Gelirsen, ayın tam üstünde Kederli bir bulut tutamaz gözyaşlarını Harran, papatyadan bir gelinlik giyer ; Arsız, zamansız.. Gelirsen, Dersim'e kırlangıçlar geri döner, Munzur gülumser...
Dünyanın ölümünü gördüm, Suyun, toprağın.. En yakın dostlarımın birer birer.. Vakitsiz açan çiçeklerin, Vakitli doğan çocukların Ölümünü gördüm.. Ama kimse Inandıramaz beni Öldüğüne sevgilerin !
Bir gün kaldığın yerden başlayacaksın Biri seni bulacak… Önce korkacaksın eski acılara yakalanmaktan Biraz ürkeceksin. Ne kadar dirensen de nafile İnsansın sonuçta seveceksin…. Eski acılara bakıp da küsme sevdalara Gavura kızıp da oruç bozulmaz Sök at kafandan acaba’ları! Bir kemik aynı yerden İki defa kırılmaz.. Artık kararmaz gecelerin. Bir daha yaşlar akmaz gözünden. Sabahların gecikmez. Kim bilir ağladığın günlere gülersin Bir defa öldün ya zamanında? Bir daha ölmezsin…
Değerli arkadaşlarım. Bugüne kadar içerisinde bulunduğum antoloji.com'a ve sizlere veda ediyorum. Çok güzel insanlar çok değerli insanlar tanıdım. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Hoşça kalın.
İki köşeli yalnızlığın Bir ucunda sen, bir ucunda ben... Birleşip ayrılıyor çizgilerimiz... Hangi boyuttan koparılmıştık ki biz... Anı bile yok, ses, koku bile... Bir elin yazdığını öteki el karalıyor sanki... Silgiler hatırlıyor, kalemler unutuyor bizi...
...gibidir ayrılık, bir daha hiç, sevilmeyecek gibi. korkar olmak her şeyden, çocuk gibi. evi yıkılmış can gibi. yolunu kaybetmiş kuş gibi. tekrar tekrar dinlenen şarkı gibi. diş ağrısı gibi. diri diri yanmak gibi. sanki herkes boşa yaşıyormuş da, annen ölmüş gibi...!
Bana bir şey söyle, İlkbahar gibi çiçek aç mesela, Veya yağ rahmet olarak içime Veya gök kuşağı ol, sar ruhumu... Bir şey söyle, Sözü aşsın, öze değsin... Bir şey söyle, 'yanındayım' mesela...
Yüreğinde bir ismin imzası var Ve sen onu silemezsin ! Söküp atamazsın, ne kadar uğraşsan da Seninle beraber büyür ıcındekı sızı.. İlk önce onu hissedersin Başkasına dokunduğunda, Unutma!
Ne çok ölüm haberi aldım son günlerde.. Sevdiklerimiz , en kıymetlilerimiz bırakıp giderken bizleri, elbet üzüleceğiz. Yaşayacağız acımızı, tutacağız yasımızı...
Annelerini, babalarını kaybeden evlatlar, evladını kaybeden anneler, babalar... Yaş kaç olursa olsun, her ölüm erken ölümdür, biliriz..
Ama hiçbir çocuk anne/babasından önce ölmemeli... Ne savaşta, ne barışta...
sen yenisin galiba; sözcüklerin akşamdan kalma dünyada, kendini yaşayacağın içten bir köşe yok omzunda eskimiş kuşlar, dilinde radikal bir rüzgâr gülcü çocuk, hayallerinde cimrisin, diyor sana sen yenisin galiba, ürkekliğin yabansı ve yabancı cümle kurmakta gecikiyorsun, harflerin serçe sen yenisin galiba; âşığa bağdat soruyorsun
sen yenisin galiba; aşkının işaret parmağı kayıp, için haram su’lar talanı, dışın dağınık dizeler iklimi kalbinden başka, geçmişin ve geleceğin yok gittiği yere kendini götüremeyen göçmez kuş sen yenisin galiba; her aşkta azınlığa düşüyor yüreğin bir aşkın içinde arabölgede milis gibi yaşıyorsun sen yenisin galiba, hiç haram öpücük biriktirmemişsin
sen yenisin galiba; diyalektiği ve aşkı şaka sanıyorsun kış serçesi gibi, pencere önlerinde telaş yapıyorsun aşk ile alışkanlığı birbirine karıştıran sayısal tarih, kuşların doğu’ya ölüme gitmesi, içini üşütmüyor sen yenisin galiba; aşkta havalar her dem kötü iki yenilgi arasında sözcüklerini araf’ta soğutuyorsun sen yenisin galiba; soruların yetim, cevapların öksüz...
