Küçük bir şehrin ücra köşesi
Koynundan uzaklarda baharın
Tozlu bir akşam yumaklanmış keder
Döküyor nem bezleri gökyüzünün
Pus içinde solunan nefesler
Telefondaki o ses! !
Gel de şiir yazma, o mahsun sese
Özlemlerin tortusu tutmuş ahengine
Titrek çıkıyor, ürkek sanki cevabı
Sorar gibi, neden aradın'ı saklı
Oysa şair etti o sesteki gülüşler
Hani bakarsın ya
Gözlerinin alabildiği uzak çizgiye;
Resmin çıkıyor her gün batımında
Koşmak istiyorum
Ardından yetişmek,
Güneş feda etmiyor seni bana
Akşamın ayazı çöktü şehrime
Ne denizim var
Ne de, uçan bir martım
Kaldı elimde sabahtan aldığım simitler.
Gel sevgili
Sen çay koy
Ben sende miydim dün gece
Son hatırladığım
Göz kapaklarımı bir birine sarmıştım
Ve ilk beynime düşen resim sendin
Gerisi sağır sessizlik
Kollarımda boş sensizlik
Haydi saçlarını dağıt rüzgara
Her yer cennet koksun
Fırlat etrafa kahkahalarını
Bu güzel günde herkes mutlu olsun
Yüreğini sakla açma kimseye
Orası benim mabedim olsun...
Ben seni düşünüp sana şiir yazamam ki
Düşünürsem
Kızarım küfrederim günaha girerim
Ben düşlerim hayal ederim
Gelişini,sevişini,gülüşünü
Hatta benimle rakı içişini
Körpe bir selam ver bazen
Sevdaya yelken olsun yürek deryasında
Bir anlam yüklesin nefesin kalanına
Tebessüme dönüşsün hüzünlü sima
Öyle gerek yok dokunmaya
Açtım sensiz bir sabaha gözlerimi
Sanki kokun burnumdaymış gibi
Koktu sabahım,
Odam, yatağım sen gibi
Yorulmuş kollarım gece boyu
Sarmaktan bedenini
Korkma yüreğimden! ! !
Otur!
Otur ki hisset!
Akan şiir gibi, senleri...
Yasla! başını, sıcak sineme
Düşünme!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!