akşam bir geri çekilmedir bazen, verilen tüm mücadelelerden sonuç alamayıp çaresizlik içerisinde çırpınırken. akşam bir zaferdir bazen, ölmeden ve bir kurşunu sinende hissetmeden bitirdiğin bir günün sonrasında. akşam bir iç çekiştir bazen, yalnızlığınla başbaşa kaldığın soğuk bir odada titrerken. akşam bir sevdadır bazen, ufkun sararan harelerinde günbatımını seyrederken yavaşça batan güneşte yanan kızıl aevlere bakarken. akşam ilham perisinin vatanıdır bazen, yıldızları donatmışsa yaradan göğün sinesine ve de parıl parıl yanıyorsa gök... akşam hasret kokan bir kubbedir, akşam rahmet kokan bir cübbedir, akşam açmamış bir güldür dalında; ılık bir sonbahar tadında, hüzünlü bir bekleyiştir. akşam bir ölümdür bazen, bazzen de bir doğuş...
gölgelerin hafif hafif uzamaya başladığı, sabahı hatırlatan bir serinliğin çöktüğü zaman dilimi...balkonda izlenecek bir gökyüzü, maviden ve kızıldan yana zengin...elde bir bardak sıcak çay ile izlenen sahne, perdeler inerken...
'... gözleri kadar güzel sevdalımın uzayan gölgelere uzanıyorum üstümde hırçın bir mavi yeni bir zamana başlar gibiyim batan günün ölgün kırmızısında usulca koyuluyor akşam türküleri ...'
akşam olur ay gecede çiğdem çiçek şenlenir vallah düşünmesem sni derdime dert eklenir billah düşünmesem sni derdime dert eklenir bıçak sapladın sineme eskidi yaralarım sabah olsun gelme eger kendimi yaralarım
Akşam bana yeni başlangıçları anımsatıyor. Mavisi ve kızılı bol düşlerin başlangıcını, insanın kendini sorguya çekmesini, gözlerini kapatıp gelecek ile ilgili ciddi kararlar almasını çağrıştırıyor.
ışıklı tellerine takıldı ayaklarım.. karşımda alev alev duran kirpiklerinin.. kapattın yüreğimi karanlık evlerine bana kim olduğumu soran kirpiklerinin.. o akşam yakamozlar gibiydi bakışların.. akdeniz gözlerinin damlasıydı o akşam.. sağnak sağnak boşaldın çorak topraklarıma tebessümün göklerin cilasıydı o akşam.. bir anda kelepçeli buldum ellerimi varlığın gurbetimin sılasıydı o akşam dağları birer birer devirip sana gelmek gönlümün en ateşli duasıydı o akşam.. sakıncalı saatler yaşadım yollarında.. yüzün sanki sonsuzluk şuasıydı o akşam.. aldandım bulutlara uzanan ellerine bu sevda ömrümün son sevdasıydı o akşam.. gülleri,sümbülleri kıskandıran endamın merhametsiz derdimin devasıydı o akşam.. oysa anlayamadım ızdırap olduğununu içimde bir heyula,bir serap olduğunu her lahza çöktüğünü ve harap olduğunu.. bilemedim ne deniz ne mehtap olduğunu.. meğer kalbin kalbimin belasıydı o akşam....
hangi günü gördün , akşam olmamış..
Akşam, huzun bazen huzur..
gurub vakti...
gün gider,bense kalırım;
bende ki yalnızlığı
en çok akşam vakti anlarım...
Akşam oldu hüzünlendim ben yine
Hasret kaldım gözlerinin rengine
Son güneş rengini içince deniz
Kendini unuttu ateşe yandı
Acıya bilinmez nasıl dayandı
Dilim dilim oldu ipince deniz
Ardından bulut da kana boyandı
Kıskanmış gibiydi ateşi sudan
Ezelden ebede tüten buhurdan
Alevlendi birden sanki uyandı
Dünya da yorgundu koşuşturmaktan
Gecenin asûde koynuna girdi
Tükenmiş gibiydi tasası derdi
Elinden gelseydi belki dönerdi
Kanmış da hayatın bu boyutuna
Uzanıp bir başka faslına erdi
Artunç İskender
Ne gece, ne gündüz,
akşam üstü sevdim seni...
Ben yine yertsiz, yurtsuz,
beklerim bir gün gelmeni...
Öyle bir şey işte akşam...
adam ne demiş
akşam,akşam yine akşam...
....oldu hüzünlendim ben yine..
hasret kaldım gözlerinin rengine..
gel mehtabım gel sevgilim gel yine..
hasret kaldım gözlerinin renginee...
Sular sarardı, yüzün perde perde solmakta...
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta!
akşam bir geri çekilmedir bazen,
verilen tüm mücadelelerden sonuç alamayıp çaresizlik içerisinde çırpınırken.
akşam bir zaferdir bazen,
ölmeden ve bir kurşunu sinende hissetmeden bitirdiğin bir günün sonrasında.
akşam bir iç çekiştir bazen,
yalnızlığınla başbaşa kaldığın soğuk bir odada titrerken.
akşam bir sevdadır bazen,
ufkun sararan harelerinde günbatımını seyrederken yavaşça batan güneşte yanan kızıl aevlere bakarken.
akşam ilham perisinin vatanıdır bazen,
yıldızları donatmışsa yaradan göğün sinesine ve de parıl parıl yanıyorsa gök...
akşam hasret kokan bir kubbedir,
akşam rahmet kokan bir cübbedir,
akşam açmamış bir güldür dalında;
ılık bir sonbahar tadında,
hüzünlü bir bekleyiştir.
akşam bir ölümdür bazen,
bazzen de bir doğuş...
gölgelerin hafif hafif uzamaya başladığı, sabahı hatırlatan bir serinliğin çöktüğü zaman dilimi...balkonda izlenecek bir gökyüzü, maviden ve kızıldan yana zengin...elde bir bardak sıcak çay ile izlenen sahne, perdeler inerken...
