bilgiyle tahkim edilmiş müdahalelere dönüştüren bir bilim pratiğidir.
Kavramsallaştırma yapmadan, bilinmez olanı bilinir kılamazsın.
İstemediği kişi olmanın tuhaflığı ile istediği kişiye dönüşme ihtimalinin çekiciliği arasında gidip gelirken tükenmektedir pek çokları. Hep bir başkasını yaşamakta, o bir başkasına dönüştüren sahtelikten gizliden gizliye nefret etmekte, bir başkasını arzu ederek de kendini daha fazla uzaklaştırmaktadır. Bu tükeniş, bu anlamsız bekleyiş, bu küçülme, ölümün soğukluğundan bile daha soğuk yapmaktadır insanı. Ruhsuz bir dünyaya kendi isteğiyle adım atmakta, yarattığı dünyada ise kendi ruhunu aramaktadır.
O derece hiç kimse için yaşama ki, hem yaşam saygı duysun hem de tavrın herkese iyi gelsin.
İnsan diğer hayvanlardan farklı olarak kendi bilincini kendisine nesne yaptığı andan itibaren kendi kendisine ait olamayan varlık haline gelir.