Güvertesinde aşkların, iki kıyısında gidip geliyorsunuz zamanın. Bir adresiniz olmalı, ortada kaldınız. Hiçbir aşk derin yaşanmıyordu sizin orada, malzemeden çalarak kapattınız. Kalbinizi kapattınız. Bacasızdı evleriniz, yaktıklarınıza gülen ay ışığıydı çırpınan gölgenizde, kıpırdadık sandınız. Ne helali bildiniz, ne haramda temizlenebildiniz. Duaya açılmadı elleriniz, hiçbir aşkı göğe yükseltemediniz.
Bakmayın öyle suyun dibine,
denizi kımıldatsam,
kımıldatsam denizi,
düşeceksiniz.
O benimle değil kendisiyle uğraşıyor,
diyebilmelisin,
üstüne fazla gelindiğinde.
Onun hayatı lastiktendir,
bağlamak istiyordur ellerine...
Kes...
Özgürlük anıtının meşalesine assınlar beni
Ateşin kızılına karışsın mavi harlarım
Adını tüteyim yas rengi karanlığa.
Birileri vardır ki bir yer geldiğinde oraya sığamaz. Bir şeyler vardır ki bir yerlere sığamaz. Odalarda kalmak yetersizleşir, sen büyürsün, aşk büyür, sokaklara taşmak vaktidir.
Biliyordun ve ısrarla kalıyordun yetersizliklerde.
Sen korkaktın. Evin ve odan arasında sürüyordu hayatın. Evinde sesin küçülüyordu, odanda yüreğin büyüyordu. İki tane korkaktın.
Sesini yükseltmekten korkuyordun, açıklama yapmalıydın yaşama, oysa odanda etiketi reddeden bir aşk vardı. Etiketsiz aşk riskti. Kendisini ifade edebilen aşkı istiyordun, kendisini savunan aşkı, oysa savunulması gereken aşktı ve sen korkaktın, korkaktın garantisizlikten ve kokuyordun yine de aşkı kaybetmekten.
Evindeki aynalara baktığında başka bir seni görüyordun, iki taneydin, iki sen arasında acı çekiyordun ve dönemiyordun bir tarafa, sesinin çıkmadığı yerde, susan çığlığınla gelip bana vuruyordun. Vuruyordun karmakarışıklığına. Öfken yenemediğineydi, dönemediğineydi, öfken ses tellerineydi.
Bilinmeyenliğinde yolunu bulamayınca, zayıflığın isyan ediyordu, kabullenemediğin çaresizliğin acıyordu, inkâr edemediğin iki taneni de unutmak istiyordun, oysa yaşam sürüyordu.
Sen dağların ardındayken
Puslu ve siyah olmak
Acıttı göz pınarlarımı,
İçime aktı,
Yaktı.
Yollar upuzun tuzaktı.
Denize attığın şişenin depozitosuyduk biz,
bedelini kimselerin bilmediği...
Ortada peynir, fesleğenli yoğurt, ciğer,
İki de buzlu rakı,
Karşılıklı,
DUT AĞAÇLARI
Ben şimdi bir kilise mumunun karşısında
Güneşin doğuşunu diliyorum
Saçlarımın sanem duruşlarını eğirirken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!