Alabildiğine
Bir özlem fırtınası,
Sürdürüyor tükenmez savaşını..
Duyabildiğine
Rüzgârların fısıltısı,
Yol boyunca anılarla mı kalmak istiyorsun?
Sonbahar'da dökülen yapraklarla olmalısın.
Dünü mü, bugünü mü, yarını mı yaşıyorsun?
Kuru yaprakların hışırtısıyla dolmalısın...
Güz düşüncesi ölüme yaklaştırdığı için midir
Yapraklar dökülünce
Niçin kederleniriz?
Oysa gelen Sonbahar'dır,
Mevsimlerin tacıdır;
Sevincini paylaşırız serinliğinde,
Yağmurun serpintisinde
Yaşantının
En güzel anlarını,
Bıraktığımız yerlerde
Bulabiliyor muyuz? ..
Anıların
Renkler, soluverdi birer-birer
Havuzlara doldu eski bahçelerden,
Ekim'lerde derinleşti tüm güzellikler;
Sarılar çözüldü dallardan ve çiçeklerden...
Kuru yapraklar mı savruldu yollara?
I
Renkler kederlendi,
Bulut parçası
Nemlendi, tanelendi
Bir mevsim için..
Hayallere sığmayan sevgili!
Uzak düşüncelerin hasretini!
Sıla kokulu rüzgârlar dağıtsa;
Ağaçlar yapraklarını,
Bahtiyar gölgeliklere dökse.
Ve kuşlar kafeslerini terk etse,
Yağan kardı,
Damlar caddeler boyu,
Zamanın sessizliğinde..
Üşüyen daldı,
Yapraksız çekilmiş suyu,
Bir mevsim kımıldanışı,
Bir çiçek demeti
Ve güz yağmuru,
Geldiği gibi gitmişti..
Rûya – masal arası
Kaybettiğim
Sana ellerimi uzatıyorum
Tutabiliyor musun?
Sana gülücüklerimi dağatıyorum
Toplayabiliyor musun?
??^o^