evladını bekleyen ana yüreği umuduyla
atıyor kalbim
üzerimizdeki yorgunluk elbisesi
rüzgarla göllere taşınmayalı günler oldu
o da unuttu sözünü tutmadı
bıçak keser gibi kesen rüzgarlara inat
pencereleri kapayıp
perdeleri çektiğim her gün
mum ışığıyla alevlenen mektuplar
hasret türküleri söyleyerek
aydınlatıyor düşüncelerimi
mektuplar
günahlarımı
duvara asmalıyım zincire vurmalıyım
çırpınmalıyım
bir isyana gebedir
damarlarımda dolaşan kan
bir sancıyı müjdelemekte toprak
annem söylemişti
tuttum
çocukların
kabul olunurmuş duası
Mustafa KÜÇÜKTEPE
yıldızlı gecelerinde meranın
ay seyirli yürüyüş
tazı sessizliği çakal uluyuşu
son kez anlatıyorum
beyin ıslatan düşüncelerimi
korkuyla yunmuş esaret zincirlerimi
kalbin en mahrem yerine koysun
onları
damarların sıcaklığını hissetsin özlemini çeksin
kalbim bir kurşun sıcaklığıyla
doyumsuz kanını nehre akıtırken
hatırlayamıyorum
uzaklardan gelen gök gürültüsü
ve onun sesiyle
yerde sersemce ve upuzun yatıyorum
geceler
o
kabul etmeyip türkülerimi reddettiğinde
karanlık olur etraf
sazlar çalar zulmetin inadına
ağaçlara dinletirdi kahırlarımı
ruhumun çıplaklığına kandı
baykuşlar
ölümcül kuşlar gece aydınlığına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!