E yvah ki yine türâb-ı Filistin kan oldu
bir füzeyle çekilen bir bedenden cân oldu.
cennet dedikleri yer Yasin'e mekân oldu
yüz bin yıldır ki her şey yer ile yeksan oldu
Yerlerde sürünmeyen İman ve Kur'an oldu
...
nuraynım aşkın yakmış misl-i nar beni
dertliyim ki tatmin etmez bahar beni.
ben unutmam o nur-sima yari lakin
tanımaz bile nasıl unutsun yar beni
sen,
cennette bir elmaydın
günah gibi cazip; tövbe gibi sıcaktın...
bunun için hâlâ kırmızıdır yanakların...
bunun için beni de yaktın...
Tak boynuma sevdâ gibi esved saçını yâr
 sevgili küfrün kulunu eyleme azad.
Saçlar kara gözler kara û sahib-ihtiyâr
 sevgili küfrün kulunu eyleme azad.
Sevmek seni kalbime vermekte zîyan
Bu şehrin en filinta delikanlısı
Elinde Zülfikar-vari bir kılıç
Kalbinin kapısında bekliyor
Çekmiş kılıcını kalbine yaklaşanların
İndirmek için kafalarını omuzlarından...
Seviyor bir de seni mecnunane
beyhude diye yaftaladım kavgâlarımı
rüzgara tevdi' ettim sevdâlarımı
zarfladım ve sana postaladım kavgâlarımı
ve sana bağışladım dünyâlarımı
topraklarımı ıslat kurut deryâlarımı
'Ülke-i Mısr' olan bir yanağından kaçtı Musa
Ardında 'Beni İsrail' vardı elinde asa.
Firavun ardına düşünce Hazret-i Musa'nın
Allah kudreti indirdi üzerine asanın.
Bütün mümkünleri yıkan bir imkan
Bir ince ses olur da dürter beni
Bir ses ki hudutsuz hadsiz lâmekan
Beyazlığa bürünmüştür, lebeni..
Göklerde bulutlar dolaşır beyaz
ben derd-i firkatinden eylerim de ah u zar
bana da düşse idi medinede bir mezar
koşa koşa gelirdim
belki uçar gelirdim
ben de varım sultanım hayırlı her yarışta
Çemen içre bir gül gördüm hem hil'atı ab-gûn idi
Endamı nihal, etrafı envar,gözler renk-hûn idi..
Baktım çeşm-i nurundan akıtır fasl-ı baharda yaş
Öyle sanırım bu vakt-i bahar yaresi derûn idi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!