Alıp başını uzaklara gitmek isteyenleri, gitmek zorunda bırakanları göndereceksin aslında cehennemin dibine.!
Nedenler değil, tek neden :))
Sevdiklerinize uçmaları için kanatlar, geri dönebilmeleri için kökler verin...
Ve de yanınızda kalmaları için nedenler...
Dalai Lama
<33
Bir gün kızsan bana,
alsan başını,
yüz bin yıllık yere gitsen,
dönüp kavuşacağın yer, ben'im demedim mi?
Mevlana
Hiç kimsenin kafesine
Koyamayacağı bir kuş..
Kaçmasını öylesine
Uçmasını böylesine
Unutmuş..
Bir insan sesine
Gelip konmuş....
Ö. Asaf
?si=0WG5Qpd9eyoO2OrQ
Böyle üstadların yanında şiirim anılırda yok diyebilir miyim Sayın KEY
Cevdet BAĞCA
Hüzünlerimin kırbacı
Gelirsen, ayın tam üstünde
Kederli bir bulut tutamaz gözyaşlarını
Harran, papatyadan bir gelinlik giyer ;
Arsız, zamansız..
Gelirsen, Dersim'e kırlangıçlar geri döner,
Munzur gülumser...
Ç/Alıntı
:)
?si=h1GERbYmwYZQxFyK
Bir unutmaca oyunudur ayrılık, ilk unutan kazanır!
?si=Lx02JWVtKTBWZRiD
Dünyanın ölümünü gördüm,
Suyun, toprağın..
En yakın dostlarımın birer birer..
Vakitsiz açan çiçeklerin,
Vakitli doğan çocukların
Ölümünü gördüm..
Ama kimse Inandıramaz beni
Öldüğüne sevgilerin !
Ahmet Erhan
?si=VfeF0ziisKXdrIuY
Hee böyle yazınca bacımsııınnn diyesim geldi :) çok mu fena tırstım nee :)
Platonik mi sevseydim daha kolaydı ;)
Elif'im kim dedi sevdim yalandır. Bizde Baba evine gelip istemeyene adam denilmez ;)
?si=Bc6x6RuIBVPQ_Xlk
Bilmemki bu kapıları niye böyle yaparlar :)
Anca geçtim Elifim anca geçtim ;)
?si=QeUGYHosUv6d8LxJ
Gülüşünü, hiç eksiltme yüzünden
Şimdi kalkar bir çay demlerim sana
Sonra oturur tanımlamaya çalışırız
Seninle ölümü de, hayatı da...
Ahmet Erhan
?si=XvqUg78x3gyhS3jV
Bir gün kaldığın yerden başlayacaksın
Biri seni bulacak…
Önce korkacaksın eski acılara yakalanmaktan
Biraz ürkeceksin.
Ne kadar dirensen de nafile
İnsansın sonuçta seveceksin….
Eski acılara bakıp da küsme sevdalara
Gavura kızıp da oruç bozulmaz
Sök at kafandan acaba’ları!
Bir kemik aynı yerden
İki defa kırılmaz..
Artık kararmaz gecelerin.
Bir daha yaşlar akmaz gözünden.
Sabahların gecikmez.
Kim bilir ağladığın günlere gülersin
Bir defa öldün ya zamanında?
Bir daha ölmezsin…
CAN YÜCEL
?si=jstco2OROBjvXf6n
Değerli arkadaşlarım.
Bugüne kadar içerisinde bulunduğum antoloji.com'a ve sizlere veda ediyorum.
Çok güzel insanlar çok değerli insanlar tanıdım.
Hepinize çok teşekkür ediyorum.
Hoşça kalın.
Bir daha dünyaya gelsem, aynı hayatı,
Daha ustaca ve korkusuz yaşarım.
Ama bu sefer seni tanımakta gecikmem....
-Ahmed Arif
Elif CANım <3
?si=fJlPYwCwDNoZvJIY
İki köşeli yalnızlığın
Bir ucunda sen, bir ucunda ben...
Birleşip ayrılıyor çizgilerimiz...
Hangi boyuttan koparılmıştık ki biz...
Anı bile yok, ses, koku bile...
Bir elin yazdığını öteki el karalıyor sanki...
Silgiler hatırlıyor, kalemler unutuyor bizi...
Ahmet Erhan
...gibidir ayrılık,
bir daha hiç, sevilmeyecek gibi.
korkar olmak her şeyden, çocuk gibi.
evi yıkılmış can gibi.
yolunu kaybetmiş kuş gibi.
tekrar tekrar dinlenen şarkı gibi.
diş ağrısı gibi.
diri diri yanmak gibi.
sanki herkes boşa yaşıyormuş da,
annen ölmüş gibi...!
