Yara kabuk tutunca ona taş denir her dinde.
taşın iç acıları gibiyiz seninle
mavi-siz bir günün,
arefesi...
ne yapılabilir ki.
gri adına.
yoksun...
sucu hep kendinde ara derler
ben,
kendimde değilsem eğer
nasıl ararım,
ben bunu bende.
sevgili bahçevan
bilmem yeter mi ömrün,
acımın kırıklarını almaya
...
-Cemal Süreya için
Yerle göğün birleştiği yere konduydun ya
Takılıp güvercin kanadı dizelerine...
tabiatın arka zemininden ölüme okunan organik dua: vücut!
annesinin geceli gündüzlü intikam emzirdiği
bir kiralık katil gibi kendinden emin
ve üzerime sinmiş ölü kadın kokularıyla geçtim
suratında hep bir çocuk kesiği cehennemi-
ni!
Anadilde bir son cümleydi
Gözleri taban gidip,tawan gelirken
İçten en biçimsiz titremelerle gelerek
İki dudak arasından kendini boşluğa bırakan.
Şubat'tı
iki eski dost gibi
iki sokağın hiddetli, şiddetli ve ayarsız karşılaşmasıydı o günler.
göz göze gelinmemek için verilmiş müthiş mücadeleler ülkesinden yola çıkmış
yolculukların ayak ucunda pusulasız, sol üst köşesi hep yanık mektuplar.
bir raunt daha bitti diyorsun, çekil köşene.
dehliz tutkunu bir konçertodur zaman sevgilinin yatağında.
kadının gülmeyi unutmuş gözleri ve vücut hatları vardı.Hangisinden
başlamalıydı ağlamaya? acılar içinde regl oluşunamı, yoksa silinmişliğine mi? nerden başlamalıydı yaşamaya? çıktığı rahime küfreden bir kadın.birleşmemeliydi belkide anne ve babası.we can vermemeliydi tanrı ona.kadın ağlıyor...kadın regl oluyor acılar içinde...ve kadın hiçleşiyor karanlığın koynunda...
nerden başlamalıydı ölmeye?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!