Mavisini, yeşilini bırakıp gideceğiz,
En sevdiklerimizle de çözüleceğiz.
Toprağın altında sessizce uzanırken,
Acaba kimleri ve neleri özleyeceğiz? ..
Kuşkusuz, bir derin uykuyla bütünleşeceğiz,
Alışkanlıklarımızı yılmadan-usanmadan sürdürürken,
Niçin geçmiş günlere içtenlikle özlem duyuyoruz;
Yarınları da bugün yeniden yaşamıyor muyuz?
Anımsadığımız güzel anılara tutsak oluyoruz...
Uykular da tümden yitirdi renkli düşlerini,
Geçmeyen yalnızlığın acısını,
Bitmeyen bir ruhun derinlikleri
Beslemişti..
Hiç sönmeyen
Ümitlerin, teselliyle
Bir rûya mı,
Bir gerçek mi?
Bir düştesin,
Bir avuçlarımda..
Sen olmasan da yapraklar
Rüzgârın peşi sıra gidecek.
Sen gülmesen de bahar
Sevincini, renkli bahçelere götürecek..
Rüzgâr esecek;
Deniz ve gök
Kapanan
Bir çift yeşil gözdü uykularda,
Gülümseyen çehresiyle
O şimdi rûyalarda..
Açılan
Bir sessizlik
Döküldü bakışlarınızdan.
Bulut,
Yağmurunu bırakmadı boşluktan;
Sessizlik ve bulut,
Sıkıntıdan taştılar;
(Uzak Doğu’da bir çocuğun değeri 25 dolar)
Çekik gözlü,
Minik gülüşlü
Ilık yüzlü
Siyam çocukları,
Doyumsuz ıslak sonbaharların,
Sarışın bir gününde yakaladık
En güzellerini anıların;
Kurumuş yapraklarla adımladık
Boğaziçi’nin ılık esintilerini,
Bahçelerinden taşan erguvan çiçeklerini…
??^o^