Hava bedava, arsızlık parayla
Çarşı, pazara zam yağmış duydun mu
Kendin ettin, kendin buldun az ağla
Vicdanları, vicdansıza sordun mu.
Acılar kat, kat - dertler demet, demet
Tıkır, tıkır işliyor zaman
Toleransı yok, vicdanı yok,
Tüttürür bacasını güman
Alevi yoktur, dumanı yok.
Kahreden bir ayrılıktan söz ediyorum
Bizi daima mutsuz kılan
Hatırlıyorum yenilgiyi, o acı yenilgiyi
Bahaneleri bitmeyen yeminlere
Mahkum eden
Vız gelirdi her zorluğu yenerdim
Ne yaptın zalim bu nasıl işkence
O gün bu gün kendime gelemedim
Ruh gibi kayboldum seni görünce.
Sinemde bir alev yakar ha yakar
kuru kalabalıklardan uzaklaştık
zamanın önemi yoktu
birlikte mavi ve yeşil gibiydik
bağ yolundan geçtik
sarı salkımları ne çok sevmiştin
ama gücenirdi bize kuşlar
Döneceğim veda değil elbet
Kendine iyi bak gül kokulum
Bu ilk ayrılık, ilk mahkumiyet
Üzülmeyesin hiç gül kokulum.
Cömert bir ışık gibiydin bana
Doğurmayın anneler yazık oluyor
Gelecek kaygısına kurban etmeyin
O güzelim çiçekler erken soluyor
Yoksulluk sınırına sakın itmeyin.
Var mı elde avuçta yada kenarda
Gün boyu gözlerimi diktim sokağa
Burada yaşam var olma alışkanlığından başka bir şey değil
İnanalım pencereler ardındaki sürgüne
Bir yıkımın başlangıcından söz ediyorum
Bir ömrün heba olmasından
Daha başka nasıl anlatılabilir
Gök ne kadar mavi
Yer ne kadar yeşil
Sonuç ne kadar mecazi
Görünen, görünmeyen,süregelen
Bilinen, bilinmeyen
Anlamakta, bilmekte, görmekte,
Güneş uykuya yatmış bugün bulutlarda
Yarın fırtına var sonra karanlık bir gece
Tan doğacak sisin içinden sızan ışıkla
Derken günler ve geceler, ardı arkasınca.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!