Süleyman Demirel Üniversitesi Pazarlama ve Anadolu Üniversitesi İşletme mezunuyum. Doğaya olan tutkum sanırım doğayla iç içe büyümüş olmamdan kaynaklanır...
İlk şiirlerimi yazmaya 10 yaşımda Türkçe derslerinde öğretmenlerimin şiir ve hikayeye yönelik ödevler vermesiyle başladım. O dönemlere ait çalışmalarımı saklamadığıma zaman zaman üzülürüm.... Bir gün bir şiir kitabı çıkartma düşüncem ise üzeri toz tutamamış hayalim....
Sevgiler.
Bulutlar ağlıyordu bir çocuğun iç çekişleriyle.
Toprak katmanlarınca derin hayatıma civa içirilmiş sanki.
Dünya kalbinde yan yattı ağırlığınca,
Uzaktan yelkeni yırtık gemiler geldi,
Gemiler gitti yalnızlığımca.
Gemiler ki seni hiç bilmedi...
Sen veda kokan şehirleri bilmezsin!
Bütün caddelerinde dolaşır karanlığın ayak sesleri.
Hani bir nefesin vardır duyamayacağın kadar soluk,
Hiç olmadığın kadar ıssız,bir o kadar ürkek,
Yalpalayarak yürüyen bir sarhoş kadar zavallı!
Şehrin sokaklarında bir yerlerde,
Mesken tutulmuş köşe başları.
Seneler geçmiş iki ömrün üzerinden,
Yollar hala ıslak,hala karanlık.
Ilıman bir iklimin sağanak sevdasıydık,
Soğuktu geceler iki bahar harici.
Gözlerinden dökülen
Her damlada,
Dudaklarında beliren
Her tebessümde,
Sebebini bilemediğim
Bir sır olsa gerek.
Azaltmaya çalıştıkça,çoğaldın içimde.
Kum fırtınalarının arasında kalmış bedevi gibiydim;
Ne yana baksam çöl.
Kamaşmış gözlermiş işte,ateşe öyle düştü kelebekler.
Geceyi sorguya çekti de,mezarlıkta üşümüş köpek gibi titredim.
Görsen bir gözleri vardı; derin,
Bilmiyorsun içimdeki yaşam mücadelesini;
Tufanları,her nefeste okuduğum şiirleri.
Bir elim Kaf Dağında,
Bir elim Anka Kuşunun kanadında;
Meğerse Abu Hayat suyundan içmişim
Bir karabasandan uyanınca.
Bir gece koşuyordum sokaklarda,
Terlikler yüksek sesler sunuyordu semaya.
Taş döşenmiş yol çöküyordu her ayak vuruşta
Bütün evler ağlıyordu,ben koşuyordum.
Ahşap evlerin,ahşap pencerelerinden
Meraklı bakışlar sarkıyordu,
Bak,rüzgar esiyor ağlamaklı sesiyle,
Sonbaharın altın sarısı yaprakları düşüyor,yavaş,yavaş.
Kahretsin gene göç ediyorlar güney illerine,
Sevdiğim o güzel leylekler.
Bense gene buralardayım,
Aynı tas,aynı hamam.
Şu an yağmur yağıyor,
Sabah da yağıyordu,akşamda.
Ne zaman dışarıya çıksam,
Dindi yağmur.
Oysa ihtiyacım var benim,yağmur olmaya,
Yağmur olup akmaya,sırılsıklam olmaya.
Üçyüzaltmışbeş gün ellerimdeydi,
Açtım avuçlarımı bu gece,kuş oldu,uçtu.
Şimdi yeni üçyüzaltmışbeş gün altı saati
Yüklediler avuçlarıma.
Değerini kuş olup uçmadan anlamalıyım.
Yoksa sonunda ot gelip,saman gitmek var.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!