Gördüğüm şeyleri gönül dostuma
Söylesem bir türlü, sussam bir türlü
Kulağım duydukça, gitse zoruma
Duymasam bir türlü, duysam bir türlü
Özgür bir kuş gibi uçsam yuvadan
Hani bakışın vardı, çocuk gibi mahzunca,
Kara gözler gülerdi, kahkahalar atınca,
Yemyeşil çimenlere uzanıp ta yatınca,
Ben ömür buna derim, her bir günü neşeli,
Böyle geçen günlerin kıymetini bilmeli…
Ellerini koymuş dizin üstüne
Manalı gözlerle bakar yüzüme
İnanır mı bilmem tatlı sözüme
Saçları omzunda taralı güzel
Seni gördüm gönül yaralı güzel
Avucunda tuttuğun hırçın kuş gibi hayat
Gelmez fazla sıkmaya, ne özgür bırakmaya
Bir anda unuttuğun, kurşun ömür’e inat
Değmez geçmiş yıkmaya, geleceği yakmaya
Ömürden kopartılan lokmacık ekmek gibi
Her sabah her akşam bekle yolumu
Belki de dönerim günün birinde..
Beyhude dolaşıp, görsem zulüm’ü
Belki de dönerim günün birinde..
Mor dağların başı gurup olanda
Yüzüme öyle bir bakış fırlat ki
Köpüren ırmaktan sal gelsin bana..
Yüreği tutuştur öyle sızlat ki
Kavrulan topraktan sel gelsin bana..
Suratını asma az daha sabret
Doğduğumda başladı, yürekten gelen çığlık,
Patlayan tomurcuktum, dünya içinde dünya..
Sonsuz şefkatin eli, memeden verdi sağlık,
Annemin kucağında, rüya içinde rüya..
Geldiğim dünya neydi, nerede başlıyordu,
Ters yokuşa bile, düzden akardın,
Gönül vadisine akmayı bilsen.
Sönmüş her alevi özden yakardın,
Gönül ateşini yakmayı bilsen..
Girdiğin gönül’ü mamur ederdin,
Ateşlere düşürdün gördüğüm günden beri,
Eserine dön de bak, gör yaktığın her yeri,
Ayaklarım kararsız, gönül tam bir serseri,
Gönül yoruldu artık, konmak zamanı geldi.
Çaresiz bitap düştüm, yediğim vurgunlardan,
Minik serçe misali kalbim atarken küt küt
Dağlayan sözlerini, çakmasan olmaz mıydı?
Ömür boyu duracak bana verdiğin öğüt
Ağlayan gözlerini, yıkmasan olmaz mıydı?
Tutunca ellerini avuçlarım yanarken
Hocam ağzınıza sağlık, doğru lafa ne denirki, selam ve saygılarımla. 10
Hocam ağzınıza sağlık, doğru lafa ne denirki, selam ve saygılarımla. 10
Hocam ağzınıza sağlık, doğru lafa ne denirki, selam ve saygılarımla. 10