Çoraplarımız yamalı, ayakkabımız delik
Fukaradır babamız, cebinde yok metelik
Çıkarsa harman da harcarız onu senelik
Düşlerimiz oldun köyümde öğretmenim
Tüm köy kardeşiz, anam babam mutluyuz
Kudüs, beldesisin nebilerin
Beldesi Sensin nice Velilerin
İzlerini taşıyorsun bağrında
Semavi olan tüm dinlerin
Hz. Musa’nın kalbi sende atıyor
Yaratan yeme diyor sakın hakkını kulun
Tüyü bitmemiş yetimin, öksüzün, dulun
Yediğin haklar yanına kalacak mı sandın
Elbette düşecek senin de ahirete yolun
İnce ele sık doku, haramı helal edemezsin
Mahkeme kurulmuş, karar alınmış
Bazen hak verilmiş, bazen çalınmış
İnsanoğlu bu istemese de yanılmış
Davacıyım, davalıyım, tanığım ben
Kulun kalemi içi boş ince bir kamış
Dünya ki bu, insanlık için büyük bir fanus
Ahlâk ve iman nerede, nereye gitti namus
Hem geceye hem gündüze çökmüşken kâbus
Ruhlar, çürümeye mahkûm bedenler de mahpus
Ayaklara değil de fikirlere prangalar takılmış
Büsbütün çevrelenmiş gerçekler, diller lal
Hak hukuk hak getire, nerede kanun kural
Herkes kraldan daha daha çok olmuş kral
Yalanın yanlışın hesabı mahşere kalmış
Sapasağlamlar sapsarı yaprağa dönmüş
Makama mı güç verdin yoksa makamdan mı güç aldın
Ey aciz beşer, makam da, bir ömür kalacağını mı sandın
Dünya’da yumuşak ve rahat, ahirette ise sert ve sıcak
Bilinmez ey sefil nefsim bu dünyanın neyine kandın
Makam mı yüceltti seni yoksa sen mi makamla alçaldın
Geçen gençliğimiz gelir mi geri
Geldik bugüne aşarak engelleri
Yaşadığımız ömrün nedir ederi
Bekleriz maziden son bir haberi
Yol olur gidenler eğer girse sıraya
Yürekte yeşeren söz dilde meyveye durur
Söylenen her sözden hep bir hayır umulur
İyi söz hakkını, kötü söz ise layığını bulur
Dil söze mecbur ama söz de dile mecbur
Su toprağa mecbur, toprak suya mecbur
Sana da görünmüş hasretin yolu
Rabbim sınar bazen sevdiği kulu
Kiminin kızı gurbette kiminin oğlu
Gurbet dediğin zor be Mehmet'im
Kafesteyse kuşlar asla uçamaz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!