Zalim dünya, zalim insan, mazlumlar ağladı
Gözyaşları sel oldu ve âlem de sular ıslandı
Doyumsuz beşerin gözü ölmeden doymadı
Bindiği nefis atı koştu çatladı, yular ıslandı
Öksüz ağladı, yetim ağladı ve yavrular ağladı
İhanet bu, benzer ağu karışmış şekere
Isırılmaz mümin bir delikten iki kere
Yine yanıldık diyorsan sen her zaman
Önce sen düşün taş değmişse tekere
Fazlası zarardır bilesin iyi niyetin
Yaşlanan aslında ruh değil bedendir
Bedenin yaşlanmasına ruh nedendir
Ömrüne sebep terk edipte gidendir
Gelse de artık sevdanı paklamaz
Tez gidenler gelmezler ki tez geri
Hak olsun, adalet olsun terazinde, kefende
Unutma mümin, cep yok giyeceğin kefende
Olursa eğer münafığı, kâfiri senin safında
Abdestini tazele, imanını tazele
Bir bak şöyle kılığına, bir bak kıyafetine
Dünya bir imtihan yeri, bizler ise tembel talebe
İlim verilirken bile bakılır talep edene ve talebe
Dünya oyundan ibaret, ister oyuncu ol ister ebe
Bağlayıp da gözlerimizi oynuyoruz işte körebe
Kulun imtihanı kalemle kâğıtla değil ama kul ile
Varlık bir imtihan, yokluk bir imtihan
Açlık bir imtihan, tokluk bir imtihan
İmtihan için geldiğimiz fani dünyada
Yaradan’a yaptığımız kulluk bir imtihan
Vermek bir imtihan, almak bir imtihan
Ayırdılar dünyayı parça parça bölümlere
Dünya yumdu gözünü yapılan zulümlere
Biz yummadık asla gözümüzü ölümlere
Mazlumların gözyaşını sildik inadına
Ensar olduk muhacir olan öksüze yetime
Korkmadık ölümden, yürüdük üstüne
Kiminin putuna ve de kiminin büstüne
Bilenler bilirler toprağın altı ne, üstü ne
Şehadeti çok gördüler, ipten aldılar
Kim kime neden yapıyor bu tanıtımı?
Geceler boyu hasretlerle uyandım
Kimsesiz, yalnız olduğumu anladım
Sorular sordum kendimden tekrarlı
Duvar gibi soğuk hasrete dayandım
İşledi ciğerlerime soğuğu duvarların
Hayır söylemez de hakkı yaşamazsan
Yanlışa inat eder doğruya ulaşamazsan
Takılır da küçük eşiklerden aşamazsan
Kefenin, namazın, mezarın, taşın israf
Yolun yol değilse ve sonunda varsa küfür
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!