Senle başlayıp,senle tükensin tüm ömürler
Ebedi mutluluğu,sende bulsun gönüller
Varlığına yakılsın,en güzel türküler
Gelde yumuşasın,taşa dönmüş yürekler
İsminde anlam kazandı bu umutlu dilekler..
Yine aynı nağmeler,yine aynı nakarat.
Dinliyorum; duymadan,sessizce ve maziden arta kalan o ince sızı çınlatıyor kulaklarımı,işte başladı yine yeniden aynı işkence,ben sana esirim özgürce.
Yine aynı resim,yine aynı manzara.
Bakıyorum görmeden; kör karanlık senden arta kalan ne varsa,suretin zihnimde işkence,ben sana esirim özgürce.
Yine aynı ses,yine aynı haykırış.
Bağırıyorum usul usul boğazlanarak,hiç umudum olmasada gel demek,seni sensizliğin orta yerinde sevebilmek,kimsesizken yanımda olmanı isteyince,ben sana esirim özgürce.
Öyle bir illetin zilletine düşmüşki memleketim,tanıyamaz oldum bu,mu benim ceddi şanlı milletim.
Bir yanda,varoşlarda kaybolmuş yaşamla ölüm arasında sıkışıp kalmış yitik sönük hayatlar.
Bir yanda,yozlaşmış,aslından uzaklaşmış,parayı ilah yapmış,gözü açık gönlü kör canlar.
Nereye bu gidiş,yolun sonu nereye?
Komşusu aç iken tok yatmayı haram kıldığın ümmetine bak,kadiri mutlak.
Tanımıyorki komşusunu açmı,tokmu bilsin,ağaç kurumuş artık yaş değilki eğilsin.
Işıl ışıl gözlerinle gülümserken başucumda
Yeniden merhaba dedim dünyaya beyaz bir meleğin,şefkatli kanatlarında
Buz gibi soguk hastane koridorlarında
Sıcacık yüreğiyle bahardır hemşireler
Hastalıkta sağlıkta derler ya,kötü günde hep yanımdasın
Yaşamak zor geldiği gün sevdim hayatı,zor olan makbuldür sen gibi.
Aşka tövbekar olduğum gün sevdalandım,yüreğim sen gibi.
Umutlarım solduğu gün yeşerdim,baharlar sen gibi.
Güneşe küsmüşken doğdun buz tutmuş ömrüme,şafaklar sen gibi.
Uçurumun kenarında tutundum ellerine,kavuşmak sen gibi.
Ferhatın dağında mecnunun çölündeyim,şirin sen leyla sen,kara sevda sen gibi.
Senle başlayıp,senle tükensin ömürler
Ebedi mutluluğu sende bulur gönüller
Varlığına yakıldı,en güzel türküler
Gel artık,yumuşasın taşa dönmüş yürekler
İsminde anlam kazandı tüm umutlu dilekler..
İstanbul'u gördüm düşümde,heybetinde tefekkür saklı ulu bir çınardı.
İstanbul'u gördüm düşümde,sevdası inatçı ayazlara yenik düşmüş bahardı.
İstanbul'u gördüm düşümde,yıldızlara hasret sisler altında ağlayan martılar vardı.
İstanbul'u gördüm düşümde,Fatih ağlıyordu,fethi mecbur şehrinde mecnun yürekler vardı.
İstanbul'u gördüm düşümde,kabus dört bir yan,mahpus,kaderi makus dermansız yaralar vardı.
İstanbul'u gördüm düşümde,yedi tepe,iki kıt'a,mavisine kara düşmüş sular vardı.
Seviyorum seni....
Utandım belki bir çocuk yüreğinde,yüzüne söyleyemedim,bak işte içimde çoğalan en güçlü sesle haykırıyorum,seviyorum seni.
En masum yerindesin sevdamın,en uç noktada,en gizli sırrımsın,işte şuramda canımsın,seviyorum seni.
Aşk,a tutkulu her şarkıdasın,dileğime ortak düşen yıldızdasın,rengarenk bahardasın,deli kanımdasın sıcacık,seviyorum seni.
Ne hayal,ne düş,tek gerçeğimsin,ne hikaye ne masal,aşk perimsin,kaderim sonsuza kadar benimsin,seviyorum seni.
Mutluluğun resmi gözlerinde saklı,artık ömrüm sana odaklı,duyuyormusun Sivaslı,seviyorum seni...
Ne sevdalar geldi geçti yalan
Kargaymış meğer talih kuşu diye hep başıma konan
Her sabah ufkuma selamsız doğan
Güneş bile yalanmış meğer...
Gözlerin yaktığı yüreğim
Dün gece seni gördüm rüyamda..
Karanlık bir ufukta ağlıyordun,hayırdır diyeceğim ya,hayra yoracak ne bıraktınki arkanda.
Düşünde bile ihanetin acısı saklıydı,ferman dinlemedi garip yüreğim,ondan sana yar olmaz diyenler ne kadar haklıydı.
Sevdamızı üç kuruşa bozdurup,o soğuk buseyi dudaklarıma kondurup gittiğin günü hatırlıyormusun? Hatırlıyormusun,dizlerimin dermanı kesilmiş yere çökmüştüm,sen giderken kalleş duruşunun ardından kanlı yaşlar dökmüştüm ve o gün bin kez ölmüştüm.
Öylece düşüp kaldım sanıyorsun değilmi,hayır,düştüm belki ama yıkılmadım.
Nefretin büyüttüğü yüreğimle yeniden gülümsemeyi öğrendim,adam gibi sevmeyi sevilmeyi öğrendim ve şimdi küskün olduğum hayatla barıştım,unutmak zor belki,sensizliğede alıştım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!