Ey acı yaktın beni ocakta külüm kaldı
Geride bir annem bir de hayatgülüm kaldı
Bağ u bahçemde açmaz oldu çiçekler artık
Viranelerde inleyen bir bülbülüm kaldı.
Kahrın da güzel ama
Rahmetin daha güzel
Rahmeyle sen bana da
Bana Rahman-ı ezel
güzelse sen demişsin
Halepçe diye bir yer varmış
Şu aşağıda, güneyde...
Yıllanmış kahrı varmış bir de yüreğinin tâ şurasında,
Bir de sabır kokan toprağı...
Ah Halepçe’m,
Sana hasret bir kalbim var
Sana hasret sana meftun sana giriftar
Gözlerinin renginde …
Başörtünün maviliğinde
Saklıdır bin bir sırrım…
Taşlardan tahtadan olmaz ki medet
Halil'le birlikte putu yık da gel.
Topla saçlarını kopsun kıyamet
Garb ufkundan yavaş yavaş çık da gel
Kokun damlalaşıp düşse kabrime
Gecenin en sakin vaktinde bir ses
“mavi örtülüyü unutma”diyor
ensemde daima sıcak bir nefes
beni adım adım takip ediyor
Gecenin en sakin vaktinde bir ses
Yolların çakıştığı noktada bu türkü var,
Elde mavzer pusuya yatmış eşkıya gibi.
Burnunda kan kokusu,düşüncesinde atlar,
Bir kurşunda yuvarlanıversin kaya gibi.
Sen onlara düşmandın onlar da sana düşman
Gökten inmiş mâh kim bir tek cemâl olmuş sana
Nevr-i cennet erimiş rızk-ı helâl olmuş sana
Sırr-ı kahr-ı Hakk gölgesi celâl olmuş sana
'Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana
Mey süzülmüş şîşeden ruhsar-ı âl olmuş sana'
yıldızlar ki dökülür
koca dağlar sökülür
baştan başa yerinden
kıyamet yaklaşanda
dünyalık yoklaşanda
O güzellik ülkesinden gelir katar katar gözlerin
İbn-i vakkası taklitle nice oklar atar gözlerin
'Rabb'e yaklaşma zamanı geldi' diye ihtar gelince,
Usulca gidip çifte hançer altına yatar gözlerin...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!