Sabit elemanlardan bazıları gıda ürünleri mi satar yoksa oradan buradan çöpe atılan işe yaramaz mobilya parçalarını mı belli değil?
Seyran diye bir şubedeyim bu gün. Adım atacak yer yok. Bu şube de tuvalet olmadığı için kaka ve çiş yapacak yer olmayışı da ayrı bir konu..
Arka bölümde çekmeceli şifonyerler tek parça kitaplığa benzer bir şey yine çöpten alınmış kocaman bir masa var...
karanlık bir ormanın içinde
olmak ve yeltenmeye kalkmak
içindeki hortlayan hüznünü beslemeye
ve onca yola geriye dönerek başlamak
ve sonra i karanlık ormana yeniden kavuşmak
ruhunu satmışların çocuğu değilsin elbette
Sabah.
Ne ararsan bulursun diye bir yere uğradım.
Bu yer giyim gıda büyük elektronik eşyalar hariç hemen hemen her şeyi satar.
Adam çalışanlardan birine ķızım abine hastane ketılı ( su ısıtıcısı) göster. Kızın peşine takıldım o köşe o koridor derken kız eğildi ilk kez ismini duymuş olduğum plastik ketılı camlı tezgaha bıraktı. Bir zamanlar artık hayal oldu. 5 10 liralık bizim su ısıtıcısı
Bazen bekleyen bir dalga gibiyim
Kıyısının adresini kaybetmiş
Aslında
Her dalganın kıyısı vardır
Okşayacağı yosunlu kayaları
Uçurumların dipleri
soluğun servis ediliyor
yaprağı çürümeye başlamışsa gülümün
belki de çıkar yolumdur
köpeklerin hem cinslerine havlaması gibi
parsel parsel kuşatıldığım
seninse soluğun
Canım ayran çekti.
Karşıdaki markete gittim. Dolaptan ayranı aldım kuyruğa girdim. Bu sıralar genç insanlarda garip beslenme alışkanlıkları var.
Genç bir kadın cipslere kolalara ve diğer ıvır zıvırlara banka kartıyla iyi bir ödeme yaptı.
Yanımda duran genç adamın kucağında da bu ıvır zıvırların aynısı vardı. Takılasım tuttu. Maç mı var bu akşam? Güldü. Sonra ciddileşti. Hayırdır dedi. Bu hayırdır dan sonrası biraz tehlikelidir. Uzatmadım. Uzatsam daha felaket bir hal alacak. En iyisi susmak...ayranımı aldım çıktım...
Her şeyin cılkı çıktı. Ivır zıvırlarla beslenmek de bunlardan biri. Patatesi mısırı yollara döken çiftçi ülke de rezil edilir emeği yerle.bir edilir
Bir ara masal olsam diye düşündüm
Bir ara gerçek ve yalan takı olurdu turkuaz renkli bir taş boynuma asılı siyah damarlı
Bir ara adresi kayıtlarda bulunamayan bir mezar sessizliğine
ne güzel olurdu gömülseydik birlikte...
Bir ormanda çıplak bir dal gibi bırakıp gittin beni yapayalnız
avunuyoruz sözün bittiği yerlerle
ve biz biliyoruz ki söz bitmez
ve bu bitmeyen sözlerle kafa tutar yoksul kentler
bu gerçekleşmediğı sürece
ürkmezler tepedekiler...
Söyleyenin yalancısıyım...
Zamanında Mısırlı Kleopatra buradan denize girmiş. Bu devasa kolonların o zaman çatısı varmış. Kraliçeye gölgelik yapsın Akdeniz güneşinin kavurucu sıcaklığında yanmasın diye
Şımdi dört adet kolon her halde açık ve dalgalı denize bakarken ve aylı geceler de mermerleri parlarken, yaşlı bir adamla salladık oltalarımızı ķörlemesine balık tutuyoruz yengeçlerin bakışları altında. Yaşlı adamın rakısına meze olacak balıklar.
Side alem bir yer değildir. Ama her yanı Roma kokar.
Bu günen kadar ve bundan sonraki günlere kadar Allah beni devlet dediklerimize ; muhtaç olmadım inşallah ölene kadarda muhtaç olmam. Bu ülkenin bir kutu aspirini bile helal kazancımla aldım hastane hastene dolaşıp reçete yazdırmadım. Neden? Nedeni açıkcası bilmesem bile o aspirine sömürülen yoksulun gereksinimi olduğu için olabilir.
Bu ülkenin yöneticileri kimlerse ben ve benim gibileri sevmez sevmedilerde. Bizde onları sevmedik sürüm sürüm süründürselerde
vatanımız toprağımız ve halkımıza dertlerimizi anlatamadıysak ya da onlar anlamadılarsa sürekli boyun eğip sürekli ezilmekten hoşlandılarsa bizler yine de sevdik onları...
Dünkü manzara. Ekranlardaydı. Yönetici konuşurken etrafındaki bakanları yer kapma ekran görüntüsü verme telaşlarındaydı. İnanın depremden ďümdüz olmuş koca bir bölge binlerce ölümüz binlerce yaralımız binlerce yetimimiz açımız ve ďört duvarsız kalmışlar varken bakan konuşmacının dibine yanaşıp tebessüm edebiliyordu tüm olanlar umurunda mıydı?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!