Mustafa Enes Erol Şiirleri - Şair Mustaf ...

0

TAKİPÇİ

Mustafa Enes Erol

Kralın Nüfuzu
Ne demek istediğini anlıyor gibiyim Uzay. O kadar fazla haklısın ki daha önce hiç kimse bu kadar haklı olmamıştı. Öz eleştiri sırası bana geldi anlaşılan. Döküntü, çok severim kullanmasını. Anlattıkları güzeldir çünkü. Bir zamanların en gözde düşlerinin baş karakteri olurlar. Öyle dert yanmaya da gerek yoktur, zaten güzelliğini gören çoktan ölmüştür döküntünün. Sana ise nostaljik bir hava verir o, öyle kabullenmeye dünden hazırsındır, öyle anlamak bilmezsindir. Nereden bakarsak bakalım birilerinin yaşamına bir noktada hep değer, hep unutulmaz bir etkisi olur döküntünün. Geçmişle geleceğin arasındaki bağ kurma yeteneği olan tek varlıktır döküntü. Ayakta kalmanın güzellemesiyse hiç değil, bu içi küfür dolu gerçekler. O, elleri en öpülesi kadınların terleri incir kokan çocuklarının özenle kesip biçtiği ahşaplardan yapıldı, içinde binbir aşkı konuk etti, gür sesi oğlanların bağırışmalarını yankılandırdı boyaları, "Bunun için yıpranırım işte!" diye solmaya başlayarak. Sonra bir çocuk geldi. Elinde bir dal uzunca, ortasından üç tane daha küçük dal çıkmış, birazcık uzayıp kopmuş. Çocuk dalı evin ortasına diktiği anda bir ağaç bitivermiş altından, arkasını bir kez dönüp eve yine bakınca binlerce yıl geçmiş, ağaç da ev de döküntü olmuş. İşte ben o çocuğum, elimde ağacımdan asam. Oysa yıllar önce sokağından geçip yüzümü bile çevirmediğim tarafta kaldı. O tarafın gömüldüğü koca karanlık yüzümün yarısı oldu ve ne kadar uğraşırsam uğraşayım değiştiremedim birinden birini, birbirlerini yemelerini. İşlerin böyle yürümesi gerektiğini kim zırvalıyor öyle? Hem belimdeki vuran bu ağırlık da ne?


Düzenlerden Uyduların Hakanı

Devamını Oku
Mustafa Enes Erol

Aynaya baktığımda bir köpek görüyorum
Bazı köpekler yemeklerini çöpten alır tek lokmada
Bazıları dükkanlardan yavaş yavaş tüketip
Köpekler bazen soğuk havada çamur çimen üstünde
Bazen dört duvar arasında uyur
Aynaya baktığımda bir köpek görüyorum

Devamını Oku
Mustafa Enes Erol

Saçlarının omzuna dökülmesini beklemek bir kuraklık konusuydu
Güneş'in doğmasını değil, getirilerini düşünmek
Bunun bile bazen götürüleri olabiliyor
Kökleri yerin üstüne merak salmış, toprakla göğün aralarında kabuk bağlamış
Kim önce kaparsa yuvasını onun yaptığı bir kuş - yılan savaşı üstünde
Bir de anlaşılmaz yaprakları, nereye doğru yöneltiyor yüzlerini

Devamını Oku
Mustafa Enes Erol

Rakı içmişiz
Ama zor gelmişiz arabayla
Cevat, Nijeryalı kadınla aldatıyor karısını
Muharrem -dünden bakir- düşlüyor her çığlığı
Ayılmak için sol elimde duran düşünce bira
Ne kadın kadın kaldı ne pantolonum aklımda

Devamını Oku
Mustafa Enes Erol

Kalemim kağıda deyvereceğine halları
Saplansın yüreğime bir açayım bağrımı
Tutulmuş ciğerim getiremez aşk devamını
Dil zehrimin kurutmuş canan yapraklarını

Çeşmimden düşer ersim bin delinir devran

Devamını Oku
Mustafa Enes Erol

Bir koyunun gözlerindeki sessiz bakışlar
Koyunun teslimiyetini de kuzu halkı alkışlar
Görüp acırsınız koyuna kuzu kuzu
Ama bilginiz var mıdır koyun hakkında
Dökülen her kanının sessizliğine müteakip
Her haksızlığa attığı içinden haykırışlar

Devamını Oku
Mustafa Enes Erol

Biliyor mu kadın?
Savaş tanrısının fısıltıları dolaşıyor bu ay kızıl sokaklarda
Gündüzleri üstüne bastığı her taş bir başka ses çıkarıyor
M2'nin telaşı yavaşça başlarken yaşam soluyor yeraltı
Kadın yürüyor, duruyor, bekliyor,
Kara duvarlar, gümüş raylar, hafif bir esinti, uzak bir ses

Devamını Oku
Mustafa Enes Erol



Bir yüzeye bakınca, aklına geliyorsa egemen olduğu,
(O) bir yüzeye bakınca, (senin) aklına geliyorsa (onun) egemen olduğu,
Bunun zorunluluğu,
Herhangi olasılık;

Devamını Oku
Mustafa Enes Erol

Karmaşayla bitsin yeni başlayan sözcüklerin batışı
Kötü gözükmesinler ama, en içlerine bırakılsın birkaç parça güney ve kuzey
Anlatımı doyumsuz viraneleri ezip silsinler
İstiyoruz diye olsun bütün bunlar
Acınası, bu mucizelere kim inanmazdı

Devamını Oku
Mustafa Enes Erol

Güçsüzüm bağışla beni
Ne sabahlar ne akşamları kaldıramıyorum sarılamadığımız saatleri
Sırtım kırıldı ya kırılacak düşmemeye ne çare
Bir boşluk belli ki kollarının arasında
Üzerine tonlarca güvercin konan sokağının dut ağacı meyveler sunar
Çabalar o günlere geri dönmem için

Devamını Oku