Kördüğüm yollarda dün gördüm seni
Elbisen yırtıktı gözlerin kanlı
Her savaşta nefsim öldürdüm seni
Her savaşta sonra gördüm capcanlı
Ellerin altındır, ellerin gümüş
Fikir kadar zehirli öfke gibi ölçüsüz
Bir arap atı ile üstüme gelir nefsim
Sen de benim gibi bir kulsun ki güçsüz
Ya anla hakikati yahut da delir nefsim
Nevbet-i kapına talip olan Mustafa'dır
Vaveyla -yı sevdayı koparan Mustafa'dır
Reml ile iştigalim yoksa bile bilirim
Câna yenice bir kapı açan Mustafa'dır
Eskiden Mecnûn'la Ferhat'tan bahsedilirdi
Nasıl ki şimdi dillerde dolaşan Mustafa'dır.
Newr-i çeşmin böyle sûzân mıydı mâh-ı dil-rübâ
Yandı kalbim öyle bir yükseldi âh-ı dil-rübâ...
Kays'a Leylâ gösterirmiş dâimâ vefâ-yı hakk
Görmedim senden vefâ bende-yi Şâh-ı dil-rübâ
men bilirem senden gayrı mene yohdır sevgili
birbirinden yahşi olan şol güzeller içinde
her birinin hoş söylese bal akıtsa da dili
gene güzel sensin ancak şol güzeller içinde
gönlün bahçe-i cennettir gözlerin nur tanesi
Nuh nebiden kalma üç çivi
Uzak zamanlardan gelerek
Rahmet köprülerinden geçerek
Canıma can katmışlar
Alnımın ortasına saplanmış biri
Nasıl olduysa beynime çakıldı diğeri
vây gönül eyvây gönül vây gönül vây vây gönül
mahkemede kendini aşk mahkumu say gönül
düşersen eğer bir gün mahkeme-yi kübraya
mahkemeye derdini korkma bir bir say gönül
dilerlerse illa ki yakmak ateşte seni
'yâ nârî kûnî berden...' ayetini yay gönül
Aynalardan kurtulduğum gün
Yeni doğmuş bir çocuk olacağım
Öyle günahsız öyle temiz öyle saf
Bir bahar havası bir düğün
Ben o gün bir boncuk olacağım
Camlar düşünceler ile islendi
Buğu uçtu ötenin ötesine
Kalbime güzel fikirler işlendi
Koştum beni çağıran nur sesine...,
Bir ses...ahengi ahenklerden güzel
canı kim cananı için sevse cananın sever
canı için kim ki cananın sever canın sever*
kalbi aşkın ateşiyle yanan kimseler ise
bir yar için sineden yükselen figanın sever
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!