Günlerdir bambaşka bir diyârdayım
Hasretle yanıyor içim...
Savruluyor yine saçlarım sensizlik girdabında
Sen gideli inan bir değil, bin ak düşüyor
Saçlarıma...
Ellerim göklerde bak
“Rahmetli Muharrem Ağabey’ime...”
Sen gidince
Bir hüzün çöktü Kelkit üstüne.
Yüreğime bin ağrı indi.
Ecel girdi düşüme.
Seher yeline kapıl da söyle
Benim şehrime getirsin seni.
Betonlar arasından cennet haneme
Uçursun gökyüzünden bir kuş misali.
Ilık ılık ırmağa katıl da şöyle
Elvan elvan özlem dolu bir yüreğin sahibiyim
Ana derim, baba derim, yâr derim.
Hislerin çatışmasını yaşar gibiyim
Kibir derim, gönül derim, aşk derim.
Elvan elvan özlem dolu bir yüreğin sahibiyim
Ana derim, baba derim, yâr derim.
Hislerin çatışmasını yaşar gibiyim
Kibir derim, gönül derim, aşk derim.
Bulutlu bugün hava
en az kafam kadar...
Ne yağmur yağıyor ne ben ağlıyorum.
Düşüncelerim sisli hiçbir şey seçemiyorum.
Bilirim bu ömürde bir vakit yağmur yağar.
Bu gözler aslında bir defa ağlar...
Beyninde eylem gerçekleştiremeyenler,
İşi bedenlerine havale eder,
Meydanlara düşerler....
İlk değil ama bu vatandan son kaçışın.
Allah biliyor ya, bir batağa saplanmışın.
Bıktım artık bu soğuk düşüncelerden
Beni anlamayan hissiz gözlerden
Anlasam sitemini inceden
Ay vursa pencereden...
İmdi saat üç gözlerimde uyku yok
Karanlık çöker şehrin üstüne
Yıldızlar altında bir ben kalırım.
Herkes yatar mutluluğun dizi üstüne
Boynu bükük gözü yaşlı bir ben kalırım.
Gecenin ızdırabı hep benim için
Okumak;
aramak ve bulmaktır,
bulmaktansa murat mutlu olmaktır.
Ağlamak;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!