Bugün günlerden hayal ertesi
Aylardan rüya,
Sevdamın narında sende yanmıştın
Sevmiştin güya,
Bilirim ki dün dündür, bugünse bugün,
Konuşmakla aşılmaz diller
****
___BOŞANDIM__
Boşadım ilham perilerini... Sabahtır buruşturup attığım bu kaçıncı kağıt bilmiyorum ama mısraların bana kırgın olduğu aşikar. Eskiden böyle hüzünlü ve böyle ağlamaklı olduğum vakitlerde bütün ilham perileri gelirdi ziyaretime. Mısralar yanı başımda olurdu hep. Tavşan kanı çayımın yanına birde sigara yakardım. Koşarak peyda olurdu kalem ellerimde. Kelimeler dans ederek düşerdi satırlara. Şimdi ceketimin cebinde asılı durmaktan ve mesai giriş- çıkış imzası atmaktan başka işe yaramıyor kalemim. Bu vakte kadar çok mu hızlı yazdım bilmem ki? Hani şu hız ve seyreklik meselesi takıldı kafama.
Belki de başından beri hak etmediğim bir sıfattı şairlik. Öyle ya böyle bir iddiam yoktu dersem kendimi kandırmış olurum. Tükendi beklentilerim... ben artık şairde değilim. Kağıtları buruşturup atan, kalemi elinde evirip çevirip masaya bırakan ve boşanmış biriyim perilerden.
Ben “CAN” lar dergahında
Yürekleri öfkeliler mekanında
Ve özverinin sofilik zamanında geldim dünyaya.
Ellerim göğe açık ve Yaratan’ dan dilerim
Kamçılansın ta ki ölene dek ilkelerim.
Hudutlara yan çizdim
içine kapattı ümitlerini
Aç kaldı, aç komadı bekleyenini
Asgari mutluluklarla yetindi
İşçiydi...
Ya iflas ederse teveccüh. Kansız bir işgalin ortasında kalırsa sesim. Ya susarsam. Belki akidelerin tükendiği yerde taassup ve tevazu lehine açılırsa davalar. Kaybederse her zaman kaybetmeye yetim insanlar. Tarihlere bölünen çağlar arasında ilkellik ve medeniyet tartışmalarına nokta koyma kudretine sahip bir millet olma çabası veren üç beş adam! . Sürgünlerin arasından şahlanan yürekler. Kıblegaha yönelmeye soğumuş töreler. Eline bir kavramını tutamayanların ikili meşvereti.
Boynu bükük bir davanın hiç solmayan gülleri. Ümmet gibi...
Nerdesin Ey Nebi! ...
Koca bir orman arasında yanıp kül olmuş muhataplığımıza şefaat gönder. Secdeye varmayı unutmuş alınların gölgesinde solmuş benizlerimize ışık ver. Ver ki tek olan ölümü güzel kılan Mevla’m huzurunda yüzümüz ak, umutlar berrrak.
***
_____YAKTI _____
Başkent göbeğinden vuruldu akşam,
Yürekleri yaktı, özleri yaktı.
...........Ne istiyorsunuz benden, aldığınız yetmedi mi?
Bıkmadınız istemekten size borcum bitmedi mi?
Yıllar! ......................
Gelmeden adımı aldınız,
Aldınız daha sinesini tatmadan annemi, adını bile bilmediğim babamı,
Biz senden geldik ki dönüş sanadır
Bir yürek verdin ki coşar hep Mevla’m
Var ettiğin her şey eşsiz ranadır
Bu gönül aşkınla koşar hep hep Mevla’m
/ Nikotinle paylaşıyorum yalnızlığı.../
Adına yalan dediğim varlığımın öfkesi...
ve yaşamımın başlayıp bitemeyen satırları...
karalama kağıtlarına gölgesi düşen sevdam,
kaybettiğim......
Konya’dan İzmir’e, Ordudan Van’a
Ne güzel yerdir bizim memleket!
Nemrut Adıyaman, Kozan Adana
Ne güzel yerdir bizim memleket!
Ankara’da Tunalı, İzmir’de Konak
yiğitlerin öyküsü şehit anaları boynu bükük kuzular o kadar içten ve samimi ki okuyup tutulmaz gözyaşları düğümlenir boğazıma tebrik ederim yüreğinize kaleminize sağlık
Sunduğum aşk şerbetidökülürken bardaklardan, bir selam sesi gelir görmediğim çardaklardan.
Sunduğun aşk şarapları bardaklardan dökülmüyor genç şair, dudaklarda defalarca yudumlanıyor ve haklısın bir alkış sesi geliyor görmediğin çardaktan..Gönlünü ve o güzel gönlü bizlerle paylaşan kalemini ku ...
Bir sürgün....
Aşkmıydı gördüğüm bugün....
Değil yanan yürek acısıydı...
Dizeler dile gelmişti
Anlatıyordu sanki yaşananları
Yarın,bugun ve dün...
Yüreğini gördüm üstadım...
Okudum ya satırı satırına bir çok seyi
Etkilenmedim değil sözlerden,
Dün zaten g ...