Alavere-Dalavere ile yetişen kişiler;
kin, nefret ve önyargıyla yaklaşırlar hep hayata,
İnsanlıkla yıkayıp,
Sevgiyle durulayın ki her gün biraz daha kirlenen ruhunuzu;
Saygıyla bakabilmeye yüzünüz olsun kendi gönül aynanıza…
Bakıyorsun
Göremiyorsun
Oysa ayrıntıda gizlidir mutluluk
Maalesef
Sezemiyorsun
Aslında yaşadıkça çoğalır umutlar, ta ki köhne yürekli birileri gelip çalana kadar…
İşte bundandır; ıssız sokaklarımızın kayıp köşelerine astığımız, umut arayıp sükût bulan, sararmış ilanlar…
Hoşnutsuz bakışların
Saklanmış gözlerinin ardına
Ellerimi tut diye yalvarırsın
Heyecan mı heyecan
O tarifsiz his
Helecan
Güneşe dokunmak kadar yakıcı
Ama
Bir şiir kadar akıcı
Issız
Ağaçların ortasında
Çam çıraları yanmakta
Siluetleri düşer
Elele bir çiftin
Yak ışıklarını
Gecenin karanlığına inat
Tutup kollarından
Alayım seni
Duymasam da olur sesini
Hissetmem o an sevgini
Sokaklarda gezerdik seninle
Camekanların renkli ışıklarında
Koşuşan insan kalabalığında
Her akşam güneş battığında
Kalbim bir başka çarpardı
Güneş ışığı kamaştırır
Kaldırınca perdeleri gözünden
Ruhunun karanlıkları korkar birden
Korkar biteviye sevginin gülümsemesinden
Dişlerinin keskinliğini saklayamazsın
Koyu sarı Sonbaharlarla düşen
Ütopik pembe yaprak
Değiştiremezsin
Adına kara denilen talihleri…
Kısa bir fırça darbesi
Kadife yanaklım
İpek tenli al dudaklım
Saçlarının hissi saadet
Ezelden beyaz püru pak duvaklım
Gök mavisi düşlerim
Necdet Bey,uzun bir aradan sonra yine buradayım ve yine şiirlerinizi bekliyorum...saygılar...hayırlı günler diliyorum...
sair siirlerinin cogunda yasanmis duygulari ince bir zevkle islemis bu da onu digerlerinden farkli kiliyor.bravo necat necdet
tek tek yazmayacağım sitedeki favori şiirlerim hakkındaki düşüncelerimi. tarzını sevdiğimin şairi güzel işte -hemen hemen- hepsi. bir de ses dosyalarını açabilseydim