Umut Güner
"Daha önce de gitmiştim,
Ama böyle' kalarak' değil... "
?si=FRzji8PC6ZFL2OWN
Sevmek için sebep aramadım hiç.
Sesi yetti kalbime...
A. Arif
?si=WnPoixwVyiFmmEve
Dost,
Herkes çekip gidince, çıkıp gelendir...
Elif <33
?si=iZVWyqFAWwU51btw
Bana bir şey söyle,
İlkbahar gibi çiçek aç mesela,
Veya yağ rahmet olarak içime
Veya gök kuşağı ol, sar ruhumu...
Bir şey söyle,
Sözü aşsın, öze değsin...
Bir şey söyle, 'yanındayım' mesela...
Turgut Uyar
?si=qZ-iXYlUqtX3rPbJ
Yarın farklıdır bugünden,
Adı değişir hiç olmazsa.
Kara bir suyu
Geçiyoruz şimdilerde
Basarak yosunlu taşlara.
Sen bugünden yarına
Birazcık umut sakla...
M. Altıok
?si=0SzyALfsCKA9QhlG
Ruhumuz üşürse, şiirlere sarılırız...
Üşüdüyse yüreğimiz, türkü yakıp ısınırız...
?si=O6smTpgpF-JUcTrF
Sen...
Çiçekli fistan güzelliği
Söyle ;
Kaç defa ölsem, sevdam bir Dersim eder
Kaç damla kanım aksa, Munzur olur bedenim?..
-Azad Penaber
?si=dH8WhSn9ZX028FfM
Gözlerinde başlardı gece
Yarım kalmış kitaplarda biterdi.
Alnımızda bilenen kör bir bıçaktı zaman
Kırılmış aynalardı
Susardın, durmadan susardın
Ve kar yağardı...
A. Hicri İzgören
?si=a7CpZukNs_WtAEla
Yüreğinde bir ismin imzası var
Ve sen onu silemezsin !
Söküp atamazsın, ne kadar uğraşsan da
Seninle beraber büyür ıcındekı sızı..
İlk önce onu hissedersin
Başkasına dokunduğunda,
Unutma!
?si=ftH3r5mhxVSvuCMD
Ne çok ölüm haberi aldım son günlerde..
Sevdiklerimiz , en kıymetlilerimiz bırakıp giderken bizleri, elbet üzüleceğiz. Yaşayacağız acımızı, tutacağız yasımızı...
Annelerini, babalarını kaybeden evlatlar, evladını kaybeden anneler, babalar... Yaş kaç olursa olsun, her ölüm erken ölümdür, biliriz..
Ama hiçbir çocuk anne/babasından önce ölmemeli... Ne savaşta, ne barışta...
?si=6wDRBqNJU0mcZrg6
sen yenisin galiba; sözcüklerin akşamdan kalma
dünyada, kendini yaşayacağın içten bir köşe yok
omzunda eskimiş kuşlar, dilinde radikal bir rüzgâr
gülcü çocuk, hayallerinde cimrisin, diyor sana
sen yenisin galiba, ürkekliğin yabansı ve yabancı
cümle kurmakta gecikiyorsun, harflerin serçe
sen yenisin galiba; âşığa bağdat soruyorsun
sen yenisin galiba; aşkının işaret parmağı kayıp,
için haram su’lar talanı, dışın dağınık dizeler iklimi
kalbinden başka, geçmişin ve geleceğin yok
gittiği yere kendini götüremeyen göçmez kuş
sen yenisin galiba; her aşkta azınlığa düşüyor yüreğin
bir aşkın içinde arabölgede milis gibi yaşıyorsun
sen yenisin galiba, hiç haram öpücük biriktirmemişsin
sen yenisin galiba; diyalektiği ve aşkı şaka sanıyorsun
kış serçesi gibi, pencere önlerinde telaş yapıyorsun
aşk ile alışkanlığı birbirine karıştıran sayısal tarih,
kuşların doğu’ya ölüme gitmesi, içini üşütmüyor
sen yenisin galiba; aşkta havalar her dem kötü
iki yenilgi arasında sözcüklerini araf’ta soğutuyorsun
sen yenisin galiba; soruların yetim, cevapların öksüz...
.........
......
S. Sarıoğlu
Senin olsam keşke
Sağında solunda
Yanında yörende
Senin olsam keşke
Çek götür
İpim ellerinde
İster rafa kaldır
İster oyna benimle
Yeter ki bileyim
Ruhum, yamacında bi yerde…
...