Ellerim silahımda sanki sana dokundu
Namlu sanki ucunda tüttürdü nefesini
Rüyalarım her gece senden bir demet sundu
Patlayan her bombada duydum senin sesini
Seni düşünmekteyim ki sensiz olamazdım
Nerdeyse kapıya dayandı bahar
Seni yakınımda bilmek isterim
Bazen saniyeler dar gelirde yar
İnan sıkıntıdan ölmek isterim
Dünyanın her derdi benimi buldu
Bir buğulu bakışın
Dipsiz derinliğine
Göktaşları misali
Kendimi bırakmışım
Ve orada
Her şeyi unutmuşum
Beni bırak sen kendini bir düşün
Gökten yere indiğin günleri an
Beni nasıl yaktığını gördün dün
Başımı göğsüne koyduğum zaman
Beni bırak, beni göğsünde unut
Artık bütün çabalar, bütün serzenişler boş
Ayrılık saatinin çanları çoktan çaldı
Gönderdiğin çiçekler bile saksıda sarhoş
Tek yanlı bir sevgiden başka neyimiz kaldı
Ayrılık saatinin çanları çoktan çaldı
Sen varsın diye bende yaşıyordum dünyada
Her günün bir manası bir muhtevası vardı
Şimdi her şey kayboldu her şey sanki rüyada
Gönlümü kâbus gibi bu aşkın hüznü sardı
Seninle her bir günün ayrı manası vardı
Rüzgâr ıslık çalar hedeftepe’de
Dalgalar denizde kıyıyı yalar
Hasretinle birden açılır perde
Sahnede hayalin beni kovalar
Ateş çiçekleri açar namluda
Masmavi suların içinde güneş
Sanki dudağıyla denizi yalar
Hasretin ki inan sonsuzluğa eş
Uçsuz kıyılarda beni oyalar
Deniz
Ah şu deniz şu canım deniz
Allah ne muradın var ise versin
Dualarım sana pek içten gülüm
Mevla’m seni şol cennete göndersin
Dün beni çıldırttın sevinçten gülüm
Nasıl anlatılır bilemem amma
Sende istiyor musun bunu bilmem ki canım
İçimden seni alıp kuş gibi uçmak gelir
Ki sensiz hiçbir diyar ne yurdum ne vatanım
Gönlümden firar edip yad ele kaçmak gelir
Ne can, ne canan, nede başka şey eyler beni
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!