Yalnızlık çok acı aman siz düşmeyin
Geçmişi geleceğe feda etmeyin
Kıymetini her ne varsa elinizde
Hatasız kul yok; siz,siz olun küsmeyin.
Geçmişi hatırlatan ne varsa tuzak
Bir mucize olsa talihim dönse
Feleğin sırtını yere getirsem
Dış kazık bağından tutupta şöyle
Kündeye vurupta yeri öptürsem.
Şu kalan ömrümü düne sayarak
Gömleği bağrımda yırttıran felek
Yurdumdan toprağımdan ayırarak
Gözlerim yollara bakıttın felek.
Bırakmaz peşimi şanssızlık benim
Ferahlık beni çağırdı
Çıkıyorum doruğa; deli bir rüzgar
Gülistan ne güzel ot kokuyor!
Yaban kuşu gibi tüneyip kıyıya
Renklerin geçmesini bekliyorum
Dalarken dağ göllerinin derin uykusuna
Güneşin okşadığı kırlarda
Güzel gençliğin, ilk çiçeğinde,
Rüzgara verdiğin saçlarınla
Yer ve Gök senindir artık
Boşuna kuşların kuruntusu
...
Bir Çocuğun Gözünden Dünya
Gözümde taş yok,
Ama taş atacak kadar öfke var içimde
Ben bir çocuğum,
Sokakları arşınlıyor bu kentin çocukları
Ellerinde küçük bir dünya
Görünenler yalan; söylenenler fiyasko
Sürekli alıkonulan bir düzenin içinde
Her şey var, hiçbir şey yok bu şehirde.
Hayatı çantada keklik sanmıştım
Meğerse çileli, azaplı yolmuş
Onu yaşamakla bitmez sanmıştım
Zaman denilenin değeri yokmuş.
En çokta suçu kendimde aradım
Filozofun çırağı
Hacmini ölçerek gördüm nesneyi
Her olgu kendine temah
Oligarşik kütlelerin baskısı mah
Varsayımlar bükülerek trent
Yaz gelip geçecek sarı tonlarıyla
Gölgesinide alıp gidecek bizden
Savrulacak ömrümüzün kıyısına
Renklerini bir bir alacak bizden.
Her şafak hırsız ve arsıdır artık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!