'...
gözleri kadar güzel sevdalımın
uzayan gölgelere uzanıyorum
üstümde hırçın bir mavi
yeni bir zamana başlar gibiyim
batan günün ölgün kırmızısında
usulca koyuluyor akşam türküleri
...'
bugünde akşam oldu,
ömrümden koskoca bir gün daha bitti,
neresindeyim kimbilir,
yavaş yavaş yaklaştığım sonumun? ............
akşam,akşama,yine akşam
göllerde bu dem bir kamış olsam
saygıyla anıyorum seni Ahmed Hâşim
herkes gider dostun dost sandığın.
kendinle başbaşa kalır,
anlarsın ne çok yanılmışın.
akşam yorgunluğun ve hüznün temsilcisi, biten duyguların ve dostlukları hatırlatıyor.
gönlümde akşamları karşılıyorum şimdi....
gün doğarmı artık gönlüme,
hep hüzün, hep kedermi taşır alaca karanlıklar,
son bulmayan gönül sızıma, bikere daha ağlıyorum şimdi......
yalnızlık,hüzün
bu akşam her şeyi yak oje
kırmış kalbini masal manası yok
belki alışman lazım bal
ah elimdeki söz yeter canıma
haberin yok ölüyorum
bu akşam
akşam olur ay gecede
çiğdem çiçek şenlenir
vallah düşünmesem sni
derdime dert eklenir
billah düşünmesem sni
derdime dert eklenir
bıçak sapladın sineme
eskidi yaralarım
sabah olsun gelme eger
kendimi yaralarım
Akşam bana yeni başlangıçları anımsatıyor. Mavisi ve kızılı bol düşlerin başlangıcını, insanın kendini sorguya çekmesini, gözlerini kapatıp gelecek ile ilgili ciddi kararlar almasını çağrıştırıyor.
Sonbahar nasıl hüzün veriyorsa, akşam da sonbaharın minik bir dozu gibi.Hele bir de yabancı bir memlekette yapayalnızsan...
Akşam olur karanlığa kalırsın
Derin derin sevdalara dalarsın
Beni koyup yadellere varırsın
Sana zulûm bana ölüm değil miii
Oy gelin gelin sevdalı gelin öldürdün beni....
Bülbül ne ötersin yuvan mı yoktur
Yoksa benim gibi sevdan mı çoktur
Ellerin elime değdiği zaman
İster Ölüm olsun ister ayrılık
Oy gelin geliiiiin sevdalı geliiiin.........................................
Akşam dinledim...çok güzel türkü... :))))))))
Akşam...yine gölgen...yine gölgen...yine akşam...(S.Kaynak-Muhayyerkürdî)
Akşam olunca balkona geçip mehtabı seyretmek kadar güzel ne olabalir ki.....bana göre.........
geriye dönemeyeceğin bir sabahı,biten bir günü çağrıştırıyor.
bu akşam...
Sezen Aksu ile yine...
akşam akşam yine akşam
göllerde bu dem bir kamış olsam.
Akşam denince,merhum Mustafa Seyran'ın şarkısı dolanır dilime...
Bir akşam son defa seni görmeden
Soldu bütün ümit bahar gelmeden
Bilirsin sevemez seni hiç kimse
Çılgınca bir aşkla sevdiğim kadar...
Nakarat dizeleri unutmuşum,işime gelmiyor olmalı ki ya da nakaratsız idare ediyorum çoktandır... :))))))
Akşama karşı gitme, tan’a karşı yatma
O Akşam
ışıklı tellerine takıldı ayaklarım..
karşımda alev alev duran kirpiklerinin..
kapattın yüreğimi karanlık evlerine
bana kim olduğumu soran kirpiklerinin..
o akşam yakamozlar gibiydi bakışların..
akdeniz gözlerinin damlasıydı o akşam..
sağnak sağnak boşaldın çorak topraklarıma
tebessümün göklerin cilasıydı o akşam..
bir anda kelepçeli buldum ellerimi
varlığın gurbetimin sılasıydı o akşam
dağları birer birer devirip sana gelmek
gönlümün en ateşli duasıydı o akşam..
sakıncalı saatler yaşadım yollarında..
yüzün sanki sonsuzluk şuasıydı o akşam..
aldandım bulutlara uzanan ellerine
bu sevda ömrümün son sevdasıydı o akşam..
gülleri,sümbülleri kıskandıran endamın
merhametsiz derdimin devasıydı o akşam..
oysa anlayamadım ızdırap olduğununu
içimde bir heyula,bir serap olduğunu
her lahza çöktüğünü ve harap olduğunu..
bilemedim ne deniz ne mehtap olduğunu..
meğer kalbin kalbimin belasıydı o akşam....
Nurullah Genç