Bazen, ne ağır gelmekte yüreğe, şu aşk denilen haller.
Bazen de
ne eksik hissetmekte kendini aşksız ve bitap düşmüş halde olan yürek,
kaç atasözü dile gelse,
kaç dua eşlik etse,
kaç kutsal sözcük ile dolansa da dile.
Hadi ben yangınındayım AŞK’ın.
İçim coştukça coşup yağıyor gözkapaklarımdan yüreğime.
Sana ne oluyor üzerimi örten gökyüzü.
Sen neden iki gündür durmadan yaşlar döküyorsun üzerime.
elekten sardunyalar eledim
tel tel çiğdem çiçekleri döküldü
leğende kardelenler yıkadım
sıktığımda menekşeler damladı
Hayat paylaşınca güzelmiş. Paylaşacak SEVGİ’si olanlar çıksın ortaya, Katık edilmiş herşey tükenir gider, dostluk ve sevgi ile dolan bir paylaşım an be an seninle olur. SEVgini paylaş ve büyüt kendini…
Bu gece,
diğer tüm geceler gibi oysa,
saatler 22:55,
dışarıda sıcaklık 9 derece,
içeride Ajda Pekkan’dan Sevdalı Başım.
Bardağımda kalan dudak izlerim,
Gidenler, gelenler, kalanlar, izleyenler ve görenler, duyanlar ve hiç olanlar. Kimi sisler ardına gizlenmiş yalnızlığına düet yapar. kimi yola düşmüş kalabalığında yitirir kendini. yollarda ayak izleri var geçmişten geleceğe gibi görünen oysa gelecekten AN’ları çalıp günü kurtarmaya çalışan. Bir orman yansa, teknesinde balık kızartır düşlerim.
Ağaçlar devriktir, cümlelerimden hasretini yüklemiş halleri ile, küfesindeki sırlarıyla bir sarı papatya düşer gözlerime, ayaklarım karlı dağlara dolanır. Durma öyle yüreğini avuçlarına alıp başında dünyayı taşırcasına. Üzerindeki güneşin farkında ol, sen gece siyahı saçların ile karanlığında olsan bile yaşamın üzerinde yaşamdan alınmış gündüzü taşımaktasın çocuk.
Resimlerde uzaklara bakıvermekte bir erdemdir, bir insan olarak ya da bir köpek olarak, baktığın yerde değilse de mutluluk, gördüğün ve dokunduğun yerdedir muhakkak.
Bakma böyle esip gürlediğine gecenin,
öyle usul usul bir dinginliği var ki gökyüzünün
içinde
haksız kazanç elde eden
aşk artığı sözcükler ile dolanıp duran
yüreğimden kopup gelen heceler
Bana; kendimi verdi Yaradan. Sonra kulları paylaştı onu annesiyim ve babasıyım diyerekten, sonra toplumu, sonra, işverenleri, siyasetçileri, seviyorum diyen herkese bir parça giden varlığımdan bana kalan kocaman bir sAnCI idi.
Gülümseyişimi cebimden çıkardım şimdi saltanatını sürmekteyim yAlNızlığımın.
eskiden böyle değildik
sonradan acımsı tatlar bırakmaya başladı hayat ağzımızda
şimdi kuru topraklara talim edilmiş boy sürgünlerindeyiz
bir sırık dikilir yanı başımıza
ona göre boy verir ona göre şekilleniriz.
özümüzü toprakta koruruz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!