Sevmek;
Mut ülkemin Umut Sultanına dönüşmüş,
Sevda halini almışsa hayal dünyamda;
güne yansıması Tutku’ya ulaşmışsa eğer,
hangi ihanet O’ndan vazgeçmeye neden olabilir ki!
Bir gülüşün “ömre bedel” olabilmesi kaç kişiye nasip olabildi?
Sevmek ne güzel seni, masallardaki gibi,
Okşamak yumuşacık ellerini, meltem gibi,
Hasret olmak, uğruna ölmek mecnun gibi,
Yeter; olabilsem dudaklarında bir tek kelime.
1986 Ankara
Sevmeyi özlemek de geldi başıma,
ikinci kez...
İlki yaşantımın başlangıcındaydı,
sonuncusu,
sonunda ömrün...
Arada hem iç içeydim sevgiyle,
Saat yarım sigara iki oldu.
Bugün ayın biri
yeminimin vakti doldu.
Korkum sana kavuşamamaktı
çünkü yeminim oydu.
Ama artık ayın biri
Sigaram tütüyor
bakıyorum
bir ucunda mavi
diğerinde gri bir duman.
Dalıyorum,
mavi denizi, semayı hatırlıyorum.
Sevgim, ki yeşil yaprak,
sevgim, ki mor menekşe,
sevgi dolu gözlerim,
gözlerimde sevgim.
Sevgi bakıyorum,
sevgi görüyorum,
Dudaklarımdan dökülen adını
kazımak istedim kağıtlara.
Sana ulaşmasını, varmasını diledim
Tanrıdan,
kağıt üzerine yazdıklarımın.
O yazılar sana da ifade etsin
Büyük ümitler beslenerek
istenen,
ulaşılan,
ve,
kullanılmış “bir an”lar ile,
yaşanılmış zamandan,
İşte yine gece yarısı oldu,
melek yine geldi ve kulağıma;
“gününün son kullanma saatinin bittiği”ni fısıldadı.
Evet,
ömür ‘gün’den öte bir şey mi ki?
Ömrün geçmesine, hayallerimize, umutlarımıza, yaşanmamışlıklarımıza yanıyoruz da,
“Susmak”,
günahıyla,
sevabıyla,
özlem ve sevdalarıyla;
ruha akıtılan göz yaşları ile,
en içten dualarla,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!