İşte orada oldu tüm şeyler
Geçti bir gün ay yerini bulutlara bırakıp
Nerede görmemiştim oysa ki
Yere bakarken anlatırdı dünyayı aydınlatıp
Sonra şiddetlice bağırırdı çocuklar kaykay pistlerinde
Yanımdaki kadın beni götürürken kaya görünümlü heykellere
Dilimdekini tarif edemem sana
Hangi şelalenin gençleştirici suyu
Hangi dudakların canlandırıcı dokunuşu
Ne kadar da güzel baştan nasıl çıktığımı tarif edemem
Bunu asla yapamam sana
Şimdi sen, inandıklarını savunmaya başlarken duran
Üstüne demir dökülmüş, kim bilir kaç güz geçirmiş, kaç yalım söndürmüş
Yüreğini korkutmadan, nasıl söyleyeceksin bittiğini?
Şimdi etin acınmadan delinmiş, çürümeden dökülmüş
Nasıl görmezden gelirsin düşe çağıran dizemi?
Bütün hüznümü geriye bıraktım bugün. Havayla yüreğim arasında ne bağlantı varsa kopardım. Kötümser düşüncelerin pençesine yakalatma yakanı, dediler. Ben de öyle yaptım. Önce ellerini bağladım, sonra boynundan yüklenmeye başladım. Aklımdan çıkarmama kararı aldım ölürken titreyişlerini görünce. Evet, kötümser düşünceler titreyerek öldü.
O derin denizin içindeyim
Ve göğsümde bir adanın perileri
Başladı inmeye göstermeye kendini. Merdivenlerin arasından, yolların üstünden gelişini izledim. Sana söylüyorum, kutsal olan. Beni duyduğunu biliyorum.
Yalnızca sen anlayabileceksin bunu. O yanmış, hasar görmüş, kesilip delinmiş cesetleri. Onları nereye sakladığımızı, nerelerde parçalara ayırarak, bazen karnımızı da doyurduğumuzu.
Gözüme vuran ışıklardan sarıyorsun beni.
Ve dedi bunları çok hızlı okumalısın ki sözcüklerin arası gözlerinin girebileceği genişlikte olmasın
Ve çok istedi o yüce gözlem armağanının arasında cenneten düşen tohumlar da olmasını
Ve onu hiç istemedi o cilveli adının kulaklara yayılmasını
Ve bu anlık tıngırdayışın bütün eylemlerine yol olsun istedi
Ve bu anlık suskunluk ona büyük geniş ağzının oralarda olduğunu kanıtlamak ister gibi hain gülümsemelerden gülümsemelermişçesine tamam dedirtti
Ve ayak parmaklarının derisinin çok esnek olduğunu anlamak için çekerek kopardı
Şahterenin son günlerine yetişmiş tanınmayan esintiler
Pahanın anlamı sorgulanmaya başlarken
Ardı arkası kesilmeyeceği bilinen saniyeler ve dakikalar
Utanıp yavaşça gitmekte saatleri de yanlarına alırken
Lazım olan ne varsa sana sağlayan küçük ekip
Gerekli şartları yerine getiriyor yani tarih
Yağmurun en iyi özelliği nedir bilir misin
Ağladığında gözyaşların görülmez
Peki en kötü özelliğini bilir misin
Ağladığın gerçeğini değiştirmez
Ve istesen de istemesen de
O yağmur yağar, sen de ağlarsın
Ah yaralı yüreğim
Nerede öğrendin yanlış yazmayı
Başım mı sen mi taktın boynuma yaslı kancayı
Gördüğün ne, sana söylenen
Hem ne duydun da doldurdun yalnız yazmayı
Çıkar onu, istediğin düşü nefesime at
Sırlı bakışlar birçok nehre kudurdu
Sonsuzluk yıktı, düşünce durdu
Sakin şekilde deldi geçti koskoca kurdu
Sözcüklerden kırık kollu denizciye koskoca ordu
Sayılmamalı denen yaşanmışlıklar bir bir reddedildi zaman dondu,
Silinip giden çizgiler alnımızdan süzülüp aktı tıpkı bir nefes su
On yediden beri fazladan yaşıyorum,
Yanmaya kasları olmayan bedenimin
Körpe erkesini arkamda bıraktım
Yirmi sekiz kasım çiçeği bezenmiş kapının tanında acıkmıştım;
(Çünkü toprak kokulu ülkülerden biten çimenler kopmuştu güzün.)
Şimdi kanımla ben yaşlanıyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!