söndü bin yıllık ateş save tar ü mar oldu
ve en menhus yağmurlar döküldü semaveye
nurlandı hira dağı öyle bir zaman oldu
ki bir muştu rüzgar hızıyla uçtu Kabe'ye
alemlerin hasretle beklediği yâr geldi
Ey gece! ahu gözlü yârım hoş mudur?
Dilberim, canım, alemde varım hoş mudur?
Ezâ-yı duzahtır o dildarın firakı
Yüzü cennet gibi nev-baharım hoş mudur?
Feth-i gönlüm eyledin Sultân Muhammed Han mısın
Râh-ı ânda bahsin olmuş şâh-ı hüsn ü ân mısın
Yandı hânem ey bi-vicdan bir su ver sönsün ateş
Ehl-i hânemden misin yâ sen bana düşman mısın
Terk-i rîyâ eylesen artık ciğer-pârem gözüm
Anlamazsın derdimi kim sâhib-i peymân mısın
'Çok şeyler bilirim edeb û âr bahsinde
Ümid-varım olmak zülfe berdar bahsinde...
Daha nice dileğim ve nice ilmim var:
sancılı bir kavramın kapı eşiğinde durmak
bağırmak usulca “Ay Lav Yû” deyi…
sonra gözlerinin baktığı
ayağının değdiği
nefes alıp nefes verdiği
her yere…her zerreye
Sultanım, efendim, neşem, sevgilim, ikbâlim Gülüm
Ah bilmezsin nicedir sensiz ahvâlim Gülüm
Noksansız bir sevdada tek ihtimalim Gülüm
Ah bilmezsin nicedir sensiz ahvâlim Gülüm
Beni insan kıldı aşk,aşkta kemalim Gülüm
âh! ... ağaçların yaprakları sayısınca âh
âh! ... yağmurların damlaları adedince âh
benim pâdişahım vefasız bir padişah…
huzuruna kabul etmedi hiçbir dem,
namem yanında daima kıymetsiz bir varak…
Hayatgülüme...
I.
aşk panoramasını gözlerinden seyrediyorum;
gerçekler zıpkın olup yüreğime saplanır...
Mecnûn'u görmeyenler üzülmesinler
zb'ye...
Bilemem gönül kuşu nasıl bir nâra düştü
Tutuldu dili yalnız bir acı nârâ düştü.
Gönüller bitsin diye beklerken ayrılığı
Manto ihatasında hicran kenara düştü.
Dolunay gececleri gark etmişti yâ nura
ne ben varım alemde ne sen varsın dünyâda
yalnız bir keder içinde çırpınan biz varız...
mazisi geçmiş,atisi karanlık bir rüyâda
birlik meyinden içtik; şimdi vahdet-süvarız
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!