Dostluk; mesafelerin boy ölçüsü değil, kalbimizdeki cüsseleridir sevdiklerimizin…
Kırmızı bir gül veriyorum sizlere
Aşk şarkılarından
Çiçek bahçelerinden
Yıldızların göz kırpışından
Özlemlerimin yanaklarında hissettim birden
Akıp giden zamana göz kırpan nefasetini;
parmaklarının
Bir tutam sarhoşluğu vardı sanki
O işveli Agora’nın,
Bir iltifat, bir göz kırpma, bir kelam,
Yün döşek rüyalardan mı
Alıp kaçayım seni
Basma fistanların mı
Çatlamış ellerin mi
Çeker yoksa beni
Yoksa topukların mı
"Yanlışlarını yaz kendi nefsine ve yanlış yapma seni masum bilen başka nefislere!"
Ey Fani!
Şekil, şemail ile olmaz inancın imtihanı,
Kul, ruhu ile sınanır!
Unutma ki; bir dirhemlik hakkın vebali,
Giderim
Kaybolurum
Yemin ederim
Akla gelmez ismin
Ne tarihte yaşar
Ne bir dikilitaş olur
Davullar vurulur doğuşunda
Çiganlar, boy serpişinde
İlkbaharında kıyasıya alkışlar
Ve tükenişinde kemanlar çalar
Sahnende yalnızlıklar
Boy gösterir adı bilinmeyen otlar
"Yollar hep uzundur, hayat ise; bir o kadar kısa…"
Bağlanacaksın sevdiğine,
hatta adına
«kördüğüm» diyecekler,
çözmek için
Bir yıldız kaydı gitti
Ne güzeldi, her şey bitti
Döndürmek istedim yeniden
Geriye kalan sadece bir ümitti
Rüzgarın fısıltısı var
Şiir yazmaktan
Derin nefes hayatı yudumlamaktan
Nasıl haz alıyorsam
Senden de hiç bıkılmayacak
Hep İlk Göz Ağrısı olacaksın
İlk kez bisiklete binmek gibi coşkulu
Bir kolunda kuzey
Ötekinde güney
Harmanlamışsın baştan başa dünyayı
Ağır çuvallar sırtında
İnersin ömrünle yokuş aşağı...
Takvimlerin freni yok
Necdet Bey,uzun bir aradan sonra yine buradayım ve yine şiirlerinizi bekliyorum...saygılar...hayırlı günler diliyorum...
sair siirlerinin cogunda yasanmis duygulari ince bir zevkle islemis bu da onu digerlerinden farkli kiliyor.bravo necat necdet
tek tek yazmayacağım sitedeki favori şiirlerim hakkındaki düşüncelerimi. tarzını sevdiğimin şairi güzel işte -hemen hemen- hepsi. bir de ses dosyalarını açabilseydim