Pencereler demir duvarlar yüksek
Ay ile güneşe hasretim, hasret
Günleri sayarak çizerim tek, tek
Bacıya, kardeşe hasretim, hasret
Kapanır kapılar gece açılmaz
Biraz sayıklayıp adını ansam
Kulağı çınlayıp hatırlar mı ki
Rüyasında Kerem olup da yansam
Gönlüme su serpip hatırlar mı ki
Hayali gelse de okşayıp sevsem
Bir zamanlar seni ne çok sevmiştim
Şimdi hayal, meyal hatırlıyorum
Kim bilir kaç defa canım demiştim
Artık boz, bulanık hatırlıyorum
Eski resim gibi git gide soldun
Dünyada yalanım hiç olmadı ki
Taşıdığım bu baş, öne eğilsin
Hiçbir haramı elim almadı ki
Attığınız o taş başıma gelsin
Ben kendi kendimi iyi bilirim
Ömrümü istesen elin tutmaya
Ölürüm yolunda yok demem gülüm
Cenneti verseler sensiz yatmaya
Ateşe razıyım istemem gülüm
Kalbimde yaşayan damarda kansın
Günümde değilim başım çok ağrır
İçinde tam tamlar geziyor kardeş
Gözlerim kararır kulağım segrir
Sanki biri bana kızıyor kardeş
Ellerim, ayağım tutmuyor sanki
Harfler kifayetsiz seni yazmaya
Ağzından bal akan dile benzersin!
Renkler yetersizdir seni çizmeye
Bahçelerde açmış güle benzersin!
Ay bile olamaz yüzünün dengi
Çoluk çocuk gurbet elde çalıştık
Ne ağalar doydu ne de biz doyduk
Gurbet bize, bir gurbete alıştık
Ne sıla, ne gurbet yerine koyduk
Bur da ne akraba ne kardeş vardır
Gurbet vallahi insanlıktan çıktım
Derdimin üstüne dert verip durma
Üç günlük dünyada çileden bıktım
Balyoz gibi başıma vurup durma
Çocuklar dagıldı hayatım yırtık
İçimde sönmeyen gurbet yangını
Bendeki yüregi küle çevirdi
Ne küsü bilirim, nede dargını
Sohbeti unuttuk lala çevirdi
Evimden çıktım otuz beş yıl önce
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!