Yasal olmayan bir yanlızlık,
Utanmaz tavrıyla gelir dolanır saçlarıma.
Ellerini düşünürüm.
Ama ellerin gibi,
Dokunamam ki yanlızlığıma.
Azınlık bir sevgi yüreğimde,
Soyu tükenmiş bir aşkla seviyorum seni,
soyuda senle birlikte tükenip gitmiş bir aşk...
Hayatımdan çıkıp gittiğin o gün geliyor aklıma
nasıl kararlıydı bakışların,
nasılda mağrur ve dik duruyordun karşımda...
Sanki herşey çok basit der gibi,
Aşk,
korkak zamanlara yenik düştü.
Harcanan ömürlerin kıyısında
en kanlı savaşını verdi.
...
Gittin...Ellerin yüreğimde,kokun yastığımda kalmıştı...
Yok olmak,hiç olmak için yokluğu öğrenmek gerekliymiş meğerse.yokluğunu öğrendiğimde anladım.Yokluğunu fark ettiğimde bir hiç olduğumu gördüm.Böyle başladı hiçlik maceram.Yine de seviyordum böyle belirli belirsiz yaşamayı,aynalara baktığımda kendimi görmemeyi,ve hiçliği.Seviyordum yokluğunu ve yanlızlığı.Hepsi senden bir parçayken sevmemek olmazdı ki...
Alıp başımı,çıkmıştım beni sana getirecek olan yollara ve kaybetmiştim kendimi.Geriye döndüğümde anladım.Ben artık ben değildim.Sende değildim.Yoktum ve bir hiçtim.Senin suçun değildi bu.Başkasının suçu da değildi.Ortada bir suçta yoktu zaten.Ben bunları kendim istemiştim.Böylece bazı şeyleri göze almanın ne demek olduğunu daha iyi anlamıştım.Göze aldıklarım,gözlerime batıyordu.Kör kalıyordum,kör kalarak daha iyi görebiliyordum.Göze aldıklarım ayaklarıma takılıyordu bazen...Düşüyordum...Sen yürüdüğümü sanıp umursamıyordun ve bilmiyordun ben aslında koşuyordum.
Bir başkası olsa pişman olurdu,ya da olmazdı.İnanki ben hiç pişman olmadım.Çünkü senden gelecek her türlü darbeye razıydım.Bu hayat ve bu hayatın insanları hiç bir zaman umrumda olmadı.Sadece sen vardın içimde.Ve senden başka kimseye duyamayacağım kadar derin bir sevgi.Yanmıştım ama asla yakınmamıştım bu halimden.Yangın çıkışı olmayan yerlere koymuştum yüreğimi.Ve ben yanına gelmek için ateşe gitmiştim.Yanına gelirken giyebileceğim bütün zırhlarımı askıya almıştım...Savunmasızdım karşında.Aslında ne yanmaya ne de sönmeye dayanacak gücüm vardı.Sadece beni savurmanı bekledim merakla.Sonunda ya tam yanacaktım ya da sönecektim.Ve öylede oldu hem yandım hem söndüm.Doğamadım yeniden küllerimden,affet beni.Ben affettim seni.
Ellerin yüreğimle beraber yangın çıkışı olmayan yerlerde,sende...Sen yoktun...Ellerin yoktu...yüreğimde yok oldu...
Gözlerinde,unutmak isterdim bildiğim herşeyi,
Gözlerinde,yeniden doğabilmek,hayata;
gerçeksiz,acısız,sonsuz olan her neresiyse işte oraya.
Şimdi umutlarım yüzünü asmış duruyor karşımda.
Güneş gökyüzüne gün geçtikçe dahada bir kızıyor.
Ay gecenin kollarında ağlıyor.
Hayat diye önümüze sunulanlar,
gerçek diye avcumuza bırakılanlar...
Neresinden başlasak oynamaya?
Önce nerelerini kırsak?
ve sonra onaramasak...
Sırtımda ince bir sızı var,
yokluğunda dahada belli ediyor kendisini.
Anladım sevgili,anladım
sen değilmişsin bu sızının sebebi,
sadece yokluğunmuş...
*AŞKIN*
Karın altından çıkan bir kardelen,
başkaldırıştı aşkın.
Yağmurlu bir günde bulutların arasından
çıkan bir yudum güneş ışığı,
mucizeydi aşkın.
Bırakıp gitmek istersin bazen,,uzak çok uzaklara...
Ama hesaba katmadığın şeyler vardır farkında olmazsın,
Herşeyi herkesi geride bıraktım derken,
onların senden önce oraya vardıklarını hiç hesaba katmazsın.
Odana girdiğin anda yatağının üzerinde seni beklediklerini görürsün,
kurtulmak istediğin herşey o odada tam karşındadır.
Bir sigara yakıp,
karşıma boğazı alıp,
maviliğine dalıyorum.
Önümden martılar geçiyor,
özgülük delisi martılar...
Sonra soruyorum kendime:
Tüm içten olanlar harika
Yeni şiirlerinizi daha çok beğendim, Tam ayrılık herkese hitap ediyor herzamanki gibi yaşayan böyle döker uktelerini ancak harikasın tebrikler N.m.hanim
Yeni şiirlerinizin hepisini okudum yaşanmasa yazılması mümkün olmazdı sanırım tebrikler nazli im