mesafe tanımadan ulaşılan
ne düşündüğüne bakmadan
gurur yapmadan
engelsiz konuşulan
bakışlarıyla anlayan
çelişkilerde uzlaşılan
behey
Allahın sevgili kulu
gelmişsin kaç yaşına
bakmazsın beline bacağına
takmışsın kafana
dağ taş
yüreğimi
sevgimi
sadakatimi
güvenimi heybeme koyup
çıkmak için yola
birlikte kol kola
nasıl da törpüler insanı
canını yaka yaka
adeta
tedrisatta falaka
sarayda da yaşasan
evin sanki baraka
kiralık beyaz gelinliğinle çıtı pıtı
yaşının yirmi ikisiydi
yaşamı taksitlendirip
ödünç aldığında mutluluğu
bense bin beş yüz kilometreden
gönlün
su almaya başlamış
rüzgar yetmiyor
yelkenleri doldurmaya
görmüyor
duymuyorsun sevgili
sigara içtim bugün
kalem gibi tutarak
külünü havaya savurarak
nereye gittiğine bakmadan
dudaklarım yandı yıllar sonra
ağızlığım yoktu
kaşı, gözü karam
zeytin karası
saçı kömür karası
az çeker daran
mis gibi çocuk kokan
yüzünden masumluk akan
bu kadar darbe yediyse yüreğim
ve yaralıysa
yaşadıklarımdan
gülemiyorsam ağız dolusu
ülkemin pürmelal halinden
ve kayıplarımdan




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!