Küçük yaştan itibaren şiire olan ilgim hiç azalmadı. Nazım Hikmet, Atilla İlhan gibi büyük şairlerin eserlerinden ilham alarak, kendi şiirlerimi yazmaya başladım. Şu ana kadar 80’e yakın şiir yazdım ve bunlar benim için çok değerli. Şiirlerimi çoğunlukla kendi iç dünyamdan, yaşadığım duygulardan beslenerek yazdım. Bu yazıyı, yazdığım şiirleri paylaşmak, önerilerinizi ve eleştirilerinizi duymak için paylaşıyorum. Fikirlerinizi duymak, benim için çok kıymetli olacak.
Sabahları erken uyanırım,
rüzgâr yüzüme vurur,
kahve kokusu gelir kıyıdan.
Kimse bilmez beni,
biraz gürültü, biraz telaş arasında kaybolurum.
Penceremin buğusunda sakladım seni.
Dededen kalma antika bir halının eşsiz nakışında.
Görenler deli olmalı seni oralarda.
Akıl işi değil benimkisi oysa..
Buzdolabımda hâlâ duruyor parmaklarının izi.
Sanirim bu sefer unuttum seni.
Artık deli demiyorlar bana,
Adın geçmiyor mısralarımda,
Sesin plaklarda çalan eski bir anı gibi.
Haziran’da kar mı yağarmış diyorlar,
Sahi, onlar da üşümüyor mu benim gibi?
Ellerim buz, ayaklarım donuk,
Tüm bedenim titrek bir kış gibi.
Haziran ayında toprağıma düşen
ilk yağmur tanesi—
sessiz bir veda gibi.
Saat 04:20.
Ezan semaya yükselirken,
Musa sokakta, ayakları taş döşemeye sert basıyor.
Bugün farklı bir sabah.
Bugün elleri çalışmak için değil, bir şeyleri değiştirmek için kalkacak.
Körebe mi oynuyoruz seninle?
Bitmedi hâlâ bu oyun.
Ne zaman açayım gözlerimi,
Yoksa cidden gittin mi?
Yaptın mı bunu bana?
Bu sabah yedi buçuk gibi, gözlerimi erkenden açtım.
Her yer masmavi, yeşillikler, kuşlar ve böcekler uçuşuyor etrafımda.
İçimdeki seni görsen, dünya bir başka güzelleşir.
Rüzgarın taşıyamadığı kelimeler, kulaklarımda yankı buluyor.
Bugün, en çok seni severek uyandım.
İçimdeki Sen
Bir güvercinin kanat çırpışı—
denizin dalgalarıyla dansı
ve saçlarının siyahında
sessiz bir ritim
içimdeki sen.
Saydım geriye doğru,
gözlerim kapalı,
sağım solu sobe—
ama sen yoktun.
Nasıl gizlendin böyle?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!