Kalem bîçare, lisan bîdevran ve akıl sakin
Anlatılmazsın yarabbim...
Ne ilmelyakin ne aynelyakin
Ancak kendini sen anlatırsın kuluna
Yoksa ilmi yetişemez buna...
Kulun cahildir...
Sana hediyeler sunmak isterdim sevgili
Hint’ten Çin’den Maçin’den
Akdeniz’in içinden
Kıbrıs adasından
Ümmü haram türbesinden
Bir avuç toprak
Boğazım sık, bir kemend ol bu gece
Gözlerim ol, yaş ile dol bu gece
Bilmesin kimse senin sırrını hiç
Akıver gönlüme ol sel bu gece
Bu şarkı
Umut vermiş geçen yıllardan bana
Bu şarkı
Gönül vermiş bu akşam bu nâlâna
Bu şarkı
Hüzün bahçesinin hâzin şarkısı
aşk meyinden içmek ne de hoş imiş
aşkdan gayrı ne varsa hep boş imiş
ben o yari daim ayık sanırdım
meğer o benden de sarhoş imiş
kim demiş mey-hane loş izbe diye
bunu diyenlerin kalbi loş imiş
'aşıqê çeşmê ru-gülzarım ku bağwan bê xeber
ez ğezala sehra yarê ew seyidvan bê xeber
bê dewaye ev mereza bı mehabbetê bu şübh
belki derman heye lakin kani Loqman bê xeber
'Sen gidersen senden başka kimim var,
İsterem ki bir gün evvel gelesen, aman' (1)
I.
Başımdan aklım alan o nurani gözlerdi
bir parçacık kor alıp kalbime sokuverdi
nasıl yandığımı bilse idi kays-ı divâne
çekilirdi meydan-ı aşktan 'sen buyur 'derdi
yâr kapısında köpek olmak ne güzel! ..
kuyruk sallamak usulca...
onun ağzının değdiği kemiği yiyememek korkudan
ve saklamak toprağı eşip derince...
Feleğin benim için döndüğü zamanlardı
Daha masum bir çocuktum
Ne adam öldürmeyi bilirdim
Ne de ölümün ne olduğunu...
Okuma yazmam da yoktu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!