Necat Necdet Demircan Şiirleri - Şair Ne ...

Masmavi bir ummanın gözlerinde yelken açmaya niyetlenip, cılız bir dalganın sözlerinde boğulmak gibi hazindir hasret...

Hasret;
Göç eden sürüsünün ardından ağlayan
Kanadı kırık bir leyleğin
bataklığa düşen gözyaşı damlalarıdır

Fazla köpürtüyoruz kimi zaman bencilliğimizi,
insanlık da akıp gidiyor ellerimizden...

Aklı kursağında olan cahilin tuzu hep kokar,
Görmez o bataklığı bir türlü,
Vicdanını ha bire gül suyu ile yıkar!

‘Aptaldır’ benim aşkım; «Bir» sebeple severim, ‘Bin’ zor silerim...

Hani sevmiştin beni
Seni vefasız seni
Bulunca yenisini
Unutuverdin beni...

Buğday başakları dolusun tohumlarda
Bir damlasın küstüğün yağmurlarda
Düvenler ezer özlemlerini
Ellerinle büyüttüğün kara zamanlarda.
Bir dönemlik hasatsın
Saklarlarsa seni

Papatya yapraklarından süzüldüğünde
Damla damla biriktirdim
Kavuran ateşlerden sakladım
Gün sıcağından kıskandım
Döküldün
Şıpsevdi kum tanelerinde

Seni anlamaya çalıştığımda adın yoktu yüreğimde
Rüyalarımda, soluk ayak izleri gibi izini sürdüm geceler boyu
Yüzünü çizemediğim hayallerinle uyandım sabahlara
Ve tutkuyla sarıldım sana kimsesiz sokaklarda…

İsmini verdim adını bilmediğim kır çiçeklerine

Bir tutam iyilik tohumu ekmemişsen o haset ruhunun orta yerine,
Boşuna bekleme! Hiçbir fidan meyve vermez, kıraç yüreğinin ‘bereketli’ bahçesinde…

Bir zamanlar,
kuru bir ekmeği
hep beraber bölüşerek yerdik…

"Zamanında 'küçük' ayrıntılara gerekli önemi vermeyenler, gün gelir "büyük" problemlerin ayakları altında ezilirler..."

Zamanında açmak gerek
Sevgiyle uzanan ellere avuçlarını.
Tutabiliyorken kokla
O narin gül goncasını

Türkiye Cumhuriyetine gönül veren tüm insanlarımızın ve Antoloji ailesinin Bayramını kutluyor, sonsuza değin 'gülümseme tadında' muhteşem zamanlara sahip olmalarını diliyorum.

(Sayfanın aşağısında bulunan e-kart istifade edebilmeniz amacıyla beğeninize sunulmuştur.)

Anacığımı çok özledim, hem de çok
Öperek kaldırırken sıcak yataktan
Şu an yanımda yok ama, aklımda
Zorla giydirmeye çalıştığı yün kazaktan

Kahvaltıda önüme yığardı herşeyi