Ne çabuk elini çektin dünyadan
Bizleri bırakıp nereye gittin
Nasıl yok oluyor bir anda insan
Zamansız mekana kahredip gittin.
Kederlere bıraktın yoldaşını
her gün senin için nöbet tuttum
çünkü hayatın sevinçlerini
ve acılarını ben taşıdım
sen kokarsın diye
çiçeklere dokundum, kokladım
kalbinin yarısı sende, yarısı orda
dedi doktor
durma git dedi
hür dağlarına git
kurtul bu şehrin gürültüsünden
sen neden burdasın dedim
Ben onu görmeye gittim,
Aşkın öbür ucuna
Tropikal ağaçlarının altında oturduk
Lezzet ışığına kadar
Tutkunun sessizliğini içtik.
Sanmaki sönmez aşkın ateşi
Cicim ayları bir geçsinde gör
Yar kıymeti bilmiyorsa kişi
sen birde ipin ucu kaçınca gör.
Ağaçların mevsiminden geliyorum
Renklerin soyundan
Baldan tatlı su kadar azizdi lezzetler
Yol boyunca fısıldayan rintlikler
Yeşil düşlerin uçuşunu gördüm.
Dost hanesinde uğradım bugün
Kimseler yoktu geriye döndüm
Nerde o eski muhabbet düğün
Gazeller bir bir düşerken gördüm.
Bunca hatıra, bunca anılar
Al da giyindim, karada bağladım
Karanlığı da gördüm, şafağıda
Zirveyi de çıktım, dibi de de gördüm
Görmediğim tek şey mutluluk.
-
Bir zamanlar bende senin gibiydim
Bir deniz gibiyken çöllere döndüm
Işıklar hep yanar sönmez bilirdim
Benden gidenleri sonradan gördüm.
Hava bedava, arsızlık parayla
Çarşı, pazara zam yağmış duydun mu
Kendin ettin, kendin buldun az ağla
Vicdanları, vicdansıza sordun mu.
Acılar kat, kat - dertler demet, demet
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!