Canımızı yakanların canını yakmak talebimiz ve hakkımızdır.
Güzel vatanımızı, şanlı Bayrağımızı, değerli bağımsızlığımızı sonsuza kadar korumak kollamak, hepimizin vazgeçilmez, terk edilmez ve red edilmez en tabii ve hayati vazifesidir.
Şu var ki böyle konularda hissi değil akli davranılmalı.
Bismillahirrahmanirrahim.
Elhamdulillahi rabbil alemin vesselatu vesselamu ala Resulina Muhammedin ve ala alihi ve eshabihi ecmein.
Muhterem kardeşlerim.
Bir önceki yazımızda işlemiş olduğumuz, Verusulihi bölümünde (Peygamberlere iman) , Peygamberlik müessesinin gereği ve Kur-anda ismi zikredilen peygamberlerden bahsedip fıkhımızca sayısı hakkında kesin olmasa da gönderilmiş olan peygamberlerin sayısına temas edip, peygamberlere imanın Allaha, emir ve yasaklarına inanmak açısından çok büyük bir önemi haiz olmasının yanı sıra, hepimizi, hatta ister dindar isterse hiçbir dinle alakası bulunmayan, toplum hayatı içinde yaşayan herkesi yakından ilgilendiren, peygamberlerin sıfatları üzerinde durmamız gerektiğine inanıyorum.
EŞLİK Mİ - EŞİTLİK Mİ?
BİR DOSTUMA ADINI YENİ DUYDUĞUM ANARŞİST FEMİNİSTLER ADINA GÖNDERİLMİŞ OLAN DELİ SAÇMALARINA KARŞI YAZDIĞIM BİR YAZIDIR,
Güncel olması hasebiyle faydası olur düşüncesi ile dostlarım ile paylaşıyorum.
Küresel ısınma Hakkında.
Dünyanın yaşamakta olduğunu anlatan bir Nasrettin Hoca fıkrası.
Çoğumuzun bildiği merhum Hoca Nasrettine atfedilimiş olan anonim bir fıkramızda, olay şöyle cereyan eder.
Nasrettin Hocamız ormanda yürürken, bir vatandaşın ağaca çıkmış, üzerine oturmuş olduğu dalı kesmekte olduğunu görür.
Risale-i Nurlar hakkında sürdürülen seviyesiz bir karalama propagandasından menfi olarak etkilenen bir dosta yazmış olduğum yazıdır.
Kabul etsekte etmesekte;
Risale-i Nurlar ülkemizin göz ardı edilemez önemli bir gerçeği olduğu için dolaylı veya dolaysız her Türk vatandaşını ilgilendirebileceğine inandığım için konu üzerinde bilgim ve ilgim doğrultusunda mümkün mertebe tarafsız bir yazı yazma ihtiyacı his ettim.
İlgi duyan dostlar okuma zahmetinde bulunu ise sevinirim.
Şu sıkıntılı, dert, bela, acı ve keder ile dolu, bir üzüm yedirse yüz tokat vuran hayatı tüm sıkıntılarına rağmen sonunda elimize hiç bir şey geçmeyecek ise neden yaşandığının makul ve mantıklı nedenini bana anlatacak birisini arıyorum! ..
Beni bu merakımdan kurtaracak olan kişiye minnettar olacağım.
Gerici düşüncelerimden yobaz söylemlerimden vazgeçmem için, birisinin çıkıp beni, maneviyatın olmadığına, HERŞEYİN SADECE GÖZÜMÜZ İLE GÖRDÜKLERİMİZ VE LABORATUARDA İNCELEYEBİLDİKLERİMİZ ÜÇ BOYUTLU, ÜÇ HALLİ MADDELERDEN İBARET VE SINIRLI OLDUĞUNA ne zaman inandıracak?
Bir televizyon proğramnıda zihniyetlerinde din düşmanlığı olduğu her söz ve davranışlarından belli olan; maksatlarının “üzüm yemek değil bağcıyı dövmek” olduğunu gizleme ihtiyacı bile his etmeyen iki mütecaviz din düşmanı, karşılarına zavallı bir ilahiyatçıyı almış, sille tokat dövme sayılabilecek şekilde istihzai sualler ile o zatın şahsında İslam’ı ve bütün dinleri pervasızca aşağılamanın mutluluğunu yaşıyorlardı.
Soru şuydu.
Allah’ı inkâr eden iyi bir insanın ebedi cehennemde kalması ile çok iğrenç hatta çok korkunç günahları işleyen inançlı bir ahlaksızın veya bir caninin günahlarının cezasını çektikten sonra cennete girmesi nasıl adalet olabilir diye Allah’a ve adaletine itiraz ediyorlardı.
Ne yazık ki zavallı ilahiyatçı kardeşimizde bunların bu demagojik, isyan ve inkar dolu suallerinin ve sualden çok saldırılarının karşısında boynu bükük ne yapalım kural böyle demekten başka bir varlık gösteremiyordu.
Dünyayı sevmeyen,
İkinci gurup İnsan:
Ehl-i âhirettir ki,
Ya dünyanın zarurî işleri onları amel-i uhrevîden men ettiği için veyahut şuhud derecesinde imanla Cennetin kemâlât ve mehâsinine nisbeten dünyayı çirkin görür. B.S.Nursi Sözler.
Değerli Dostlar.
Kimse üstüne alınmasın.
Kimseyi şahıs olarak muhatap veya hasım almış değilim.
Genele yazıyorum.
Kimse düşüncelerime katılmak zorunda değildir.
Avcılar ve Atıcılar Kulüplerinde duvarda, çoğunlulukla herkesin görebileceği bir yerde şöyle bir tabela bulunurdu.
PALAVRAYA İTİRAZ YOK.
Bende şimdi yazan çizen dostlara soruyorum.
Edepli olma ve edepli bir toplum oluşturma sanatı olan, Edebiyatın kibar söz söyleme dalı olan şiirde YALANA İTİRAZ YOKMU?
Hislerime tercüman olan bir uslup tebrikler
Efendim bu güzel hafta için çok güzel dizeler tebrikler elinize yüreğinize sağlık
Evet Necdet bey Çok doğru Tebrikler